Deepfake teknolojisi bir süredir kafaları karıştırmaya devam ediyor. Geçen günlerde Ziraat Bankası’nın yayınladığı bir reklam ise bu konunun daha önce pek de konuşulmayan bazı noktalarını gün yüzüne çıkarttı. Bir banka reklamında Kemal Sunal ismini görmek kimilerince tuhaf karşılanırken ünlü aktörün sesi, yüzü, mimikleri, hatta kimi replikleri yeniden tasarlanarak bir pazarlamanın parçası hâline gelince tepkiler de gecikmedi.
Sinemamızın özel isimlerinden birisi olan Kemal Sunal, yarattığı tiplemeler ve yer aldığı eşsiz yapımlarla daima aklımızda olacak bir isim. Usta aktörü 2000 yılında kaybetmiştik. Şimdi ise oyuncunun ölümünden 20 yıl sonra, kendisini yeni bir yapımla tekrar ekranlarda gördük. Ancak duruma tam anlamıyla “kendisi” demek güç. Çünkü aktörün yüzü “deepfake” teknolojisi kullanılarak günümüze getirilmişti.
Bilmeyenler için Deepfake, mevcut bir görselde yer alan bir kişinin yapay sinir ağları kullanılarak başka bir kişinin görüntüsü ile yer değiştirilmesini sağlıyor. Örneğin sizin yüzünüz, bu teknoloji sayesinde çok sevdiğiniz bir filmin başrol karakterinin yüzüne oturtulabiliyor. Elbette bu teknoloji “isteğiniz dışında” kullanıldığında ortaya çeşitli etik ve hukuki problemler çıkabiliyor.
Deepfake Kemal Sunal Reklamı | İZLE
2012 Production tarafından geliştirilen reklamın yönetmen koltuğunda ise Şenol Korkmaz oturuyor. Ziraat Bankası için hazırlanan reklamda Kemal Sunal’ı meşhur gülüşü eşliğinde yeniden izleme fırsatı buluyoruz.
Böyle ticari bir çalışmada, oyuncunun varislerinden izin alınması, ödemeler yapılması teknik olarak çok normal. Kimileri ise bu reklamda yalnızca oyuncunun varisinden değil, aynı zamanda Kemal Sunal’ın canlandırdığı “İnek Şaban” karakterinin de haklarını elinde bulunduranlardan izin alınması gerektiğini düşünüyor.
Deepfake Teknolojisi Geleceğin En Büyük Tehlikesi Olabilir mi?
Her iki ihtimalde de oyuncunun yüzü, varislerinin rızası ile çağdaş bir yapımda karşımıza çıkmış oluyor. Bu da ortaya başka sorunları getiriyor: Yalnızca yarattığınız eserlerin kullanımına değil, kendi “yüzünüzün” kullanımına da siz öldükten sonra varislerinizin karar verecek.
Peki kişi öldükten sonra ona ait yüzün bir banka reklamında, bir sinema filminde, bir siyasi toplantıda ya da alelade bir videoda kullanılmasını istemiyor olabilir mi? Varisler, kişinin bu “hakkını” elinden almış olmuyor mu? Ya da diğer açıdan bakarsak “artık kamuya mal olmuş bir kişinin”, kamudan esirgenmesi doğru mu?
Konuya dair kanunların gözden geçirilmesi kuşkusuz yakın zamanda bir gereklilik haline gelecek. Ancak ortaya çıkacak sonuç herkes için tatmin edici olacak mı, bunu hep birlikte göreceğiz.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Deepfake teknolojisi gerçekten de söylendiği kadar istismara açık bir alan mı? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.
Çok enterasan yerlere gidiyor bu deepfake olayı ama önüne geçmek zor.
Bence yaptıkları iş doğru değil. Teknoloji kötüye kullanılmamalı.
Böyle güzel değerlerimiz saçma sapan reklamlarda saçma sapan projelerde kullanılmamalı. Bunun bir sınırlaması olmalı.
Düşünce güzel fakat aşırı yapmacık buldum ve duygu istismarı olarak görüyorum. Vârisleri onay verdiyse kimse bir şey diyemez ama gerçekten bu adamın gülüşünün banka ile ne alakası var? Bağı kurabilen ulaşsın bana.
Güzel kadınların alakasız reklamlarda oynatılmasına benziyor. Ürünü oyuncunun güzellik, güvenlik, samimiyetiyle baÄdaÅtırmaya çalıÅıyorlar.
Yapmacık konusunda katılıyorum.