Sinemada kötü karakter denilince herhalde aklımıza gelecek ilk isimlerden birisi Joker olur. Bunun sebepleri arasına Joker’in karakter özellikleri, temsil ettiği değerler, tam anlamıyla düzenin karşısında konumlanışı gibi etkenler koyabiliriz.
Bir diğer etken de Joker’e hayat veren isimler. Ünlü oyuncu Jack Nicholson 1989 yapımı Batman filmiyle, Mark Hamill ise o meşhur sesiyle Batman çizgi filminde kötü palyaçoyu ekranlara taşımıştı. Ama bir isim oyunculuğuyla Joker’i farklı bir konuma çıkardı: Heath Ledger.
Ledger, The Dark Knight filmindeki oyunculuğuyla Joker’i sıradan kötü adam rolünden sıyırarak daha etkileyici bir karaktere büründürmüştü. Her zaman herkesten iki üç adım önde, daima alaya vuran bir deliye. Şaşırtıcı olan, Joker rolü için Ledger ismi ilk açıklandığında Batman hayranları hayıflanmış, pek azı onu role uygun görmüşlerdi. Ancak filmin yönetmeni Christopher Nolan karşısındaki potansiyeli bilerek ondan tüm zamanların en başarılı kötü adamlarından birisini çıkarttı.
Heath Ledger, The Dark Knight’ta yer almadan önce çizgi roman uyarlamalarında hiç oynamadı. Sebebi ise Ledger’ın o zamana kadar bu türden nefret etmesiymiş. O dönemde piyasaya yeni çıkmaya başlayan süper kahraman filmlerinin kalitelerini düşünürsek çok da haksız sayılmaz. Ledger, 2006’da Dark Horizons‘la yaptığı söyleşide şöyle de bir demeç vermiş:
Heath Ledger: “Aslında çizgi roman uyarlamalarından nefret ederim”
“Aslında çizgi roman uyarlamalarından nefret ederim, günahım kadar sevmem, bana çok sıkıcı ve aptalca gelirler. Ama Christopher Nolan’ın Batman’le yaptığı şey gerçekten iyiydi, yönetmenliği oldukça başarılıydı ve Christian Bale de oyunculuğuyla harikaydı.”
Nolan’ın yönetmenlik koltuğuna gelmesiyle fiyaskoyla sonuçlanan Batman & Robin serisi sıfırlanmış, psikolojiyle gerçekçiliği harmanlayan yeni bir seri ortaya çıkmıştı. Türe yeni bir anlam kazandıran bu seride Ledger’a önerilen Joker rolü ise klişelerle dolu, yapmacık bir kötü adam değil, etik eylemleriyle Batman’i sınayan uslanmaz bir sosyopatttı. Hal böyle olunca oyuncu da teklifi geri çevirmemişti.
İyi ki de çevirmedi. Çünkü bizlere unutulmaz bir Joker bıraktı. Joker’i bir kişilikten ziyade bir fikir olarak tasvir etti. Böylesine bir karakter yaratımında Nolan Kardeşler’in de payı göz ardı edilemez. Ancak Kara Şövalye’deki Joker’i bir ikon haline getiren Heath Ledger’ın performansıydı.
Ledger, 2008 yılında film daha vizyona girmeden önce intihar ederek trajik bir şekilde aramızdan ayrıldı. 2009’da ise, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ı ona verilerek anısı yâd edildi. Biz de kendisini buradan anıyor, sinemaya kazandırdığı Joker tiplemesi ve daha nice oyunculukları için ona teşekkür ediyoruz.
Kaynak: ScreenRant
Jack Nickholsen ve Heath Ledger efsane Jokerlerdi.