Pek çok ödüllü filmin altında imzası bulunan yönetmeni ve yapımcı Martin Scorsese, Marvel tarafından hazırlanan filmlerin ‘sinema olmadığını’ ve daha çok eğlence sektörü için ait hazırlanan oyun niteliğinde uzun metrajlı gösteriler olduğunu belirtti.
Başarılı yönetmen bu tartışma yaratacak cümleleri, Netflix’te yayınlanacak The Irishman filmi için Empire Dergisi’ne verdiği röportajda söyledi. Bildiğiniz gibi The Irishman filmi, Scorsese’nin önceki filmleri Goodfellas ve Casino yıldızlarını tekrar bir araya getiriyor.
Taxi Driver ve The Departed gibi ünlü filmleri de yönetmiş Scorsese’ye tüm dünyada her geçen gün daha fazla seyirci kitlesine sahip olan süper kahraman temalı filmler ve özellikle Marvel Sinema Evreni hakkında sorular soruldu. Kendisi de filmlere gitmeyi denediğini, fakat insani duyguları anlatan yapımlardan ziyade bir oyun olarak gördüğü bu yapımları bir türlü izleyemediğini, bunu başaramadığını itiraf etti.
Marvel Yapımları Sinema Filmi Değil
Martin Scorsese, filmlere gitmek istediğini hatta bunu denediğini ama bir türlü yapamadığını söylüyor ve bunun sebebini de onları sinema filmi olarak görmediği olarak açıklıyor. Marvel filmleri hakkında, yapılabilecek en iyi tema gösterisi ifadesini kullanıyor. Duygusal, psikolojik deneyimleri başka bir insana aktarmaya çalışan insanların sineması olmadığını da sözlerine ekliyor.
Ünlü yönetmenin bu görüşü tartışmaya açık cinsten. Sonuçta izlemediği filmler hakkında duyguyu seyirciye aktaramadığı gibi kesin bir ifade kullanıyor.
* Joker Filmi Yönetmeninin Yaptığı John Wick Kıyası Tepki Çekti
Çok doğru söylemiş. Tek istisnası: Logan. O tek gerçek Marvel filmiydi.
I’m Groot. I’m Groot
Aslında tabi ki sinema, ama o bildiğimiz sinema ruhu yok bu filmlerde.
Aslında yazıda da söylenildiği gibi, izlemediğimiz birşey üzerine yorum yapmak ne kadar doğru sayılabilir? Yani bu yemediğimiz bir yemeğin tadı nasıl diye sorulduğunda çok tuzlu olmuş beğenmedim demek gibi birşey bana göre. Ayrıca insanların bu konuda biraz fazla eleştirel yaklaştığını düşünüyorum. Tabiki bu da bir sinema filmi ve söylenilenin aksine izleyicide hüzün, heyecan, mutluluk ve benzeri birçok duyguyu hissedebilmek mümkün. Örnek vermek gerekecek olursa Endgame’deki savaş sahnesi en azından benim için çok etkileyiciydi. Doğru gördükleri bir amaç uğruna pes etmeden savaşan bir grup süper insanı izlerken aynı zamanda onların süper kahramandan ziyade bir insan oldukları düşüncesi çok güzel işlenmişti. Fantastik olmasından ziyade bu bağlamda insani duygular bana daha çok hitap etti bu filmde. İzlediğimiz grafik ve efekt olayları tabikide işin görsel şölen boyutu. Yani kısaca söylemek gerekirse bir filmin sinematik olarak değerlendirilebilmesi için illa da kült eserlerin izlerini taşımasına ya da onlar gibi değerlendirilmesine gerek olmadığını düşünüyorum. En nihayetinde bu sanat ve sanat içerisinde her zaman birçok boyutu taşır. Çok spesifik özellikleri dışında şöyle şöyle olmalı diye mutlak bir gerçek söylememeliyiz gibime geliyor.
Bana harry potter okumayanların “ergen işi popüler kültür ürünü yeeaaa” diyenleri hatırlatıyor tavrı. Aynen abicim sen ve senin neslin sinemanın tanrılarısınız. Sizin sinemanızda bu varlıkların yaşama hakkı yok