in

“O” (It) Filminin İlk İnceleme Notları Gayet İyi

Stephen King’in “O” romanından uyarlanan film için ilk incelemeler gelmeye başladı. Ortak kanı başarılı bir uyarlama olduğu yönünde.

it o stephen king
- Reklam -
- Reklam -

Palyaço Pennywise’ın ekranlarda ikinci kez dehşet saçmasına artık sayılı günler kaldı. Yurt dışında yarın, ülkemizdeyse 15 Eylül’de gösterme girmesi planlanan “O” için heyecan dorukta. Gelen ilk incelemeler de bu heyecanı körükler nitelikte.

Geçtiğimiz gün usta yazar Stephen King’in film hakkında yaptığı olumlu yorumlardan sonra beklentilerimiz iyice artmış, nasıl bir yapım beklememiz gerektiği konusunda az çok fikir sahibi olmuştuk. O‘yu önceden izleme şansı bulan eleştirmenlerin ilk yorumları da üstadın dediklerini doğrular nitelikte. Ortak kanı filmin “başarılı bir Stephen King uyarlaması” olduğu yönünde. Öte yandan Pennywise‘ın sahne aldığı korkutucu sahnelerden ziyade, Kaybedenler Kulübü üyelerinin arasındaki ilişkinin ön plana çıkarıldığı bölümler daha büyük beğeni toplamış.

Aşağıda spoiler içermeyen yorumlardan birkaç alıntıya yer verdik. Film izleyicileri oldukça etkileyecek gibi ama beklenilenden biraz farklı bir biçimde.

- Reklam -

Collider – Matt Goldberg

Film izleyicilerinin kana susamışlık duygularına hitap etmek yerine, korkuyla beslenen bir canavarı yenebilmek için kahramanların yüzleşmesi gereken gerçek ve hayali travmalara odaklanıyor. Heyecanlı, cüretkâr ve beklenmedik derecede duyguyla dolup taşan ‘O’, modern bir korku filminden bekleyebileceğiniz neredeyse her şeye sahip.”

EW – Chris Nashawaty

“O, aslında iki kısımdan oluşan bir film. Açık ara farkla daha iyi olanı (ki gerçekten çok iyi) ‘Benimle Kal’ filminin daha karanlık bir versiyonu gibi hissettirendi: Yedi sevimli serserinin etrafta bisikletleriyle gezinmesi ve korkularıyla birlikte yüzleşmesiyle ilgili nostaljik bir yetişkinliğe geçiş hikayesi. Bir parçam Richard Dreyfuss’un ‘Ve bu hayatımın en güzel yazıydı…’ demesini bekledi. Daha az başarılı olan kısmıysa Pennywise’ın ifşa edildiği yerlerdi. Onu ne kadar çok görürsek korkutuculuğu da o kadar azalıyor. Palyaçolardan gerçekten korkmuyorsanız, bir süre sonra karikatür gibi görünmeye başlıyor.”

The Wrap – Dan Callahan

“Karakterler bir kez belirlendikten sonra Muschietti setin önemli parçaları hakkında istediği gibi oynama yapmakta özgürdü ve film de sonuçta olması gerektiği kadar korkunç oldu. […] Önceki filmde kullanılan özel efektler artık çok ilkel görünüyor. Muschietti de günümüz efektlerinin avantajını kullanmış ama Pennywise’ın da şeytani bir insandan ziyade bir özel efekte benzemesi bir hata gibi hissettiriyor.

Skarsgård filmin büyük bir kısmında makyajının altında gömülü kalmış ve filmin sadece son çeyreğinde aktörün konuşmasını, hareket etmesini gerçekten görebiliyoruz. Kusurlarına rağmen bu yeni ‘O’ kitabın ruhunu yakalıyor, özellikle de kötülüğe karşı savaşmak için grup halinde bir araya gelme metaforunu.”

- Reklam -

it losers club

Variety – Andrew Barker

“Muschietti romanın izinden giderek yaratığın özellikleri bakımından ‘Benimle Kal’ gibi bir film inşa etmiş. Oyuncu seçimlerini yapan Rich Delia da büyük bir başarıyla her parçası senaryonun gerektirdiği kadar eğlenceli, rahatsız edici ve empatik bir gençler çetesi kurmuş. Lieberher’ın ve Lillis’in flörtleri sıcak ve inanılırdı. Lillis’in genç Amy Adams’ın yüzeysel bir taklidi olmaktan fazlasıydı. Ama çetenin neşeli muhalifi Richie rolünü oynayan Wolfhard şovun tartışmasız yıldızıydı.”

IGN – William Bibbiani

“En iyi Stephen King filmi olmayabilir (ama oldukça yaklaşmış) fakat büyük ihtimalle Stephen King’in tarzını EN İYİ şekilde yansıtan film bu. Yönetmen Andy Muschietti korku yazarının zahmetsiz melodramını ve agresif psikolojik işkencesini aynı anda çağrıştırmayı başarıyor. Çünkü o bu duyarlılıkların en iyiyi ve en kötüyü birbirinin içinde bulduğunu anlıyor. Kabuslar, mutlu rüyalardan çıktığı zaman daha korkunçtur ve mutlu sonlar da büyük korkuların ardından ulaşıldığında çok daha anlamlı olurlar.”

Nerdist – Rachel Heine

“Film tatmin edici seviyede korkunç olsa da, şovun gerçek yıldızları çocuklar. ‘Benimle Kal’ ya da ‘Bağlılık Yemini’ gibi çocukluk favorilerini anımsatan Kaybedenler Kulübü, kalbinizi sızlatacak kadar gerçekçi karakterlerle dolu. Kavgacı ve olgunlaşmamışlar, delicesine korkmuşken bile zevzekler. Onları izlemek büyük bir keyif ve O’nun terör estirdiği anları bile büyük bütçeli bir korku filminden beklenmeyecek derecede eğlenceli kılıyorlar.


Eh, ilk yorumlar hiç fena değil gibi, siz ne dersiniz? Pennywise tam olarak Tim Curry etkisi yapmayacak gibi görünüyor gerçi ama en azıdan artık ne beklememiz gerektiği konusunda daha çok fikir sahibiyiz. Film, Kara Kule‘nin ardından ikini bir hayal kırıklığını kaldıramayacak gönüllere iyi gelecek gibi görünüyor. Bu arada Muschetti’nin O’nun ikinci filminde de yönetmen olacağını onaylandı. Skarsgard da tabii ki Pennywise olmaya devam edecek. Samimi ve sıcak çetemizin yetişkin versiyonlarını kimlerin canlandıracağı da şimdiden merak konusu.

Ali Yağmur

Çok, çok uzak diyarların yakınlarında bir yerde, düzlüklerin ötesindeki Kaf Dağı'nı düşleyen bir hayalperestti. Her yere koşarak gidebileceğini düşünürdü mesela ya da yüzerek okyanusların geçilebileceğini... Gündüzünün bir parçası yatağında, hayallerle oynarken geçerdi. Uykuyu da rüyaları da severdi. Ne var ki kurduğu hayaller, o büyüdükçe sevdiği rüyalar gibi soldu. Beyni bir diktatör gibi onu gütmeye başladı. Bir zaman, iflah olmaz gerçekçilerden oldu. Hatta matematik öğrenip, büyük adam olmaya bile çalıştı. Çalıştı çalışmasına da bir istikamette sadık olmayı beceremedi. Beyaz bir sayfa açıp, eline de kalemi aldı. Sonra... Eh, sonrası yok, Michael Ende'nin de dediği gibi: "Bu başka bir öykü ve başka zaman anlatılmalı."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Buz ve Ateşin Dünyası - George R.R. Martin

Buz ve Ateşin Dünyası Ön Siparişe Açıldı

rabarba soylesi afis ust

İthaki Akademi’de Rabarba ile Distopya Sineması Söyleşisi