2017, dizi ve film sektörü açısından Stephen King için oldukça hareketli geçti. Sis, Oyun, O, Kara Kule… Üstadın pek çok eserini büyük ve küçük ekranlarda izleme şansı bulduk. Bunlardan kimini sevdik kiminiyse hiç beğenmedik. Ama içlerinde bir tanesi var ki yazarın neredeyse tüm hayranları için büyük hayal kırıklığı oldu: Senelerdir beklediğimiz Kara Kule (The Dark Tower) filmi.
Zaten oyuncu seçimleri açıklandığı andan itibaren hepimizi bir endişe alıp gitmişti. Gelin görün ki Stephen King yaptığı olumlu yorumlarla ümidimizi bir parça da olsa korumamızı sağlamıştı. Eleştirmiyor muydu? Evet, üstü kapalı olarak… Ama filmi sevebileceğimizi umduğunu da söylüyordu. Eh… Film daha gösterime girmeden, izleyicilerin ne tepki vereceğini bilmeden olumsuz yorum yapmadığı için onu kim suçlayabilir ki? En nihayetinde zevkler ve renkler tartışılmaz; tek bir kötü eleştirisi kimsenin izlemeye tenezzül etmemesine sebep olabilirdi.
Gelgelelim Kara Kule filmi 2017’nin en kötü yapımları arasında yer almaktan kurtulamadı. Rotten Tomatoes adlı dünyaca ünlü film eleştirisi sitesinde %16 gibi inanılmaz düşük bir skor aldı, dahası çekimler için 60 milyon dolar harcanmasına rağmen Amerika’da sadece 50 milyon dolar gişe hasılatı elde edebildi.
Entertainment Weekly dergisi geçtiğimiz günlerde bu konu hakkında Stephen King’e bazı sorular sorduğunda üstat da bu kez lafını sakınmamış ve yaşananları bir bir dökmüş:
“Bence asıl sorun stüdyonun talimatı üzerine filmi 13 yaşa uygun bir şekilde çekmeye çalışmalarıydı. Her yaştan insanı filme çekmek istediler, yani 12’den başlayıp hedefleri artık neyse o yaş aralığına kadar herkesi. 12 ile 35 diyelim. İstedikleri şey buydu. O nedenle PG-13 olmak zorundaydı ancak bunu yaptıklarında eserin tüm sert yanlarını ortadan kaldırmış oldular. O nedenle insanlar filmi izlemeye gittikleri zaman, ‘Şey, evet ama bu filmde daha önce görmediğimiz hiçbir şey yok,’ dediler.”
Stephen King, Sony’nin Kara Kule’yi sadece tek bir film olarak değil, diziler ve yan ürünlerle desteklenecek uzun soluklu bir markanın ilk adımı olarak da düşündüğünü de belirtmiş. O nedenle filme ortalardan bir yerden başlama kararı almışlar. King tüm bunların sebep olabileceği sorunları gördüğünü, bu konuyla ilgili stüdyo yetkilileriyle konuştuğunu ama hiçbir sonuç elde edemediğini de sözlerine eklemiş.
“Bu tıpkı lastik bir yüzeye yumruk atmaya benziyor. Elleriniz gerisingeri sekiyor; hiçbir şey hissetmiyorsunuz ama hiçbir ilerleme de kaydedemiyorsunuz. ‘Eh, izleyicilerin kafası bayağı karışacak,’ diye düşündüm ve aynen de öyle oldu.”
Bununla birlikte daha önceki bir röportajında Idris Elba’nın Roland Deschain rolüne seçilmesiyle ilgili hiçbir itirazının olmadığını da söylemişti kendisi. Hatta “Neden Game of Thrones dizisindeki karakterlerin hepsi İngiliz?” diye de bir eleştiride de bulunmuştu.
King ileride bir gün yeni bir yönetmenin Kara Kule’yi tekrar filme almayı deneyeceğini ve bu kez yetişkinlere yönelik bir iş çıkaracağını umduğunu da söylemiş. Ama o zamana dek Sony’nin bu seriye bir süre daha dokunmayacağı kesin gibi görünüyor.