Tim Burton filmlerinde tuhaf ve tekinsiz imgeleri sık sık yineliyor. Bunlar arasında izleyicilerin karşısına en çok çıkan temsil ise ölü köpekler. Peki, ünlü yönetmenin bu tercihinin altında nasıl bir motivasyon yatıyor?
Frankenweenie ve Corpse Bride (Ölü Gelin) En İyi Animasyon Filmi dalında Oscar’a aday gösterilen Tim Burton; kendine has tarzıyla anlattığı karanlık masallarla biliniyor. 64 yaşındaki Amerikalı yönetmenin filmlerinde sıklıkla yer verdi ölü köpekler de bu masalların en tuhaf detayları arasında yer alıyor.
Burton; Charlie and the Chocolate Factory’deki (Charlie ve Çikolata Fabrikası) Willy Wonka’dan Big Fish’teki (Büyük Balık) Edward Bloom’a kadar kendi kara mizahını ve kasvetli estetik havasını yansıtabileceği birçok özgün karaktere sahip. Ancak yine de filmografisindeki en karanlık mezarlardan birisi de yinelenen ölü köpeklerden geçiyor.
Tim Burton Filmlerinde Ölü Köpek Motifi Neden Bu Kadar Sık Tekrarlanıyor?
Yönetmenin bu konudaki en bilinen işi 2012 yılında vizyona giren korku ve komedi animasyonu Frankenweenie. Hikâyenin ana kahramanı, sevgili köpeği Sparky’yi yeniden canlandırarak kadere ve ölüme meydan okuyor. Geri dönen köpek ise Frankenstein’ın laneti için bir metafor hâline geliyor. Odak noktasının ölü bir köpek olduğu Frankenweenie dışında, Burton’ın yardımcı karakter olarak bu motife yer verdiği başka yapımları da bulunuyor.
Frankenweenie’de ana karakterin kederi ölü bir köpekle sembolize edilirken 2005 çıkışlı Corpse Bride animasyonunda da, ölmüş bir köpek geçmişe bir pencere açmak üzere yapımdaki yerini alıyor. Scraps adlı bu hayvan, ana karakterin geçmişiyle kurduğu bağı temsil ediyor.
Bir başka örnek ise Tim Burton tarafından yazılan ve Henry Selick tarafından çekilen 1993 yapımı The Nightmare Before Christmas (Noel Gecesi Kâbusu). Bu yapımda Jack Skelington’ı her zaman doğru yöne yönlendirmeye çalışan Zero adlı hayalet bir köpek yer alıyor.
Bununla birlikte Tim Burton imzalı 1992’deki Batman Returns (Batman Dönüyor) de eskiden Max Shreck’in evcil köpeği olan Heraldo adlı doldurulmuş bir Chihuahua cinsine ev sahipliği yapıyor.
Ölü Köpekler Neyi Temsil Ediyor?
Corpse Bride’daki Scraps, Ölüler Diyarı’ndan bir köpek iskeleti olarak görünürken, Frankenweenie’nin Sparky’si, Frankenstein’ın etli, birbirine dikilmiş, ölümsüz tasarımını bünyesinde barındırıyor.
Buna karşılık, The Nightmare Before Christmas, Zero’yu Jack tarafından mezarından çağrılan ölü bir köpeğin ruhu olarak sunuyor. Öte yandan Batman Returs’ten Heraldo, Shreck’in rafında dondurulmuş bir parça olarak oturuyor ve kendisinde herhangi bir öte dünya çağrışımı bulunmuyor.
Farklı formlara ve anlatı temellerine sahip olmalarına rağmen, Tim Burton’ın ölü köpeklerinin bir ortak noktası bulunuyor: Her biri, insan-köpek ilişkilerinin özünü yakalıyor.
Tim Burton yapımlarında ölüm genellikle intikam ve yalnızlığın gotik belirsizliğini keşifte yardımcı bir rol üstleniyor. Köpek karakterler; insan-köpek bağının masumiyetini ve saflığını ortaya koyuyor. Bu sayede Burton’ın kasvetli ve karmaşık anlatılarına somut bir gerçek dünya duygusu katıyor.
Batman Returns’te film süresi boyunca Max Shreck’in Chihuahua’sıyla ilişkisine herhangi bir vurgu yapılmıyor. Ancak acımasız düşmanın karakterini ortaya koymak için dosyaların parolasında, ölü köpeğinin ismini kullanması Max Shreck’i biraz daha insancıllaştırmaya yardımcı oluyor.
Travmatik Deneyimler, Gotik Korkuyu Şekillendiriyor
Tim Burton, bir röportajında Frankenweenie’nin 10 yaşındayken ölen köpeği Pepe’ye bir övgü olduğunu doğrulamıştı. Yönetmen, evcil hayvanını kaybetmeyi travmatik olarak tanımlarken ilişkinin içerdiği duyguların son derece doğal olduğunu ve hemen herkeste bulunduğunu kaydetmişti. Tüm bu süreç, yönetmenin insan-köpek ilişkilerinin basit doğasıyla gotik korkunun kaosu arasında bir bağ kurmasına yardımcı olmuştu.
Ünlü yönetmenin bu tercihi sizde nasıl karşılık buluyor? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazla sinema içeriği için bizleri Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaynak: Screen Rant
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!