Eski zamanların en gözde kahramanlarından Spawn‘ın ikinci cildi de dilimizle buluştu. İlkinden daha güzel bir şekilde devam ettiğini söylersek yanlış olmaz.
Spawn çizgi roman endüstrisinde, her yönüyle en orijinal karakterlerden biri. Günümüzde formdan düşmüş olsa da çıktığı yıllarda alışılagelmiş süper kahraman çizgi romanlarına karşı bir kale gibi dik durmuştu. 90’lı yılların başında Spider-Man işleriyle ünlenmenin keyfini çıkaran Todd McFarlane, Marvel‘dan ayrılmış ve yeni bir maceraya atılmıştı; Image Comics. Yeni kurulmuş bu çizgi roman yayınevini çoğu kişi iyi yönde olan çok büyük bir gelişme olarak gördü. Nedeniyse basitti; çizgi roman endüstrisinin bir değişime ihtiyacı vardı. Image Comics‘in kuruluşu da zaten daha sonraki yıllarda “Çizgi Roman Endüstrisini Yerinden Sarsan Olaylar” sıralamasında birinci sıraya oturacaktı.
Image Comics‘de artık çizerler ve yazarlar karakterlerinin hakkını yayınevine vermek zorunda değillerdi. Yarattıkları karakterler tam olarak kendilerinindi. Yayınevi sırf satışları yükseltmek adına karakterleri palyaço haline sokmayacaktı. Sadece kendi logoları altında baskı yapacaklardı. Spawn bu fikrin ne kadar başarılı olduğunun bir ispatı olmuştu. Diğer çizgi romanlar gibi janjanlı kapaklara, yanında verilen hediyelik koleksiyon ürünlerine ve daha nice satış politikasına gerek kalmadan çok satanlar listesine girmişti.
Bunun nedenlerini anlatmaya çalışırsak da bu yazı bir haber olmaktan çıkıp tarih yazısına dönüşebilir. Ancak eminim düzenli bir çizgi roman okuruysanız dilimize çevrilen Spawn ciltlerini alıp okuyunca nedenlerini anlayacaksınız.
Spawn‘ın bu cildi yaratıcısı Todd McFarlane‘in yanında usta yazarları da barındırıyor. Neil Gaiman, Alan Moore ve Frank Miller da bu cilde katkı yapmışlar ve ortaya enfes bir okuma şöleni çıkmış. Bu cildin tanıtım bülteni şöyle:
Efsanevi yazar/çizer Todd McFarlane, Spawn ile, ikonik anti-kahramanını dünya üzerine salarak tarihin en başarılı bağımsız çizgi romanını çıkarmaya başlamıştır.
Spawn eşi benzeri olmayan bir kahramandır. Bir hükümet ajanı olan Al Simmons, kendi adamları tarafından öldürülmüştür. Cehennemin derinliklerinden hayata döndürülen Simmons, New York’un yitip gitmiş arka sokaklarını korur. Spawn, geçmişine dair cevaplar ararken, onu yeryüzüne geri getiren karanlık güçler ile de münakaşa eder, düşmanlarıyla savaşır ve kendine beklenmedik müttefikler bulur. Olağanüstü yeni güçlerini dizginlemeyi öğrenirken onu geri getiren şeyin doğasını-ve arkasında bıraktıklarını- tam olarak kavramaya başlar.
Spawn: Klasik Seri Cilt 2, Spawn mirasını oluşturan hikâye ve çizimleri barındırmaktadır. Todd McFarlane’in elinden çıkma inanılmaz detayda çizimler ve öykülerin yanında Alan Moore (Watchmen) ve Frank Miller (Sin City) gibi endüstri devlerinin yaptığı katkıları da içerir.
Her bir cilt, zamanında basılıp tükenmiş altı Spawn fasiküllerinin yepyeni bir tasarım ve formatta basılmış halini içermekte. Bu ciltlere özel bonus içeriklerinde arasında ise, kapak galerileri ve sahne arkasından çizimler bulunuyor. Her ciltte bir de, capcanlı renkler ve yeni, dijital renklendirme ile baştan yaratılmış klasik birer Spawn kapağı bulunuyor.
Arkabahçe Yayıncılık bu cildin orijinaline sadık kalarak bastıysa 10. sayının eksik olduğunu göreceksiniz. Bunun yayınevinin bir hatası olmadığını belirtmek isteriz. 10. sayı hikaye açısından bir bağlılık bulundurmamakta, çoğunlukla Todd McFarlane‘in karakter hakları üstüne yaptığı bazı şeyleri anlatmaktadır. Ve McFarlane o sayıyı kendi isteğiyle tüm ciltlerden çıkartmış, yayınını durdurmuştur.
İkinci cildin çevirisi Cem Demirkan‘a ait. Dilerseniz ilk cildin çeviri ve baskı kalitesi karşılaştırmalı detaylı incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.
Spawn‘ı bayinizden istemeyi ve de çevrenizdekilere önermeyi unutmayınız. İyi okumalar efendim!