Şair, öykücü, çevirmen, yazar ve yayıncı… Edebiyat dünyamızın kıymetli ismi Ülkü Tamer, bugün aramızdan ayrıldı. Acı haberi Barış Pirhasan, Twitter’dan şu şekilde duyurdu:
Ülkü Tamer'i kaybettik… Şu anda düşünmek, konuşmak, yazmak gelmiyor içimden…
— Barış Pirhasan (@barispi) April 1, 2018
- Reklam -
İkinci Yeni‘ye kattığı renk, tiyatrocu kişiliği, Milliyet Sanat‘ta yaptığı benzersiz işler, Mitologya çevirisi, Alleben Öyküleri… Ülkü Tamer‘i anlatmak gerçekten çok zor. Aramızdan ayrılışıyla dünyamız bir kez daha eksildi.
Çünkü böyle isimler göçtüğünde, üşür ölüm bile.
Bir şeyler yazmaya çalıştım ama olmadı. Bu, hiç aklıma gelmemişti.
1 nisan şakası değil değilmi?
“Ülkü Tamer çevirisiyle” diye heyecandan titreyerek neyi anlatacağım ben şimdi? “İyi de bu baskıda çevirmen Ülkü Tamer. Daha neyi tartışıyoruz hangi baskı diye?” diyebilecek miyim bir süre?
Ülkü Tamer, bu dünyadan göçerken hiçbir şey kaybetmedi. Ama onsuz kaldığımız şu zamanda biz çok şey kaybettik. Ne mutlu ki eserleriyle, emekleriyle silinmesi zor bir iz bıraktı.
Gaziantep doğumludur. Alleben öyküleri adlı öykülerinde ki Alleben’de Gaziantep’in ortasından geçen derenin ismidir.
Yaşamak Hatırlamaktır adlı anı kitabı vardır ki oldukça hoştur. Hemşehri olmamızdan ötürü ayrı bir sevgim vardır Ülkü Tamer’e.
Huzur içinde uyusun.
Geceden beri içim buruk. Ülkü Tamer’le daha çocukken tanıştım ben çoğumuz gibi, Felsefe Taşı çevirisiyle. Şairliği, çevirmenliği, zarifliğiyle göçtü gitti; ama hiç de gitmedi aslında. Bir şeyler üretenler, böyle güzel izler bırakanlar hiç unutulmuyor. Yıllar sonra da bir kitabın künyesinde yepyeni bir nesille buluşacak.