Son dönemde süper kahraman filmlerinin değindiği problemlerin dünya ölçeğinden çıkıp kâinatın problemlerine doğru yöneldiğini görüyoruz. Gerek Marvel Avengers: Infinity War, Guardians of the Galaxy ve Thor: Ragnarok gibi filmlerinde, gerekse de DC Justice League ile dünyevi sorunlar ile seyirciyi tatmin edemeyeceklerine kanaat getirmiş olacak ki boyutlar arası süper güçlü düşmanlar ile karşımıza gelir oldular. Fakat, on ikinci MCU (Marvel Cinematic Universe – Marvel Sinema Evreni) filmi olan Ant-Man and the Wasp (Ant-Man ve Wasp) bu döngüyü kıran ve karakterlerinin kendi problemlerine eğilen bir süper kahraman filmi olarak karşımıza çıkıyor.
2015 yılında vizyona giren Ant-Man 109,3 milyon dolarlık bütçesine karşılık 519,3 milyon dolar gişe hasılatı getirerek, Marvel’a epey para kazandırmıştı. MCU içerisinde Ant-Man’e bir devam filminin geleceği bekleniyordu. Kendi “küçük” çerçevesinde epey eğlenceli bir film olan Ant-Man, özellikle başrolde karşımıza çıkan Paul Rudd’ın harikulade performansı ile beğendiğim bir filmdi. Ant-Man ve Wasp ile aynı formülü devam ettiren Marvel, kadroya yaptığı ufak takviyeler ile yine seyir zevki yüksek, keyifli bir film ortaya çıkartmış. Hem de bunu MCU’nun üzerinden Thanos isimli bir tır geçerken yapmayı başarmış.
Önce artılar
Ant-Man ve Wasp, Captain America: Civil War sırasında Captain America’ya yardım ettiği ve dolayısıyla Sokovia Antlaşması’nı çiğnediği gerekçesiyle ev hapsiyle cezalandırılan Scott Lang’in (Ant-Man) dışında, bir operasyon sırasında kuantum evreninde sıkışıp kalmış annesinin izinden gitmeye çalışan Hope van Dyke’ın (Wasp) da etrafında geçiyor. Yani filmimizin gerçekte iki kahramanı var. Bir kadın ve bir erkek. Zaten filmin tüm pazarlama süreci, posterleri ve fragmanları bu mesajı verme üzerine planlanmış. Doğruyu söylemek gerekirse başroldeki Paul Rudd ve Evangeline Lilly ikilisi oyunculuk anlamında filmi mükemmel taşımışlar ve iyi bir uyum ortaya koymuşlar.
Bir kere Ant-Man’in ve dolayısıyla Scott Lang’in son derece espritüel ve komik bir kişiliği olduğunu söylemek lazım. Etraflarındaki diğer komik karakterlerin de katılması ile oluşturdukları sinerji yer yer komedi filmi seviyesine çıkmış. Scott Lang’in iş arkadaşları ve Ant-Man’in alametifarikası büyüyüp küçülme efektlerinin mizah unsuru olarak kullanıldığı sahneler ve o sekanslardaki replikler kırıp geçiren cinstendi. Aksiyon sahnelerinde bol bol kullanılan bu efektler oldukça hareketli ve eğlenceli görüntüler ortaya çıkartmış.
Karınca kararınca
Filmin aile bağları, kişisel çıkarlar ve umutlar üzerine ilerleyen olay örgüsünün fazla insani ve süper kahraman filmi hissinin dışında ilerlediğini eklemek lazım. Bazı anlarda Ant-Man ve Wasp’ın bir Marvel filmi olduğunu unutup, tipik bir Hollywood komedi aksiyon filmi izlediğimi düşündüm. Ayrıca çok fazla yan karakter hikayesinin iç içe geçmesi nedeniyle karakterlere duygusal bağlanma sıkıntısı çektiğimi söyleyebilirim. “Kim iyi, kim kötü, ben kimi tutacağım şimdi?” gibi hislere büründüğüm anlar oldukça fazlaydı. Bu yapımcılar ve senaristler tarafından yapılmış bilinçli bir tercih olsa gerek. Kimsenin saf iyi olmadığı bir film atmosferi yaratılmak istenmiş gibi duruyor. Son dönemde popüler olan anti-kahraman türüne bir örnek olarak düşünebiliriz bu durumu.
Filmin fazla komediye çalan temasını eleştirmek istemiyorum. Sonuçta Thor: Ragnarok, Guardians of the Galaxy gibi felaket anlarında dahi espri yapabilen kahramanlarla bezeli bir Marvel evreni içerisindeyiz. Buradaki problem, tüm hikâyenin dünyada geçiyor oluşu ve sanki dünyadaki tüm salaklar Ant-Man’in etrafında toplanmış gibi bir hava yaratılmış olması.
İçerisinde çok iyi fikirler barındıran bir film Ant-Man ve Wasp. Küçültülen binalar, cebe sığan arabalar, devleştirilen şekerlikler perdeye çok yakışmış. Etkileyici oyuncu kadrosu da cabası. Michelle Pfeiffer, Laurence Fishburne ve Michael Douglas gibi usta oyuncular yan rollerde seyirciyle buluşmuş. “Mid-credit” sahnesi ile birlikte tüm bu MCU’dan kopuk hikâyenin ana olay örgüsünün içine bağlandığını görmek de güzel bir sürprizdi. Memnun oldum bu sahnenin konulmuş olmasından. Keşke Infinity War’da da böyle etkileyici ve merak uyandırıcı bir sahne kullanılmış olsaydı. Oradaki eleştirimde ne kadar haklı olduğumu bu filmde bir kez daha görmüş oldum.
Ant-Man ve Wasp komedi aksiyon türüne iyi bir örnek olmakla birlikte, Marvel evreni içerisindeki kendi küçük hikayesini anlatan sevimli bir film. Marvel’ın bu tarz çıtır çerez filmlere ihtiyacı var. Biz seyircilerin de…
Ana hikayeden uzaklaşıp karakterin kendi sorunlarına dönmesi güzel olmuş bak ^^ Henüz izlemedim ama en kısa sürede izleyeceğim
Ant-Man, Marvel Sinematik Evreni ölçeğinde ilk bakışta önemsiz bir karaktermiş gibi görünebilir ama ben Avengers 4’te önemli bir rolü olacağını düşünüyorum.
Hem Marvel’a daha küçük ölçekli filmler çekebilme şansı veriyor hem de kuantum evreni gibi diğer karakterlerin ulaşamayacağı bir bölgeye ulaşma fırsatı veriyor. Bu esneklik önemli Marvel için.
Düşünsenize, Avengers 4 baştan sona kuantum evreninde geçiyormuş…O durumda Ant-Man’e hâlâ önemsiz diyebilir miyiz? Ben pek sanmıyorum.
Her şey bir yana, Ant-Man’in mizah anlayışı tek başına herhangi bir Marvel filminde bir kaç dakikalık eğlenceli sekanslar demek. Ben buna hayır demem açıkçası.
Gişede başarı geldiği sürece Ant-Man’in formülü kullanılmaya devam edecektir.