Beast filmi için hazırladığımız inceleme yazısı sizlerle. Başrolünde Idris Elba’nın yer aldığı film, kızlaryla yeniden iletişim kurmak isteyen bir babanın yolculuğunu gerilim ve aksiyonla harmanlıyor.
Bazı filmleri anlatmaya çalışırken kelimelerle aktarılamayan bir parçaları olduğunu fark edersiniz; temelde sinemanın bir görsel sanat olması bunun en büyük sebebidir. Ama iyi bir filmin kelimelerle aktarılamamasının, anlatılamamasının başka nedenleri de olmalı; hikâyeyi sinema dilini kullanarak anlatması örneğin. Daha da önemlisi filmde bir X faktörünün olması gerekir ki onu özel kılsın.
2022 yapımı Beast (Canavar) filmi için bunların hiçbiri geçerli değil. Bu bir Hollywood aksiyon filmi ve bunu diğer Amerikan aksiyon filmlerinden ayıran tek şey hikâyedeki karakterlerin Afrika kökenli olması. Bu durumun iyi ve kötü yanlarını konuşmadan önce içerik hakkında biraz daha bilgi verelim.
Beast Filmi Ne Anlatıyor?
İzlandalı yönetmen Baltasar Kormákur tarafından çekilen filmin ana teması spoiler (süprizbozan) vermeden şöyle anlatılabilir: Anneleri gittikten sonra çocukları ile olan iletişimini yeniden kurmak isteyen bir babanın gerilim ve aksiyon dolu yolculuğu.
Baba rolünde Idris Elba oynuyor ve karakteri canlandırmak konusunda oldukça iyi bir iş çıkartıyor. Dr. Nate karakterini izlerken mesleği sayesinde kendine güvendiğini hissettim. Bu durum karakter için önemli çünkü hem karısına yardım edemediği için kendini suçlamasının kaynağı hem de o bunalım ile mücadele ederken kullandığı yöntem bu.
Diğer bir göze çarpan performans da Dr. Nate’in büyük kızı Meredith’i canlandıran Iyana Halley’den geliyor. Her iki ebeveynine karşı yoğun duyguları olan ergenlik çağındaki bir insanı oldukça inandırıcı bir biçimde canlandırmış, özellikle öfkeli hâlleri öne çıkan taraflarından. Oyunculuklar konusunda söylenebilecek, göze çarpacak kadar iyi -veya kötü- başka bir şey yok; orta bütçeli bir Hollywood filminden bekleneni karşılayan, oldukça standart performanslar var.
Filmin olay örgüsü, karakterlerin yazılışı ve genel kurgusu işlemek istediği temaya oldukça uygun bir şekilde yerleştirilmiş. Hatta ana olay örgüsü ve yan hikâyeler dışında bir de film boyunca işlenen bir motif var. Bu motif -ve işleniş şekli- daha önce benzerini defalarca kez gördüğümüz rüyalar aracılığı ile yapılıyor. Hikâyenin ilerleyişi göz önüne alınınca bu motifin sıklığı ve yerleşimi genel anlatıyı güçlendiriyor ve ana karakteri daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Fakat maalesef filmin finali, kötü uygulanmamasına rağmen ana hikâye ile yeteri kadar bağlantılı işlenmediği için olabileceğinden daha az etkili oluyor. Beast filminin senaryosunun Jaime Primak Sullivan tarafından yazılan bir hikâyeden uyarlandığını düşününce bu durumun kaynağını görmek kolaylaşıyor. Yapımcılar, hikâyenin orijinal hâlinde ana anlatıyı güçlendiren ve besleyen onlarca detaydan sadece birkaçını sığdırabilmeyi başarmış. Hâliyle yer yer daha fazla detay olabilirmiş gibi hissettiriyor.
Ortalama Kurgu ve Hikâye Anlatımı
Kurguda göze çarpan herhangi bir eksiklik -ya da fazlalık- yok. Beast, hiçbir noktada çok yavaş ilerleyip sıkıcı bir hâl almıyor, aynı şekilde çok hızlı ilerleyip bazı noktaları kaçırmamıza da yol açmıyor. Benzer bir durum anlık kurgu için de geçerli: sahneler birbirini fazla hızlı veya yavaş takip etmiyor. Gerilim sahnelerinde yavaşlayan ilerleyiş ekrandaki olaylara gerekli ağırlığı veriyor ve aksiyon sahnelerinde artan hız da yaşananları heyecan verici kılıyor. Fakat bu kısımda da en çok gözüme çarpan mesele özel bir şeyin olmayışıydı. Kısaca, orta bütçeli Amerikan aksiyon filminden ne bekliyorsanız o. Bu cümleyi bu kadar sık kullanmamın sebeplerine gelmeliyim sanırım artık.
Bahsettiğim bu standartlık, özel olmaktan uzak olmak durumu filmin hemen her kısmı için geçerli. Bunun bize gösterdiği şey ise yanlışlıkla olagelen bir durum olmadığı. Senaristler, yazarlar ve yönetmen bu hikâyeyi bu şekilde anlatmak istediği için ürünün son hâli bu.
Filmin açılışı, karakterlerin diyalogları, kurgunun ilerleme hızı, aksiyon ve gerilim sahnelerinin düzenlenişi, müzik ve ses tasarımının kamera ile birlikte kullanılarak sahneye ağırlık sağlaması… Bunların tamamı daha önce yüzlerce belki binlerce defa gördüğümüz şeyler. Peki başta bahsi geçen fark filmde ne anlama geliyor? Afrika kökenli karakterlerin hikâyelerinin hâlihazırda kullanılan Amerikan tarzı film yapımı kullanılarak anlatılması ne demek olabilir? Buna iki şeklide bakabiliriz:
Var olan bir tarz ile yeni hikâyeler anlatmak, onları bu tarza alışkın olan insanların gözünde normalleştirmede yardımcı olabilir. Yani aynı şekillerde düşünmek, kendilerini -hikâyelerini- aynı şekillerde anlatmak bir birlik hissi üretebilir belki. İnsanların farklılıkları üzerinden ayrışması yerine benzerlikleri üzerinden yakınlaşması düşünülerek verilmiş olabilir bu karar. Ne var ki bu taraftan bakabilmek için kafanızı eğip gözlerinizi kısmanız ve biraz da hayal gücü kullanmanız gerekecek. Çünkü filmin kendisi bu okumayı yeteri kadar desteklemiyor.
Finalde Ne Var?
Diğer taraftan bakacak olursak kendi hikâyelerini kendi tarzları ile anlatmak; kendilerini onlara özel şekillerde ifade etmek insanların benlik duygularını güçlendiren, köklerine bağlılıklarını hatırlatan bir şey ve bu oldukça besleyici olabilir. Nitekim filmin olay örgüsü de bunu anlatıyor. Nate kızlarını da alıp eşinin doğup büyüdüğü Afrika’daki köye safari tatiline gidiyor ve hikâye de orada başlıyor. Lakin bu anlatı hikâyenin içeriği dışında başka hiçbir şekilde zuhur etmediği için çok da samimi gelmiyor açıkçası.
Sinematografi ve müzik ile safari havası verilmeye çalışılmış biraz ama doyurucu olduğunu söyleyemeyeceğim. Özellikle –fragmanda da yer bulan– fotoğrafçılık ile ilgili yan hikâyenin bu konuda biraz daha yük kaldırmasını umuyordum ama filmin başında ve kapanışında ufak sahnelerden ibaret. Bunun dışında filmin görüntü ve ses yönetmenliği hakkında söylenebilecek tek şey genel kullanımlarının yerinde ve dozunda olduğu.
Toparlamak gerekirse; Beast tanıdık bir hikâyeyi bilindik şekillerde anlatıp ortalama bir sonuç çıkarmış. Aksiyon ve gerilim kısımları için söylenebilecek en iyi şey de kötü olmadığı. Hiçbir kısmı kötü değil ancak özel bir yanı da yok. Afrika topraklarında çekilen güzel birkaç fotoğraf görüp, safari soslu sesler ve görüntüler ilginizi çekiyorsa bir şans verebilirsiniz.
Sizler Beast filmini izlediniz mi? İzlediyseniz nasıl buldunuz? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!