Cem Altınışık
Balancing Monkey Games’in gezegenler arası şehir kurma ve kaynak yönetme oyunu Before We Leave incelemesi ile karşınızdayız.
Strateji oyunlarına ilginin ne kadar azaldığı herkesin malumu. Eskiden oyun piyasasının en güçlü türlerinden birisi artık tek tük karşımıza çıkıyor. Yine de hâlâ bu tarz işlerle zaman zaman karşılaşıyoruz. Hatta bazıları oldukça ses de getiriyor. Yeni, farklı ve yaratıcı işler yeniden türe karşı hevesi filizlendirebiliyor.
Kendi kitlesini edinen, Civilization ve Total War serisinin (Total War: Three Kingdoms’ın incelemesini sitede bulabilirsiniz) oyunları, detaylı yapısıyla belli bir tarzı devam ettiren bilumum Paradox işi, türlü şehir kurma oyunları… Tüm bu oyunlar hâlen türün sevenlerinin olduğunun açık bir göstergesi.
Bir de bilhassa son dönemde çıkan, farklı yapısıyla dikkat çeken şehir inşa etme ve strateji yapımları var. Bunlara örnek olarak; İskandinav mitolojisini temel alan, şirin ve minimal görsel tasarımıyla Viking klanını yönettiğimiz, büyük aksiyon içermeyen çok beğendiğim Northgard ve çok daha ses getiren, daha zorlayıcı, oyuncuyu zor kararlarla baş başa bırakan övülmeye değer toplumsal hayatta kalma oyunu Frostpunk verilebilir.
Bugün incelememe konu olan yakın zamanlarda çıkan Balancing Monkey Games’in oyunu Before We Leave de genel dizaynı ve estetik yönüyle Northgard’la benzerlikler taşıyan, ilk bakışta kendine has yapısıyla da ilgi uyandıran bir oyun.
Yeniden Doğuş
Before We Leave’i kısaca tanıtacak olursam, ‘pek’ şiddet içermeyen şehir ve kaynak ağı kurma üzerine yoğunlaştığını söyleyebilirim. Post-apokaliptik bir yapısı var. Öyle ki canlılar uzun süre boyunca yeraltına mahkûm olmuş, yer yüzündeki hayatı unutmuşlar. Ancak dünya tekrar yaşanabilir hâle geldiği için artık yeryüzüne çıkma, toprağa ayak basma, yaşamı tatma vakti (evet, bir yerlere tıkanıp kalmak zor).
Dışarı çıkmasına çıkıyor insanlık, ne var ki geçmişteki ilerlemiş teknolojinin bilgisi artık mevcut değil. Etrafta yıkılmış gemiler, uzay araçları ve daha birçok araştırılmayı bekleyen bilgi var. Eskinin ayak izlerinde kadim teknolojiyi keşfetmeye ve hayatta kalmaya çalışıyoruz. Uygarlığı tekrar inşa etmeliyiz, işimiz çok.
Tüm bunlarla birlikte gelişmiş uygarlığın eskiden yeraltına çekilmesinin bir sebebi vardı ve biz de evrendeki tehlikeleri tek tek yeniden keşfediyoruz. Bunlara karşı hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ama bu demek değil ki bu tehlikeler (gezegenleri tehdit eden dev uzay balinaları…) büyük aksiyon içeren savaşlarla çözülecek. Yine sakin sakin yapılar kurarak çözüme gidiyoruz.
Harcanan Potansiyel
Bu oyunda şehir kurmanın en öne çıkan özelliklerinden birisi de kaynak ağı oluşturmak. Hem kurulduğumuz adalar arasında hem de geliştikçe güneş sisteminde gezegenler arası imparatorluk amaçlarımız doğrultusunda koloni ağı kurmak büyük önem taşıyor. Zaten sizi yayılmaya iten bir yapısı da var. Örneğin inşa etmeniz gereken bir bina için cam üretmeniz gerekiyor ve gerekli kaynak sadece bir adada yer alıyor. O sebeple o adada yeni bir yerleşke kurmalısınız ve gerekli malzemeleri ilgili adaya yöneltecek kaynak ağı oluşturmalısınız. Veyahut yeni bir gezegende öğrendiğiniz kadim teknoloji bilgisini, başka gezegene aktarmalısınız ki yeni keşifler yapın.
Bu ilk bakışta hiç de fena fikir değilmiş gibi gözüküyor. Evrenin efendisi olacağım diye büyük bir şevkle de atılabilirsiniz bu yola. Lakin uygulamaya geçtiğinde kusurlar tek tek ortaya çıkmaya başlıyor. Bir malzeme için her adada tıpatıp aynı şekilde kurulmak ve ağ oluşturmak, her yeni gezegende aynı yapıyı devam ettirmek ilk birkaç saatten sonra oyuncuyu gerçekten daraltmaya başlıyor. Gittiğiniz adaların ve gezegenlerin de özgün bir yapısı olmaması hayal kırıklığı yaratıyor. Birbirine benzerlik hem oynanışta hem de tasarımda ne yazık ki var ve bu önemli bir kusur.
Son Olarak
Oyunda ilk birkaç saat çok hızlı yükseliyorsunuz, “Beni keyifli bir oyun bekliyor,” düşüncesine heyecanla giriyorsunuz, fakat sonradan aynı hızla çakılıyor ve bıkkınlık seviyesine geliyorsunuz. Oyunu çok güzel tasarlamışlar, arkasında iyi bir fikir var ve devamı neredeyse yok diyebilirim. Büyük bir potansiyel harcanmış, zenginleştirilecek oyun hazır olmadan çıkarılmış.
Belki huzurlu bir oyun vadediyor, fakat bu tekrar tekrar aynı şekilde inşa edilen şehirler, ağlarla bıkkınlığa dönüşüyor. Epic’e özel olarak 33 TL ücretiyle çıkan Before We Leave ne yazık ki benim harcanmış potansiyelinden dolayı üzüldüğüm ve beğenmediğim bir oyun oldu.
Sizler de Before We Leave hakkındaki yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilirsiniz.
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.