Hakan Tunç
1 saatlik harika bir bölümden sonra yine 40 dakikalık çabucak biten bir Behzat Ç. bölümüyle beraberdik.
Önceki bölümlere göre daha sakin geçen, ama yine bolca göndermenin olduğu ve bazı ikili diyaloglarla o eski Behzat Ç. havasını yaşatmaya devam eden bir bölüm izledik. Bekâ meselesi, cinayet kısmında geçen bölümde gördüğümüz MC Kerem’in şüpheli ölümüyle yaptıkları göndermeler ve dış mihraklar ile hızlıca biten bir bölüm oldu.
Kısa Bölümler ve Basitçe Çözülen Cinayetler
Bu sefer bölüm incelemesine bir eleştiriyle başlamak istiyorum. Bu diziye “40 dakika” gibi bir sürenin yetmediğini sadece bu bölüme bakarak rahatça anlayabilirsiniz. Bu sezon izlediğimiz ikinci cinayet vakasıydı ve ne yazık ki 10 dakikada oldu bittiye getirildi. Çok hızlı ve basit bir şekilde çözüldü. Behzat Ç.’nin o eski bölümlerinde görmeye alıştığımız incelikli bir durumdan eser yoktu. Ara bölüm kıvamında geçiştirilmek için “eh hadi ekleyelim bari” denilmiş gibi geldi. Yani pek yakışmadı.
Sadece bu da değil ki? Bir şeyleri uzun uzun anlatmaya alışmış olan senaristlerimiz kısa sürede yalpalayabiliyor ister istemez. Bizler 40 dakikalık yabancı dizileri de izliyoruz ama süre hiç de kısaymış gibi gelmiyor. Burada o 40 dakikayı nasıl kullandığın önemli elbette, ama bir Behzat Ç. bölümüne bu süre gerçekten ama gerçekten yetersiz kalıyor.
Önceki paragrafta da belirttiğim gibi, bu bölüm diğerlerine göre tam bir geçiş bölümü gibiydi. Hem sakin hem durağan hem de o eski bölümlerin verdiği hazın gerisindeydi. Hemen ekleyeyim, kesinlikle kötü değildi. Ama umulan da bu değildi. Belki de önceki bölüm sonrası ne gelse bu tarz bir hissiyat verecekti. Yine de ufak tefek sorunlar yok değildi.
Yeni Çağın Hastalığı: Youtuberlık Mevzusu
Bölümü güzelleştiren Youtuber mevzusuna ayrıca parantez açmak istiyorum. YouTube üzerinden yapacakları prim ve ün sebebiyle gençlerin nereye doğru gittiği ve ne hallere düştüğünü gayet açık ve net bir şekilde anlatıyordu bölüm. Özellikle çocuk psikologu Defne Hanım üzerinden bu gerçeklikleri sade cümlelerle açıklaması daha da önem arz ediyordu. Bize oldukça tanıdık gelen bir karakter olan Mc Kerem’in yanında, başka bir tanıdık karakter daha eklenmişti: Berkecan.
Düşünsenize, bir arkadaşınız ölüyor ve aklınıza ilk gelen şey, onun bilgisayarında bulunan bir videoyu nasıl ele geçirebilirim oluyor. Üstelik kanalında yayınlamak istediği videoda ölen arkadaşının üzerine işiyor. Buna da “anısına güzel bir hatıra olur” şeklinde bir açıklama getiriyor. Çocuk ve gençlerin altbenlikleri o kadar fazla izlenme sayısı, beğeni ve takip gibi “başarı saydıkları” kıstaslara kaymış ki artık ölüm bile o duygusuz hallerine etki edemiyor.
Peki ya amirimizin olaya bakışı? Hoş, tüm bu olaylar sırasında kafası yine farklı yerlerdeydi ama en azından nerede neyi nasıl dinlemesi gerektiğini güzel şekilde ifade etti. Aynı zamanda ölen çocuğun dayısını sorguladığı bölümler de hiç fena değildi. Özellikle adamın sakalına her bakışında Tosun Paşa adını verdiği horozu hatırlaması da güldürmedi değil.
“Kuruyemiş işi iyi, valla bak.”
Özellikle Hayalet ve Akbaba ikilisinin muhabbetleri bölümü kotaran önemli etkenlerden biriydi. Samimi halleri normal bir dizi seviyesini aşan cinstendi, size de öyle gelmedi mi? Amirimizi takip ettikleri sahneden Hayalet’in Akbabuş’a “Sen silahını kullanma,” deyişi mesela, eski bölümlere güzel bir göndermeydi. İyi ki varlar. Yine keyifle izledik.
Ve son olarak amirimiz yine üzücü bir haldeyken bitirdiler diziyi. Yapmasınlar şöyle diyesi geliyor izleyicinin. Sonraki bölüm nasıl başlayacak merak ediyorum. Duygu yüklü bir sahneyle bitirdikten sonra hemen sonraki bölümün açılışında Behzat “Öehh,” diye sanki hiçbir şey olmamış gibi kalkıp “Ne oldu la bana?” bakışlarıyla arabaya binerse üzülürüm.
Ve şu Suat isimli bilgisayar mühendisi komiser, lütfen böyle devam edeceksen azalarak bit. Olmuyor, gerçekten olmuyor. Sana ayrılan süre inanıyorum ki çok daha iyi bir şekilde değerlendirilebilir.
Son olarak Ercüment Çözer ve Memduh Başgan ikilisini bu bölümde de göremedik. Bölüm süresi kısa olunca bazı isimlerin sahnelerini de kesmek gerekiyor herhalde. Neyse ki sonraki bölüm fragmanı içimize bir tutam su serpiyor.
Peki ya sizler Behzat Ç. 4. sezon 5. bölümünü izlediniz mi? Sizin dikkatinizi neler çekti? İncelemede bahsetmediğim hangi konu sizlere keyif verdi ya da canınızı sıktı?
Yorum ve görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Behzat Ç. 4. Sezon 6. Bölüm Fragmanı İzle
Forumda diziyi siz ve benim dışımda izleyen yok gibi
Psikolog’un gülümseyerek " size ben yardım edebilirim" demesi, Behzat’ın psikolojik sorunları dışında bir yere bağlanacak mı diye kendi kendime gizem yaratıyorum.
Ama sanki senaristlerin son 3-4 yıllık siyasi - toplumsal ortama değinme istekleri dizinin hikayesinin polisiye yönünü yok sayıyor gibi. Dizinin eski bölümlerinden itibaren birkaç ana hikayeden birisi devlet içerisinde çöreklenmiş kliklerin kavgaları bu sezon tek ana hikaye olarak diziye dahil edilmiş gibi.
Bölümleri inşallah kurtlar vadisine dönmez diyerekten izliyorum. Ya bu Ankara’da geçen bir cinayet büro dizisi değil mi? Koy işte sezon başı bir cinayet, bizi şaşırt. Kesik parmak cinayetleri ve doktorun cinayet işlediği bölümleri özlüyorum.