Hakan Tunç
6 yıl aradan sonra BluTV’de tekrar karşımıza çıkan ve gelişine mutlu olduğumuz Behzat Ç.,daha ne olduğunu anlayamadan sezon finali yaptı. Zaten bölümlerin gidişatından biraz da belliydi ama dün resmi haberi de aldık. Amrimiz, yeni sezonuyla ve 60 dakikalık bölümlerle yine aramızda olacak. Bu haber bizleri hem sevindirdi hem de sürenin uzuyor olmasıyla ortaya çok daha kaliteli bir iş çıkacağı müjdesini almış olduk.
Bir sonraki sezon ne zaman çıkar, bilemiyoruz. Ama şimdi gelin, Behzat Ç.’nin BluTV’deki ilk sezonunu (toplamda 4. sezonu) genel olarak değerlendirelim. Tabii öncesinde ağzımıza bir parmak bal çalan tatmin edici sezon finalinden de bahsederek hakkını verelim.
Her zaman yaptığımız gibi son kez tekrar edelim: Buradan sonra yazacaklarım ilk sezonun tamamıyla ilgili spoiler içerecektir.
Öncelikle, sezon finali tatmin ediciydi. Akıllarda bazı soru işaretleri bırakmadı değil. Yahut “Bu muydu yani?” dediğimiz birkaç soru da oldu. Ama sezona yakışır bir sonla kapattıklarını rahatlıkla söyleyebilirim.
Bir önceki bölümde şov yapan Şevket Ç. bu sefer tek başına değil, boşandığı eşi Nesime ile birlikte bölümün yıldızlarından oldular. Yalnız ne olmuş o eski Nesime’ye öyle? Sanırım birçoğumuz bu soruyu kendi kendimize sorduk. Bu hali her anlamda daha iyi. İkilinin her sahnesi ayrı zevk verdi. Umarım sonraki sezonda kendilerini çok daha fazla görürüz. Ayrıca Şevket Abi sezonun tartışmasız yıldızı oldu.
Memduh Başgan’ı Geri İstiyoruz
Lamı cimi yok, bu dizinin en önemli renklerinden biri (Devrimci) Memduh Başgan’dır. Ve Behzat Ç. üzerine her hafta yazılarımı takip ediyorsanız, Memduh’un olduğu her bölümde kendisine özel paragraf açıp güzellediğimi de biliyorsunuzdur. Ve merak ediyorum: Bu kadar PİSİ PİSİNE bir ölüm olabilir mi sayın senarist? Cidden öldürmediniz değil mi? Lütfen öldürmemiş olun.
Ambulans geldi mesela, arka planda bir şeyler oldu. Ama yaralı halde mi çıkardılar yoksa ceset torbasına mı koydular göremedik. Ercüment, Memduh’suz çekilecek bir karakter değil. Umarım merakta kalalım diye böyle bir son yapmışsınızdır da, gelecek sezon kendisi ve esprili konuşmalarından mahrum kalmayız. Yoksa gerçek anlamda, böyle pisi pisine bir ölüm şekli olamaz… Eğer ölmüşse de, inandığı değerler uğruna aramızdan ayrıldı diyebilir miyiz? Komando marşı söyleyerek gitti resmen koskoca adam.
Suat da Behzat Amir’i satmayarak bu bölüm gözümüze bir nebze daha tatlı geldi nedense. Belki çok fazla repliği olmadığı içindir, bilemiyorum. Ama cıvık hallerini bir an önce azaltması gerekiyor. Ayrıca tatlı geldi dedim demesine de, Memduh Başgan’ı sırtından vuran kişi tam olarak kendisi. Yok, hâlâ sevemiyorum. Ayrıca, bir an silahını alıp camı çerçeveyi kırarak bürodan koşmaya başlaması “gerçekten ölüme mi gidiyor?” diye düşündürmedi değil. Önceki bölümlerde kendisine bıçak doğrultmuş bir serseriye bile karşı çıkamayan kişinin silahı korkusuzca ateşlemesi de garip geldi. Neyse, bu durumu da karakter gelişimine verelim.
Mahir, yeni sezonda aramıza katılan karakterler arasında en çok yadımsamadığımız kişi sanırım. Rolünün hakkını veriyor, 9 bölüm boyunca çizgisini bozmadan ilerledi. Bir an Derinsu’yu öldüren kişiyi oracıkta harcayacak ve hayatının hatasını yapıp hapse girecek, diziden de ayrılmış olacak diye düşünmedim değil. Psikopat halini çok güzel yansıtıyor. Yeni sezonda da severek izleyeceğimiz karakterlerden biri olacak.
Banu’nun cinsel yönelim olayı tam olarak bağlanmadı. Kendisini tanımaya çalışıyor hâlâ. Diğer kadınla olan ilişkisi önümüzdeki sezon da devam edecek ve belki kendini kabulleneceği sahneleri de göreceğiz.
Belçim Bilgin ismi, sezon başlamadan önce çokça haber oldu ama bir türlü gözükmedi. Tam yalan olduğunu düşünmeye başlamışken nihayet 1 dakikacık da olsa görebildik. Basına verilen görsel dışında pek de farklı bir şey yoktu. Muhtemelen Derinsu’nun ölümüyle birlikte gelecek sezonda Mahir’i buhranlı havasından çekip alacak bir rolde göreceğiz. Ayrıca düşündüm de, gerçekten buna gerek var mıydı?
Sorunlu ve Anlamsız Bazı Noktalar
70 dakikalık sezon finalinde canımı sıkan tek şey, yeni sezonun da asıl çıkış noktasını oluşturan konunun düzgün şekilde bağlanmadan bitirilmesi oldu. Şimdi Ercüment’lerin işine çomak sokan ve devletin bekası diye gezinen o tip tam olarak kimdi? 8 bölümdür üzerine konuştuğumuz ve Behzat’ın da tekrar cinayet büroya dönmesine neden olan kişiler basit bir meydan çatışmasında öldü gitti mi? (Hatta öyle ki keşke hiç olmasaydı dedim.) Ortam tekrar Ercü’ye mi kaldı? Bu tipler kendi aralarında zaten konuşup bir araya gelebilir yine birbirlerine sıkmaya başlayabilirlerdi. Ee, o zaman Behzat’ın geliş sebebi neydi?
Amirimizin de dediği gibi, biri Araplara diğeri de Amerikalılara veriyordu ve ikisi de kendi çıkarları için “ülke bekası” bahanesiyle tüm işleri kendilerine istiyorlardı. Ama basit bir polis amirinin buluşma ayarlaması ve daha herhangi bir konuşma olmadan, izleyici bir şey anlamadan direkt olarak birbirlerine sıkmaya başlamaları da ayrı komediydi. Hele ki en sonda Ercüment’in adamlarının polis sirenin sesini duyduktan sonra topuklayarak kaçmaları? Bunlar değil miydi ilk bölümde cinayet büroyu çökerten kişiler? Zaten polis teşkilatının yarısı bunların adamı değil mi? Ne diye kaçıyorlar? Bu tarz mantıksızca hareketler dizinin seyir zevkini ister istemez baltaladı. Umut edelim sonraki sezon altından kalkamayacakları bu tarz bir senaryoyla devam etmezler.
3 Yıl Önce Ne mi Olmuştu?
Ve nihayet Behzat, 3 yıl önce ne olduğuna dair tüm gerçekleri hatırladı. Ne yaptığını, neden unuttuğunu, Esra’nın hayaletinin bu zamana kadar peşini neden bırakmadığını çok güzel şekilde bağladılar. Öyle ki az önceki paragrafta bahsettiğim mantıksızca hareketleri unutturdular neredeyse. Zaten bu şekilde de sezon finali verdi. İster istemez bir düşünce alıyor insanı; acaba tüm sezon Emrah Serbes olayına gönderme miydi? Kendi sebep olduğu trafik kazası sonucu, doğmamış çocuğunu kaybetmiş bir anneyi hatırlaması. Bu vicdan azabıyla amirimiz nasıl yaşayacak? Kendi kızı için bu soruyu sorgularken, artık aynı durumun başına da gelmiş olması çok ama çok acı.
Gelecek sezonda Behzat’ın diğer kızını da kaybetmesi olası mı dersiniz? Ve sanırım Esra’nın da rolü buraya kadardı. Geçmişe dönük farklı sahneler çekmezlerse karakteri tekrar izleyebileceğimizi sanmıyorum.
Az önce canımı sıkan tek şey dedim de, Defne konusuna da değinmeden geçmemem gerekiyor sanırım. Sezon finali ile birlikte bir flörtleşme durumu yaşandı nihayet. Ama altı doldurulmamış bir birliktelik oldu bu. Ne ara bu kadar yakınlaştılar, hiçbir şey anlamadık. Defne hâlâ kapalı kutu, kendisi hakkında çok şey bilmiyoruz. Amirimizle her akşam yemeğe çıkacak kadar ne konuşmuş olabilirler diye düşünüyor insan. Çok geçiştirilmiş bir konu. Esra eğer tamamen aramızdan ayrıldıysa gelecek sezon daha sağlıklı bir ilişki izleyebiliriz diye düşünüyorum.
Yeni Sezonda Bizleri Neler Bekliyor?
Son olarak, sezon hakkında genel anlamda da birkaç şey söylemek istiyorum. Amirimiz, Hayalet, Akbaba, eski tanıdık isimler ve yenilenen cinayet büro ekibiyle Behzat Ç., 6 yıllık aradan sonra bile temposundan hiçbir şey kaybetmemiş olarak aramza geri döndü. Ve bilirsiniz, genellikle bir yapımın yıllar sonra yeniden gelmesi o eski tadı hiçbir zaman vermez. Ama bu dizi bunu başardı. Hem -tüm eksikliklerine rağmen- kaliteli bir sezon izlettirdi hem de özellikle ilk 3 sezonda izlediğimiz karakterler değişmiş gibi geldi. Evet bazı bölümler çok kısa geldi, evet bazı yerlerde abartı ve eğreti duran unsurlar vardı. Ama genel olarak “iyi ki geldi iki gözümün çiçeği” dedirtti. Final bölümü de bunu kanıtlar nitelikteydi.
Peki ya sizler Behzat Ç. 4. sezon 9. bölümü izlediniz mi? Finali tatmin edici buldunuz mu? Sezonun geneline bakarak neler söyleyebilirsiniz? Yeni sezon için tahminleriniz var mı? Ne dersiniz, ilk 3 sezonda oynayan bazı karakterler diziye tekrar geri dönebilir mi?
Yorum ve görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz. Şimdiye kadar yeni sezonun her bölümünü izledikten sonra gelip burada yazdığım incelemeleri sabırla okuyan sizlere teşekkür ederim.
Yeni sezonda görüşmek üzere!
Tebrikler, gayet güzel özetlemişsiniz. 9 bölümü de izledim. Bir-iki kelam da ben söyleyeyim.
Her şey bir yana bu dizinin var olması benim için önemli. Umarım bir çok sezon daha devam eder. Elbette iyi bir senaryo ve Hayalet-Akbaba-Şevket-Memduh başkanın var olması şart. Doğruya doğru, izlediğim her şeyden çok sıkıldım. Dönüp dönüp yeniden izliyorum sevdiklerimi. Netflix iyi hoş amma biz siyasetten nefes alamazken adamların ultra medeni dünyalarında özgürce takıldıkları komik Amerikan dizilerinden alaınacak tat ne kadar olabilir? Aramızda kültürel olarak uçurumlar var. Bizden daha kötü durumda olan Afrika vb ülkelere dair bir şey izlemek istemiyorum, dram kotamız doldu taştı!
Seyredecek bir şey yok ve ben Akbaba ile Hayalet’in ''kuzey doğu- saat bir yönünde ‘’ diyaloğunu düşünüp gün içinde gülümseyebiliyorum!
Eleştirdiğim birinci mevzu; muhalif olmanın b.kunu çıkarmamak lazım. Derin devlet filan tamam da koskoca ülkedeki en güçlü adamlar sırf Behzat dönsün diye neden cinayet büronun dört adamını harcadı? Çıkış noktası bu olmamalıydı. Başka bir şey bulunamaz mıydı amirimin dönmesi için?
Şu delilik işi de çok abartıldı. Bu kadar ‘‘öbür taraf’’ a karışmış bir adam nasıl gündelik hayatını sürdürüyor?
Çok aşırı küfür var. Rahatsız edici boyutta. Mahir bu ekibe çok uygun ama Hayalet’i Mahir’e ezdirmek?? Yanlış.
Bu derin devlet muhabbetini bırakıp her bölüm yeni bir cinayet çözseler, ekibin kendi iç hikayeleri alttan alta aksa, hiç alkol almayan ben gibiler bile çakırkeyif olsa, pilli bebek yeni şarkılar yapsa…Yeter de artar bile.
Blogumda da yazmıştım, okumak isterseniz
Behzatın yeni sezonu, son günlerde sıkça tekrarladığımız “eskiden herşey ne güzeldi be” benzeri serzenişlerimize ufak da olsa bir terapi oldu. Bunca zaman aradan sonra anakadronun büyük oranda korunabilmiş olması ciddi bir başarı bence. Harun ve Eda’nın o kadar da vazgeçilmez olmadığını, hatta Cevdetin eksikliğini bile daha fazla hissedeceğimi düşünemezdim. Yeni elemanları elbette yadırgadım ve sezon sonuna geldiğimizde bile tam oturmadılar bence, ama oturacaktır. Sezonla ilgili en olumlu ve en olumsuz saptamalarımı belirtmek isterim, ama henüz izlememiş olanlar için SPOİLER içerecektir:
En olumlusu Memduh Başgan karakterindeki yüksek oyunculuk performansıydı (son bölümde behzatın evine giderek söylediği “saçma” sözler karaktere yakışmadı bence ama bu durum oyuncunun değil senaristin hatasıydı elbette).
En olumsuz görüşüm ise Behzatın ruhsal hallerinin çok ani değişmesiydi. Psikiyatr ile görüşürken aniden şizoya bağlayıp sonra aniden düzelebiliyordu. Bu normal yaşamda o kişinin numara yaptığının işaretidir aslında. Ve bu tuhaflığı bölüm sürelerinin kısalmasına bağlamak da çok doğru değil, çünkü behzat bunu önceki sezonlarda da yapıyordu. Bu sezonda ise ruhsal durumdaki bu ani geçişkenlik beni artık en çok rahatsız eden durum haline geldi.