in ,

Cult of the Lamb İncelemesi: Tarikata Yeni Üyeler Aranıyor!

Cult of the Lamb incelemesi sizlerle. Son dönemin ses getiren roguelike türü aksiyon ve macera oyunu hakkındaki ilk yorumlarımız ile karşınızdayız.

Cult of the Lamb incelemesi
- Reklam -
- Reklam -

Cult of the Lamb incelemesi yayında. 11 Ağustos 2022 tarihinde çıkan ve kısa sürede görselliği ve animasyon stiliyle ses getirmeyi başaran roguelike türündeki oyuna dair ilk yorumlarımızla sizlerleyiz.

Video oyun sektöründe her dönemi sarsan belli türler oluyor. Tabii bu etkinin çok oyunculu ve tek oyunculu yapımlar için farklılaştığını söyleyebiliriz. Örneğin hâlâ çevrim içi dünya, bazı yıldızlarıyla türlü birinci şahıs nişancı, savaş arenası (battle royale) ve moba oyunlarının etkisi altında. Sadece hangi aktörün sahnede olduğu farklılık gösteriyor.

Cult of the Lamb Öncesi Roguelike Oyunlarına Bakış

Tek oyunculu oyunlardaysa hem pahalı stüdyoların işlerinde hem de bağımsız yapımlarda roguelike/lite ve soulslike oyunların hanedanlığı herkesin malûmu. Bunda tabii ki bilhassa soulslike oyunların etkisi var. Büyük şirket dendiğinde; Demon’s Souls ve ardından Dark Souls ile türe ismini veren, mekaniklerin ve oynanışın kimliğini belirleyen ve ünlü olmasında başı çekenlerden birisi kuşkusuz From Software. 2010’lardan beri oyun sektörü üzerindeki etkisi hem firmanın kendi yaptıkları hem de etkiledikleri oyunlarla oldukça fazla. Sadece kendi kimliğini verdiği türü değil, benzer diğer türlerin de ününü arttırdı.

- Reklam -

Büyük veya küçük, her yıl onlarca bu türlerde oyunla karşılaşıyoruz. Bu yıl Elden Ring hâlâ konuşuluyor ve büyük ihtimalle birçok ödülün favorisi, yıllar geçtikten sonra da adından söz ettirmeye devam edecek. Hades, Hollow Knight ve Dead Cells gibi bağımsız işler de yine unutulmamış, oyun dünyasına adını yazdırdılar. Daha birçok adını anmayı hak eden oyun var tabii. Ancak, “Nasıl olsa insanlar seviyor, ben de hemen yapayım,” mantığıyla çıkan onlarca vasat, taklit ve hiç yenilik sunamayan oyunların da çok fazla olduğunu belirtmek gerekli. Hatta ara sıra çıkan özel oyunların yanında toplam sayıya baktığımızda, tür tekdüzelik ve taklitlerin ötesine geçemeyen ıvır zıvırlardan çok mustarip. Bunun için her ayın oyun takvimine bakmak yeterli.

Bazense türün yıldız firmalarının yanı sıra özgün deneyimleriyle öne çıkan oyunlarla karşılaşıyoruz. Bunun bir örneği Kayıp Rıhtım’da incelediğim Curse of the Dead Gods yapımıydı. Bir diğeriyse yakınlarda çıkan, Don’t Starve andıran görsel tarzı ve keyifli animasyonlarıyla dikkat çeken, Devolver Digital’ın yayınladığı, Massive Monster’ın geliştirdiği Cult of the Lamb.

Cult of the Lamb inceleme

Şehir Kurma ve Rogue Like?

Cult of the Lamb; üstten görünümlü, aksiyon ve macera, roguelike türünde, fakat asıl farkını klasik zindanlara (dungeon) girerek yeteneklerimizi geliştirdiğimiz oyunlardan farklı olarak tarım/şehir kurma türünü harmanlamasıyla ortaya koyuyor.

Sahte peygamberlerin hüküm sürdüğü oyunun başlangıcında yönettiğimiz kuzu, diyarı yöneten bazı varlıklar tarafından idam edilmeye gidiyor. İdam ediliyoruz, fakat hapsedilmiş tuhaf bir tanrı (‘The One Who Waits’) bizi diriltiyor. Tabii ki bu iyilik karşılıksız değil. Bize ona olan borcumuzu ödememiz için tarikat oluşturma ve düşmanlarını yok etme görevi veriyor. Sonundaysa bu garip tanrıyı özgürlüğüne kavuşturacağız.

Oyunun temel hikâyesi böyle, çok derin olmasa da gizemli, olumsuz duyguların ve hikâyenin oldukça renkli sunulduğu keyifli bir atmosfer. Animasyonlarında, görselliğinde sezilen Don’t Starve esinlenmesi, diyaloglarında ve eğlenceli kimliğinde de kendini gösteriyor. Ama Cult of the Lamb, bundan çok daha fazlası ve kesinlikle taklit olmanın ötesinde özgün bir iş.

Tarikatımız Büyüyor!

Oyunda beş farklı tasarıma sahip bölüm var. Bu beş bölümde mini bölüm sonu canavarları olmak üzere, beş hedef, yani ‘sahte peygamber’i yenmemiz gerekiyor. Ayrıca bölümü bitirdikten sonra aynı yerde tekrar tekrar güçlenmek ve malzeme edinmek adına sefere çıkabiliyoruz. Tabii ki bu seferlerde sadece malzeme kazanmıyoruz, tarikatımızı yönettiğimiz köyümüze yeni takipçileri de kurtararak dahil ediyoruz.

Cult of the Lamb yorum

Seferler (crusade) rastgele oluşturuluyor. Bu tarz oyunlarda her zaman karşılaştığımız gibi sefer dallara ayrılıyor, farklı seçeneklere göre seçim yaparak ilerliyoruz. Oynanış oldukça basit, silahla tek vuruş stili var ve takla atabiliyoruz. Bunun yanı sıra bir de becerimiz var. Beceri ve silah oyun başında veriliyor ve sefer boyunca nadir olarak değiştirme şansımız oluyor. Bu oynanış ilk bakışta tekdüze ve zayıf gözükebilir. Ancak dövüşler çok akıcı ve keyifli olduğu için gerçekten hiç sıkıcı olmuyor ve yaklaşık 15 saatlik süresince (ki çok daha fazla da olabilir) eğleniyorsunuz. Yeni güncellemelerle Cult of the Lamb yapımına döneceğimiz de kesin. Bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla, ilk haftasında 1 milyon oyuncu barajını aştılar, geliştiriciler öksüz bırakmayacaktır.

- Reklam -

Detayları Harika Düşünülmüş Bir Şölen

Oyunun çeşitliliği o kadar fazla ki incelemede tek tek bahsetmek oldukça zor ve okuru da sıkmak istemiyorum. İçerik çeşitliliğin zenginliğini aktarmada bu cümle bile çok şey anlatıyordur. Seferlerde takipçi kazandıkça köyümüzde ‘inanan’ sayısı artıyor ve bizim için çalışıyorlar. Yani yeni binalar dikiyorlar, etrafı temizliyorlar, tarlayı ekip biçiyorlar, ağaç kesiyorlar vesaire. Ayrıca bize ibadet ediyorlar. Şöyle ki bize ibadet ettiklerinde oluşan puanla köyümüzü geliştirebiliyoruz. Ayrıca vaazlar vererek, birbirinden farklı ve ’keyifli’ ritüeller gerçekleştirerek bize karşı inançlarını artırabiliyoruz. Çünkü bize tamamen inanmazlarsa tarikattan kaçabiliyorlar.

Bazıları isyankâr oluyor ve çalışmıyor, diğerlerinin huzurunu bozuyor. Öyle olunca da hapis ve yeniden ‘zorla’ eğitim devreye giriyor… kısaca tatlış bir oyun. Bu vaaz ve bazı ritüeller de bizim seferlerde güçlenmemize yarayan beceri ağacını geliştirmemize yarıyor. Yani hem karakterimizin hem de köyün ayrı bir gelişme sistemi var ve detay seviyesi gayet tatmin edici. Dediğim gibi içerik çok, detay çok. Mesela tarikat üyeleriniz, hapsettiğiniz kişinin yanına gidip onunla alay ediyor. Yaşlanıyor ve ölüyorlar. Onlara mezar kazıyorsunuz ve ölenlerin mezarına gidip dua ediyorlar. Bunun gibi onlarca detay var.

Massive Monster yeni oyun

Oyunun beceri ağacı ve tarikat sistemini birlikte düşünmek gerekiyor. Köyünüzde türlü çeşit bina dikebiliyorsunuz. Bunlar arasında yatak, klasik üretim binaları (odun, taş…) var, bunun yanı sıra dışkılarını ortalığa yapmalarını engellemek için tuvalet de yapabilirsiniz (bir noktadan sonra “Yeterrrr sıçmayınn!” diye ağlamak istemiyorsanız). Çünkü kusmuk ve dışkı hijyeni düşürüyor, o da hastalığa sebep oluyor. Tabii sağlık binası da var. Kısaca yapılacaklar dolu dolu.

Sonlara Doğru

Yalandan biraz da olumsuz yanlarından bahsedeyim. Yalandan diyorum çünkü gerçekten ince ince işlenmiş, çok detaylı ve başarılı bir oyunla karşı karşıyayız. Ufak tefek sorunlarla karşılaştım. Örneğin köyümüzü dekore edebiliyoruz. Ben zemini düzenlediğimde, her sefere gidip döndükten sonra bazı kısımlar ne kadar düzenlesem de eski haline dönüyordu. Bunun dışında bazı ufak hatalarla da karşılaştım. Ama hiçbirisi oynanışı veya keyfi baltalayacak türden değil ve kolayca düzeltilebilir. Belki şimdiden düzeltmişlerdir bile.

Eksiklikten ziyade, oyun o kadar keyifli ki, “Keşke bunlar da olsaydı,” dedirten yanları var. Örneğin keşke diğer oyuncuların kasabalarına erişebileceğimiz ufak çevrim içi sistemleri olsaydı. Bunun yanı sıra tarikatımız dışında başka bölgelere gidebiliyoruz. Burada zar attığımız küçük oyun yahut balık avlama gibi yan oyunlar var. Biraz daha farklı bölgelerle zenginleştirilebilirdi diye hissettim. Köyde yapabileceklerimizin zenginliği düşünüldüğünde, oyunun ana hikâyesinin süresinin de biraz kısa olduğunu söyleyebilirim. Eh, tabii bu da açgözlülük biraz, yani keyifli ve iyi olduğunu gösteren bir detay daha. Ama oyuna desteğin devam edeceğini ve tarikatımıza döneceğimizi düşünürsek bu da bir sorun değil aslında.

Bize özel sorun, maalesef oyun çıktıktan sonra fiyat artışıyla karşılaştı ve Steam’de 160 TL oldu. Tabii ki bu üzücü, fakat üstte yazdıklarım ilginizi çektiyse ve gerçekten çok başarılı bir oyun deneyimlemek isterseniz, harika müzikleri, oynanışı ve görselliğiyle Cult of the Lamb’i kesinlikle öneririm.

Cult of the Lamb, kuşkusuz yılın en iyilerinden.

YouTube video

Cult of the Lamb oyunu hakkındaki yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Cem Altınışık

1993 yılında Ankara’da doğdu. Çocukluğunun bir kısmını İzmir’de geçirdi ve şu an İstanbul'da yaşamakta. Psikoloji bölümünde eğitim gördü. Edebiyat, sinema, bilgisayar oyunları, müzik ilgisi ve bunları paylaşma sevgisiyle çeşitli kültür-sanat sitelerinde yazdı.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Keman Sesi - Komiser Montalbano Serisi #4 / Andrea Camilleri

Andrea Camilleri’nin Komiser Montalbano Serisi “Keman Sesi” ile Devam Ediyor

National Treasure 3 senaryo

National Treasure 3’ün Senaryo Aşaması Tamamlanmak Üzere: Nicolas Cage’den Onay Bekleniyor