Dark 3. Sezon incelemesi sizlerle. Netflix’in sevilen dizisi final sezonuyla yayınlandı. Peki hakkını veren bir final sezonu izleyebildik mi? Yoksa her şey kafamızı daha karışık hale getirecek şekilde mi noktalandı?
Bu yazı Dark’ın final sezonunu izlemişler için, sezonun uyandırdığı hislere odaklanarak yazıldı. İlk iki sezonu izleyenler için spoiler değeri taşıyan pek nokta olmasa da bahsettiklerimin havada kalma ihtimali yüksek. İlk iki sezonu izlemeyen okurlarımız için de sadece tam şu an izlemeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Bu noktaları kesinleştirdiysek başlayabiliriz.
Dark 3. Sezon: Schrödinger’in Sisifos’u
Tanrılar hilekâr Sisifos’u bir kayayı sonsuza dek tepeden yukarı taşımakla cezalandırırlar. Sisifos’u Olimpos’tan izleyen Tanrılar için bu işkenceye maruz kalan Sisifos mutsuzdur. Tanrılardan binlerce yıl sonra yaşayan Camus, Sisifos’u izlediğinde hedefe sahip bir adam görür. Camus’un yakındığı amaçsızlıktan kurtulmuş, sonsuz bir amaca sahip Sisifos mutludur. Sisifos’un mutluluğu veya mutsuzluğu ancak bir cerrah Sisifos’un beynini inceleyip serotonin tespit ederse kesinleşebilir. Gelgelelim, Sisifos’un beyninin incelenebilmesi için, kafatasından çıkartılması gerekmiştir ve Sisifos artık ölüdür. Sisifos artık mutlu veya mutsuz olamaz, ancak ölü olabilir.
Dark’ın 3. ve final sezonu, Sisifos’la pek alakalı değil. Dark’ın final sezonu Jonas’la, Martha’yla, Ulrich, Hannah, Egon, Noah, Claudia ve pek çoklarıyla alakalı. Dark’ın final sezonu Sisifos’u, Sisifos’u izleyen Tanrıları ve Sisifos’u cezalandırdığını zanneden Tanrıların yanılgısını izleyen Camus’yü yok kabul edip, kadeh kaldırmak üzerine. Dark’ın final sezonu ilk iki sezonda yaratılan yürek burgusu trajedileri mutlu bir sona erdirmek görevine sahip.
İlk Döngü Nasıl Yaratıldı?
Dark dizisinin yaratıcı isimleri Baran bo Odar ve Jantje Friese fanatik Lost izleyicileri. Dizinin yayınlandığı dönemde teori üretip duran hayranlardan. Dark da Lost’un izinden giden bir gizem dizisi. Bu iz ise gerilim, bilimkurgu veya gizem değil. Bu iz, “Ne oldu?” yerine, “Kime oldu?” izi. Dark karmaşık olay örgüsü, dudak uçuklatan ters köşeleri ve üst akıl üstüne üst akıl dolu planlara sahip olmasına rağmen senaryo odaklı değil karakter odaklı bir yapım. Lost’un aksine 20 hafta boyunca izleyiciyi ekrana kilitleme zorunluluğu olmadığı için de bu şahsına münhasır türün en başarılı örneklerinden. Dark’ın ilk döngüsü olağanüstü olaylar yaşayan olağan insanların kendilerini, geçmişlerini, kararlarını ve pişmanlıklarını sorgulayıp değişmelerini izleyen ve hayran olan bir çift tarafından yaratıldı.
Bu bakış açısıyla Dark’ın pek çok günahı kabul edilebilir. Bu pek çok günahı yazının gerçekten Dark 3. sezonundan bahseden ilk kısmında aradan çıkartmak istiyorum. Yani sonraki paragraf spoiler barındırıyor. Atlayabilirsiniz.
The Stranger’dan Adam’ın ortaya çıkışı çok kısa, çok oldubitti. Gerçekten bir sahnede “Böyle bir şey var he,” repliğiyle haber verilen, motivasyonu belli olsa da yöntemlerindeki değişiklik izleyiciye tam aktarılamayan bir durum söz konusu. Bunu görünce Adam’ın soğuk ve katı kimliği, oyunun yöneticisi rolü biraz havada kalıyor. İlk iki sezondaki her hamlesi planlı üst akıl sadece ne olacağını bildiği için var oluyor. Aynısı Noah için de geçerli. Neler yaşadığını bildiğimiz için arabada oturup konuşurken bile tehditkâr bir hava yayan adamla tek emeli aşkı olan adam arasındaki bağlantıyı kuramıyoruz.
Bu noktada karakterlerin özgür iradesi yokmuş gibi davranmalarını eleştirmeyi düşünüyordum. Fakat sezonun odaklandığı nokta da burası aslında. “İnsan istediğini yapar da, istediğini isteyemez,” cümlesiyle başlayan ve kuantum olasılıklarına kurulu olduğunu belirten bir sezon bütün tutarsız davranışları eleştirme hakkını alır izleyiciden. İki dünyadaki üç döngüyü gösterir gibi yaparken aynı anda hem ölü hem yaşayan karakterler yarattığı sürece kimsenin davranışlarını değiştirme şansı yoktur. Özgür irade yerinde dursa da bunu kullanan karakter yalnızca döngünün içine kısıtlı cep evrenleri yaratacak, döngüyü tamamlamayı seçen diğer kendisi o karakterin bütün eylemlerini yine yok hükmüne getirecektir.
Zaman Yolculuğunun Felsefesi
Bu alt-başlık Donnie Darko filminde geçen bir kitap ismi. Kitabın yazarı beyaz saçlı, pejmürde görünüşlü bir kadın. Bu kadının White Demon’la benzerliği Donnie Darko’nun Dark için bir başka esin kaynağı olduğunu açıkça gösteriyor. Filmde yanlış bir eylem bir cep evreni yaratıyor ve bu cep evreni yaratıldığı an yok oluşunun geri sayımı başlıyor. Çünkü Dark’ın da gizliden kabul ettiği üzere Kuantum enerjisi bile sonsuz değil ve kendiliğinden var olabilecek bir evren yaratamaz. Dark bu soruna belki de görebileceğimiz en güzel cevabı veriyor. Ayakkabı bağı paradoksuyla, ilk kıvılcımdan sonra enerjisini kendi içinde yaratan ve dominolar oynatılmazsa sonsuza kadar var olabilecek bir evren yaratmak.
Bu konuda varlığını kör göze parmaklamak dışında ne anlatabilirim bilmiyorum. Sadece Baran bo Odar ve Jantje Friese’ye küçük bir alkış tutmak istiyorum sanırım. Onlarca teori ve paradoksa sahip olan bir alanda hem son derece minimalist bir yaklaşım sergileyebilmek hem de bu kapalı devre dünyayı heyecanını kaybetmeden gösterebilmek kesinlikle zor zanaat. Tabii burada övgünün bir kısmını da Alman disiplinine vermek gerekebilir. Çok dizide göremediğimiz bir “Ne anlatacağını bilmek” var Dark’ta.
Dark 3. Sezon Oyunculuklar, Yönetmenlik ve Işık
Dark ilk sezonundan itibaren yönetmenliğiyle övülüyor. Bu sezon da hiç farklı değil. Baran bo Odar kimi yerlerde ayrıntılara dikkat etme gücüyle, kimi yerlerde görüntüyü aynalamak gibi basit olsa da etkili yöntemlerle ustalığını belli ediyor. Dizinin bütün karmaşası içinde dikkatli izleyici hangi dünyada ve hangi zamanda olduğunu fark edebiliyor. Neredeyse tamamen karanlık tonlarda olsa da farklı zaman dilimlerindeki farklı ışıklandırmalar dizinin tutarlılığını sağlayan önemli bir unsur.
Dark’ın oyuncuları en küçük rollüsüne kadar mükemmel. Özellikle belirtmek istediğim tek bir aktör yok çünkü diğerlerine ayıp olacak. Hiçbiri diğerlerinden bir üst basamağa çıkmıyor çünkü zannediyorum ki çıkılacak bir basamak yok. Bir tek Winfried Glatzieder’den bahsetmek zorunda hissediyorum. Kendisi yaşlı Ulrich rolünde o kadar iyi ki ilk gördüğümde makyajlı Oliver Masucci olduğunu zannetmiştim. Glatzieder diğer oyuncularla aynı mükemmelliği gösterse de ulaşması daha zor olduğu için bu parantezi hak ediyor.
Dark 3. Sezonu İncelememek
Diziyi bitirip aklında pek çok soruyla internete koşan ve benim Lost’tan, Donie Darko’dan, Sisifos’tan bahsedişimi okuyup aklındaki hiçbir soruya cevap bulamayan okuyucularımızdan özür diliyorum. Gelgelelim ben kendimi Dark’ın 3. sezonunu tam manasıyla masaya yatıracak güçte göremiyorum. Düğümün her ilmiğini görebildiğimi düşünmüyorum ve pek kimsenin de buna vakıf olduğuna inancım yok. Aksini iddia edenlerin yazdıklarını okurken Wöller’in gözüne ne olduğunu açıklamadıklarını fark ettiğinizde siz de bana hak vereceksinizdir. Diziyi izleyen herkes için bir nokta ortak: Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimiz okyanus.
Schrödinger için kutuyu açmak kedisini maruz kaldığı sonsuz işkenceden kurtarmanın tek yolu. Dizi de Sisifos’larına verebileceği tek mutlu sonu vererek ekranlara veda ediyor. Dark sonsuz gizemleri ve firesiz tutarlılığıyla hem televizyon hem de bilimkurgu tarihinde çok önemli bir yere sahip ve yıllar sonra da klasik olarak anılacağı kesin.
Bu özel diziyi izlememizi mümkün kılan Netflix’e, Baran bo Odar ve Jantje Friese’ye ve bütün oyuncu kadrosuna sonsuz teşekkürler.
Toplamda 8 bölümden oluşan Dark 3. sezon ile ilgili yorumlarınızı, teorilerinizi ve cevabını bulamadığınız soruları Kayıp Rıhtım Forum’da bekliyoruz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!