Ümit Kireççi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gelince aklıma kaç haftadır kaleme almak istediğim bir yazı geliverdi. Hem de son derece vahşice bir yaşanmışlıklar zincirinin tanığı olarak… Elbette bizzat görmedim hiçbirini ama buradayım, buradayız, okuyoruz, öğreniyoruz, özetle 2017 yılının ilk üç ayında öldürülen kadın sayısı 100’ü buldu ülkemizde.
Bu insanlık dışı uygulama neden bitmiyor veya en azından azalmıyor bilmiyorum ama çocuk tecavüzlerinde çocukların suçlu bulunduğu tecavüzcülerin ise serbest bırakıldığı bir ülkede daha ne kadar şaşırabilirim bilmiyorum…
Gelelim Wonder Woman’a…
Wonder Woman, psikolog, feminizm teorisyeni, araştırmacı ve çizgi roman yazarı William Moulton Marston tarafından yaratılmıştır. Bu arada resmi kayıtlara geçmemiş olsa da yazar eşi Elizabeth Holloway Marston ile çizer Harry G. Peter’den destek aldığı da yazılı birçok yerde. Ama konumuz bu değil.
W.M. Marston FBI için “yalan makinesini” icat ettiğini iddia eden bir araştırmacıdır bir yandan.
İşte yalan makinesi, feminizm, kadın hakları derken, Marston, bütün bu birikimini bir araya getirmenin bir yolunu bulmuş, çizgi roman dünyasına adım atmış. Sadece kadınların yaşadığı ve Anadolu mitolojisinde yer alan ünlü amazonları hikayesinin merkezine koymuş. Onları mitolojideki Themyscira şehrine (ama ada olarak yorumlayarak) yerleştirmiş ve icat ettiğini iddia ettiği yalan makinesini de insanlara doğruyu söyleten kemende dönüştürerek kahramanının eline verivermiş. Ortaya böylece Wonder Woman ve maceraları çıkıvermiş.
Çıkmış ama bu çıkış biraz karmaşık. Uzun uzun yazmadan söyleyecek olursam, kahramanın kökeni konusunda ciddi tutarsızlıklar ve farklılıklar oluşur zaman içinde. Ve ben maalesef en çok George Perez’inkini sevmişimdir hep.
George Perez Dokunuşu…
Comics dünyasının “en çok kahramanı tek kareye sığdırabilen” çizeri olarak tanınan George Perez’i Avengers dizisiyle, Teen Titans, Crisis of Infinity Earths gibi muhteşem işlere imza atmışlığı vardır. Ancak yazarlık denince akla Wonder Woman gelir…
1987 yılında, DC Evrenini kökten değiştiren Crisis öyküsünden sonra Wonder Woman’ın başına geçen Perez, Yunan mitolojisine en yakın ve belki de en güzel yorumu getiren kişi oldu. Eşsiz çizgileriyle de öykülerine antik bir nefes üfleyen sanatçı kahramana yepyeni bir köken kazandırdı.
Perez’in Wonder Woman’ı İ.Ö. 30.000 yılında başlar. Beklenen kahramanla ilgisi olmayan bir mağara devridir bu. Hatta mağaradadır da. Avdan dönen ancak azı dişli kaplanla karşılaşarak yaralanmış olan bir erkekle karşılaşırız ilk karelerde. Bedenen; sol eli kopmuştur, olduğu kadar gururca da yaralanmışlığı vardır adamın. Bir erkek olarak yaralanmış olmaktan, aciz duruma düşmüş olmaktan dolayı kinini kusacak yer aramaktadır. Artık yarım bir adamdır ve avcı olamayacaktır. Bu yüzden de korkmaktadır ama korku kadınlar içindir, erkekler için değil. Örneğin o sırada yanına gelen hamile karısı gibiler içindir korku. Ona acısını azaltmak için sarılan karısı gibilere göredir. Ona acıyan ve karşılıksız sevgisini veren hamile karısı gibilere göredir. Lanetler savurduğu kadına göredir. Kafasına vurarak bebeğiyle birlikte öldürdüğü karısına göredir…
Acısından sıyrılarak soğukkanlı düşünmeye başladığında yediği haltın farkına varır adam. Elindeki kana bakar. Yerdeki kadının cesedine… Bu sırada bir ışık çıkar cansız bedenden. Işık yükselir ve kutsal bir sesin çağrısıyla gökyüzüne yükselir…
Aradan binlerce yıl geçer.
Yunan tanrıları aralarında konuşur, anlaşırlar.
Beş tanrıça bir araya gelerek eşleri tarafından haksızca öldürülen kadınların ruhlarının döndüğü alana gelerek onlara yaşam üflerler.
Her ruh dünyaya düşerek bir bedene kavuşur.
Bunlar amazon savaşçılarının ortaya çıkışıdır.
Athena onlara bilgelik verir, Artemis onlara avcılık yeteneği bahşeder, Demeter ovalarını bereketlendirir, Hestia onlara şehir inşa eder, Afrodit onlara aşkı bağışlar. Sonra da Hippolyta kraliçeleri seçilir… Ve dünyada Amazon hükümranlığı başlamış olur.
Ancak olaylar burada bitmez. Herkül’ün tuzağı, Amazonları tutsak etmesi, tutsaklıktan kurtuluş, denizler tanrısı Poseidon’un yardımıyla “Cennet adası”na geçiş, şehir kurma hep ilk sayıda yer alır. Sonra da…
Wonder Woman’ın Doğumu
Tanrıların merhameti bununla sınırlı kalmaz. Otuz bin yıl önce öldürülen ve ölen onca kadın arasında hamile olan tek kişiye, Hippolyta’ya çocuk sahibi olması hakkı tanınır.
Hippolyta kilden bir bebek yapar kendine. Duasını eder ve mucize gerçekleşir: bebek Diana dünyaya gelmiş olur.
Bundan sonrası bebeğin büyümesiyle, savaşçı eğitimiyle, annesine karşı çıkarak tehlikeli yarışmaya katılmasıyla, şampiyon olmasıyla geçer… İlk sayı biter.
Devamında…
Çok şey olur. Ama yazımda yeri olmadığından anlatmamayı tercih ediyorum. Okuyun bulursanız…
Kadın cinayetlerine gelince… Gelmeyelim… Burada bu yazılanlar son olsun!
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.