in ,

Metal Müziğin En Büyük İsimlerinden Metallica’nın Yeni Albümü “72 Seasons” ile Grubun Geleceğine Bakış

Metallica yeni albümleri “72 Seasons” dinleyicileri ile buluştu. Yeni albüm metal müziğe ve grubun geleceğine dair önemli ipuçları taşıyor olabilir.

Metallica'nın Yeni Albümü ile Grubun Geleceğine Bakış
- Reklam -
- Reklam -

Metallica‘nın yeni albümü müzikseverlerle buluştu. Eleştirmenlerden düşük notlar alan Hardwired… To Self Destruct‘tan 6.5 sonra yayınlanan 11. stüdyo albümleri 72 Seasons nihayet dinleyicisi ile buluştu.

Peki yeni albüm metal müziğin gürültülü davulları arasında nasıl duyuluyor?

Metallica kurulduğu ilk yıllarından bu yana metal, özel olarak da heavy metal endüstrisinde kendisine hatırı sayılır bir yer elde etti. Türün gediklileri tarafından sürekli dinlendi ve hayatlarında iz bırakmayı başardı. “72 Seasons” albümü ise grubun belki de son imzasını taşıyacak.

- Reklam -

Dünyanın en çok bilinen müzik gruplarından Metallica her yayınladığı albüm ile gündem olmayı başardı. Bazı albümlerinin metal müziğe yakışmadığı söylendi. Bazı albümlerle grubun eski tonlardan tamamen vazgeçtiği ve hatta Cliff Burton’ın anısını kirlettiği iddia edildi. Fakat her albümde eleştiriler ne kadar ağır olursa olsun ekip En Çok Dinlenenler listesinde mutlaka üst sıralarda yer almayı başardı. Bu başarı, uzun yıllar sektörün içinde kalmış ve zamanın getirdiği “aşınmayı” yaşayan tüm gruplar düşünüldüğünde daha anlamlı hale geliyor. Metallica’nın her şeye rağmen hâlâ dinlenmesinin arkasında sihirli bir gerçek yatıyor.

Ekip 1981 yılında James Hetfield ve Lars Ulrich tarafından bir garajda kurulduğunda dönemin sevilen metal şarkılarını yorumlayarak sektörde yer almaya çalışmışlardı. Söz yazarı ve besteci Cliff Burton’ın çalışmaları sonrası Kill ‘Em All albümleri ile sektöre hızlı bir giriş yaptılar. Stephen King’in romanından ilham alınan Ride the Lightning ve Stranger Things dizisinin 4. sezonunda da çalınarak popülerliği yeniden yükselen üçüncü stüdyo albümü Master of Puppets ile listeleri hızlıca tırmanarak isimlerini geniş kitlelere duyurdular. Fakat Damage Inc. turnesi sırasında Cliff Burton’ın hayatını kaybetmesi grup için bir dönüm noktası oldu. Bu albümden sonra ekip bas sesleri tamamen kısarak daha keskin ve bozuk bir gitar tonuna yaklaştılar. Ayrıca sonrasında gelen neredeyse tüm albümlerine yönelik eleştiriler, ekibin ana temelden uzaklaştığı yönünde olacaktı.

Metallica Yeni Albümü "72 Seasons"

Metallica Yeni Albümü “72 Seasons” ile Başladığı Yere Geri mi Dönüyor?

Metallica’nın dördüncü albümü …And Justice for All Billboard 200 listesinde 6. sıraya kadar yükseldi ve Grammy Ödülleri için aday gösterildi. The Black Albüm dünya çapında 650 bin adet satarak büyük bir başarı yakaladı. Load ve Reload albümleri ise beklenen ilgiyi görmedi. Some Kind of Monster ve sekizinci stüdyo albümü St. Anger Metallica’nın çöküşünün resmi bir kanıtı olarak gösterildi. 2008 çıkışlı Death Magnetic, yaşanan sızıntı krizinden dolayı beklenen satış rakamlarına ulaşamadı. Ekibin son stüdyo albümü Hardwired… To Self Destruct ise tecrübeli ekibin yeni denemelerinin ilk ürünü olarak dinleyicilere sunuldu. Yeni stüdyo albümü 72 Seasons ise bu farklı deneyimlerin eski sesler ile başarılı bir karışımı olarak raflardaki yerini aldı.

Grubun asıl sihri ise bütün bu çalkantılı sürecinin tam olarak içinde yer alıyor. Metallica bulunduğu dönemin müzik kültürünü başarılı bir şekilde ele alıp şarkılarını buna göre yeniden düzenleyebiliyordu. Kendi yankı odalarında sıkışıp aynı sesleri tekrardan çalmak yerine etraflarında yaşanan olaylardan etkilenerek sürekli dinamik müzikler ortaya koydular.

Yeni albümleri 72 Seasons ise Metallica’nın bünyesinde taşıdığı tüm bu değişimlerin belki de son aşamasını niteliyor. Albümün adını insan yaşamının ilk 18 yılına bir gönderme olarak 72 Seasons koyduklarını söyleyen Hetfield, yeni albümün oldukça kişisel bir macerayı da gözler önüne sereceğini de belirtiyor. Tanıtım yazısında albümün ismi için şunları da paylaşıyor:

“72 Mevsim. Kendimizin doğru ya da yanlış kişiliğini oluşturan ilk 18 yıl. Ebeveynlerimiz tarafından ‘kim olduğumuzun söylendiği’ yıllar aslında. Büyük ihtimalle kim olduğumuzu sürekli sorgulayacağımız bir zaman. Bana kalırsa bunun en ilginç tarafı bu yıllardan sonra dünya görüşümüzün nasıl değiştiğine dair daima değişen çalışmalarımız. Yetişkin hayatımızda tecrübe ettiğimiz birçok şey çocukluk yılların yeniden yaşanması ya da bu yıllarda yaşanan şeylere verdiğimiz reaksiyonlar şeklinde gelişiyor. Dolayısıyla çocukluğumuzun mahkumu ya da taşıdığımız yüklerden azat edildiğimiz dönemlerdeyiz.”

Metallica Yeni Albümü "72 Seasons"

72 Seasons Grup İçin Müzikal Dönüşümü İşaretliyor

Albümden yayınlanan son tekli “72 Seasons” kendisinden önce çıkan bütün albümlerde olduğu gibi, “ekip eski melodilerine geri mi dönüyor?” sorusunu sordurmayı başardı. Bu Metallica’nın kaçamadığı ve asla da kaçamayacağı bir soru olacak. Sanırım bu sorunun cevabı albümün tamamı yayınlandığında da verildi. Kemik dinleyiciler hâlâ Master of Puppets günlerindeki kesintisiz riffleri, double kick’leri ve distortion pedallarıyla tatlandırılmış bass melodilerini duymak istiyor. Ekibin bunu yapabileceğini ve yapmak istediğini düşünüyor.

- Reklam -

Oysa ekip bu gürültülü dünyadan uzaklaşalı çok oldu. Yeni albüm ekibin her zaman yaptığı gibi güncel tınıları yakalayacağı bununla birlikte artık ustalaşmış üyelerin korkusuz bir şekilde yeni alanlara yelken açacağı bir yapım da olmuş. Müzikal felsefe anlamında yeni bir dönemi işaretliyor. Hardwired… to Self Destruct albümünde bunun temelleri atılmıştı. Büyümenin hikâyesinin anlatıldığı 72 Seasons ise bunun daha kusursuz bir şekilde işlendiği bir eser olarak karşımıza çıktı.

İlk şarkı albümün adı ile dinleyiciyi hızlı, seri ve sert bir içeriye alan kapı açıyor. Screaming Suicide sadece bir insanın doğumuna değil aynı zamanda ekibin ilk albümlerindeki tınılara da göndermeler içeriyor. You Must Burn! ergenliğin ilk adımlarını, büyük değişimlerini ve öfkesini dışa vuruyor. Lux Æterna ile başlayan duygusal değişim dikenlerden bir taç ile yani The Crown of Barbed Wire ile kendisini gösteriyor. Chasing Light kayboluşun ve bitmeyen arayışın içinde ilerlerken Too Far Gone? ise yolun sonunda ne olduğunu sorduruyor. Bütün yolculuk ise aşık olunan bir kadının kollarında, Inamorata ile bitiyor. Bütün yolculuk Metallica’nın geçmişinden bu gününe başarılı geçişlerle ve alt metinlerle dolu bir macera sunuyor.

Şarkıların genel yapısı Kill ‘Em All ve Ride The Lightning gibi albümlerinden sağlam temeller alırken bunun üzerine Load ve Reload gibi albümlerdeki kuvvetli melodileri entegre etmeyi başarmış. Vokaller ise Hardwired albümündekilere benzer şekilde öne çıkıyor. Ayrıca bir Metallica albümünden duymayı beklemediğim kadar baskın bass sesleri aldığımı da eklemem gerekiyor. Özellikle Sleepwalk My Life Away şarkısının giriş bölümündeki bass sesler Cliff Burton’ın Orion’una çok temiz bir saygı duruşu içeriyor. Hatfield’ın sesi ise yorgun. Bazı şarkılarda çıkmaması gereken yerlere çıkmak istiyor, bunu Chasing Light gibi bazı şarkılarda da başarıyor. Fakat son zamanlarda yine nükseden alkol problemleri ve terapi süreci bazı şeyleri geri dönülmeyecek şekilde almış gibi görünüyor.

Metallica’nın Yeni Nothing Else Matters’ı: “Inamorata”

Inamorata - Metallica

Bu noktada albümün son parçası Inamorata‘ya ayrıca bir başlık açmamız gerekiyor. Albüm incelemelerinde, dinleyenler arasında ve yorumlarda albümün en iyi parçasının Inamorata olduğuna dair bir fikir birliği oluşmuş gibi görünüyor. Gerçekten de 11 dakikalık bu uzun parça övgüleri hak ediyor. Hatfield’ın eski albümleri andıran o sesi, sert tonların neredeyse akustik denilebilecek tonlara muhteşem düşüşü, Lars’ın ritim kaçırmadan bütün şarkı boyunca vurduğu temiz ‘kick’ler başarılı bir dinleme serüveni oluşturuyor. Bu haliyle Inamorata‘nın Metallica için yeni bir Nothing Else Matters olacağını sanıyorum.

Fakat benim albümdeki favorim ise kesik ve sert tonlarıyla peşinizden gelen, o korkuyu bir an olsun bırakmayan Shadows Follow oldu. Headbang için uygun temposu, net vokalleri öfkenizi ortaya çıkarmaya çok müsait bir ortam oluşturuyor.

Shadows Follow - Metallica

Yeni albümle birlikte M72 adını verdikleri dünya turnesine de çıkıyor. Turne bünyesinde daha önce yapmadıkları şekilde her şehirde farklı iki günde, farklı şarkılarla, iki farklı gösteri sunacaklarını duyurdular. Ayrıca Enhance Experiences adı altında dinleyicilere Snake Pit, sahne arkası röportajları, özel sahne önü platformları ve sınırlı Metallica ürünlerinin sunulduğu seçeneklerde dikkat çekiyor.

Metallica’nın on ikinci stüdyo albümü 72 Seasons 14 Nisan 2023 tarihinde dinleyicileri ile buluştu. Ekibin resmi siteden yaptıkları dünya turu planlamasında ise 2024 yılının tamamında turnede olacak. Türkiye ise dünya turunda Metallica’nın hedefleri arasında yer almıyor.

Siz Metallica’nın yeni şarkısı ve albümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin albümdeki favori şarkınız hangisi oldu? Fikirlerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden iletmeyi unutmayın. Ayrıca bizi Google Haberler üzerinden de takip edebilirsiniz.

Oğuzhan Açıkalın

Gedikli bir çizgi roman geek’i olmasam da beyaz sayfalara doluşmuş renkli resimleri her zaman ilgiyle takip ettim. Çünkü resimlerin ve kelimelerin bizi olduğumuzdan daha iyi bir yere taşıyacağına inanıyorum. Kısa kısa hikâyeler yazıyorum, edebiyatın her türlüsüne ilgi duysam da bilimkurgu konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

2 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Burak_G13 Burak_G13 dedi ki:

    Oğuzhan Bey, çok güzel bir inceleme olmuş. Uzun zamandır özlenen ve beklenen bir sesi var albümün. Yazınızda bahsi geçmese de albümdeki favori şarkılarımdan biri de “Room of Mirrors”.

  2. Avatar for OgiWanKenobi OgiWanKenobi dedi ki:

    Çok teşekkürler. Metallica yine günceli yakalasa da eskiye de dayanan bir sesi var albümün. Room of Mirrors da gerçekten güzel bir parça. Main riff ve geçişlerde özellikle Black Album esintilerini almıştım.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

The Simpsons'ta 31 Yıllık Gizli Şaka Ortaya Çıkarıldı

“The Simpsons” Dizisindeki Gizli Bir Şaka 31 Yıl Sonra Ortaya Çıkartıldı

Bryan Cranston "Everything's Going to Be Great"da Oynayacak

Bryan Cranston ve Allison Janney “Everything’s Going to Be Great”in Başrolünde Yer Alacak