George Orwell, Aldous Huxley, Ray Bradbury, Yevgeny Zamyatin, Kurt Vonnegut ve daha birçok usta kalem… Hepsi farklı yönlerden geleceği tasvir ettiler. Ancak yazdıkları elbette çiçek ve böceklerle sarılı mutluluk diyarları değildi. Romanlarıyla acımasız, sorgulayıcı veya alaycı bir biçimde distopyalar yazdılar.
Bunlar karanlık geleceğin soruşturmasına açılan kapılardı.
Daha yakın dönemdeyse hayvan ve makinelerin etkileşimini içeren bilim dalı ‘sibernetik’ ile ayrıksılığı ve serseriliği vurgulayan ‘punk’ kelimesi birleştirilerek siberpunk (cyberpunk) kelimesi oluşturuldu. Bilimkurgunun bu yeni alternatif türünde Neuromancer, Ghost in the Shell, Blade Runner, Shadowrun, Watch Dogs gibi birçok farklı sanat dalında nice eser üretildi.
Ve dur durak bilmeden de yenileri gelmeye devam ediyor. Bugün incelememe konuk olan siberpunk türündeki diyalog ve zengin hikâye bazlı “Neo Cab” adlı oyun da bunlardan birisi.
Bakalım geleceği hangi yönden ele almış, bilimini nasıl kurgulamış ve genel olarak nasıl olmuş?
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Teknoloji
Gelişmiş teknoloji ve bilimin insan yaşamının dört bir yanını sarmaladığı bir dünya. Otomasyonla yönetilen topluma bağımlılıktan bireysel hakların çok kısıtlanmasına kadar sosyal yapıda bilumum problem…
Neo Cab, safi mutluluk kesinlikle içermiyor. Serpilip büyüyen otomasyon toplumu bireyi kanatlarının altında ölesiye boğuyor. Toplumdan dışlıyor, hapse tıkıyor, sokaklara atıyor.
Yeni bir hayata başlamak adına Los Ojos’un teknoloji bağımlı tekinsiz şehrine geliyoruz. Eskiden büyük bir kavgayla yollarımızın ayrıldığı, ancak zamanın bu küslüğü unutturduğu Savy adlı eski dostumuzla yeniden bağları kuvvetlendireceğiz. Birlikte yaşayarak ‘mutlu’ bir hayat kuracağız.
Tabii ki işler beklendiği gibi gitmiyor. Sorunsuz olmaz! Dostumuz arkasında çok az iz bırakarak kayıplara karışıyor. Ne durumda hiçbir fikrimiz yok. Kaçırılmış, öldürülmüş veya bambaşka bir durumda olabilir.
Otomasyon Şehrinde Kayıp Dost
Lina adlı taksi şoförünü oynuyoruz. Yabancısı olduğumuz şehirde kalacak yerimiz yok. Hem Savy’yi araştırmalı hem de hayatta kalmak için taksi şoförlüğüne devam etmeliyiz. Burada insanlık büyük ölçüde Capra adlı teknoloji ve kontrol bağımlısı şirketin kontrolü altında. Toplumun bir kısmı bu şirkete taparken diğerleri nefret ediyor. Biz de sevmeyenlerdeniz, sebeplerimiz çok.
Bu arada toplumun büyük bölümü artık insanların kullandığı araçların güvensiz olduğunu düşünüyor. Zaten bizim de içinde yer aldığımız Neo Cab firmasının da bir avuç sürücüsü kalmış. Artık her yerde robotlar tarafından kullanılan araçlar var. Gerçek şu ki robotların sebep olduğu birçok kaza el altından gizleniyor ve tamamen güvenliymiş gibi gösteriliyor.
Anlayacağınız bilmediğimiz bir şehirde, istenmeyen bir işte tamamen yalnızız. Tüm bunların üstüne hayata tutunduğumuz tek dalımız kaybolan dostumuzu arıyoruz. İşler kötü.
Farklı Hayatlar
Ana hikâye izlencesinin yanı sıra taksimize aldığımız her insanın hayatlarına ortak oluyoruz. Yolcular istedikleri noktaya giderlerken hem kendi gizemimize cevap arıyor hem de onları tanıyoruz. Oyundaki yolcuların iyi yazılması ve diyalogların da özenli olmasıyla birlikte bu sohbetler hiçbir zaman sıkmıyor.
İlk randevusuna giden kadınla bağ kurduktan sonra kendisini bir sonraki alışımızda buluşmasının nasıl geçtiğini konuşuyoruz. Başka bir yolcu hapisten yeni çıkmış ve yıllar sonra değişen şehri şaşkınlıkla izliyor. Bir diğeri ‘kuantum istatistikçi’, kafamızı bilumum tuhaflıkla açıyor… Tüm bu sohbetlerde hem kendimizi tanıyor hem gizemimizin çözüm yolunda ipuçları yakalıyor hem de otomasyon dünyasını sorguluyoruz.
Ayrıca yolcularla kurduğumuz ilişki de çok önemli. Ne onlara yalakalık yapıp akıl sağlımıza zarar vermeliyiz ne de kavga ederek düşük puan almamıza sebep olmalıyız. Çünkü 4/5 puanın altına geçersek uyarıdan sonra şirketten tekmeyi yiyoruz.
Kurgulanan Bilim
Oyunun en öne çıkan unsurlarından birisi duyguların iletişim üzerindeki etkisi. Geliştiriciler açık şekilde hisler ve bunların kişilerarası iletişimdeki bağlantısı üzerine araştırma yapmış. Çünkü oynarken diyalog yazımı ve sözlerin insanlardaki etkilerinde bunu görüyoruz.
Peki bu etki nasıl oluyor? Feelgrid adlı lanet bir cihaz sebebiyle! İnsanların bileklik, kolye veya başka şekilde taktıkları bu alet kan üzerinden ölçüm yapıp o sıradaki duygu neyse renkler aracılığıyla gösteriyor.
Sarıysa heyecanlı ve neşeliyiz, maviyse depresif ve çökkün, kırmızı öfkeli, yeşilse dingin olduğumuz görülüyor. Aynı zamanda bunun seviyeleri de mevcut. Bu duygular da eylemlerimizi etkiliyor. Örneğin mavi renkteyken öfkeli bir cevap veremiyoruz. Bu sebeple konuşmanın seyrine göre duygu durumumuzu ayarlamalıyız.
Bazı Kusurlar
Diyalogların psikolojik temeli güçlü ve edebî tadı yüksek. Oyunun neredeyse genelinde başarılı. Ancak o son kısım yok mu… Diyalogların birden zayıflamasının yanı sıra duygu durumlarının değişimi de resmen hikâyeyi belli bir yola sokmak adına çok göze parmak değişiyor. İtiraf etmeliyim ki her şey güzel giderken bu biraz yüzümü düşürdü.
Bunun dışında müziklerin de zayıf olduğunu düşünüyorum. Oyunla bütünlüğü ne yazık ki yok. Değişen sahneye göre yer yer farklılaşsa güzel olurdu. Çok uyumsuz.
Son Olarak
Öncelikle bahsetmem gerekir ki oyun Türkçe dil desteğine sahip ve çeviri tertemiz. Bazen oyunlarda çeviri kusurla dolu olabiliyor. Ancak Neo Cab’de gerçekten çok özenli bir iş çıkarılmış. Teşekkürler.
Ayrıca bu kadar diyalog bazlı ve yüksek İngilizce seviyesi isteyen oyunda dil desteği olması harika olmuş.
Chance Agecy adlı stüdyo tarafından yapılan oyunun arkasında Firewatch, Guild Wars 2 ve Reigns: Her Majesty gibi işlerde çalışmış isimler yer alıyor. Neo Cab ise 3 Ekim’de Steam ve Nintendo Switch‘de çıkışını gerçekleştirecek.
Açıkçası ben iletişim ve duyguyu öne çıkaran zor bir işi iyi kotardıklarını düşünüyorum. Gayet keyifli bir deneyimdi, iyi hikâye arayanlara öneririm. Otomasyonla sarılmış bir dünyada insan kalabilecek misiniz?
Yine çok güzel bir inceleme. Ne yapsam etsem bilemedim, artık yönümü metacriticten size doğru çevirecek gibiyim. Hikaye ilgi çekici duruyor, tema da çok hoş. Ancak oyunun grafiklerinden biraz olsa bahsedilmesi iyi olabilirmiş. Teşekkürler
Teşekkürler. Evet grafikleri eksik kalmış. Oyunun neredeyse tamamı tek mekânda geçiyor, yani taksimizde. Aslında bizim sadece gördüğümüz taksinin içinde karakterimiz ve müşterimiz. Taksi ilerlerken Los Ojos’u çok az görebiliyoruz.
Oyun duyguları mekanik olarak kullanan bir bilim kurguladığı için yüz ifadeleri önem taşıyor. Bu yüz ifadelerinin oyuncuya aktarımı iyi. Belli ki yüz ifadelerine özellikle çalışmışlar geliştiriciler. Feelgrid mekaniğinin iyi işlemesine izin veriyor.
Diğer yandan görsellik fragmanlarda biraz yüzümü ekşitmeme neden olmuş, ilgimi çeken nokta olmamıştı. Ancak oynamaya başladığımda hiç sırıtmadığını söyleyebilirim, hatta keyif aldım.
Ayrıca iki oyun incelemesi arka arkaya geldiği ve ikisi de senin ilgini çektiği için söylüyorum, bence The Sojourn daha iyi bir oyundu. Ben olsam onu önce alırdım. Neo Cab’ın hikâyesini iyi bağlayamaması üzüyor.
Teşekkürler, tavsiyeleriniz benim için önemli. Bir takipçi kazandınız