The Husbands of River Song: Bir Yedi Kocalı River Hikâyesi

BBC’nin Doctor Who dizisinde 9. sezon ile birlikte gelen The Husbands of River Song adlı Noel özel bölümünü inceledik.

Bu yazı, Doctor Who 9. sezonu, sezon finali ve Noel özel bölümü ile ilgili bolca spoiler içerir.

Doctor Who’nun Noel özel bölümlerini keyifle izleyebilirsiniz ya da hiç sevmezsiniz. Ben bu bölümleri keyifle izleyen taraftayım; özellikle de sezondan bağımsız, masalsı ve eğlenceli olanları. Rahat koltuğumda oturup karla kaplı, uzak, yabancı bir gezegeni izlerken kış mevsiminin ne kadar güzel olduğunu daha net görüyorum, geçtiğimiz aralık ayının soğuk günlerini de son Noel özel bölümünü beklemekle geçirdim. River Song’un ekranlara döneceği haberi duyulduğunda günleri saymaya başladım. Sonunda Noel zamanı geldiğinde ise 12. Doktor ile hazırcevap, küstah, korkusuz River’ı bir arada izlemek, hüzünlü bir sezon finalinden sonra çok iyi geldi – Hüzünlü derken, Clara’yı seven izleyiciler için öyle olduğunu tahmin ediyorum. Şahsen Clara’nın sonunu bezgin bakışlarla izledim.

The Husbands of River Song İncelemesi – Doctor Who Noel Özel Bölümü

2015’in son Doctor Who bölümü, Tweedledee’ye (belki de Tweedledum’a) çok benzeyen bir adamın TARDIS’in kapısını çalmasıyla ve Doktor’u, beklediği cerrah zannetmesi ile başlıyor. Doktor, adamın peşinden yola düşüp hastanın beklediği yere gidiyor ve kırmızı bir uçan dairenin önünde River Song tarafından karşılanıyor! Hasta, yani robot gövdeli kral Hydroflax, beynine saplanan bir elmas yüzünden ölmek üzere. River, kral ile evlenmiş vaziyette ve onun kafasını kesip elmasa ulaşmasını sağlayacak olan cerrahın geldiğini zannediyor. Doktor, River’la karşılaştığı için mutlu, Kral’la evlendiğini öğrendiği için şaşkın. Kral’ın bir türlü susmayan kafasını bir çantaya atıp kaçıyorlar. Bu arada Ramone’la karşılaşıyoruz, River’ın kocası. Doktor’un şaşkınlığı artıyor.

Bölümdeki olaylara daha fazla girmeden önce şunu belirtelim: River, karşısındaki adamın kim olduğunu bilmiyormuş gibi gözüküyor. Doktor’un “I am THE Doctor” vurgusuna ve defalarca derdini anlatmaya çalışmasına rağmen River, Doktor’un on iki yüzü olduğu ve hepsini tanıdığı konusunda ısrarcı. TARDIS’in orada olduğunu biliyor, Doktor’u bulmaya çalışıyor ama yanındaki adamın o olmadığından fazlasıyla emin. Yazarlar ve yönetmen, araya duygusal bir sahne sıkıştırmayı ihmal etmeden, bunu mizah malzemesi olarak bol bol kullanıyorlar.

River, kocası Hydroflax’in kafasını kolunun altına alıyor, kocası Ramone’la vedalaşıyor; “Gel benimle,” diye Doktor’u peşine takıp TARDIS’e kadar sürüklüyor. Sonrası, inişli çıkışlı duygularla dolu bir Moffat klasiği…

River Song’un Dönüşü

Noel bölümü ile ilgili bilgiler ve set fotoğrafları yayılmaya başladığında biz de üç hafta kaldı, iki hafta, son yedi, altı, beş… diye sevinçle gün saymaya başlamıştık. The Name of the Doctor’daki yarı sanal varlığını saymazsak, River’ın son bölümü The Angels Take Manhattan olmuştu ve bu fazlasıyla duygusal bölümden sonra River’ı kahkahalar atarken görmek çok iyi geldi.

Steven Moffat’ın diziye yaptıklarını, özellikle son iki sezonu çok eleştiriyorum, arkasından konuşup gıybet yapıyorum fakat Capaldi’nin Doktor’u ile River Song’u bir araya getirmek en iyi fikirlerinden biri oldu. Kendi zaman çizgisine göre önce 11. Doktor’la tanışan, ölmeden (ya da ölmek üzereyken bir bilgisayarın hafızasına kaydedilmeden) hemen önce 10. Doktor’la heyecanlı bir maceraya atılan; ailesi, geçmişi, yaşadıkları ile kendi dizisini hak eden River Song ve son Doktor çok güzel bir çift oldular. River’ın Doktor’u henüz tanımadığı sahnelerde bile diyalogları çok başarılı, oyuncular yıllarca yan yana oynamış gibi uyumlu. İki oyuncunun birlikte daha fazla bölümü olsa hiç şikâyet etmeden izlerim.

Bu bölümde izlediğimiz River Song’la ilgili sıkıntılarım var elbette. Kendisinin yetiştirilişi itibarıyla sosyopat olduğunu, suça yatkın taraflarını hep biliyoruz elbette ama yanında Doktor olmadığında, Amy ve Rory olmadığında ne kadar soğukkanlı bir katil olabileceğini görünce biraz sarsıldım. Adeta bir feminazi gibi davranmasına da birazcık şaşırdım. Benim bildiğim River Song etrafındakileri aptal yerine koyan, fazla kendini beğenmiş ve ukala biridir ama cinsiyetçi değildir.

Yine de bölümün son dakikaları, River Song’un monologu, şarkı söyleyen kuleler ve restoranın en güzel masası… Moffat, özlediğimiz River’ı bize gösteriyor, hak ettiği gibi veda etmemizi sağlıyor. Bu bölüm onu göreceğimiz son bölüm olacaksa –bence öyle olmalı– karakter için çok güzel bir final oldu doğrusu.

Bölüm Canavarı ve Yandaşları

Kral Hydroflax, bölümün kötü adam(lar)ı olma görevini üstleniyor. Kralın kafası rolündeki Greg Davies, yalnızca mimiklerini kullanarak, karakterini karikatürize etmeden, tam dozunda bir abartıyla harika bir oyunculuk sergilemiş. Kralın gövdesi ise kendi kendisine “Rahat ol yahu…” diyebilen gevşekliği ve bütün bir gezegeni yok edebilecek saldırganlığı aynı bedende buluşturmuş, sevimli bir metal yığını. Kral’ın geçmişte neler yaptığını bilmiyoruz ama River Song ne kadar da acımasız ve saldırgan bir hükümdar olduğunu anlatarak vicdanlarımızın hafiflemesini sağlıyor.

Doctor Who’nun birçok canavarı korkutucu olsa da, Kral Hydroflax’in kırmızı metal gövdesi adeta Noel Baba kılığına girmiş bir Baymax. Eh, korkunç kardan-adamlar olmasından iyidir. Öte yandan, Kral’ın kafasındaki elmasın alıcısı olarak ortaya çıkan Scratch, neredeyse kendi macerasını hak edecek kadar tehdit edici gözüküyor.

Sonuç Olarak

Hikâyesi The Impossible Girl ile bitmesi gereken Clara, Moffat’ın çeşit çeşit hileleri ile defalarca geri dönerken –Peter Capaldi’nin muhteşem performansına rağmen– dizinin son iki sezonunu heyecanla bekleyemedim ve izleyemedim. Dokuzuncu sezonun finalinde ben “Moffat yine bir kılıf uydurup Clara’yı geri getirmesin” diye dualar ediyordum; Doktor ise yol arkadaşını kaybetmiş, unutmuş, mutsuz ve yalnızdı. The Husbands of River Song, çok daha neşeli bir Doktor’u sahneye çıkardı ve özlediğim eski sezonların tadını hatırlattı; sırf bu nedenle bile başarılı bir bölüm olduğunu söylemeliyim. Noel bölümlerinin en iyisi değildi ama ben büyük keyifle izledim, çok sevdim.

Doktor’un River’ın peşinden TARDIS’e girdiği sahneden bahsetmeden gitmek istemiyorum, çünkü bence bölümün en keyifli sahnesiydi. Peter Capaldi, içindeki Doctor Who fanatiğini ortaya çıkarmış ve bir gün gerçek bir TARDIS’le –ya da içi dışından büyük olan herhangi bir şeyle– karşılaşırsak vereceğimiz tepkiyi, TARDIS’e yolu düşen her ölümlünün verdiği tepkiyi büyük bir keyifle canlandırmış. Kendi adıma bu hisse en çok yaklaşabildiğim an, küçük bir valize bir haftalık eşya sığdırmayı başardığım zamanlar oluyor. IT’S SO MUCH BIGGER! ON THE INSIDE!

Sizler Doctor Who 9. sezon 13. bölüm The Husbands of River Songhakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın.