in , ,

The Lady of Shalott: Sanatçının İzolasyonu

Kral Arthur Efsanesi’nin gizemli ve lanetli karakteri Shalott Leydisi için yazılan şiirler, çizilen tablolar… William Holman Hunt’ın çizgileriyle The Lady of Shalott ile tanışın!

Lady of Shalott İnceleme
- Reklam -
- Reklam -

Dünyayı yalnızca aynadan görüp doğrudan gerçeği ile bağlantı kurarsanız öleceksiniz. Sanatınızdan başka bir diliniz yoksa, hep de yalnız öleceksiniz. İşte Kral Arthur Efsanesi’nde hapsolmuş Lady Elaine’in hikâyesi bu hislerle açılıyor. Biz de Ön Raffaellocu ressam William Holman Hunt’ın çizgileriyle hem The Lady of Shalott tablosunu hem de Elaine adına Alfred Tennyson tarafından yazılan şiiri inceliyoruz.

Dünyanın havası hiç olmadığı kadar kirli… 19. yüzyıl, sanayi devrimi ve modern çağın ayak sesleri. Şehirler ayrı noktalarda yükselen kasvetli ve büyük bacalarla uyanıyor güne. Dünya, işlenebilecek bir hammadde yığını, topluluklar ve uluslar ise iş gücü ve pazar kaynakları. En azından araçları ellerinde bulunduran uluslar, diğer toplum ve ulusları böyle görüyor.

Bu kasvetli çağ sanatçıları mistik bir sığınak aramaya itiyor. N. Öztürk Bülow’un tabiriyle, “Çirkinliğe ve can sıkıntısına karşı neredeyse sığınılacak estetik bir din.” Reform sonrası edebiyatın epey gerisinde kalan resim sanatı ve onun mirasçıları için ne büyük hayal!

- Reklam -
Holman Hunt
Holman Hunt – Otoportre

Ön Raffaello Kardeşliği

O zamanlar İngiliz Kraliyet Akademisi’nde eğitim alan William Holman Hunt, tam da bu yüzden çarenin yenilgiyi kabul edip edebi mirastan faydalanmak olduğuna inanıyor. Kendisiyle aynı düşünceleri paylaşan iki arkadaşı -Rosetti ve Millais- ile birlikte Ön Raffaello Kardeşliği’ni kuruyor.

Ön Raffaello mensupları ünlü yazar John Ruskin’in her kitabını dinlerinin – akımlarının kutsal kitabı gibi sahipleniyor. Tinselliği sonuna kadar hissetmek istiyorlar ve bunun yolunun Ruskin’in ifade ettiği gibi doğanın incelenmesi olduğuna inanıyorlar. Rönesans’ın yüce duygulanımlarını doğanın ayrıntılı ve parlak diliyle işleyerek resim sanatına; Raffaello öncesi dönemin saygınlığını geri vermek ve ruha bu saf hazzı yaşatmak istiyorlar. Zarif, doğal ve ilahi bir üslup.

Onlara göre ruh; sanayi devriminin son hızla ilerlediği bu çağda başka türlü doyurulamaz, tanrının huzuruna başka türlü bir araçla çıkılamaz.

Alfred Tennyson’ın Lady of Shalott Şiiri

Dönemin ünlü romantik şairi Alfred Tennyson, tam da bu yıllarda (1832) Kral Arthur efsanesinde, her nasılsa gizlenen – fark edilmeyen nahif bir karakteri keşfediyor. Camelot vadisinin ortasında kuleye hapsolmuş lanetli bir kadını; Lady Elaine’i… Tennyson bu zarif figürden o kadar etkileniyor ki üzerine üç bölümlük ünlü bir şiir kaleme alıyor.

Alfred Tennyson Lady of Shalott Şiiri

Şiirde geçenlere göre Lady Elaine oldukça gizemli bir kadın. Camelot’ta, vadiyi ikiye ayıran nehrin ortasında bulunan Shalott adasındaki şatoda tek başına yaşıyor. Gri-yüksek şatosunda kilim ve halı dokuyarak geçiriyor tüm zamanını. Üzerindeki lanet yüzünden dışarıya çıkmak bir yana odanın yarısını kaplayan camlara bile yaklaşamıyor. Ve camların karşı tarafında kocaman yuvarlak bir ayna bulunuyor. Dış dünyayı yalnızca bu aynaya yansıdığı kadarıyla görebiliyor. Halılarında ve kilimlerinde hep bu aynadan görebildiği o sınırlı dış dünyayı işliyor. Bir düğün alayını, tarlalarında ürün toplayan çiftçileri, atlıları, nehri… Yalnızca yansımalarını seyredebildiği bir dünya, üzerindeki ölümcül lanet nedeniyle asla içine karışamayacağı, asla gerçeğiyle yüzleşemeyeceği bir dünya…

Günlük yaşam sürüp gidiyor vadide. Yine atlılar, yayalar, uçsuz bucaksız tarlalarda çalışan orakçılar ve nehrin akışı yansıyor Elaine’in aynasına, aynasından kilimlerine. Ve güneş her gün şatonun camlarından kaybolup yükselerek bitiriyor döngüsünü.

Lancelot’un Vadiye Gelişi

Yine böyle geçip giden günlerden bir gün tatlı bir sesle kaldırıyor başını Lady Elaine. Vadide birileri şarkı söylüyor. Aynada gümüş zırhın parıltısı görülüyor o anda. Kral Arthur’un ünlü yuvarlak masa şövalyelerinden Lancelot bir çeşit sihir gibi ilerliyor at üstünde. Lady Elaine ilk kez gördüğü bu asil ve güzel yüz için ayağa kalkıp cama doğru koşuyor. Lady camdan dışarıya bakar bakmaz odanın içinde büyük bir gürültü kopuyor. Ayna çatlıyor ve kaos (lanet) başlıyor.

Çatlayan aynaya bakıp acıyla odadan çıkıyor Lady Elaine. Dış dünyayla kurduğu bu bağlantının onu öldüreceğini biliyor. Ancak bedeli ne olursa olsun Lancelot’a ulaşmak için aşağı iniyor. Kayığına kilimlerini koyuyor, kenarına ismini yazıyor: Lady of Shalott. Ve ölüm yolculuğu sessizce başlıyor.

Waterhouse The Lady of Shalott
Shalott Leydisi – John William Waterhouse

Waterhouse’un tasvirine göre Leydi solmuş yapraklar (Viktorya döneminde baştan çıkan kadını temsil eder) içindeki kayığındadır. Yanına birkaç kilim almıştır. Acı ve hüzünle başını geriye atmıştır. Laneti temsil eden zincirleri bırakıp açılmak üzeredir. Kayığında bulunan üç mumdan ikisi sönmüştür ve bu da Lady Elaine’in öleceğine işarettir.

Kayık; nehrin akıntısı içinde, uykuda gibi uzanmış soluk yüzlü kadını ağırbaşlı lanetin soğuk görkemiyle taşıyor. Camelot halkı uzaktan korkuyla izliyor bu töreni. Kimse yanına yaklaşmaya cesaret edemiyor ancak Lancelot -Elaine’in bir kere de olsa görmek istediği ancak aşkını dahi duyuramadığı şövalye- kayığa yaklaşıyor. Kenarındaki yazıyı okuyor: Lady of Shalott. Ve Elaine’in solgun yüzüne eğilip şöyle söylüyor: “Yazık, ne tatlı bir yüz.”

- Reklam -

Böyle bitiyor hikâye.
Under tower and balcony,
By garden wall and gallery,
A pale, pale corpse she floated by,
Deadcold, between the houses high,
Dead into tower’d Camelot.
Knight and burgher, lord and dame,
To the planked wharfage came:
Below the stern they read her name,
The Lady of Shalott.

The Lady of Shalott - William Holman Hunt

William Holman Hunt – The Lady of Shalott / Manchestar Art Gallery (1890-1905)

Holman Hunt’ın Bakış Açısı

Holman Hunt “The Lady of Shalott” şiirinin ilk eskizlerini çiziyor. (Ön Raffaello akımının üyeleri bu hayali karakterin peşini bırakmıyor. Özellikle Waterhouse bu hikâyenin çok farklı sahnelerini farklı yıllarda resimliyor ve birçok yorumcuya göre eve hapsedilen kadının toplumdaki yerini güçlendiriyor.) Hunt ilk başta yaptığı eskize birçok ekleme ve çıkarmalar yaparak 15 yıllık uğraşla ünlü The Lady of Shalott tablosunu ortaya çıkarıyor. Diğer ressamların aksine bu gizemli kadını odasında, lanetin ortaya çıkma anında resimliyor.

Görüldüğü üzere bizim baktığımız taraftan ışık giriyor odaya. Cam tarafında olduğumuza göre tam karşımızda Lady Elaine’in büyük yuvarlak aynası var. Oradan Lancelot’un yansımasını görebiliyoruz. Lancelot belki de aramızdadır. Belki de biz bu sanatçı ruhlu kadının dış dünyasıyızdır ve bizimle iletişime geçmek istiyordur. Resmin içine girdiğinizi hissettiniz mi?

Bu yöntem özellikle Hollandalı ünlü sembolist ressam Jan van Eyck tarafından kullanılıyor. “Arnolfini’nin Evlenmesi” tablosunda tam karşımızda bir ayna duruyor ve resmi çizen Eyck resimdeki aynanın üzerine şöyle yazıyor: “Jan van Eyck buradaydı.”

Jan van Eyck - Arnolfini’nin Evlenmesi
Jan van Eyck – Arnolfini’nin Evlenmesi

Ön Raffaellocuların kuzeyli sembolist ressamlardan etkilendiği bilinen bir gerçek. Ayrıntılı çizimler, semboller ve canlı renkler… Holman Hunt bununla da yetinmeyip Arnolfini’nin Evlenmesi’nde saygıyı sembolize eden takunyaları olduğu gibi alıp kendi resmine ekliyor. Kaos da yaratsa o an ilahi bir an… Tam da bir Ön Raffaellocunun çizmek isteyeceği türden.

Kaos ve Ahlak

The Lady of Shalott tablosunda iplikler Elaine’in beline kadar dolanmış durumda. Saçları dağılmış uçuyor. Saflığı ve barışı temsil eden güvercinler kaostan rahatsız olmuş biçimde resmin üst tarafındaki boşluktan uzaklaşıyorlar. Belli ki “Uyanış Vicdanı” tablosunda zina yapan kadını da dağılmış iplikler içinde çizen Hunt burada da baştan çıkmış kadına gönderme yaparak bize ahlak dersi veriyor. Zaten Ön Raffaeollocuların en keskinleri ve en didaktikleri Hunt.

Ayrıca Lady Elaine’in arkasında sağlı sollu iki resim var. Birisinde Herkül diğerinde Meryem Ana tasvir ediliyor. Sanki bu kaotik ortamda irade ve temiz ahlakı sembolize ederek baştan çıkmış kadını rahatsız ediyorlar.

Ancak başka bir yoruma gidersek; aynadaki renkler Ön Raffaellocularda görmeye alıştığımız gibi canlı değil. Ayrıntılar da o kadar net değil. Bu renksiz taraf dış dünyaya ait. Lady Elaine’i bir kadından öte sanatçı olarak görürsek bu ayartma da sanata karşı gerçekliğin ayartması olabilir. Bir kere gerçeğini yaşadığında onu sanata dökemiyor Elaine. Aynadaki soluk hayata karıştığında hayatı işleyip renklendiremiyor. Lancelot’la konuşamıyor. Çünkü hayatın dili ona açık değil. O yalnızca sanatıyla konuşabiliyor ve kayığına aldığı kilimlerin onun adına bir şeyler söylemesini bekliyor. Tıpkı Dorian Gray’in Portresi’nde Sibly Vane’ın gerçek aşkı öğrendikten sonra bir âşığı canlandıramaması ve ölmesi gibi… Belki de sanatçılar Lady Elaine gibi şatolarında ölmeye mahkumdur. Yalnızlık da onların kaçınılmaz lanetidir.

Tabloyu daha iyi hissetmek isteyenler için Loreena McKennitt’in parçası ile sizleri baş başa bırakalım.

Loreena McKennitt – The Lady of Shalott | Dinle

YouTube video

Siz bu şiir ve oradan yola çıkan tablolar hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın.

Kaynaklar

Sartle.com
– John William Waterhouse Resimlerinde Shalottlu Hanımefendi Şiiri – Res. Assist. Neslihan Öztürk Bütow (Selçuk Üniversitesi)
– Dünyadaki Aydınlanmacı Süreç ve 19. Yüzyıl – Ramazan Korkmaz
– ‘The Lady of Shalott’: A Lacanian Romance – Julia Saville
– Portrait of Dorian Gray – Oscar Wilde


* Kadının Tiyatro Sahnesindeki Yeri: Tanrısız Kadınlardan Sakallı Julietler’e

Nisan Yörükoğlu

1996 Konya doğumluyum. Anadolu Üniversitesi’nde felsefe okuyorum. Selçuk Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldım. Hatay Antakya’da, yerel bir gazete ofisinde dergi koordinatörlüğü yaptım. Halen burada yaşamaktayım. Sanatın aristokrat bir zevk olarak ruhunu aldığı yaşamdan uzak görülmesine içerlemekteyim. Bu sebeple sanat tarihi ve felsefesi üzerine yazıp çiziyorum. Hobi olarak hukukla ilgilenmekle birlikte mesleğimi öğrencilik olarak tanımlamaktayım.

4 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for heybedemasal heybedemasal dedi ki:

    Sonundaki müzikle de şahane bütünleşmiş! :slight_smile: yazının başından dinleseydim keşke

  2. Avatar for Nisan Nisan dedi ki:

    Ne kadar güzel bir geri dönüş🤗 İlk yazımda böyle bir yorum almak beni çok mutlu etti.Bu yorumu Lady Elaine adına kabul eder, teşekkürlerimi sunarım🌱 sevgilerle💫

  3. Avatar for Duygu_Korkmaz Duygu_Korkmaz dedi ki:

    Kral Arthur dediler geldik :smiley: zavallı leydi :confused: Tam olarak ne günah işleyip de lanetlenmiş anlamadım ama biraz Rapunzel’in hikayesine de benziyor sanki. Lancelot u oldum olası sevmem, ki kendisi yine saçma sapan bir yerde çıkıp saçma bi laf etmiş. Ayrıca yazı gerçekten çok yönlü bir yazı, yani sanayi devriminin kasvetinden sanatın ışıltısına bağlaman, oradan bir efsaneye açılan kapıyı göstermen filan çok etkileyici, çok şaşırtıcı bir yazı olmuş. İlk yazınmış, e bize de tebrik etmek düşer :smiley:

  4. Avatar for Nisan Nisan dedi ki:

    Lady Elaine’in aslında astolat leydisi olduğu düşünülüyor.Tennyson karakterin hikayesini biraz değiştirerek yazmış .O yüzden lanetin öncesine gitme imkanımız yok.Ama bu haliyle bile o kadar esere konu olmuş ki laneti en azından ele alanların bakış açısıyla okuyabiliyoruz.Belki de Tennyson lanetin neden üzerinde olduğunu söyleseydi bu kadar yorum çıkmazdı.:seedling: teşekkür ederim. :dizzy:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Faster, Cheaper, Better Film

Faster, Cheaper, Better Filmi Geliyor: Otomasyon İşlerini Alırken İşçilere Ne Olacak?

Lucifer 5. Sezon Yayın Tarihi

Lucifer 5. Sezon Yayın Tarihi Açıklandı