in ,

To the Moon: Yılların Unutturamadığı Bir Oyun

İyi bir macera oyunu yıllar sonra bile aklınızdan çıkmaması ile kendini belli eder. Aynı To the Moon’un yaptığı gibi.

to the moon ust
- Reklam -
- Reklam -

Hani bazı oyunlar vardır, üzerinden yıllar geçse de sizde bıraktığı etki ilk oynadığınız andaki gibidir. Eski sevgilinizi hatırlarmışçasına, alakasız bir anda aklınıza geliverir. “Ne oyundu ama!” der ve hakkını teslim edersiniz. 2011 yapımı To the Moon bizim için işte tam da böyle bir oyun!

To the Moon, Freebird Games adlı bağımsız oyun stüdyosunun 2011 Kasım’ında PC için çıkartmış olduğu bir macera oyunudur. Kanadalı oyun programcısı Kan Gao’nun RPG Maker XP motorunu kullanarak yarattığı yapım, bir bilgisayar oyununun geniş kitlelere ulaşabilmesi için akıl almaz grafiklere ve milyonlarca dolarlık tanıtım bütçelerine ihtiyaç duymadığının nefes alan bir kanıtı âdeta. Son derece basit oynanış mekaniklerine sahip olan To The Moon’un asıl gücü senaryosunda ve onu bize nasıl sunduğunda yatıyor. Sırf bu konudaki başarısı bile üzerinden geçen onca seneye rağmen kendini hatırlatmaya yetiyor da artıyor bile.

Ağlamıyorum, gözüme To the Moon kaçtı

Benim To the Moon ile tanışmam aslında tamamen şans eseri olmuştu. Ne ara satın aldığımı bile hatırlamadığım bu mücevher, Steam kütüphanemdeki tozlu raflarda kaybolup gitmişti. Başlayacak yeni bir oyun ararken, aldığı olumlu yorumlar, üzerine fırlatılan ödüller ve merak uyandıran hikayesiyle bir hayli ilgimi çekmişti. Oyuna başladıktan ve kısa sürede bitirdikten sonra, To the Moon’u bu kadar geç keşfetmiş olduğum için kendime kızdığımı dün gibi hatırlıyorum. Meğer ortada bir sanat eseri varmış da benim haberim yokmuş.

- Reklam -

To the Moon için interaktif bir animasyon da diyebiliriz. Oyunda, ölmekte olan insanların son dileklerini, hatıralarını değiştirerek gerçekleştiren Sigmund Corp. isimli bir şirketin Johhny Wyles isimli müşterisinin aya gitme dileğini gerçekleştirme çabalarına tanık oluyoruz. Bunun için Johny’nin geçmişine dönemsel yolculuklar yapıyor, yaşadıklarını izliyor ve onu aya götürecek hatıra kalıntılarını oluşturmaya çalışıyoruz… Senaryonun güzelliğine bakar mısınız? Bir macera oyununun iyi olduğunu senaryosundan hemen anlarsınız. To the Moon daha bu aşamada bir şaheser olduğunu belli ediyor.

to the moon 3

İnteraktif animasyon demiştik… Evet, ortada bir oyun, yönlendirilen karakterler ve oyuncu seçimleri var ama oyunda o kadar basit mekanikler ve zahmetsiz bulmacalar mevcut ki bizim yaptıklarımız bir sonraki sahneye geçmek için parmak kaydırmaktan, fare tıklamaktan öte değil aslında. Burada görmezden gelinemeyecek bir başarı yatıyor elbette. Freebird Games hikayesine, sanat yönetimine, müziklerine, anlatım gücüne o kadar güvenmiş ki mekanikleri ve oynanabilirliği bir kenara fırlatmış. “Bırakın biz hikayemizi anlatalım, siz de dinleyin, izleyin, oynayın,” demiş. Son derece naif bir bakış açısı bu, tam da bağımsız bir stüdyodan beklenecek cinsten bir yaklaşım.

Oyunun eski arayüzü, nostaljik piksel görünümü sizi korkutmasın. Esprileri ve muazzam kurgusuna bir takıldınız mı kaptırıp gidiyorsunuz. Bir bakmışsınız gözünüzden yaşlar gelmiş, Johnny ve River uzun yıllardır tanıdığınız dostlarınız olmuş, onlarla gülmüş, onlarla ağlamışsınız. Bunu piksel görünümlü karakterlere karşı hissediyor oluşunuza şaşırmayın. Hikâyenin, anlatımın ve müziğin gücü burada öne çıkıyor çünkü.

Devamı da var…

To the Moon’un büyük başarısı sonrası Freebird Games, ilk olarak 2014 yılında A Bird Story isimli kısa bir oyun yayımladı. 2017’de de Finding Paradise isimli devam oyununu piyasaya sürdü. İki yapım da büyük beğeni ile karşılandı. Bu da Kan Gao’nun formülünün tuttuğuna bir işaret.

- Reklam -

Tüm oyun piyasasının büyük oyun stüdyoları tarafından parsellendiği şu dönemde bizi güneşli günlere ulaştıran To the Moon gibi oyunlara hak ettikleri değeri vermemiz lazım. Eğer bağımsız yapımcılara kendilerini kanıtlama, gösterme şansını vermezsek, fildişi kulelerinde oturan yapımcılar tarafından önümüze konan renk cümbüşü, DLC çöplüğü ve saçma sapan oyunlara katlanmak zorunda kalabiliriz.

Tüylerimizi diken diken eden, boğazımızı düğümleyen, gözlerimizi dolduran To the Moon, akıllı telefonlarda da oynanabilen bir yapım. Arzu edenler evden işe ya da okula giderken de bu muazzam oyunu oynayabilirler.

to the moon oyun

Kıssadan hisse, çıkışının üzerinden yedi yıl geçmiş olsa da To the Moon ile tanışmak için geç kalmış değilsiniz. Bizim unutamayacağımız oyunlar arasında olan yapım bakalım sizin için de aynı değere ulaşmayı başarabilecek mi? To the Moon’u oynadıktan sonra oluşacak düşüncelerinizi Kayıp Rıhtım forumlarında bizimle paylaşmanızı bekliyor olacağız.

Son olarak, daha önceden haberini yaptığımız To the Moon’un animasyon versiyonunun çalışmalarına başlandığını bir yere not etmeyi de unutmayın.

Ufuk Yasin Yurtbil

Hikaye anlatıcısı, okur-yazar-inceler, sinemasever, birincilik ödüllü amatör bir öykü yazarı, hayatı dolu dolu yaşamaya hevesli, öğrenmeye aç bir ruh. Meslekten inşaat mühendisi, doğuştan hayalperest, bir tutam bilimkurgu/fantastik kurmaca.

4 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for AugusteDupin AugusteDupin dedi ki:

    Bu oyunu hiç oynamamış olsam da (yıllardır bilgisayar kullanmadığım için), arka planda soundtrack’ini açıp az kitap okumadım. Kullandığı müzikler, oyun soundtrackleri açısından tam bir şaheser.

    Oyun keşke Xbox’a gelse…

  2. Avatar for mettaton mettaton dedi ki:

    Oyun mobilde var. Google Play Store’da indirimde şuan 12 lira.

  3. Avatar for AugusteDupin AugusteDupin dedi ki:

    Sağol, ilk defa gördüm. Artık bir ara oynarım.

  4. Avatar for Nergis06 Nergis06 dedi ki:

    Oyunun muzikleride ayrı bir efsanedir özellikle laura shigihara- everything’s alright tavsiye ederim insanın içine işleyen bir hikaye ve önemli olanın aslında grafikler değil hikaye olduğunun kanıtıdır 2. Oyunuda var ama ben oynamadım o hissiyatı alamam korkusuyla birde beni böyle etkileyen diğer oyun ise Last day of June herkese bu oyunuda tavsiye ederim To The Moonu sevdiyseniz kesinlikle seversiniz :slight_smile:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

roger rabbit ust

Robert Zemeckis’ten Merak Uyandırıcı “Roger Rabbit” Açıklaması

black mirror bandersnatch inceleme

Black Mirror: Bandersnatch – Biz Şimdi Ne İzledik?