Tarihe tanıklık etme hissinden yorulduk. Felaketler sırayla kapıdan içeri giriyor. Elleri dolu. Hoş gelişler, hayırlı oluşlar. İçeri geçip oturuyorlar. Terlik yetişmiyor. İçerisi sıcak. Soğuk. Yağışlı. Kurak.
İçeride nefes almak çok zor. Boğaza oturuyor. Felaketler hediye kutularını işaret ediyor. Açmayacak mıyız? Terlikleri bile eş değil. Gözleri parlıyor. Onları kızdırmak istemiyoruz. Kolonya ikram etsek, terliğin tekini bulsak ya da hiçbir şey demeden hepsini kapı dışarı etsek.
Mümkün değil. Diğer odaya geçip paketi açmalı. Kutunun duvarları titreşip duruyor. Diğer hediyeler hâlâ salonda bizi bekliyor. Kurdele çözülüyor. Sadece rüzgâr ve kanat sesleri.
Köşedeki battaniyenin altına geçip salonda bizi bekleyenleri unutmak istiyoruz. O sırada aklımıza gelen bütün öyküleri bir bir anlatıyoruz. Biz susana kadar salondakiler yok oluyor.
– *C 19 m11* adlı öyküsü ile Faruk Korkmaz
– Adı Malum adlı öyküsü ile Tunahan Kafa
– Ağıtlarla Mühürlenmiş Sessizlik adlı öyküsü ile Funda Kartal
– Akça Vadi’nin Bağrında Yetişen Semavi Kız adlı öyküsü ile Oğuzhan Karacaoğlan
– Al Köpüklü Yağma adlı öyküsü ile Cihangir D.
– Alev Topu adlı öyküsü ile Turgay Yıldırım
– Araştırma adlı öyküsü ile Dilek Elmas
– Arınmış Krallığın Esareti adlı öyküsü ile Kürşat Akbulut
– Aşkın Bir Rengi Olsa adlı öyküsü ile Hande Çiğdemoğlu
– Balığın Günlüğünden adlı öyküsü ile Umut Kaygısız
– Belgaroth’un Düşüşü adlı öyküsü ile Samet Yayla
– Bir Yokoluş Alegorisi (Deliryum) adlı öyküsü ile Müge Koçak Güvenç
– Birinci Gün adlı öyküsü ile Nurgök Özkale
– Büyük Şeyler adlı öyküsü ile Oruç Can Hasmaden
– Dayanılmaz Acı adlı öyküsü ile Nuri Kurucu
– Dışarıda Sahipsiz Bir Balon Var adlı öyküsü ile Muhammed Atakur
– Dyo Istories adlı öyküsü ile Murat Barış Sarı
– Etimolojik Kaos adlı öyküsü ile Erdem Tekin
– Femirüs adlı öyküsü ile Sitare Kansay Sarayönlü
– Gece Gölgesi adlı öyküsü ile Elif Şeyda Doğan
– Günayaz adlı öyküsü ile Mehmet Önder D.
– Hurdacı adlı öyküsü ile Okan Bedir
– K1 adlı öyküsü ile Haluk Çevik
– Kıvılcım adlı öyküsü ile Erdem Aydınlı
– Kızıl Sis Öyküsü adlı öyküsü ile Mustafa Bozkurt
– Koza adlı öyküsü ile Tolga Eligül
– Lanete Dönüşen Masum Dilek adlı öyküsü ile Dilek Yılmaz
– Naime ile Kazım adlı öyküsü ile Atakan Güngör
– Neviruz adlı öyküsü ile Enver Yunusoğlu
– Ölümle Hasbihâl adlı öyküsü ile Murat Çelik
– Ölümle Yaşam Arasında Geçen Günler adlı öyküsü ile Ayşegül Çalı
– Popstarın Boy Aynası adlı öyküsü ile Sena Gölebakar
– Proje: Aldva adlı öyküsü ile Ali Sarp Sunay
– Salgın ve Şaman adlı öyküsü ile Oğuz Can Acar
– Sekizinci Sabah adlı öyküsü ile Yakup Akgül
– Sessizlik adlı öyküsü ile Samet Öz
– Şeytanların Düşüşü adlı öyküsü ile Ebuzer Kalender
– Sır adlı öyküsü ile Naki Selmanpakoğlu
– Son Oda adlı öyküsü ile Cüneyt Özkurt
– Sorular adlı öyküsü ile Zübeyr Kocaaslan
– Tuhaf Bir Sabah adlı öyküsü ile Alperen Yaman
– Uyan, Uyanır Mısın, Evrensel Bir Mesajımız Var adlı öyküsü ile Aycan Gökgöz
– Virüs Kim? adlı öyküsü ile Büşra Nur
– Viyolog adlı öyküsü ile Gaye Keskin Çelik
– Yedi Yüz adlı öyküsü ile Nurdan Atay
– Yok Eden Evlat adlı öyküsü ile İlhan Kahraman
– Yuvaya Veda adlı öyküsü ile Kemal Sinan Özmen
129. defa okurun karşısına geçtiğimiz bu sayıda “VİRÜS ÖYKÜLERİ”ni konuk ettik. Tema illüstrasyonu Furkan Avcı’dan geldi. Kendisine çizimi için teşekkür ediyoruz.
Gelecek ay 130. sayıda “MASAL” teması ile karşınıza çıkacağız.
Masallarınızı 10 Mayıs 2020 tarihine kadar [email protected] adresinden bizimle buluşturabilirsiniz.
Hikâyelerinizi paylaşmadan önce Öykü Gönderim Koşulları’na mutlaka göz atmayı unutmayın.
Sağlıklı günler diliyoruz,
Onur Selamet
Hepimiz ne kadar fantastik ya da benzeri türevlerde soslanmış hikayelerle katılsakta eminim yaşadığımız sürecin realistik anlamda yazınlarımıza etkisi çok büyük olmuştur. Bu yüzden her biri ayrı birer dünya olan hikayeleri okumak için sabırsızlanıyorum, iyi ki varsın seçki!
Virüs
İki aydır yetistiremiyorum öykülerimi inşallah bir dahaki aya bazen hep yazmak değil bazende hep okumak lazım… Tarihe tanıklık edecek öyküleri okumak güzel olacak bu zorlu süreçte… Katılım sağlayan tüm arkadaşlara şimdiden teşekkür eder, kendilerini tebrik ederim.
Geçen sayıda öykülerin heosini okuyamasam da birkaçını okumuştum. Bu sayıda da bazı öyküleri okuyacağımdan eminin ama hepsini okuyabilir miyim bilmiyorum. Öykü yetiştirmeye çalıştım ama bir türlü sonunu getiremedim öykümün. Neyse saģlık olsun.
Hoşgeldin seçki. Daha ferah zamanlarda karşılamak ne güzel olurdu. Yine de iyi ki varsın. “Aşkın Bir Rengi Olsa” öykümle buradayım, umarım okuyanı bol olur. Sevgiler herkese…
En zorlandığım temalardan biri oldu bu. Yazdım, çizdim, düşündüm, attım. Sonra tekrar başa döndüm. Evde kalışlarımız gibi, bir gidip bir gelen ne yapacağımızı bilemediğimiz maskeler gibi. İki ileri bir geri işte. Tüm öykülerin bu günlere umut getirmesi ışık olması dileğiyle. Eline emeğine sağlık herkesin, Seçki ailesinin.