Facebook, Twitter, Instagram ve Forum sayfalarımız üzerinden Timaş Yayınları ortaklığında 6 şanslı okurumuza, 5 kitaplık Timaş Dünya Edebiyatı seti hediye ediyoruz. (Çekilişlere aşağıdaki bağlantılara tıklayarak katılabilirsiniz.)
TÜM ÇEKİLİŞLER İÇİN SON KATILIM TARİHİ: 16 Ağustos 2019 – 23.59
Twitter çekilişine katılmak için TIKLAYIN.
Instagram çekilişine katılmak için TIKLAYIN.
Facebook çekilişine katılmak için TIKLAYIN.
Forum çekilişine katılmak için TIKLAYIN.
NOT: Forum çekilişi için bu başlık altında “Çekilişe Katılmak İstiyorum” yazmanız yeterli olacaktır.
Peki listede hangi kitaplar var? 5 kitaplık bu setin detaylarına birlikte bakalım:
Görünmez Adam
“Bu çılgın deneyi yapmadan önce binlerce avantaja sahip olacağımı hayal etmiştim. O akşamüstü hepsi hayal kırıklığına dönüşmüş gibiydi. Bir insanın arzulayabileceği şeylerin en iyilerini elde etmiştim. Şüphesiz, onlara ulaşmamı sağlayan şey görünmezlikti, ama ulaştıktan sonra onların tadını çıkarmamı engelleyen şey de yine görünmezlik oldu.”
Bir kış günü karların arasında bir yabancı belirir Iping Köyü’nde. İşin garip tarafı yabancının görüntüsüdür: Her yanını kaplayan sargı bezleri, koyu renk camlı büyük gözlükleri, fötr şapkası ve uzun paltosuyla tam bir sır yumağıdır. Sadece görünüşünde değil, davranışlarında da bir tuhaflık vardır bu adamın. Görünmezliği keşfettiğine inanan Doktor Griffin keşfinin sınırlarını zorlarken köy halkının şüpheleri ve gerilimi de zirveye ulaşır.
Bilimkurgu türünün öncüleri arasında yer alan H.G. Wells haklı öngörüleriyle yıllar öncesinde bilimin varabileceği sınırları, toplum tarafından dışlanan biliminsanın toplumu ötekileştirirken açılan makasın tehlikelerini Görünmez Adam’da hikâyeleştirmiştir.
Kör Baykuş
Kör Baykuş, uyku ve uyanıklık halinde geçen iki bölümden oluşmaktadır. Ancak rüyanın gerçekten ayırt edilmesi ne kadar zorsa, gerçek de gerçek olamayacak kadar ilginçtir. Ölümün peşinden ayrılmayan, epey ince fikirli bir yazardır Sâdık Hidayet; yirminci yüzyıl İran edebiyatına yön veren isimdir. Kör Baykuş’ta kurguladığı anlatıcı, hayalle gerçek arasında, dünle bugün arasında gidip gelir; hayat ve gerçekler karşısında yenik düşen insanın hikâyesini bugüne nakleder. Birinci şahsın ağzından anlatılan hikâye, güzel bir şiirden, bir acının mateminden başka bir şey değildir. Hem dünden koparılmış hem de yarını olmayan, başıboş ve huzursuz insanın öyküsüdür bu. Sâdık Hidayet’in eserlerinde, onun manevi ve dünyevi sorunlarından ziyade, güzelliğe dair düşüncelerini görmek mümkündür. Kör Baykuş da bunun en iyi örneğidir.
Sevâl Günbal’ın Farsça aslından çevirisi ve önsözüyle…
“Başyapıt diye bir şey varsa o da budur.”
André Breton
Dönüşüm
“Gregor Samsa bir sabah gördüğü huzursuz rüyalardan uyandığında kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
İşte bu cümleyle başlayan Dönüşüm’de Franz Kafka, kumaşpazarlamacısı Gregor Samsa’nın dev bir böceğe dönüşüm hikâyesini anlatır. Gerçekle kurgu arasındaki sınırı hedef alan öyküde Kafka’nın odağında burjuvazi ve toplum kalıpları arasına sıkışan birey yer alır. Dönüşüm’ün bireyin sistem karşısındaki çaresizliğini işleyen, dünya edebiyatına yön vermiş en önemli metinlerden biri olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Ebrar Karadeniz’in Almanca aslından çevirisiyle…
“Kafka’nın ötesinde belki de hiç kimse bu pişmanlık hayaletlerine bu denli et, kemik, bu denli derinlik vermemiştir. Kafka bizi insan düşüncesinin sınırlarına getirmiştir.” – Albert Camus
Bir Yazarın Öğleden Sonrası
“Çoğumuz var olmak, üremek ve bunları yapabilmek için savaşmakla yetiniriz; yaygın kanıya göre birinin yazgısını denetlemek için girişilen başarısızlığa mahkûm denemeler de yalnızca mutlu veya mutsuz azınlığa tanınmış bir haktır.”
Amerika’nın Kayıp Çağı… Şatafatlı partiler, gençlik heyecanları, taşralılar, köleler… Bir tarafta refah içinde yüzenler, diğer tarafta onlara gıptayla bakanlar…
İhtişamın gölgesinde kaybolmuş ruhların arasından seçtiği karakteriyle 20. yüzyıl edebiyatına damgasını vuran F. Scott Fitzgerald; Gürültülü Yirmi’leri, Caz Çağı çılgınlıklarını ve toplumsal kutuplaşmayı da öykülerinde gözler önüne seriyor.
“Fitzgerald’ın yeteneği, bir kelebeğin kanatlarındaki desenler kadar doğaldı.”
Ernest Hemingway
“Fitzgerald gerçekte ve edebî anlamda bir ‘nesil’ yaratmıştır.”
The New York Times
Satranç
New York’tan Buenos Aires’e giden bir yolcu gemisinde başlar Satranç. Yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic’e, para karşılığında satranç oynamayı önerir. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı Dr. B., oyun sırasında kendine hâkim olamayıp oyuna dahil olunca, Mirko Czentovic’le karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasında tecrit edilen, yalnızca sorgulama için buradan çıkarılan Dr. B., bir gün rastlantı sonucu gizlice eline geçirdiği bir kitaptan bu oyunun bütün inceliklerini öğrenmiştir. Bütün oyunları ezberlemiş, kafasında yepyeni oyunlar kurmuş, hayatını satrançla doldurmuştur. Tecritte akıl sağlığını korumayı ancak böyle başarmışsa da bu uğraşı sinir krizi geçirmesini engelleyemez: Mirko Czentovic’le karşılaşmalarıyla bu gerilimli öykü doruk noktasına ulaşır.
Stefan Zweig, Satranç’ı Brezilya’da sürgündeyken kaleme almış ve Şubat 1942’deki intiharından birkaç ay önce tamamlamıştır. İnsan ruhunun karanlık labirentlerinde dolaşan bu uzun öykü, girift karakterleri ve psikolojik analizleriyle nasyonal sosyalizme ve faşizme yöneltilmiş güçlü bir eleştiridir.
Çekilişe Katılmak İstiyorum.
Çekilişe katılmak istiyorum.
Çekilişe Katılmak İstiyorum.
Çekilişe katılmak istiyorum.
Çekilişe katılmak istiyorum.