Seray Şahinler tarafından şair Orhan Veli’nin tılsımlı hayatını konu aldığı Ağabeyim Orhan Veli kitabının hikâyesini anlatıyor. Şahinler, şairin kız kardeşi Füruzan Yolyapan ile tanışmasını, kitabın ortaya çıkış fikrini, eserin geliştirme aşamasını ve çok daha fazlasını Kayıp Rıhtım okurları ile paylaşıyor.
Ağabeyim Orhan Veli’nin hikâyesi 2012 yılında başladı… O sıralar Orhan Veli’nin kendi şiirlerini okuduğu bir ses kaydı yayımlanmıştı. “Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti” adıyla hem kitap hem CD olarak yayımlanan bu çalışmada Orhan Veli’nin çok eski bir kayıt yöntemi olan tel’e okuduğu şiirler yer alıyordu. Ayrıca ilk kez tanık olduğum Orhan Veli’nin karagöz oyunu da bu kayıtlardaydı. İlk dinlediğimde heyecandan yerimde duramadığımı hatırlıyorum.
O sıralar Akşam gazetesinde haber merkezi muhabiriydim. Gündeme dair haberler yapıyordum fakat Orhan Veli’ye olan ilgim ve sevgim beni bu kayıtların peşine düşürdü. Kitapta kayıtların Orhan Veli’nin kız kardeşi Füruzan Yolyapan’ın izniyle yayımlandığı yazıyordu. Telefonun buldum ve hemen kendisini aradım. Çok kibar bir sesle beni karşıladı ve röportajı kabul etti. Ertesi gün soluğu Şişli’deki evinde aldım. Aynı heyecan ve kalp çarpıntısını Füruzan Hanım kapıyı açtığında daha şiddetli yaşadım.
Füruzan Yolyapan ile Tanışma
İlk görüşmemizde bu kayıtların perde arkasını konuştuk, kayıtlar ne zaman eline geçmişti, bu zamana kadar neden yayımlanmamıştı, onu bu kez yayımlamaya ikna eden neydi konuları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. “Şiirlerinin kasette yayınlanmasına gönlüm razı değildi. ’Koy bir Orhan Veli de dinleyelim’ diyenler çıkar diye korktum. Sonra yok olup gitmesini de istemedim” demişti… Ardından Orhan Veli’den bahsetmeye başladık, ilk kez duyduğum, beni çok etkileyen çok önemli anılara tanık oldum.
Kız kardeşini “fırfırım” diye sevdiğini, günlük hayatındaki neşesini, Beykoz’daki evlerini bahçesinde sahne kurup Moliere oynamalarını, uçurtma sevgisini, futbola ilgisini koyu Galatasaraylı oluşunu, hatta sarı-kırmızı çoraplar giydiğini… Öldüğü gün yaşananları, ailenin tepkisini… Bildiklerim şiirleriyle ve “bilinen” yaşamöyküsüyle sınırlı olan Orhan Veli’yi kız kardeşinden dinlemek büyük şanstı benim için.
Haber yayımlandığında, ailemden, gazeteden, okurlardan ve edebiyatçılardan çok fazla dönüş aldım. Herkes benim kadar heyecanlanmıştı. Daha sonra Füruzan Hanım’ı ara ara ziyaret etmeye başladım. Konuştukça hem Kanık ailesine hem Orhan Veli’ye dair yepyeni bilgilere ulaştım. Tüm bunların yanında Füruzan Hanım gibi bir çınarla sohbet etmek, onun hayata dair görüşlerine tanık olmak beni çok mutlu etmişti. Orhan Veli hakkındaki uzun sohbetler bittiğinde Türkiye gündeminden, eğitimden ekonomiden, dünyada yaşananlardan konuşuyorduk.
Zamanla Orhan Veli’ye ait anıların kayıt altına alınması gerektiğini düşündüm. Füruzan Hanım daha önce farklı yerlere röportajlar vermiş, kitaplara katkı sağlamış fakat özellikle bu söyleşilerin çoğu tek seferlik yapılmış ve belli konu başlıklarıyla sınırlı kalmış. Ben Orhan Veli hakkında yeni bilgiler edindikçe kapısını tekrar çaldım. O bilgilerin perde arkasını, olaylara dair hatırında kalanları sordum. Dolayısıyla farklı konulara, pek bilinmeyen, duyulmayan detaylara uzanan yepyeni şeyler çıktı ortaya. Hepsini metne döktüm.
Orhan Veli’nin Tılsımı
Orhan Veli’nin değişik bir tılsımı var. Siz onu takip ettikçe o da sizi takip ediyor. Tüm bunları kafamda kurgularken ona dair tesadüfler süreci besledi, motive etti.
Elimdekileri önce bir taslak halinde 2015 yılında Füruzan Hanım’a götürdüm. “Orhan Veli hakkında yapılan her şey beni mutlu eder, benden izin almanıza gerek bile yoktu,” dedi. Yine çok etkileyici bir dönüştü benim için… Yazdıklarım uzun süre benimle kaldı. 2017’de ise yolum Doğan Kitap’la kesişti. Kitabı ilk kez bir yayınevine sunmuştum. Yayın yönetmeni Cem Erciyes ile kitap hakkında istişarede bulunduk. Cem Erciyes gibi hem iyi bir gazeteci hem iyi bir yayıncının olumlu görüşleri ve yönlendirmeleri benim için çok önemliydi. Yazılanları Füruzan Hanım’ın anılarına dayanan bir Orhan Veli biyografisine dönüştürmeye karar verdik.
Bundan sonrası benim için yoğun bir araştırma sürecine dönüştü. Özellikle Atatürk Kitaplığı ve Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde kitapları, gazeteleri, dergileri, dijital arşivleri, akademik tezleri inceledim. Hepsinde Orhan Veli hakkında yayımlanan yazılara rastladım. Bunlarla birlikte Orhan Veli’nin kendi yazılarından izini sürdüğüm ipuçları farklı konu başlıklarını doğurdu. Benim için çok öğretici zamanlardı bunlar…
Ağabeyim Orhan Veli Kitabının Hazırlanış Süreci
Orhan Veli’den geriye pek bir şey kalmamış. Bunda genç yaştaki vefatı, eşi, çocuğu ve yerleşik bir evinin olmayışı, hayatı boyunca çektiği maddi zorlukların payı büyük elbette. Dolayısıyla elimizde dev bir arşiv maalesef yok. Odak noktam Füruzan Hanım’ın anılarıydı fakat Orhan Veli’yi bütün yönleriyle sunmak için hayatının dönüm noktalarına, hayatına dokunan portrelere yer vermek istedim. Aynı zamanda Türk şiirin en büyük isimlerinden biriydi söz konusu olan… Şiirleri, kitapları hakkında çok fazla kritik var, bunların hepsine yer vermem mümkün değildi. Köşe yazıları, eleştiriler, karikatürler; bunların akışa ve kitabın meselesine hizmet etmesi gerekiyordu. Bunları tasnif edip, neleri nasıl kullanacağıma karar vermek, kitabın bütünlüğünü sağlamak işin en zor kısmıydı ve çok meşakkatliydi.
Bu süreçte hem kız kardeşinin anlattıklarıyla hem kendi araştırmalarımla Orhan Veli’ye dair bilmediğim o kadar çok şeye rastladım ki… Ona hayranlığım her yeni bilgide kat be kat arttı. Fakat bu benim değil, Füruzan Yolyapan ve Orhan Veli’nin hikâyesiydi. En iyi şekilde aktarmak için son cümleye kadar çok büyük çaba sarf ettim diyebilirim.
Bir yandan üzerimde büyük bir sorumluluk vardı. Çünkü sıradan bir ismi anlatmıyordum, yahut aileden alınan milyonlarca belge içinden derlenen, uzun söyleşilere yer veren bir çalışma değildi bu. Duru nehrin altından akan suyla bir hayat anlatacaktım. Türk edebiyatının çok önemli isimlerini kitaba dahil etmiştim. Hiç kimseyi incitmek istemezdim, bu konuda gazeteciliğin bana kattığı hassasiyetle hareket ettim. Özellikle kullandığım belge ve fotoğraflar için varislere tek tek ulaşıp izin istedim. Bu da ayrı ve uzun bir mesaiydi. O kadar kıymetli katkılar oldu ki… Hepsine tekrar çok teşekkür ediyorum.
Orhan Veli’nin ölümünün üzerinden 70 yıl geçtiği için 2021 itibariyle şiir ve yazılarındaki telif kalktı. Bu yıl Orhan Veli yılı olacak. Biz de onun hatırasına bu kitapla katkı sunmak istedik. Ağabeyim Orhan Veli, okurunu Orhan Veli’nin tılsımına davet ediyor.
Seray Şahinler
Ağabeyim Orhan Veli hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilirsiniz. Sitemizdeki diğer yazar maceralarını buradan okuyabilirsiniz.
Belli ki kitap yayına hazırlanırken çok emek verilmiş. Orhan Veli’yi daha iyi tanımak için alıp okunmalı.