in ,

Çevirmenin Çemberi: Cehennem Çiçekleri

Esma Fethiye Güçlü, bir polisiye romanı olmasına rağmen okuru insan olmak, çocuk kalmak ve saflık üzerine düşündüren “Cehhennem Çiçekleri”nin çeviri macerasını Kayıp Rıhtım okurları için anlattı.

Cehennem Çiçekleri
- Reklam -
- Reklam -

Cehennem Çiçekleri, polisiye türünde çevirdiğim ilk kitap. Hızlı ilerleyen sürükleyici okumalara ihtiyaç duyduğumda tercih ettiğim bu türü özellikle de belli konularda ilgi çekici bilgiler içerdiği için severim. Bir cinayetin ya da başka bir suç olayının gerçekleşmesi ve çözülmesi sürecinde önemli işleve sahip bilgilerden (insan anatomisi, fizik, kimya kuralları vb.) bahsediyorum. Çeviri malzemesinin polisiye roman olduğunu düşününce aklıma gelen ilk şey türün bu özelliği oldu çünkü okur koltuğumda yayılarak keyifle okuduğum satırların çeviri için oturduğum masanın başında o kadar da eğlenceli olmayacağını tahmin ediyordum. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi çünkü Cehennem Çiçekleri, bu tür teknik ayrıntıların biraz edebiyatla biraz psikolojik ögelerle biraz da toplumsal eleştiriyle bir araya gelip hikâyeye dengeli bir şekilde dağılmasıyla oluşmuş bir roman.

Bir cinayet vakasını temel alan kitapta, Komiser Teresa Battaglia ve ekibinin sürdürdüğü soruşturmanın yanı sıra geçmişe uzanan sırlarla dolu bir hikâyeyi, birbiriyle sıkı dostluk bağı kurmuş bir grup çocuğun başından geçenleri öğreniyoruz. Cehennem Çiçekleri aynı zamanda yazarın bundan sonraki romanlarında da karakter olarak karşımıza çıkacak Teresa Battaglia ve arkadaşlarının takdim edildiği kitap olma özelliğini taşıyor.

En Zor Kısmı

 Cehennem ÇiçekleriCehennem Çiçekleri’nin çevirisinde karşılaştığım sorunların “genel çeviri sorunları” olduğunu söyleyebilirim. Bunların başında yazarın -kitabın sonunda hikâyenin geçtiği mekânların tamamının doğduğu topraklardaki gerçek mekânlar olduğunu söylemesinden de anlaşabileceği gibi- özen göstererek oluşturduğu doğal manzaralara ve mimari yapılara ait kısa (fakat çevirirken çok uzun gözüken) betimlemeler geliyor. Orta Avrupa mimarisine özgü terimlerin Türkçe karşılıklarını bulmak, metinde resmedilen görüntüyü doğru şekilde aktarmak için bahsi geçen yapı özelliklerini çeşitli mimari yapılara ait resimler üzerinde incelemek ve karşılaştırmak, coğrafyaya özgü bitki isimlerini bulmak çeviri sürecinde vakit ve çaba gerektiren konulardı.

- Reklam -

Metinde geçen iyonik, dor ya da korint sütun düzenleri, üçgen alınlıklı pencereler, kubbeli tonozlar gibi teknik terimleri Türkçede bulmak çevirinin doğru yapılabilmesi için tek başına yeterli olmayabilirdi. Kaynak dildeki bu tür terimlerin Türkçede birkaç karşılığı varsa bu kelimeler arasındaki farkları (çoğunlukla bir fark vardır çünkü) ayırt etmek gerekir. Aksi hâlde, yanlış sütunların üzerine yanlış sütun başlıklarını yerleştirebiliriz. Belli bir coğrafyada ya da belli bir tarihte -henüz ya da artık- kullanılmayan bir mimari özelliği, (başka bir tarih ve coğrafyada kullanılması nedeniyle) sözlüklere girdiği için yanlış şekilde kullanabiliriz. Hikâyenin akışında kritik bir rolü olmayan bu tasvirler -polisiye kurgunun ötesinde edebî değeri olan bir metin oluşturmak için olsa gerek- kitapta sıklıkla karşımıza çıkıyor.

Karakterlerden birinin bir binaya girmeden önce kafasını kaldırdığında gördüğü manzarayı aktaran birkaç satırlık bir betimlemeyi okumak okurların zamanını pek almasa da onları anlaşılır bir şekilde aktarmak hayli vakit gerektiriyor. Çeviriyle uğraşan hemen herkesin, metnin tamamlanmasının üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra (benim Cehennem Çiçekleri’ndeki çeviri çemberini anımsamak için kitabı elime aldığım şu anda yaptığım gibi) metni açıp baktığında “bu satırlar için saatler harcadım, on saniyede okunuyor,” diye söylenmesine neden olan şaşkınlık, rahatlama ve -belki tuhaf görülebilecek- gücenmeyle karışık duyguyu tattığını sanıyorum.

Anlatıcının ya da karakterlerin adli tıp terminolojisini kullandıkları bölümlerdeki kelimelerin, hikâyenin farklı noktalarında karşımıza çıkan polis teşkilatı üyelerinin ve devlet memuru unvanlarının Türkçedeki uygun karşılıklarını bulmak da bu kitabın çevirisi sırasında karşılaştığım (ve herhangi bir çeviride karşılaşılabilecek) alışılagelmiş zorluklar arasındaydı.

En Eğlenceli Kısmı

Benim için bu kitabı çevirmiş olmanın en güzel taraflarından biri güçlü bir kadın karakteri konu edinen bir hikâyenin çeviri aracılığıyla da olsa bir parçası olmak. Kitabın baş kahramanı Komiser Teresa, erkeklerin sayıca daha fazla olduğu iş ortamında kadın olduğu için maruz kaldığı ön yargı ve güçlükler karşısında dik duran bir karakter. Geçmişte bir erkeğin zorbalığına karşı mücadele vermiş bir kadın olmanın da etkisiyle sert bir kişiliğe sahip olan Teresa, içinde büyük bir merhamet taşımasına rağmen, kendi ekibindeki erkek meslektaşlarına zor anlar yaşatmaktan, onlara takılmaktan daha doğrusu onlarla uğraşmaktan çok keyif alıyor. Lafını esirgemiyor, yeri geldiğinde onlara meydan okumaktan çekinmiyor. Özellikle ekibine yeni katılan müfettiş Marini’yle aralarında geçen konuşmalar çeviri sürecindeki sesli okumalarda beni eğlendiren sahneler oldu. Yazıyı kitaptaki bu bölümlere örnek olacak minik bir alıntı ile noktalamak isterim.
Massimo yüzünün yandığını hissediyordu.

“Kızarmamayı öğren, müfettiş. Ve küfür etmeye ihtiyaç duyduğunda bunu yap, olur mu?” dedi. Kutuyu bıraktı.

- Reklam -

“Sizinle anlaşabilmek için ne yapmam gerekiyor?” diye sordu. Amacı tartışmak değildi. Sadece öğrenmek istiyordu.

Komiser onu umursamadan monitöre baktı. Cinayete ait resimleri inceliyordu.

“İşini yapman gerekiyor, tabii eğer bunu yapabilecek yeteneğe sahipsen,” diye karşılık verdi. “Dün gece yazdığın raporu okudum.”

“Ve?”

Kafasını çevirip ona baktı. “Çöpe attım. Yeniden başlaman gerekiyor.”
Türkçede türün meraklısının romandan keyif almasına katkıda bulunmuş olmak dileğiyle…

Esma Fethiye Güçlü

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Cuphead

Netflix, Sevilen Oyun “Cuphead”i Animasyon Dizisi Yapacak

İlahi Komedya dante

Dante’nin Bilinmeyene Yaptığı Yolculuk: “İlahi Komedya”ya Ressamların Gözünden Bakmak