in , ,

Çevirmenin Çemberi: Çöpçüler

Darren Simpson’ın “Çöpcüler” romanını dilimize kazandıran Esma Fethiye Güçlü, çeviri macerasını Kayıp Rıhtım okurları için kaleme aldı.

Çevirmenin Çemberi: Çöpçüler
- Reklam -
- Reklam -

Çöpçüler kitabıyla ilgili çeviri macerasını anlatmaya nereden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Önce bu kitabın ne kadar özel bir kitap olduğunu, yaşı kaç olursa olsun okuruna çok vurucu sorular sorduğunu, çokça gözden kaçırılan şeylerin önemini hatırlattığını, edebiyatla dolu olduğunu (burada gözlerinden hiç durmadan kalpler çıkan kırmızı yanaklı bir emoji var aslında) söyleyebilirim belki. Ama kitap hakkındaki düşüncelerimi anlatmaya başlarsam aklıma gelen başıma gelir, çevirmenin çemberinde çeviriden bahsetmeden dönüp dururum diye korkuyorum. İyisi mi bunları uzun uzadıya anlatmadan asıl konuya geçeyim…

Landfill’in dünyasında dolaşmak

Bu kitabın çevirisi sırasında neler olduğunu anlatmak için önce çevirinin -benim için- nasıl bir süreç olduğunu tarif etmek isterim. Bir kitabı çevirirken, tıpkı okurken yaptığınız gibi, kitabın kapağını açıp içeri girersiniz. Elinizde sekreter dosyası diye tabir edilen şu sıkıştırmalı dosyalardan biri (ya da telli bir defter) ve bir kalem olur. Karşınızdaki kitap kurgu bir dünyayı anlatıyorsa hikâyenin geçtiği mekânlarda dolaşmaya başlarsınız. Ama öyle gezintiye çıkmış gibi değil, bir müfettiş gibi her şeyi dikkatle inceleyerek.

Örneğin, odalardaki koltukların üzerine oturup ne kadar yumuşak olduklarını anlamaya, pişen yemeklerin kokusunu ve tadını almaya, etraftan gelen sesleri duymaya, sağda solda duran nesneleri kaldırıp ağırlıklarını tartmaya çalışırsınız. Sizi görmeyen (ya da görmediğini sandığınız) karakterlerin gerçekten neler düşündüklerini ya da hissettiklerini anlamak için görüntüleri dondurur, ileri geri sarar, karakterlerin burnunun dibine kadar gelip gözlerinin içine bakarsınız ve bunları yaparken hiç durmadan notlar alırsınız. Detaylı, teknik ve korkutucu hesaplarla uğraştığınız için genelde (en azından işiniz bitene kadar) hikâyenin ne kadar etkileyici olduğuyla ilgilenmeye pek fırsatınız olmaz. (Tabii bu konu, kişisel ilgilerinize ve bir kitaptan bir okur olarak beklentilerinize göre de değişir).

- Reklam -

Bu kitabın içindeyken de her şey, aşağı yukarı, bu şekilde ilerledi ama Çöpçüler o kadar canlı, o kadar sahici bir hikâye anlatıyor ki arada bir elimde ne var ne yok yere bırakıp Landfill’in yanına koştuğumu, yüzünü ellerimin arasına alıp yaşlar akan gözlerinden doya doya öptüğümü hatırlıyorum. Var olmayan birini en son ne zaman bu kadar içten sevdiğimi ise hatırlayamıyorum.

Zorluklar: bu kitaptaki hikâye nerede geçiyor böyle?!

Çöpçüler’i ilk kez okumaya başladığımda hikâyenin nerede geçtiğini anlayamadım. İçeri diye isimlendirilen ve birkaç farklı bölüme ayrılan bu alan, büyük bir çöp sahasının yanında yer alıyor. Hikâye ilerledikçe hakkında küçük küçük ve gerektiği kadar bilgi verilen bu yerin neresi olduğu bir noktada anlaşılıyor tabii, ama burası benim daha önce hiç bulunmadığım (bulunmayı bırakın, hayatımda hiç görmediğim) bir yerdi. Ayrıca içinde bazı aletler ve irili ufaklı yapılar bulunuyordu ve hikâyenin kahramanları tarafından değişikliğe uğratılarak benzerlerinden farklı bir yere dönüştürülmüştü. Bu durum, herhangi bir okur için kitabı okumayı ya da olan biteni anlamayı zorlaştıran bir şey olmasa da benim İçerinin her köşesini bilmem gerekiyordu. Bu yüzden, neyin nerede olduğunu çok iyi anlamak, her şeyi doğru ve tutarlı bir şekilde aktarabilmek için İçerinin kuş bakışı resimlerini çizme ihtiyacı duydum. Kitaba yayılan bütün ipuçlarını bir araya getirerek her şeyi küçük haritama (bir kısmı kaçınılmaz olarak tahmini olacak şekilde) yerleştirmek hem zorlayıcı hem de güzeldi.

Darren Simpson Çöpçüler
Darren Simpson

Karşılaştığım ikinci zorluk, kitabın bazı bölümlerinde bulunan ve edebiyatta kısaca “tanıdık nesneleri ya da durumları ilk kez görülüyormuş gibi farklı bir biçimde ifade etmek” olarak tanımlayabileceğimiz “yabancılaştırma (defamiliarization)” tekniğinin uygulandığı bölümleri uygun ve amacına hizmet edecek şekilde dilimize aktarmaya çalışmak oldu. Kitaptaki örnekler arasında yer alan “kaldırım” yerine “beton basamak”, “cep telefonu” yerine “etrafa hareketli ışıklar saçan dikdörtgen plastik şey” (doğrudan aktarılabildiği için) görece olarak daha kolay olsa da (dilden kaynaklanan kimi teknik engeller sebebiyle) bazı nesnelere aynı tekniği uygulamak biraz daha fazla çaba gerektirdi.

Eğlenceli tarafı

Çöpçüler; hikâyesi özgün, maceralarla dolu, eğlenceli bir kitap. Yazar, Darren Simpson doğru bilgiyi, doğru noktada vermeye özen gösterdiği ve bunu büyük bir ustalıkla uyguladığı için ilgiyi hep canlı tutmayı başarıyor. Bu kitabı okurken ipuçlarını keşfetmeye çalışmak, neler olup bittiği konusunda bazen cevabını hemen alamayacağınız sorular sormak, kısacası aktif bir okur olmak zorundasınız. Yazarın bu planını Türkçe metne aktarmaya çalışmak, aynı oyunları yeniden kurmak demekti. Bu da eğlenceliydi.

Ayrıca kitapta birçok kelime oyunu bulunuyor. Kahramanlar, kurdukları dünyanın içinde bazı kelimeleri değiştirerek kullanıyorlar. Örneğin, “hayvan” kelimesini “havyan”, “tilki” kelimesini “tikki”, “muhteşem” kelimesini “mutteşem” olarak telaffuz ediyorlar. Kitapta bunlara benzer çok sayıda kelime var. Kahramanlar, içinde yaşadıkları dünyanın dışındaki kişilerle karşılaştıklarında bu kişilerle aralarında geçen konuşmalar ilgi çekici ve komik bir hâl alıyor. Bu diyalogları okumak kadar çevirmek de eğlenceliydi.

- Reklam -

Çöpçüler, çocuklara iyi biri olmayı, uslu durmayı öğütleyen ya da içinde sadece siyah ve beyazın olduğu “cici” bir kitap değil; biraz kalp kıran, sert sorular soran, hiç fark ettirmeden sorgulayan ve sorgulatan ama bütün bunları yaparken eğlenceli olmayı da başarabilen bir kitap. Bana kalırsa yetişkinlere de sadece yetişkin-çocuk arasındaki ilişkiler hakkında değil, yetişkinler arasındaki ilişkiler hakkında da çok önemli şeyler anlatıyor; “gerçek”, “doğru”, “birinin iyiliği için -ona rağmen- kararlar alma hakkı (!)”, “fedakârlığa karşı minnet beklentisi” gibi konular üzerine düşündürüyor.

Son olarak, buraya kitaptan bir alıntı bırakarak bu güzel hikâyeyi ve hikâyenin içinde geçtiği evreni doğru malzemeleri, doğru ölçüleri kullanarak yeniden kurmuş olmayı diliyorum.
Landfill çikolatayı almak için elindeki kuşu verdi. Yürürken bir yandan da erimiş çikolatayı ağzına tıkmaya çalışıyordu. Bitirdiğinde dudaklarındaki çikolatayı eliyle silerek yapış yapış olan parmaklarını yaladı. Yüzü sevinçle parlıyordu.

“Tadı güzel mi?” diye sordu Babagoo.

“Çok.” Landfill kafasını sallayıp balıkçılı Babagoo’dan geri aldı. “Hiç anlamıyorum.”

“Neyi?”

“Neden hep tadı güzel şeylerin zararlı olduğunu söylüyorsun?”

Babagoo küçük bir kahkaha attı. “Çünkü hayat bizden nefret ediyor, evlat. Belki senden etmiyordur. Sonuçta sen Açgözden kurtulmayı başardın.” Gözlerini gökyüzüne çevirdi. “En azından öyle görünüyor. Belki de hayat seni seviyordur. Böyleyse bile sen sevdiği tek kişisin. Ama biliyor musun, biraz insaflıysa zaten seni sevmesi lazım. Landfill, sen geriye kalan tek iyi şeysin, bunu sen de biliyorsun.”
Herkese keyifli okumalar dilerim.

Esma Fethiye Güçlü

Çöpçüler romanını okuduysanız yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.


* Çöpçüler – Darren Simpson’dan Sorgulatan Bir Gençlik Romanı

* Sitemizde bulunan tüm Çevirmenin Çemberi yazıları için tıklayın!

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

WOOL Serisi İncelemesi

WOOL Serisi İncelemesi: Hayat Siloya Sığar mı?

DC Universe İçerikleri

DC Universe Platformundaki Tüm Dizi, Animasyon ve Filmler