Daredevil’ın Daha Renkli İkizi Mike Murdock: Hayal mi, Gerçek mi?

Çizgi Roman Günlükleri yazı dizisinde, çizgi romanlarda okuduğumuz saçma, ilginç, komik, eğlenceli veya trajik; özetle birisine anlatmaktan karşılıklı keyif alınacağını düşündüğümüz olay ve hikâyeleri sizlerle paylaşıyoruz. İlk bölümün konusu, kendisini daha çok Daredevil ismiyle tanıdığımız pek sevgili Matt Murdock’un hayali ikizi Mike Murdock ve onun tuhaf var olma öyküsü!

Çizgi Roman Günlükleri’nin ilk bölümünde yazı dizisinin nasıl şekilleneceğini örnekleyen bir konu seçtik. İşte Daredevil’ın daha renkli kuzeni Mike Murdock kimdir? sorusunun cevabı!

Gerçek Daredevil Lütfen Ayağa Kalkabilir mi?

Gözlerimizi Daredevil (1964) 16. sayıya çevirelim, yazar koltuğunda Stan Lee var. Her şey Masked Marauder adında bir süper kötünün XB-390 isimli yeni geliştirilen bir motorun planlarını ele geçirme hırsıyla başlıyor. Burada XB-390 tabii bir MacGuffin, yani olayları ilerletmek için kullanılan herhangi bir nesne. Bu doğrultuda bir plan geliştiren Marauder, soygun anında hem Spider-Man’in hem Daredevil’ın hem de polis kuvvetlerinin şehrin diğer tarafında başka bir olayla meşgul olmasını hedefliyor. Spider-Man ile Daredevil’ı birbirine düşürmenin istediği zemini sağlayacağını fark ettikten sonra kolları sıvıyor. Ne yapıyor dersiniz? Elbette Daredevil gibi giyinen bir düzine adamı şehrin muhtelif köşelerine yerleştiriyor.

Çatılarda köşe tutan Daredevil taklitçilerinden birisi Spider-Man’e denk geliyor ve vurkaçını yapıp ortadan kayboluyor. Marauder adamlarını geri çektikten sonra öfkeyle Daredevil’ı arayan Spider-Man bu kez gerçek olanıyla karşılaşıyor. Böyle bir olay örgüsünden beklenebileceği üzere iki kahraman da dertlerini birbirlerine bir türlü anlatamıyorlar ve anlamsız bir kavgaya tutuşuyorlar. Polis güçleri de dikkatini bu kavgaya veriyor. Bundan istifade Masked Marauder soygununu gerçekleştirip kötü adam gülüşünü atıp yoluna bakıyor. Olaydan ancak ertesi gün haberi olan Spider-Man, Daredevil’ın kendisini oyaladığını ve onun da soygunun bir parçası olabileceğini düşünüyor. Bir kez daha Daredevil’ın peşine düşen kahramanımız şehri turlarken şans eseri Nelson & Murdock Avukatlık Bürosu’nun yanından geçiyor ve örümcek hisleri ona Daredevil’ın yakınlarda olduğunu söylüyor. Çünkü örümcek hisleri neden böyle çalışmasın ki?

Odada üç kişi gören (Matt, Foggy ve Karen) Spidey, bir kadının veya kör bir adamın Daredevil olamayacağını düşünerek üçüncü seçenek olan Foggy Nelson’ın yakasına yapışıveriyor. Bir sonraki sayıda istediğini alamayınca bırakıyor bırakmasına da bu iş Foggy’nin aklına kurdu düşürüyor bir kere. Foggy, Karen’ı etkilemek için kendisinin gerçekten de Daredevil olduğunu ima eden tavırlara girişiyor. Hatta daha da ileri gidip kendine bir Daredevil kostümü bile yaptırıyor. Bu kostüm kendisine türlü belalar açıp gazetelere bile düşmesine sebep olduktan sonra ağzı yanan Foggy nihayet bu numarayı bırakıyor.

Spider-Man’in Başa Ördüğü Ağlar

Ama Spider-Man, Daredevil kimliği üzerinden büroyla uğraşmayı burada bırakmıyor. 24. sayının sonunda ofise Matthew Murdock için Spider-Man’den bir mektup geliyor. O sırada bir türlü ulaşamadıkları Matt’in nerede olduğuyla ilgili bir bilgi olabilir düşüncesiyle Karen Page bu mektubu açıyor. Meğerse Örümcek Kafa, Daredevil’ın aslında Matt olduğunu bir süre sonra anlamış ve bunu bildiğini ifade edip kimliğinin kendisinde saklı kalacağı üzerine güvence vermek adına bu mektubu kaleme almış. Ne kadar iyi bir fikir tartışılır.

Ertesi sayıda Matt ofise dönünce Karen ve Foggy kendisine bu mektuptan bahsediyorlar. Durumu kurtarmak için aklına gelen ilk yalanı yapıştıran Matt, Mike Murdock adında bir tek yumurta ikizinin olduğunu ve gerçek Daredevil’ın o olduğunu söyleyiveriyor. Haliyle bu denli basit bir yalana Foggy ile Karen bile ilk başta inanmıyorlar. Bunun üzerine geriye yapılacak tek bir şey kalıyor, Mike Murdock diye biri var olmalı!

Matt, bulabildiği en gösterişli kıyafetleri giyip kapalı alanda güneş gözlüğünü takarak Mike Murdock olarak ofise ufak bir ziyaret düzenliyor ve bu sayede arkadaşlarını hakikaten de ikna edebiliyor, bununla da kalmıyor, tavırlarıyla tabiri caizse onların akıllarını alıyor.

Mike Murdock: Avukat, Süper Kahraman ve Aktör (?)

Daha sonrasında bu iş bununla sınırlı kalmıyor çünkü Matt daha havalı bir ikiz portresi çizme fikrine ilk başlarda gerçekten de yükseliyor! Üç kimlik arasında hayatını döndürmeye başlayan kahramanımız, “Ulen hayatımı film yapsalar anca Alec Guinness oynayabilir”, “Bakarsın avukatlık işi sarmıyor metot oyunculuk okulu açarız artık moruk” laflarıyla kendi kendine triplere bile giriyor.

Tabii ki bu keyif alma süreci fazla uzun sürmüyor. Mike kimliği giderek hayatının üstüne yük bindirmeye başlıyor ve sevdiği kadın Karen, aslında Matt’ten hoşlanıyorken Mike gibi bir üst model işin içine girince Mike’a da yeşil ışık yakmaya başlıyor. Yani Matt, sevdiği kızı kendisine kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bir noktada Karen’a açılmayı kafasına koyduktan sonra bunu Matt olarak mı yoksa Mike olarak mı gerçekleştirmesi gerektiğine bile emin olamıyor.

Bir yerden sonra Mike Murdock’un sürdürülebilir bir oyun olmadığı iyice belli oluyor. Nihayet Matt, 41. sayıda içinde kaldığı ve Foggy’nin de tanık olduğu bir patlamayı fırsat bilerek Daredevil’ı ölmüş gibi gösteriyor.

Bu iyi bir çözüm gibi durabilir ama bir başka problemi de beraberinde getiriyor: Foggy ve Karen Daredevil’ı öldü biliyorken Matt nasıl o kostümü giyip suçla savaşmaya devam edebilecek?

“Sağım solum yalan olmuş zaten, bir taneden daha bir şey olmaz” diye düşünen kahramanımız bu durumu arkadaşlarına Daredevil’ın ölmeden önce bir çırak yetiştirdiğini ve kimliği şimdi onun üstlendiğini söyleyerek yediriyor. Böylece Mike Murdock aramızdan ayrılmış oluyor…

Ta ki 50 sene sonra geri dönene dek!

Yıllar Geçse de Üstünden…

Şimdi odağımızı daha yakın bir tarihe, 2018 yılında çıkan Daredevil (2015) 606. sayıya çevirelim. Bu sırada seriyi Charles Soule yazmakta.

Biraz arka plan bilgisi verelim. Hatırlarsınız bundan birkaç yıl önce, Marvel film haklarına sahip olmadığı X-Men’e alternatif olarak Inhuman ırkını okura kabul ettirebileceğine bir dönem ciddi ciddi inanmıştı. Daha sonrası bildiğiniz gibi: Disney, Fox’u satın aldı; Inhumans önce filmdi, sonra diziye döndürüldü ve o diziyi hiç kimse izlemedi; çizgi romanlar zaten satmadı… Bu süreçte çizgi roman tarafı büyük ölçüde Charles Soule’un sırtında ilerlemişti ve hakkını teslim etmek gerekir bunlar o kadar da kötü çizgi romanlar değildi. Soule yazdığı serilerde orijinal güç setlerine sahip çeşitli Inhumanlar yarattı. Ne var ki bugün geldiğimiz noktada bırakın bu yeni nesil Inhumanları, yıllardır tanıyıp sevdiğimiz Black Bolt ve kraliyet ailesi dahi düzenli bir yayın fırsatı bulmakta zorlanıyor. Hal böyle olunca Soule da yarattığı bu karakterleri zaman zaman çalıştığı diğer serilerde kullanmaya çalışıyor.

Daredevil serisinde de bunun bir örneği olarak Matt’in Kingpin hakkında yürüttüğü Trump soslu bir soruşturmada, kendisinin yarattığı bir Inhuman olan Dedektif Frank McGee’yi hikâyeye dâhil etti. Bu işte Matt’e yardımcı olan McGee, kendine ufak bir ekip kurdu ve bu ekiptekilerden biri de Soule’un kaleminden çıkan bir diğer Inhuman olan Reader’dı.

Reader, çok ilginç ve bir o kadar da saçma bir yeteneğe sahip. Bu arkadaşın gün içinde okuduğu ilk üç şey gerçek oluyor. Buna aklınıza gelebilecek her şeyi dâhil edebilirsiniz, zaman yolculuğundan tutun da gerçekliği bükmeye kadar. Handikapları ise üç kullanımdan her birinin bir öncekinden daha zayıf etki göstermesi ve güçlerini yenilemek için uyuyup zihnini yenilemek zorunda olması. Ha bir de kendisi aynı Daredevil gibi görme engeline sahip, bu nedenle Braille alfabesi ile okuyor. Bu bilgiyi verdikten sonra hikâyemize geri dönelim.

Uyku Öncesi Masalı

Soruşturma ekibinin bir parçası olan Reader, kütüphanede konu hakkında okumalar yapmaya başlıyor. Notları da Daredevil kimliğiyle olmasa da soruşturmanın avukatı olarak bildiği Matt Murdock’tan Braille alfabesi formatında almış. O gün güçlerini üç defa kullandığı için artık herhangi bir şey okumasında bir sakınca yok. Gelgelelim bir noktada sıkıntıdan masa başında uyuyakalıyor. O esnada elinin altında kalan kâğıtta da Matt Murdock – anlamsızca – kimi zaman gizliden iş yürütmek için kullandığı bir ikiz kimliğinden, Mike Murdock’tan bahsediyor, elbette Daredevil ayrıntısına girmeden. Bir süre sonra uykusundan uyanan Reader işte tam o anda bunları okumuş oluyor ve sonuç tahmin ettiğiniz gibi.

2010’lu yıllarda çizgi romanların 1960’lı yıllardakinden daha az saçma olduğunu size ne düşündürttü bilemiyorum ama evet, bu yaşandı. Yalnız Reader’ın hayat üflediği Mike Murdock’un 60’lardaki hayali versiyonuyla birebir aynı olmadığını belirtelim. Bu Mike, Matt’in canlandırdığı değil, notlarında Daredevil detayını atlayarak “canlandırdığından bahsettiği” Mike. Yani hayır, kendisini asıl Daredevil olarak görmüyor ama bunun dışında genel çerçevede aynı özelliklere sahip diyebiliriz.

İlerleyen sayfalarda Reader tarafından gerçeklikten silinme tehdidi altında kalan Mike ortalığı bir süre birbirine katıyor. Nihayetinde Matt’in onunda yaşam hakkı olduğuna kanaat getirmesiyle ortadan kayboluyor fakat kendisini hala tehlikede hissediyor. Bu nedenle de sığınma talebiyle Kingpin’in kapısını çalıyor.

Bu Mike Murdock’u şimdilik son görüşümüz. Yazar Charles Soule’un serideki görevi bundan birkaç sayı sonra bitti ve son hikâyesini de gerçeklik algımızla oynayan bir kurguya ayırdı. Daredevil’ı kendisinden devralan Chip Zdarsky de bu meselenin üstüne gitmeyi tercih etmedi. İleride Mike Murdock’u tekrar görür müyüz sorusunun cevabını zaman verecek. Öte yandan bunun gibi yazılar görmeye devam edeceğinizin müjdesini ben verebilirim çünkü Çizgi Roman Günlükleri yazı dizisi tüm hızıyla devam edecek!

Siz de bu karakter ve yazı dizisi hakkındaki görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.

---

* Stan Lee ve Jack Kirby’den Fantastic Four: Marvel Büyüsü!