in , ,

Editörler Kaç Türlüdür Hânım yahut Ejderhaların Babası

Dede Korkut’un kayıp nüshasının bulunmasıyla ülkemizde yayıncılık dünyası kıyasıya bir yarışa tutuştu. “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi”ni Türkiye Türkçesi ile ilk yayımlayan olmak kolay değildi. Eserin yayıncısı Göktürk Ömer Çakır anlattı.

Dede Korkut
- Reklam -
- Reklam -

Dede Korkut destanının kayıp nüshasının bulunmasıyla yayın dünyamız oldukça hareketli bir yıl geçirdi. Ötüken Neşriyat’tan Göktürk Ömer Çakır, “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi”nin basım macerasını anlattı.

hr

 

- Reklam -

“O meclislerde vefa yağdıran bir gök,
cenklerde ise keskin pençeli bir ejderhadır”

Firdevsî

25 Nisan’da Bayburt’ta düzenlenen “Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu”nda o zamana dek sadece birkaç kişinin haberdar olduğu muazzam bir keşif duyuruldu: Dede Korkut’un üçüncü nüshası ve on üçüncü hikâyesi!

Bulunuş detaylarını sonra öğrendiğimiz yazma, 12 Aralık 2018 tarihinde Tahran’da Hüner Kitabevi’ne satılmak üzere getirilmiş ve Veli Muhammed Hoca adlı bir mühendis tarafından satın alınmıştı. Büyük bir Oğuzname anlatısından kopan Dede Korkut metinlerinin ilki H.O. Flescher tarafından Dresden Kütüphanesi’nde 1815’te bulunduktan 204, ikincisi 1952’de E. Rossi tarafından Vatikan Kütüphanesi’nde bulunduktan 67 yıl sonra bu defa doğudan gelen bu yeni haber, son yıllarda Dede Korkut kahramanlarının çağdaş yorumlamalarının artmaya, hikâyesi bulunmayan kahramanlara çağdaş hikâyeler kurgulanmaya, kayıp hikâyelerin peşinde yoğun olarak hayaller kurulmaya başlandığı bir dönemde ve tam da Dede Korkut’un UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine alınmasından hemen sonra önümüze düştüğüne göre belli bir konuya odaklanıldığında evrenin mutlaka karşılık vereceğine dair gizemli kabul de doğrulanmış oluyor.

Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi

Artık zengin olmak için evrene daha bilinçli bir şekilde taleplerimizi iletebiliriz. Gerçi burada, Cenab-ı Allah dururken niye evrenden, yani onun bir mahlûkundan talepkâr oluyoruz? diye sorulabilir; fakat şu sıralar üç kuruş için dua etmeyeceğimiz kimse yok; doğacılıkla başlayıp -Allah dışında- herkesten isteme trendinin geldiği son nokta: Evren!

Metin Hoca’ya, Mangışlak’ta, Veli Muhammed tarafından kopyası gösterilen ve renkli PDF’i sonradan e-posta yoluyla iletilen yeni nüshayla ilgili mezkûr bilimsel duyurudan sonra ikinci bilimsel girişim yine Metin Hoca tarafından Millî Folklor dergisinde neşredilen makale oldu ve burada “Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi”ni hikâye eden anlatının Türkiye Türkçesi versiyonuyla ilk defa karşılaştık.

Tam da Daenerys Targaryen’in, o gümüş saçlı Ejderhaların Anası’nın, Taht Oyunları’nın hepimizi sukutuhayale gark ettiği 8. sezonunun sonunda yeğeni ve manitası Jon Snow tarafından tufaya getirilip öldürülmesinin ve sevgili ejderhası Drogo’nun anasının ölüsüyle doğuya doğru uçup gözden kaybolmasının yarattığı boşluğu doldurmak için evrenin ne kadar özel bir çaba sarf ettiğini söylememe gerek yok sanırım.

- Reklam -

dede korkut kapak

Ejderha açlığımızı gidermek üzere Erebor’un mağaralarında uyanan, Üçüncü Çağ’ın görkemli canavarı Smaug’dan bu yana daha gürültülü bir iş olmamıştı.Tabii bu ejderhaların hepsi tek başlıydı. Bizimki ise, Kâşgarlı Mahmud’un “yiti başlıg yil böke”siydi; ama burada gürültüyü çıkaran nesne, her başın ayrı kükremesinden ziyade kel bir başın sosyal medyada kopardığı çığlıklar oldu: Timur Kocaoğlu “Bilge”miz!

Bizim neşir satışa çıktıktan birkaç gün sonra, kendisinin bir süredir duyurduğu ve başka bir yayıncıya hazırlattığı başka bir “bilimci”nin metni, bizden evvel çıkarmaya heveslilerken anca, meydana düştü. Söz konusu anlatının geçtiği yazmayı elinde bulunduran Veli Muhammed Hoca, yazmanın görsellerini başka birine daha, Amerika’da yaşayan muhterem Yusuf Azmun’a, göndermişti. (Bir süre sonra üçüncü bir isim daha çıktı. Öyle anlaşılıyor ki, mübarek Veli Muhammed,Günbet-i Kavus’tan Arizona’ya kadar elindeki PDF kopyasını, “Ey bereketleri indiren Rabbim!..” duasıyla rüzgâra vermişti. Bu üçüncü isim olarak zikredilen Şahruz Ak Atabay da kendisinden başka üç isimle birlikte çalışmasını “Günbet Yazması” adıyla Modern Türklük Araştırmaları Dergisi’nde -Sema Barutçu Özönder’in, yani evin direği bir “editör”ün uhdesinde e-yayın olarak neşretti ve metin 2 Temmuz’da paylaşıldı.

Böylece 13. boy, birbiri peşi sıra çıkan üç çalışmayla ortaya konulmuş oldu. Timur Hoca yeni hikâyenin bulunuşu, kimin daha önce bunu duyurup bastığına dair Facebook sayfalarına serdiği kronoloji cetvellerinin, Şahruz Ak Atabay’ın metni gasbettiğine ve yayında üçüncü sıraya düştüğü için artık ortaya koyduğu çalışmanın orijinal olamayacağına dair tuhaf yavelerin altında tali bir meseleye dönüştü. Dolayısıyla bilimin girmesi gereken yere, ejderhanın kuyruğu ve kovuculuk makinesi gibi işleyen Timur “Bilge”mizin başı dışında pek bir şey sığamadı.

Kitabı Ötüken Neşriyat’ın 1402. kitabı olarak 26 Haziran itibarıyla satışa açtığımız gece, rüyamda Timur “Bilge”mizi gördüm. Kocaman bir Buhara pilavı tabağının içinden yükseliyordu ve pirinç tanelerinden mürekkep yedi tane başı vardı. Şehname’de Rüstem’in, “Kahramanlar arasında sivrilmiş, yükselmiş olan ben, bu dünyada başkaca hiçbir iz bırakmamış bile olsam Keşef nehrinden çıkmış olan ejderhayı öldürmenin şerefi bana yeter” demesine nazire edercesine, “Ejderhanın Türkiye’de ilk neşri benim sayemde oldu; Türkiye’ye gönderdiğimiz Buhara altınlarından bu yana hanemizin yaptığı en büyük ikinci iş budur. Bunun şerefini size bırakmam.” deyip üstüme çektiğim pikeyi nefesiyle tutuşturuyordu. Beterböcek’ten bu yana gördüğüm en grotesk figür buydu sanırım.

Dede Korkut

Yatağım küle dönmeden evvel kendimi yere atıp, “Editörler dört türlüdür!” sayhasını kopardım: “Sen ‘dolduran top’sun, işin gücün Facebook’ta laf çarpıştırmak, goygoy yapmak. Laftan goygoydan arkana bakmadın, evin tavuk damına, sığır kümesine döndü, kaybettin.” Dehşetle yamulan ağzından okkalı bir ateş yumağı fışkırdı ve suratımın ortasında patladı. Kan ter içinde uyanmışım. Neyse ki aynı gün Sabri Koz’dan aldığım iltifatla, Jaime Lannister’dan şövalyelik sanı alan Tarthlı Brienne kadar mutlu olduğum için bu kâbusun etkisinden kolayca kurtuldum.

Doğrusu Timur “Bilge”mizin reklamını yaptığı neşri ilk defa 11 Haziran’da duymuştuk. Ön almak amacıyla kitap ön siparişe açılmış ve tarih olarak da 30 Haziran belirlenmişti. Ortada ozalit numune dışında bir kitap filan olmadığını anlar anlamaz, Sayın Bilgemiz internette makara yaparken, biz de elimizdeki işi hızlandırdık. Böylece kendisinin neşeyle kulaklarına varan ağzı, 26 Haziran’dan itibaren ensesine kadar açıldı ve gülüyor mu ağlıyor mu anlamadığımız bir yırtılma sesinden sonra gerçekten ateş püskürmeye başladı.

Evliya Çelebi’de, Siirtlilerin, kendilerine yollanan azim şalgamlara kızıl havuçlarını sokup geri yolladığı Hasankeyfliler misali gayret-i hamiyete gelen “Bilge”miz, şimdilerde sabahın esselatından gecenin körüne kadar günde ortalama on beş paylaşımla ilk naşir olma şerefini kurtarma gayretini sürdürüyor; fakat evin direğiyle karşılaştığı için yapabileceği fazla bir şey de kalmadı:
“… odur ki yakından uzaktan eve bir konuk gelse, evin eri evde olmasa, o onu yedirir içirir, ağırlar, azizler, gönderir.”
Dede Korkut

Ben Timur “Bilge”mi, 28 Haziran’da, şimdiki yayıncısına önerdiği projeleri bize de verebileceğini söylemesini tebessümle karşılayarak Ötüken’de ağırlayıp, azizleyip gönderdim; ama kendisi daha aynı akşam tarizkâr paylaşımlarıyla beni gücendirdi. Böylece başka bir hikâye de ister istemez çıkmış oldu. Bu yazıyı da Dede Korkut’un Türkistan/Türkmen Sahra nüshasının neşredildiği şu günlerin bir hatırası olmak üzere dercetmiş bulundum. Tıpkı aynı nüshanın 61. sayfasında Farsça beyitlerde yazıldığı gibi:
“Be-yadegar neveştem men in ketabetra.”
Not: Bu yazı ilk olarak Ayarsız Dergi’nin Ağustos 2019 tarihli 42. sayısında yayımlanmıştır.
Göktürk Ömer Çakır


* 13. Dede Korkut Destanı “Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürmesi” Hakkında Bildiğimiz Her Şey

* Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi: Kayıp Dede Korkut Nüshasına İlk Bakış

* Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi – 10. Yıl Özel: Dede Korkut’un Kayıp Öyküleri

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Spider-Man

Spider-Man Krizi Sonrası Kevin Feige ve Tom Holland Aynı Fikirde

Plüton

Plüton Bir Gezegendir Tartışması Yeniden Alevlendi