in , ,

Erdem Yılı – Setenay Karaçay | Çevirmenin Çemberi

Kim Liggett’in distopya türündeki Erdem Yılı kitabını, romanın tercümanı Setenay Karaçay anlatıyor. Eserin çeviri macerası sizlerle!

Erdem Yılı – Kim Liggett - Setenay Karaçay
- Reklam -
- Reklam -

Kim Liggett imzalı Erdem Yılı romanını, eserin çevirmeni Setenay Karaçay anlatıyor. Distopya türündeki eser, okuru karanlık bir peri masalına davet ediyor.


Merhaba sevgili Kayıp Rıhtım!

Ben buraya yeni bir şeyler yazmayalı üç yıl olmuş. Ne ara bu kadar çok zaman geçti bilmiyorum ama bu kadar ara verdikten sonra bu kez Çevirmenin Çemberi için bir yazı yazmak beni inanılmaz mutlu ediyor. Peki, ben kendi kendime kitap yazıları yazıp eğlenir ve bir yandan editörlük yaparken ne oldu da çemberli bir çevirmen oldum?

- Reklam -

Zaman zaman ofisini benimle paylaşan sevgili Ece Çavuşlu, “Senin artık çeviri düzeltmek yerine kitap çevirme vaktin geldi bence,” dedi bir gün.

“Yapma, etme, ben koca kitabı oturup nasıl çevireyim? İyi böyle zaten, başkası çevirsin, ben düzeltirim,” derken ağzımdan girdi burnumdan çıktı, elinde tam bana göre bir kitap olduğunu söyledi ve karşımda koskoca bir roman buldum, far görmüş tavşan gibi kalakaldım. İşte her şey böyle başladı.

Erdem Yılı ile Tanışma

Ve Ece’yi tamamıyla haklı çıkararak, Erdem Yılı’nın tam bana göre bir kitap olduğunu ilk birkaç sayfada kabul ettim. Kadınların alınıp verilen birer meta olduğu karanlık bir dönemde geçen, genç yetişkinlere yönelik bir distopya. Çevirmem gerekmeseydi bile bayılarak okuyacağım bir kitap! O yüzden burada şunu da belirtmek isterim, çevirmenini (ve editörünü, yayına hazırlayanını, redaktörünü…) tanıyan, keyifle okuyup çalışacağı metinler seçen insanlarla çalışmak dünyanın en güzel şeyi. Yine de bu, çeviri sürecinin bu tarafına ilk kez geçmenin bünyemde yarattığı stresi hiç azaltmadı. Başka çevirmenlerin dosyalarını düzenlerken haldır huldur girişen ben, bu kez aynı şey benim çevirime yapılacak diye sıkıntıya girdim. “Ya çok kötü çevirdiysem? Ya editör çevirimi hiç beğenmezse? Ya benim şurada özellikle seçtiğim sözcüğü başkasıyla değiştirirse?” diye diye ne kadar dertlendiysem bir gece rüyamda Ece’yi gördüm, çeviri berbat diye beni azarlıyordu. Neyse ki rüyam gerçek olmadı, editörlerim çeviriyi beğendiler. Özellikle seçtiğim sözcükleri de değiştirmediler! Ben de rahat bir nefes aldım.

Erdem Yılı - Kim Liggett

Erdem Yılı’nı çevirmek esas olarak kolaydı. Kim Liggett yalın, anlaşılır bir dille yazıyor ve neyse ki, romanındaki dünyayı yaratırken kendi terimlerini ve sözcüklerini oluşturma yoluna gitmemiş. Sanırım kitap boyunca bir kere bile, “Bu kadın ne demek istiyor şimdi burada?” demedim, sözlüklerde bulamadığım bir sözcükle karşılaşmadım. Ama kitaptaki kadın erkek eşitsizliğini vurgulamak için bazı sözcüklerden yararlandım. “Wife” için eş değil de zevce dedim, takdir edersiniz ki bir kitapta defalarca karı diye tekrar etmek hoş olmazdı. Yine aynı eşitsizliği gösteren bir işaret olarak, kitap boyunca kasabadaki hiçbir erkek hiçbir kadına “siz” diye hitap etmedi. Bazı terimleri, deyişleri, kitap içinde tekrar eden cümleleri listeleyerek ilerledim ki tutarlılık bozulmasın; mesela “guard” için bir muhafız, bir gardiyan, bir koruma demeyelim. Çeviri eserleri okurken sinirime dokunan şeylerden biridir bu, Rahip Bilmemkim diye tanıdığım karakter kitabın ortasında Papaz Bilmemkim olur ve ben çok sinirlenirim; esas karakter kitap boyunca otlak diye bahsettiği yere bir anda çayır der, ben yine sinirlenirim. İşte böyle şeylerden kaçınmak için gerçekten çok uğraştım. Bir de kitaptaki beş kız kardeşi büyükten küçüğe sıralayıp listeyi sürekli gözümün önünde tuttum ki ablalar kardeşler birbirine girmesin, çeviride karışıklık olmasın.

- Reklam -

Erdem Yılı Çevirisinin En Zor Yanı

Fakat kitabın çevirisi sırasında fazlasıyla zorlandığım şey bambaşka: Çiçekler.

80’lerde (ya da öncesinde) doğan okurlar hatırlayacaktır, efendim, “Kırmızı gül verirse sana âşık, sarı gül verirse ayrılmak istiyor. Beyaz mı? Aaa, evlilik istiyor demek,” gibi birtakım şifreli güller vardı. Ya da bir önceki nesil bu konuda benim neslimi çok sağlam kandırmıştı, bilmiyorum. Sonra sanırım modası geçti, rengine göre şifreli mesajlar veren güller unutuldu. Hah, işte Erdem Yılı’nda bu mevzunun çok daha karmaşığıyla karşılaştım. Garner Kasabası’nda çiçekler aracılığıyla konuşulan bir ortak dil var. Nesiller öncesinden kalan bir gelenekle, çiçekler çeşitli mesajlar vermek için kullanılıyor. Örneğin mavi menekşe sonsuz aşk anlamına gelirken mor süsenler ümit demek. Mürver çiçeği günahların affedilmesi, alıç çiçeği ise göğe yükselmek demek. Ve benim adını bildiğim çiçek sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Karanfil, papatya, gül, lale falan… Her bir çiçeğin adını sözlükte ve Google’da aramak, Latince isimleriyle karşılaştırıp aynı bitki olduğundan emin olmak, bir bitkinin birden fazla karşılığını bulunca hangisinin “daha doğru” olduğuna karar vermek beni en çok zorlayan şey oldu. Bu noktada sevgili editörlerim Ece ve Ece’ye (Ece Çavuşlu ve Ece Yücesoy) güvenerek, “Yahu bakın şimdi bu çiçeğin adı şurada şöyle geçiyor ama burada da böyle demişler, ben şu nedenle şu çeviriyi kullandım ama artık siz bilirsiniz…” gibi notlar ekledim dosyaya bol bol. Bir işe yaradı mı hiç olmazsa, çiçek isimleri hakkındaki bilgi dağarcığım genişledi mi? Hayır. Hiçbirini hatırlamıyorum, az önce örnek verdiğim bütün çiçekler için de çeviri dosyasından kopya çektim.

Erdem Yılı - Kim Liggett

Kitap Hakkında Kısaca

Roman hakkındaki düşüncelerimden de kısacık bahsetmek isterim. Damızlık Kızın Öyküsü’yle karşılaştırılan Erdem Yılı’nı, esas kızımız Tierney’nin hayatta kalma mücadelesi nedeniyle ben biraz da Açlık Oyunları’na benzettim. Ve kitabı çok sürükleyici buldum, okurken heyecanlandım. Gecenin ikisinde, “Bugün az çalıştın, bari uyuma da iki paragraf daha çevir, tembel!” diyen iç sesimi bastıramayıp bilgisayar başında otururken kendimi kaptırıp sayfalarca okuduğum oldu. Sonra homurdana homurdana başa döndüm, acaba çeviriye devam etmeden önce bütün kitabı okusam daha mı iyiydi diye merak etsem de böyle böyle çeviriyi tamamladım. En azından dersimi aldım; bundan sonraki çevirilerde önce oturup kitabı baştan sona okuyacağım, böylece metni çevirirken aklım uçup gitmeyecek.

Baskılara direnen ve birlik içinde mücadele eden bütün kadınlara (ve yanlarında duran herkese) sevgiyle. Umarım Erdem Yılı’nı keyifle okursunuz.


Erdem Yılı hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz. Sitemizde yer alan diğer çevirmen maceralarını buradan okuyabilirsiniz.

Setenay Karaçay

Her şey Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’la başladı. Ardından Asimov ile tanıştı ve astronot olamayacağını genç yaşta fark edince bilimkurgu edebiyatına sığındı. İddialı bir okur ve koleksiyoncu, amatör bir kitap yorumcusu oldu. Evrenin ve insan aklının sınırsızlığına tekrar tekrar hayran olurken, hayatının geri kalanını sürekli büyüyen okuma listesinin peşinden koşmakla geçirecek.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gargoyle nedir gotik mimari hakkında bilgi

Gargoyle Nedir? Fantazya ve Gotik Mimarinin Tuhaf Heykelleri Hakkında 10 Ürpertici Gerçek

Son Yaz Dizisi Fox Tv Ali Atay İnceleme

Son Yaz İncelemesi: Sahici Hikâyenin İnandırıcı Karakterleri