in , ,

Ezan: Bir Yeniçeri Romanı – Muharrem Rahte | Çevirmenin Çemberi

Çağdaş Hırvat edebiyatının önde gelen yazarlarından İvana Şoyat’ın Ezan – Bir Yeniçeri Romanı kitabını Hırvatça aslından Türkçeye çeviren Muharrem Rahte anlatıyor.

Ezan: Bir Yeniçeri Romanı – Muharrem Rahte | Çevirmenin Çemberi
- Reklam -
- Reklam -

Çağdaş Hırvat edebiyatının önemli kalemlerinden İvana Şoyat imzalı Ezan – Bir Yeniçeri Romanı, geçen haftalarda raflardaki yerini aldı. Eseri, Hırvatça aslından Türkçeye kazandıran Muharrem Rahte kitabın çeviri sürecini anlattı.


Balkanlar, dünyanın en kozmopolit bölgelerinin başında gelmektedir. Çok sayıda ulusun ve bugüne dek çoğu kişinin adını dahi duymadığı toplulukların bazen barış, bazen de çatışma içinde yaşadıkları, nevi şahsına münhasır bir coğrafyadır.

Bu çok kültürlü girift yapı içinde yaşamanın dezavantajları olduğu kadar avantajları da vardır. Özellikle edebiyat, güzel sanatlar, sinema, tiyatro gibi sanatın her dalında eşsiz eserler üretilmesi, sanatçıların mevcut yapı içindeki kaynaklardan beslenmesinden ileri gelmektedir. Yugoslavya özelinde söylemek gerekirse kozmopolit yapıdan en çok nasiplenen Bosna Hersek’in diğer bölgelere nazaran sanat ve edebiyat alanında en güçlü örneklere imza atmış olması bu bağlamda şaşırtıcı değildir.

- Reklam -

Ezan - Bir Yeniçeri Romanı - İvana Şoyat

Kuşkusuz Balkanlar, Türkiye için her anlamda çok büyük önem taşıyan bir bölgedir. 500 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde kalan topraklarda kültür alışverişinin olmadığını söylemek güçtür.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla birlikte Balkanlar uzun bir süre Türkiye’nin ilgi alanının dışında kaldı. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi iç meseleleri nedeniyle Balkanlarla, özellikle kültür alışverişi konusunda yakınlık kurduğunu söyleyebilmek zordur.

Balkan Edebiyatının Türkçedeki Yeri

Günümüz Türkiye’sinde yüzlerce yıl ortak kültür ile hemhal olunmuş bir coğrafyada üretilen edebi eserlerin Türkçeye yeterince kazandırılmaması en yalın tabirle garip bir durumdur. Peki, niçin gariptir? Bugün Türkiye Cumhuriyeti topraklarında Balkan kökenli vatandaşların sayısı milyonlarla ifade edilmektedir. Bunların pek çoğu da ister devlet kademelerinde isterse de kültür sanat alanında olsun her daim önemli görevlerde bulunmuşlardır. Ancak bugüne dek sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek birkaç iyi niyetli çalışma dışında Balkanlara ait edebi eserlerin varlığından bahsetmek mümkün değildir. Türkçeye kazandırılan eserlerin de aslından değil, İngilizce, Fransızca, Almanca gibi ikincil dillerden çevrildiğini vurgulamak da önemlidir.

Özellikle son on yılda Balkan ülkeleri, daha doğrusu eski Yugoslavya’yı oluşturan ülkeler, çoğunluğu ikinci-üçüncü nesil Balkan göçmenlerinin akınına uğradı. Bunların bir kısmı ata topraklarını, köklerinin olduğu yeri merak ettiği için, diğer kısmı da eğitim ya da iş için buralara gittiler. Söz konusu kesimden bazıları heybelerini oranın kültürel zenginlikleriyle doldurarak döndü, bazıları ise sosyal medyada “yalan-yanlış” bilgiler paylaşarak günümüz tabiriyle “takipçi kasma” derdindeler.

Heybesini kültürel zenginlikler ile doldurup gelenler bu zenginlikleri paylaşmanın, o bölgenin zenginliklerini geniş kitlelere duyurmanın yolunu aradılar.

Benim de Kutu Yayınları ile tanışıklığım bu sayede oldu. Melike Karaosmanoğlu vesilesiyle Alparslan Demir ile tanıştım. Bana yayınevinden ve yapmak istediklerinden bahsettiğinde bunun çok güzel bir fikir olduğunu, nihayet birilerinin bu alandaki büyük boşluğu kapatmak için uğraş verdiğini düşündüm. Kutu Yayınları “Balkan Kitaplığı” konseptiyle Balkan edebiyatının Türkçeye kazandırılması konusunda öncü bir yayınevi. Benim çevirmiş olduğum Ezan romanı da yayınevinin bu konseptteki üçüncü kitabı.

Ezan romanı benim açımdan oldukça özel bir kitap. Devşirmelerin en yoğun olarak geldiği coğrafyada doğup büyümüş biri olarak Hırvat yazar İvana Şoyat’ın Ezan romanını çevirme teklifi gelince oldukça heyecanlandım ve bir an önce çevirmeye başlamak istedim. Genelde çevireceğim metni önceden okuyan bir çevirmenim fakat Ezan’ı okumadan çevirmeye başladım. Bu da çeviriden almış olduğum zevki artıran başlıca unsurlardan biriydi.

Ezan Kitabının Çeviri Süreci

Tabii çeviri süreci başta zevkli ve hızlı bir şekilde ilerlerken dünyayı alt üst eden ve mart ayında ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 nedeniyle işler bir anda değişti. Pandemi başladıktan sonra çalışma düzenimiz, iş tempomuz bambaşka bir rotaya girdi. Benim gibi oturup bir çırpıda günde birkaç sayfa çevirmeye alışkın çevirmenler için zor bir süreç oldu. Anaokuluna giden çocuğumuz birden okula gidemez olmuştu ve çalışma düzenimiz artık sadece kendimize göre değil çocuğumuzun günlük rutinlerine de bağlıydı. Evden çalışmak anneler kadar babalar için de zorlu bir süreç. Çeviriye tam kendinizi kaptırdığınız anda içeriye dalıp, “Tahta bloklarla oynayalım baba,” diyen oğlunuzla paralel giden bir çalışma rejimi. Oyunlarla, ev içi işlerle ve pandemi psikolojisiyle bir arada yürüyen bu süreçte, nihayetinde, takvimde oluşan makul sayılabilecek bir sapma ile romanın çevirisini bitirebilmiş oldum. Eşim de oğlumuz izin verdiğince çeviriyi okuyan ikinci bir göz oldu. Velhasıl, evde epey bir gündemde oldu roman.

- Reklam -

Ezan - Bir Yeniçeri Romanı - İvana Şoyat

Ezan romanı, konusu itibarıyla hem özel hem de güçlü bir roman. Osmanlı İmparatorluğu’na üstün asker ve yöneticiler yetiştirme sistemi olan devşirmeler hakkında pek çok şey biliniyor olsa da Ezan, Luka iken İbrahim’e dönüşen bir devşirmenin gözünden okuyucuya içerden bir bakış sunuyor. Bosna Yablanitsa’sı yakınlarında bir yerden anne kucağından alınıp götürülmesi, Edirne’ye gidene dek yaşadıkları, Manisa’da ikinci annesi olarak gördüğü Hatice’nin yanında yetişip karakterinin oturması, sonrasında Kanuni Sultan Süleyman’ın dikkatini çekip takdirini kazanacak olan büyük bir savaşçıya dönüşeceği Edirne’deki eğitim süreci… Aşkları, acıları, savaş meydanlarındaki yiğitliği… Kan kardeşi dahi olsa, yanlış yapanlar karşısındaki duruşu… 40 gün ömrü kalmış ve oğlu Deniz’e ölüm döşeğinde 40 gün boyunca gerçek kendisini, kendisiyle yüzleşerek anlatan bir babanın hikâyesi.

“Ezan Bir Kişilik Sorgulaması Romanı”

Ezan aynı zamanda bir kişilik sorgulaması romanı. Ezan, tarihi olduğu gibi aktarma çabasından çok Luka ya da İbrahim’in ruhuna yapılan bir yolculuğun güncesi.

Ezan aynı zamanda başkalarının, farklı olanların kana susamışlığına dair yerleşikleşmiş algıyı alt üst etme cabası. Esasen: “Ben kimim? Farklı bir yerde, başka bir zaman diliminde, farklı koşullarda doğmuş olsaydım farklı biri olur muydum? Beni ben yapay şey nedir”? sorularını sorma gayreti. Bu nedenle Ezan’ın anlatısının çok güçlü olduğunu, felsefi içerimler barındırdığını düşünüyorum. Yazar İvana Şoyat’ın konuya ne denli vakıf olduğu romanın her satırında anlaşılabiliyor. Romanın güçlü ve derinlikli olduğunu söylememin bir sebebi de İvana Şoyat’ın karakterinden dolayıdır. İvana Şoyat Yugoslavya iç savaşında daha 20 yaşında iken Hırvatistan cephesinde bilfiil savaşmış bir kişidir. Kuşkusuz bu durum onun hem yazarlığına hem de savaş ortamını, hissederek ve hissettirerek büyük bir ustalıkla anlatmasına katkıda bulunuyor.

İvana Şoyat

İvana Şoyat yazar olmanın ötesinde çevirmen kimliği de taşıyor. Yazarın aynı zamanda, Fransızca ve İngilizceden çok sayıda çevirisi bulunuyor. Amelie Nothomb, Roland Barthes, Raymond Carver, Gao Xingijan, Pat Barker, Nuruddin Farah, Alice Sebold, Moussa Nabati, Luc Besson, Paul Auster ve Mathias Enard’ın kitaplarını da kendi diline tercüme etmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda Rum Mehmed Paşa, Veli Mahmud Paşa, Yunus Paşa, Rüstem Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa ve Pargalı İbrahim Paşa gibi sadrazamlığa kadar yükselmiş olan devşirmelere içerden bir bakış sunan Ezan, gerçekten de okunmayı hak eden bir roman.

Muharrem Rahte


Peki siz Balkan edebiyatını takip ediyor musunuz? Kitaba ve bu alandaki eserlere dair düşüncelerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Chaos Walking 2020 Fragman

Chaos Walking Fragmanı: Tom Holland ve Daisy Ridley’li Kaos Yürüyüşü Uyarlaması Yakında Geliyor

2020 Booker Ödülü kazananı douglas stuart shuggie bain

2020 Booker Ödülü Kazananı Duyuruldu