“MOHT Büyük Budanma” ve “Meçhuliyetler Kitabı” | Yazarının Kaleminden

Abdullah Emre Aladağ, MOHT Büyük Budanma ve Meçhuliyetler Kitabı eserlerinin doğuş sürecini anlatıyor. Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’ne de öyküleriyle katkı sunan Aladağ, Porsuk Kültür Yayıncılık’tan çıkan iki kitabının perde arkasından söz ediyor.

---

“İnsanlığın en temel ve en yüce duygusu korkudur. En eski ve en güçlü korkusu ise bilinmeyenin korkusudur,” der H.P. Lovecraft. İnsanın anlam arayışının sonucunda oluşan bu duygu, insanoğluna efsaneler ve masallar hediye etmiştir. Eski insanlar, bilinmezin arkasındaki perdeyi aralarken akıl süzgeçlerinden geçirdikleri veriler, unutulmuş zamanların tarihini bugün birer mitos olarak önümüze sürmüştür. Korku, insana hayatta kalmayı öğreten şüpheli bir fısıltı olduğu gibi, kültür kıvılcımını yakmaya zorlayan zifiri karanlıktır aynı zamanda. Bu sebeple korku edebiyatının beslendiği mitoloji, demonoloji, ezoterizm ve halk bilimi gibi alanlar geçmişten bugüne kalan birer kültür mirasıdır.

İnsanoğlu için doğa bir gizemdir ve geçmişte anlatılan efsanelere bakıldığında, korkutucu özellikler barındıran demonik varlıkların doğanın kestirilemez karakterinden fazlaca izler taşıdığı aşikârdır. Gökyüzünün ötesi olan uzay, ormanlar, izbe yerler ve deniz insanoğlu için hâlâ çözülmeyi bekleyen bir sır, bu bir hakikat. İşte burada da korku edebiyatının alt türü olan kozmik korkuya değinmek icap ediyor çünkü kozmik korku bu alanları çokça kullanan bir alt türdür. 5000 yıllık medeniyet tarihinin öncesine dair hâlâ elle tutulur ve tamamen ışık tutan büyük bir bilgi envanterine sahip değiliz. Yıllardır toplanan bilgiler olsa dahi, daha birçok konuda bilgisiz olduğumuz da bir gerçek.

MOHT: Kozmik Korku Türünde Bir Kitap

Kozmik korku, temelinde felsefi bir düşünce ekolü olan Nihilizm’in alt dalı olan Kozmik Nihilizm(Varoluşsal Nihilizm) ile göbekten bağlı bir edebi tür. Türün yaratıcısı Lovecraft, insanın bu koca kâinatta aslında ne kadar değersiz ve önemsiz olduğunu anlatır. Sirius’tan gelen Yüce Eskiler üzerinden uzaya çıkan, koca fabrikalar kuran, tüm yaşayışın merkezini kendisine bağlayan insana aslında “Bu evrende küçücük bir zerreden başka bir şey değilsin.” mesajını verir ve insana varoluşu sorgulatacak sorular sordurtur. Bundan hareketle, Lovecraft’ın kendi deyimiyle korku yazının maksadı şudur: “Korkunun amacı korkutmak değil, gerçeği sorgulatmaktır.”

Beni kozmik korku yazmaya iten yegâne şey, günümüz dünyasının insanın zihninde ve ruhunda açtığı onarılması güç gediklerle birlikte varoluşsal sorunlardı.  Çağımız tamamen başarıyla, şöhretle ve benmerkeziyetçilikle bezenmiş bir sahte kahramanlar çağı desem yanlış olmaz çünkü herkes kendi hikâyesinde kahraman ve küçük dağları yaratma derdinde.  Biraz da bundan dolayı kimlik, sıkça bahsedilen ve ancak içi boşaltılan bir kavram. Bunun yanında, kişisel gelişim ve New Age akımlarının borderline durumuna varan bu histerik hali yazmaya iten sebeplerden. Bir diğer sebepse, Meçhuliyetler Kitabı çevresinde kurduğum mitosun temelini atan kâbuslarım. MOHT Büyük Budanma ve Meçhuliyetler Kitabı’nda okuduğunuz kozmik varlıkların her biri kendi kâbuslarımın bir ürünü. Delirmiş olabilir miyim bilmiyorum ama umarım sonum Deli Arap Abdul El-Hazred gibi olmaz.

Bu bahisle birlikte size kitaplardan bahsetmek isterim. MOHT Büyük Budanma ve Meçhuliyetler Kitabı, Porsuk Kültür Yayıncılık’tan Eylül 2021 tarihinde piyasaya çıkmış iki kozmik korku kitabı. MOHT Büyük Budanma, 112 sayfa kalınlığında, okuması pek hızlı bir kitap.

“El Kitabı” olarak tanıtılan Meçhuliyetler Kitabı ise 64 sayfa kalınlığında, MOHT’a nazaran daha ince bir kitap. Meçhuliyetler Kitabı’nın özelliği, MOHT Büyük Budanma’da bahsedilen öykülerin arkasında yatan mitolojiyi anlatan bir rehber kitap olması demek pek de yanlış olmaz. Özellikle mitosu oluştururken Yaşam Ağacı kültü, 7 sayısı, mitolojilerin kökeni, zaman mefhumunun felsefi yorumlamaları ve hipotetik Mu Kıtası gibi birçok motiften ve kaynaktan beslendim. Birçok açıdan bazı motiflerin rekonstrüksiyonunu, hayal gücüm el verdiğince, yapmaya çalıştım. Çıkan sonuçtan ise memnunum.

MOHT Büyük Budanma her ne kadar roman kategorisinde yayınlansa da bir öykü kitabı diyebiliriz. Roman olarak yayınlanmasının sebebi, yazılan öykülerin ortak bir evrende geçiyor olmasıydı ve bana da ilk başta bu fikir cazip geldi. Bu kitapta 13 öykü, romana olarak ele alırsak da, 13 bölüm mevcut. Her öykünün başında el kitabı olan Meçhuliyetler Kitabı’ndan birer alıntı var ve her bir alıntı öyküye dair içinde ipuçları saklıyor.

Öyküler Hakkında Kısa Kısa

Sırasıyla sizlere bu öykülerden kısa kısa bahsetmek istiyorum:

Giriş öyküsü, el kitabının da ismi olan Meçhuliyetler Kitabı. Bu öyküde aslında kurgulanan bu karanlık dünyanın perde bir göz atılıyor ve kozmik varlıklardan Çekirge Çobanı karakteri bu öyküde tanıtılıyor. Diğer kozmik varlıkları da ilk defa görüyoruz.

Mavi Perdenin Arkasında, Pinokyo masalına farklı ve ürkütücü bir bakış açısı sunarken Meçhuliyetler Kitabı etrafında kurgulanan evrene dair ipuçları veriyor. Burada kitapta yine sıklıkla göreceğimiz Baba Erranagu’yu detaylı şekilde burada görüyoruz.

Çürüyen Ateş, Kurban Bayramı için kurban kesiminden dönen bir baba ve oğulun hikâyesini anlatıyor. Eve dönüş yolunda yakın zamanda yaşadıkları acı bir kayıpla yüzleşirken, onlar fark etmeden etraflarını çepeçevre sarmış bir dehşetle karşı karşıya kalıyorlar.

Çalı, kozmik korku öyküsü gibi durmasa da aslında içinde yaşanılan evrenin gündelik yaşantısına dair işaretler veren bir öykü. Bir yanıyla da eleştirel ve iğneleyici. Popüler kültür edebiyat dergileriyle baş edemeyen klasik edebiyat dergilerinin son derece ilginç çözüm yolu okurlara anlatılıyor.

Ölüm Eskizleri, bir sanat tarihçisinin başına gelen doğaüstü olaylar sonucunda yaşadıklarını aktarıyor. Lovecraft’ın birçok eserine saygı duruşu barındıran bir hikâye ve grotesk bir trajedi. Mavi Perdenin Arkasında ile bağlantısı olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.

Kukla Ustası, yine Yüce Yediler olarak anılan bu kozmik varlıklardan birini tanıtan bir hikâye. Antik Mısır’a çok küçük bir ziyaret ve hiçliğin dehlizlerinde geçen korkunç bir masal.

Sınava Geç Kalmak! Adı üstünde son derece gerilimli ve korkunç demek isterdim ancak kitabın bir diğer parodik ve eleştirel hikayesiyle karşınızdayım. Hayallerin başka, hayatların bambaşka olduğu güzel ülkemde, üniversite öğrencisi olan bir gencin başından geçen absürt bir macerayı anlattım burada da.

Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’nden Geçen Bir Rota

Moht, kitaba adını veren ve kitapta önemli bir yer tutan bir öykü. Aynı zamanda Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’nde Mühür Öyküleri’nde yayınlanmış bir öykü. Kardeşinin gizemli ölümünü araştıran Erdem ve bu cinayetle bağlantılı seri cinayetleri soruşturan Akif Komiser’in karanlık öyküsüne tanıklık ediyorsunuz. Yazarken nasılsın ürperdiğimi hâlâ dün gibi hatırlıyorum.

Ölümün Bin Bir Yüzü, Akif Komiser’in hikâyesini anlatıyor. Moht ile bağlantılı bir öykü ve Baba Erranagu’ya ve Akif Komiser’e dair daha fazla şey öğreniyoruz bu hikâyede.

Kâbuskapan ise Çalı ve Sınava Geç Kalmak gibi yine bu kurgu evrenin içindeki gündelik yaşantıdan bir kesit sunuyor. Bu öykü de Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’nin Matruşka Öyküleri’nde yayınlandı zamanında. Bir matruşkanın nasıl bir gizemi olabilir? Hele ki, bir de dede yadigârı bir eşyaysa sakladığı sırrı kim çözmek istemez ki, değil mi? Bu sırra ortak olmak isteyenlere şimdiden iyi okumalar.

Zaman Sandalı, bu kitaptaki tek bilim kurgu öyküsü belki de. Yayınlandıktan sonra sonunda çok büyük bir değişiklik yaptım ve kitaba öyle ekledim. Zamanda yolculuk yapmak isteyen Josephine Statum, Zaman Sandalı isimli bir makine icat eder ve ekibiyle ilk zamanda seyahat denemesini yaparlar. Ancak eşyanın tabiatına ve Murphy Kanunları’na göre bir şeyin yolunda gitmemesi doğal olandır. Öyle ki, Josephine kendisini dahi unutacağı bir yola girer. Evren için bir diğer önemli hikâyelerden biri.

Hayal Hurdacısı da, bu evrenin gündelik yaşamına dair ipuçları veren bir hikaye ancak tek bir farkla: Bu anlatı, uzak bir gelecekte geçiyor ve iç karartan atmosferi ve vurucu sonuyla insanı düşüncelere daldırıyor. Bu öykü de Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’nin Hurda Öyküleri’nde yayınlandı.

Ve geldik son öyküye ya da bölüme… Yalnızlığın Tanrıçası, İstanbul’un tarihi Suriçi sokaklarında geçen ve Antik Yunan’a uzanan bir öykü. Günümüzde geçen bir intikam hikâyesi aslında. Unutulmuş zamanlardan hüzünlü ve öfkeli bir şarkının vahşetle sonlanışını anlatıyor.

Velhasıl kelam, MOHT Büyük Budanma ve Meçhuliyetler Kitabı, Türk yazınında kozmik korku namına derli toplu belki de ilk eserlerden olabilir. İnsanların kâbusu olacak, varoluşunu sorgulatacak bir çift kitabın yazarı ya da Bünyamin Tan ağabeyimin de deyimiyle “esiri” olmak garip bir duygu. Umulur ki, sadece korkmakla kalmaz, doğru soruları sorup doğru cevapları alırsınız kendinizden.

Abdullah Emre Aladağ

MOHT Büyük Budanma ve Meçhuliyetler Kitabı eserleri hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilirsiniz. Sitemizdeki diğer yazar maceralarına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.