in ,

Yazarının Kaleminden: Ursula K. Le Guin; Başka Hayatlar Yaşamak

Seran Demiral, Ursula K. Le Guin’in hayatı ve eserleri üzerine kaleme aldığı kitabının yazım hikâyesini anlattı.

ursula k le guin seran demiral 1
- Reklam -
- Reklam -

Ursula K. Le Guin çocukluk, gençlik ve artık kendimi yetişkin sayarsam şayet, yetişkinlik dönemimin favori yazarlarının başlıcası. Onu Yerdeniz serisiyle tanıdım, ardından Rocannon’un Dünyası’ndan Hayaller Şehri’ne, Mülksüzler’den Karanlığın Sol Eli’ne Hain Döngüsü eserlerini sırasıyla okudum, eş zamanlı okudum, dönüp dönüp yeniden okudum. Yazarların çoğu yazdığı dönemlerde etki altında kalmamak için okumaz ya, benimse yazdığım dönemlerde bilhassa okuduğum bana özel Le Guin romanları, öyküleri oldu. Çok etkilendiğim, öyle yazmak istediğim, yazarlığıma yol arayışımda yeniden sarıldığım ayrı ayrı eserlerini keşfettim durdum. Okur-yazarlık maceramda her zaman önem taşıdı yani.

Benim için topluluk önünde konuşma yapmak geçmişte son derece zor bir şeyken, çocuk kitabı yazarlığımla beraber, okuduğum ve etkilendiğim edebiyatçılar üzerine konuşma alışkanlığı kazanmaya başladım. Bunun için öncelikle çocuklara teşekkür etmeliyim! Hâlâ karşılarında heyecandan karnım ağrısa da rahatça konuşur hale gelmeyi başardım. Bir yandansa lisansüstü eğitim hayatım beni akademik sunumlar yapmaya itti, haliyle bir konuşma yapmak için hazırlanmak zamanla öğrendiğim şeyler arasına girdi. Elbette o tarafta da heyecan baki. Ursula Le Guin üzerine konuşmak hususunda ise, ilk defa 2017 İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali’nde (2016’da Gülşah Elikbank ile birlikte çocuk edebiyatı ekseninde bir başka konuşmamız da olmuştu) “Le Guin ve Atwood Bağlamında Fantastik Edebiyat ve Kadın” başlıklı sohbet için davet edildim. Davet aynı zamanda moderatörümüz olan sevgili Sedat Demir’den gelmişti. Benimle birlikte Nil Sakman’ı da çağırmıştı, ki Nil’le dostluğumuzun başlangıcı olan bu buluşma ayrıca ilk iş bölümümüzdü: O Atwood’u ben Le Guin’i irdeleyecek, eserlerini dinleyicilerle paylaşacaktık.

Kurgu yazan insanların kurgu dışı eserler kaleme almasının gereğini bu serüvenle algıladığımı söyleyebilirim. Her ne kadar akademik meşgalelerim nedeniyle kurgu dışı metinler yazmaya kalemim yatkınlaşsa da, sevdiğim ve esinlendiğimi söylemekten gurur duyduğum yazarlar bağlamında değerlendirme yapmanın güçlüğünün altını çizmeliyim. Sanıyorum ki özne-nesne ilişkisini kurmanın getirdiği bir güçlük bu; böyle metinlerde kişinin kendi yargılarından azade olacak denli objektif ama etki alanını güçlü biçimde aktaracak kadar öznelliğiyle var olmasını gerektiren bir denge kurması önemli. Haliyle sadece yazmak değil, konuşmalara hazırlanmak da benim için son derece öğretici olan bu sürecin bir parçasıydı.

- Reklam -

ursula k le guin seran demiralArdından, 2018’de İsveç Konsolosluğu ve Kadın Eserleri Kütüphanesi ile işbirliği içerisinde olduğumuz Mimar Sinan Üniversitesi’nden değerli hocalarımızla ortaklık içerisinde Kadın Araştırmaları Merkezi’nden kadınlar olarak “Kadın Yazısı/Feminaming Writing” ismini verdiğimiz bir edebiyat festivali düzenledik. Alternatif türlerde kalem oynatmış, fantazya ve bilimkurgu edebiyatından beslenmiş benceğiz, elbette festival planlaması süresince bu türleri ön plana çıkaracak oturumlar kurgulamaya çalıştım ve bu oturumlardan birisinde “Bilimkurgu, Cyborg ve İnsan-sonrası” üzerine konuşurken bilimkurgu edebiyatında cinsiyet ve cinselliği merkeze alan bir sunum yaptım. Pek tabii Le Guin’e değindim, onu Marge Piercy ve Joanna Russ ile karşılaştırmalı olarak ele almaya çalıştım. Fakat böyle sunumlarda süreyi çok iyi kullandığımı sanmama rağmen Karanlığın Sol Eli’nden bahsetmeye öyle kaptırmıştım ki, Seggri Meselesi’ne değinecekken neredeyse sözünü bile edemedim. Benim için iyi bir çalışma olmuştu ama yetersizdi. Dolayısıyla hemen akabinde 2018 İTEF programında Özlem Ertan’la yapacağımız “Ursula K. Le Guin’in ardından” başlıklı konuşmanın davetini mutlulukla kabul ettim. Yakın zamanda kaybettiğimiz Ursula’yı anmak onun üzerine daha çok çalışmam için fırsat anlamına geliyordu.

- Reklam -

Özetlemek gerekirse, bilhassa geçtiğimiz iki-üç sene boyunca Le Guin üzerine o kadar çok okuyup yazdım, konuşup dinledim ki, Sedat Demir ve Baran Güzel biyografi kitapları yayınlayacakları yeni bir oluşum olan “Gerekli Kitaplar” fikrinden bahsettikleri anda aklıma gelen isimlerden birisi Ursula oldu. Diğer isimler üzerine araştırma sürecim görece uzun ve zahmetli olacaktı, Le Guin hakkında ise hemen yaz aylarında oturup çalışmaya başlayabilirdim. O sıralarda Mülksüzler’in nasıl okunduğu, ideolojik gerekçelerle farklı biçimlerde değerlendirilmeye açıklığı meselesi kafamı kurcalıyordu; dostum Barış Zeren’le bu eksende tartışırken, kaleme almayı seçtiğim yazı, kitabın ilk yazdığım bölümü Sınır oldu.

Böylece kitabın planlama süreci başladı. Le Guin’in hayatını anlatmak yetersiz geliyordu, hem artık internette arama motorları sayesinde birisinin hayatı hakkında temel bilgilere ulaşmak yarım saatlik işti. O nedenle kendimi ve yazarlık deneyimimi de işin içine dahil edeceğim ve Le Guin’in kendimce daha değerli bulduğum eserlerini, mesela Dünyanın Doğum Günü öyküleri ya da Hep Yuvaya Dönmek gibi herkesçe okunmamış ama başat önemdeki eserlerini de merceğe alacağım bir kavramsal çatı oluşturdum. Sırasıyla Yol, Sınır, Karşılaşma, Başka ve Uzak isimlerini verdiğim, Le Guin edebiyatındaki belirgin kavramlardan yola çıkarak yazdığım bölümler ortaya çıktı. Kitap bölümleri yahut makaleleri saymazsam, salt bana ait kurgu dışı türde yayımlanan ilk eserim oldu bu küçük kitap, aynı zamanda “Gerekli Kitaplar”ın yayımladığı ilk eserler arasına girdi. Yazılma sürecinin arka planında pek çok dostluğun inşası ya da gelişimine sebep olduğu için değeri benim nezdimde katlandı. Yukarıda ismini saydıklarım dışında, her daim yazarlığını ilgiyle izlediğim ve sadece editörlüğü, çevirmenliğine değil ayrıca dostluğuna kıymet verdiğim Emirhan Burak Aydın metnin editörlüğünü üstlendi. Ondan olumlu yorumlar almanın onore etmişliği bir yana, sonsuzluğa uzanan giriş bölümünü kısaltmamı sağladı sağ olsun. Gerekli Kitaplar’ın konsepti gereği elimden geldiğince kısa tuttuğum metnin planladığım bir bölümü de eksik kaldı aslında 🙂 kurgusal metinlerle hemhal olduğum önümüzdeki ayların ardından, kim bilir, bir başka bağlamda yeniden feminist bilimkurgu üzerine yazmaya bahane olur.

Le Guin’e saygı duruşum niteliğindeki bu çalışmanın yazım sürecinde başka türlü gündelik sıkıntılarım da oldu, çalıştığım günlerin arasına giren kısa süreli fiziksel sakatlığım, başka türlü hayatların deneyimlenmesi üzerine daha derinden düşünmemi sağladı mesela… Le Guin’in ölüm yıldönümü yaklaşırken sevgili M. İhsan Tatari’ye Le Guin hakkında tek kelime daha yazamayacak olduğumu söylediğimdeyse, yazarının kaleminden bu satırları paylaşmamın güzel olacağına kanaat getirdik. Umarım öyle olmuştur! 🙂
Seran Demiral

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

3 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for Bay_Karamsar Bay_Karamsar dedi ki:

    Tam da bugün kitaba başlayacakken :blush: :+1:

  2. Avatar for merveriii merveriii dedi ki:

    Böyle bir kitap çıktığı için çok mutlu oldum. Emeğinize sağlık. Bir Ursula K Le Guin hayranı olarak hemen okuyacağım.

  3. Avatar for Bay_Karamsar Bay_Karamsar dedi ki:

    Kitap, Le Guin’in entelektüel bakış açısı ve yazını hakkında, zihninizde belli fikirler oluşturmasına önayak olacak irdelemelerde bulunuyor.

    “Sınır” başlığı altında, bu kavramın ayırma, biçimlendirme, koruma, uzak tutma vb. pek çok karşıt kavramı aynı anda temsili üzerinden gidilen değerlendirmeye, özellikle bayıldım.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

mycroft holmes pegasus ust

Sherlock’un Ağabeyi Mycroft Holmes’un Maceraları Huzurlarınızda

civata kafa inceleme

Cıvata Kafa ve Diğer Tuhaf Vakalar: İlginç Doğaüstü Ziyafet