Kayıp Editör
Erbuğ Kaya yeni çocuk edebiyatı serisi Yegâneler ve dizinin ilk kitabı olan Gizemli Sanatlar hakkında konuştu. Yazar, geçen haftalarda Doğan Egmont Yayınları etiketiyle okurlarla buluşan eserinin ortaya çıkış ve yazım sürecini anlattı.
Çocuk parkındaki salıncaklara yan yana oturup kuzenim Elif’e saatlerce yazmayı düşündüğüm hikâyeyi anlattığımı hatırlıyorum. Ben roman yazacağım diye ortalarda dolanıp insanların kafasını şişirmiş olacağım ki bir gün babam aklımdaki hikâyeleri kasete kaydetmemi, yazarların böyle yaptığını söyledi. Annemin mutfakta radyo dinlediği mono bir teyp vardı. Yumuşacık tuşları olan, ufak, gri bir teypti. Okuldan döner dönmez, önlüğümü çıkarır, elimi yüzümü yıkar, yemeğimi yer, heyecanla bu teybin başına oturup korsan çocukların ya da gizemli maceralar peşinde koşan arkadaşların hikâyelerini bu kasete kaydederdim. O kaset ne oldu bilmiyorum. Keşke bulabilsem.
Okuma yazma bilmezken bile yazar olmayı kafama taktığıma göre o yaşlarda yazarlıkla ilgili duyduğum bir cümle ya da gördüğüm bir görüntünün yaşattığı his çok hoşuma gitmiş olmalı. Çocukken de çok okuyordum. Sanırım bu, yazarlık isteğimi tetikliyordu. Dergi, çizgi roman, roman, ansiklopedi… Ne bulursam okuyordum. Ama en çok, bir romanı tek seferde okuyup bitirmeyi seviyordum. O hisse, saatlerce bambaşka bir hikâyenin içinde kaybolma hissine bayılıyordum. Yaşıtlarımın olmadığı yatılı ziyaretlere gittiğimizde, orada ne kadar kalacağımıza göre yanıma o kadar kitap alırdım. Büyükler sohbete çekildiğinde kendimi evdeki bir odaya kapar kitabıma dalardım. Bambaşka maceralardan çıkıp çağrıldığım yemeğe oturmak o kadar büyük bir keyifti ki anlatamam. Bu alışkanlığımı üniversite yıllarımda dahi devam ettirdim. Misal, Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ını anneannemin evinde okudum.
Yegâneler – Gizemli Sanatlar Fikri Nasıl Doğdu?
Beşlerin Çağı yayınlanmıştı, 2012 yılında Tüyap Kitap Fuar’ındaki bir panelde konuşmacılardan biriydim. Dinleyenler arasında çocuk kitapları yazarı değerli bir hanımefendi vardı. Bize, “Çocuk kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?” diye sormuştu. Ben, “Çocukken okuduğum kitaplardan aldığım keyfin öteki tarafında da yer almak çok heyecan verici. Bir gün mutlaka çocuk kitabı yazmak istiyorum,” diye yanıt vermiştim.
Bu isteğim hiç azalmadı ve 2017 yılında Yegâneler’i kurgulamaya ve Gizemli Sanatlar’ı yazmaya başladım. Her geçen gün doğaya verdiğimiz zararların geri dönüşlerini acı şekilde öğrendiğimiz şu dönemde iki farklı gerçeklik, iki farklı diyar kurguladım. Biri Hükmedenlerin Diyarı, yani bizim yaşadığımız, bildiğimiz gerçeklik. Doğanın Diyarı’ysa doğadan, büyüden ve büyülü canlılardan kopmak istemeyenlerin gerçekliği. Bu diyarlar neden ve nasıl oluşmuş diye merak ediyorsanız, cevabı elbette romanda, sizi Yegâneler’in maceralarına beklerim.
Doğanın Diyarı’nda büyü sanatına sahip olarak doğan çocuklara Yegâne denir. Bu çocuklar daha bebekken tespit edilir ve özel olarak eğitilirler. Gizemli Sanatlar, orman halkından son dönemde çıkmış beş yegânenin, Safir, Azem, Vala, Darun ve Mercan’ın hikâyesidir. Bu yegâneler, Mor Ağıt Ormanı’ndaki eğitim köylerinde mutlu mesut yaşarken Safir bahtsız bir olay sonucunda Hükmedenler Diyarı’na sürgün edilir. Bu olay çok eski, hiç beklenmedik ve iki diyarı da tehdit edebilecek bir karanlığı tetikler. Safir Ormanbağ hiç tanımadığı bir diyarda hayatta kalmak ve peşine düşen karanlığa karşı savaşmak zorunda kalacaktır. Fakat tek başına değil, yardımına koşanlarla birlikte…
Okuduğum çocukluk kitaplarımın çoğu hâlâ duruyor. Onların kütüphanemizde kendilerine ait rafları var. Her bir kitaba baktığımda okurken hissettiklerimi hâlâ hatırlıyorum. Umarım bu kitabı okuyacak çocuklara benzer hisleri yaşatabilirim.
Elbette şunu söylemeden bitirmeyeyim; çocukları olduğu kadar, çocuk kalmayı sevenleri de Yegâneler – Gizemli Sanatlar’a davet ederim.
“İzninle, bu uzun öyküyü okumaya başlamadan önce sana, diyarında öğrendiğim, birkaç hoş öneride bulunmak istiyorum. Belki şu anda, deniz kıyısında oturmuş ve soğuk gazozunuzdan yudumluyorsundur, ya da yağmurlu bir günde pencereden dışarı bakıyorsundur. İlkbaharda bir parkta, ağaçların gölgesinde çimenlere uzanmış da olabilirsin. Eğer kışsa belki de lapa lapa kar yağıyordur ve sıcacık evinde bir battaniyenin altındasındır. Her nerede ve ne durumda olursa olsun bu kitabı okumaya başladıysan, şöyle bir arkana yaslan. Ormanbağ kardeşlerin tuhaf öyküsü başlıyor.”
Araştırmacı / Kütüphaneci
Limpikek Pofudukbulut
Basir’in Gökyüzü Kütüphanesi
Erbuğ Kaya
Yegâneler – Gizemli Sanatlar hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilirsiniz. Sitemizdeki diğer yazar maceralarına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.