Geçmişten günümüze ulaşmış, edebiyat dünyasının birbirinden kıymetli yazarları; her zaman bu kadar el üzerinde mi tutuluyordu? Hayır, durum hiç de öyle değil.
Edebiyat tarihi defalarca ret mektupları alan ancak sonrasında büyük başarılar elde eden pek çok yazarla dolu. Bu ret mektupları arasında kimi zaman hakarete varan sözler yer alıyordu. Ancak onlar yine de yılmadı. Yazmaya ve üretmeye devam etti.
İşte hiçbir başarının tesadüf olmadığını gösteren o acımasız ret mektupları. Hangi yazar, hangi eseri için ilk seferinde nasıl reddedilmiş birlikte göz atalım!
Herman Melville
Melville’ın baş yapıtı Moby Dick, birçok yayıncı tarafından reddedilmişti. Hatta bazıları yazar için yaratıcı önerilerde bulundu. Bentley & Son yayınevinden Richard Bentley şöyle demişti:
“İlk olarak balina olmak zorunda mıydı? Bu daha çekici daha ezoterik olsa da baş kahramanın genç okurlar arasından daha popüler bir yüz olmasını tercih ederdik. Örneğin Kaptan gençler için ahlakının bozulmasını değil de zevk düşkünlüğünü ya da bakireleri konu edinebilirdi.”
Bu eleştirilere rağmen Melville hikâyesini yayınladı. Yazar, eserin yayımlandığı 1851 yılında pek çok sert eleştiriye maruz kalmıştı.
Ernest Hemingway
The Sun Also Rises (Güneş de Doğar) Hemingway’in belki de en çok okunan eserlerinden birisi. Fakat ilk zamanlar, herkes bu eserin hayranı değildi. 1925’te Peacock Peacock’un yayımcısı Moberley Luger 26 yaşındaki Hemingway’e şöyle yazdı:
“Belki biraz açık sözlü olacağım ama sen tamamen sıkıcı bir yazarsın. Yazdıklarını sıkıcı ve saldırgan buluyorum. Sen erkeklerin adamısın, öyle değil mi? Bu yazıyı bir gece kulübünde bir elinde kalem bir elinde konyak ile yazmış olmana hiç şaşırmazdım. Senin abartılı alkolik karakterlerin beni de kendi konyağıma doğru itiyor.”
Çok sert bir değerlendirme olmasına rağmen bu mektup Hemingway’i alışılmadık öyküsünü yayınlamasından geri koymadı. Yazarın romanı bir sene sonra Scribner’s tarafından basıldı.
George Orwell
Bazen yazarlar akran yazarları tarafından beğenilmeyebiliyor. 1944’te T.S. Eliot Faber & Faber’da çalışıyordu ve Hayvan Çiftliği kitabı için George Orwell’a özür dileyerek şöyle yazmıştı:
“Yazdıklarının politika eleştirisi yapmak için doğru izlenmiş bir yol olduğunu düşünmüyorum -ki hiçbir yönetmen de düşünmez. Domuzların diğer hayvanlarının hepsinden daha akıllı ve çiftliği yönetmek için de en becerikli olanlar onlar. Onlar olmadan bir hayvan çiftliği olamazdı dolayısıyla ihtiyacın olan şey komünizm değil daha halka açık, şevkli domuzlar olmalıydı.”
Hayvan Çiftliği eseri 1945’te yayınlanmadan önce en az 4 yayıncı tarafından reddedildi. Şimdi ise distopya edebiyatının en önemli romanları arasında gösteriliyor.
Kenneth Grahame
“Hiç satmayacak sorumsuz bir tatil hikâyesi.”
Bu belki de çok satan çocuk hikâyesi The Wind In The Willows (Söğütlerdeki Rüzgâr) eserindeki Mole, Rat, Toad ve Badger’ın maceraları için yapılmış en kaprisli tanım.
H.G. Wells
“Bitmeyen bir kâbus. Bence jüri kararının ‘Oh sakın bu kötü kitabı okumayın.’ olması gerekirdi.
Yine de The War of the Worlds (Dünyalar Savaşı) isimli uzaylıların baskınını anlatan bu hikâye 123 yıl sonra hâlâ basılıyor ve beyaz perdeye uyarlanıyor.
Joseph Heller
“Adamın ne söylemeye çalıştığıyla ilgili en ufak bir düşünceye bile sahip değilim sanırım komik olmaya çalışmış.”
Joseph Heller İkinci Dünya Savaşı hakkındaki eleştirel bilimkurgu kitabını 22 reddedilmeden sonra isimlendirdi: Catch-22 (Madde 22)
Kurt Vonnegut
Kurt Vonnegut’un yazdığı 3 örnek yazıya Atlantic Monthly tarafından gelen cevap şu şekilde:
“Klasik yaz temizliğimizi yaparken senin yazdıklarına rastladık, üzgünüm ama bunların hiçbiri bizim amaçlarımızla örtüşmüyor. Dresden’in bombalanması ve makalen ‘What’s a Fair Price for Golden Eggs’ övgü alsa da kabul görecek kadar çetin değiller.”
Kurt Vonnegut Dresden’ın bombalanmasını Slaughterhouse Five (Mezbaha 5) kitabına dönüştürmüştü.
Marcel Proust
“Bir adamın uykuya dalmadan önce yatakta dönmesini anlatmak için neden 30 sayfaya ihtiyacı olduğunu anlamak için beynime işkence ettim.”
Proust’un Rememberence of Things Past (Kayıp Zamanın İzinde) kitabı 1 buçuk milyon kelimeden oluşuyor, belki de bu ilk bakışta mantıklı bir sorudur. Ancak Marcel Proust bugün hâlâ en önemli yazarlar arasında gösteriliyor.
Ret Mektupları Sadece Olumsuz Eleştirilerle de Kalmıyor, İş Bazen Hakaret Boyutuna Varabiliyor
Vladimir Nabokov
Nabokov’un Lolita isimli eseri için yapılan acımasız eleştiri ise şöyle:
“… Aşırı derecede tiksindirici, her şey çirkin bir gerçeklik ve gerçek olamayacak bir fantazi arasında. Hatta vahşi nörotik bir düş haline geliyor. Ben bu kitabın bir taşın altına binlerce yıl boyunca gömülmesini öneriyorum.”
Rudyard Kipling
“… Sen İngilizceyi nasıl kullanacağını hiç bilmiyorsun.”
Kipling bu eleştiriyi artık tedavülde olmayan bir gazetede yayınladığı kısa öyküsü için almıştı.
Hunter S. Thompson
Bir yazardan yazara eleştiri daha. Thompson bu eleştiriyi biyografisini yazan William McKeen’e gönderiyor.
“… Sana benimle ilgili bu çer çöpü yazmamanı söylemiştim. Şimdi kendine siyah bir göz bandı alsan iyi olacak, yarı aydınlık bir otoparkta bir yabancı tarafından gözünün oyulma ihtimaline karşı… Ne kadar zamanda kör alfabesi öğrenebilirsin? Sen tam bir alçaksın.”
Eleştiriden çok hakaret ve bedduaya dönüşen bu sözler sanki biraz ağır gibi, ne dersiniz?
İyi Niyetli Editörler de Vardı Tabii ki!
D.H. Lawrence
“… Kendi iyiliğin için bu kitabı yayınlama.”
Lawrence bu öneriyi dikkate almadı ve Lady Chatterley’s Lover (Lady Charlettey’in Âşığı) adlı eseri çok kısa bir zaman sonra yayınlandı.
John Le Carré
“Le Carlé’ye hoş geldiniz, onun hiçbir geleceği yok.”
Bu not bir yayıncıdan başka bir yayıncıya Le Carré’nin basıldığında uluslararası çok satan kitabı The Spy Who Came in From the Cold (Soğuktan Gelen Casus) için yazmıştı.
Louisa May Alcott
“Öğretmeyi sakın bırakma.”
Louisa, Little Women (Küçük Kadınlar) eseri için yazılan bu kibirli cevabı dikkate almadı. Yazarın kitabı 1868 ve 1869 yıllarında iki cilt halinde basıldı; Küçük Kadınlar yaklaşık 150 yıl sonra klasikler arasına girdi.
F. Scott Fitzgerald
“Eğer Gatsby karakterinden kurtulabilseydin düzgün bir eser yazmış olacaktın.”
Diğer bir sert düzeltme önerisi de Scott Fitzgerald’a tahmin edeceğiniz eseri The Great Gatsby (Muhteşem Gatsby) için gelmiş.
Mahlas Kullansa da Eleştiri ve Ret Mektuplarından Kurtulamayanlar
Stephen King
“Negatif ütopyalarla ilgili bilimkurgu kitaplarıyla ilgilenmiyoruz, satmayacak.”
Bu yoruma rağmen King, The Running Man (Azrail Koşuyor) adlı eserini Richard Bachman mahlasıyla yayımladı.
Sylvia Plath
Sylvia Plath’in The Bell Jar (Sırça Fanus) eseri iki kez reddedildi. İlk olarak Heinemann mahlasıyla yazdığı zaman gelen yorum şu şekildeydi:
“Heinemann’in yazdıkları Amerikan gençliğinin arsızlığından başka bir şey değil ve bizim için dikkate değer değil.”
Daha sonra kendi ismiyle yaptığı denemeye ise şu yorum yapıldı:
“Şimdi Sırça Fanus kitabını tekrar okudum ya da Sylvia’nın yazdığını bilerek daha dikkatli okudum demeliyim. Bu kitap bariz bir şekilde Sylvia’nın otobiyografisi, yine de bir roman olma konusunda başarılı değil. Plath’in roman yazma becerisi ve bakış açısı yok. Yazdıkları sinir krizleri ardından gelen intihar teşebbüsleri ve sonunda bekaretini kaybetmek… Kendi yaşadıklarını yazarak iyi bir kurgu oluşturacağını sanıyor ama bunlar iyi bir roman kurgusu olamaz. Mesela kimse çok acı veren bir olayın bir genç kızı intihara götüreceğini düşünmez. Sylvia’nın bu kadar gerçekçi ve detaycı yazması hiç iyi değil ama bunlar artık elendiğine göre bir sonrakinde yeteneğini daha etkili bir şekilde kullanacaktır.”
İşte o çok sevdiğimiz yazarların eserleri için aldığı ret mektupları ve hatta hakaret boyutuna varan eleştiriler. Peki siz bu tip sert ret mektuplarına maruz kalan başka hangi yazarları tanıyorsunuz?
Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz!
* Kurt Vonnegut’tan “Mezbaha No: 5″i Okul Fırınında Yakan Müdüre Mektup
Kaynak: Mental Floss
Bu bedduadan çok tehdit olmuÅ hatta bildiÄin tehdit bu.
Proust’un kitabı hakkında hiçbir fikrim yok ama öne sürülen eleştiri gayet içten ve mantıklı. Tebrik etmek lazım bunu diyen adamı.