Psikolojinizde bırakacağı izlerle öne çıkan anime yapımları arayanlara, 18 eserlik dolu dolu bir anime öneri listesi ile karşınızdayız.
Anime, 20. yüzyılın başlarından bugüne gelene dek birçok türde içeriğe ev sahipliği yaptı. Japonya’nın bugün için en bilinen ve talep edilen içeriği olan animeler her türden izleyiciye hitap etmekle birlikte, bazıları özellikle psikolojimizde bıraktığı etkilerle akıllara kazındı. Bunlardan kimileri dünyaca üne kavuşmuş ve hatta Hollywood uyarlamaları bile yapılmışken kimileri de hâlâ genel izleyici kesimince keşfedilmeyi bekliyor.
Bu listede sizlere izlemeye değer olduğunu düşündüğümüz psikolojik gerilim ağırlıklı olmak üzere insan psikolojisinde dikkat çekici etkiler bırakan 18 anime önerisi hakkında konuşacağız.
(NOT: Sıralama myanimelist puan sıralamasına göre yapılmıştır.)
18. Btooom!
Nefret ettiğiniz insandan kurtulmanız mümkün olsa onun adını verir miydiniz? Bu adını verme işi o kişinin ölümüne sebep olsa bile bunu yapar mıydınız?
32 kişiyi kaçırıp ıssız bir adaya götürüyorlar. Herkesin kendine ait 8 bombası var. Hayatta kalan son kişi adadan kurtulmuş olacak deniyor. Siz olsanız ne yapardınız? Her şeye rağmen hayatta kalmak için başkalarını öldürür müydünüz? Yoksa başkasını öldürmektense kendim ölürüm mü derdiniz? Zor zamanlar vardır, bazı insanların en iyi yanını ortaya çıkarır, bazı insanların ise en kötü yanını…
myanimelist puanı: 7.46
17. Ergo Proxy
İnsanların ve androidlerin birlikte yaşadığı ütopik bir dünyada gizemli cinayetler görülür. Dedektif Re-l Mayer ve Android Iggy olayı araştırır. Zaman geçtikçe çok ilginç bilgilere ulaşırlar ve olaylar başlar.
Distopik dünyada polisiye şeklinde başlayan Ergo Proxy, ilerleyen sahnelerde mitolojiden tutun felsefeye kadar birçok öge barındırıyor. Aksiyonun yanında öyle bir felsefe işlenmiş ki izlerken insan kendini sorguluyor ve bir yerden sonra sıkılmanız veya beyninizin yanması muhtemel. Sabırla izlemeye devam edin derim.
Animemiz bize güzel bir felsefe sunsa da kesin bilgi vermekten kaçınıyor. Çıkarım yapmayı tamamen izleyiciye bırakıyor. Satır aralarında verilen fikirleri düşünmeniz ve bunları araştırmanız ihtimaller içinde.
myanimelist puanı: 7.94
16. Kuuchuu Buranko (Welcome to Irabu’s Office)
Listemizdeki ilginç animelerden biri daha. Kuuchuu Buranko’da başkarakterimiz Ichiro Irabu isimli bir psikiyatrist var. 11 bölümde 11 farklı hastayı ve ilginç tedavi yöntemlerini görüyoruz. Böyle bir konunun animede işlenmesi ilginç ve cesurca bir hamle. O yüzden tüm anime ekibini tebrik etmek lazım. Ayrıca animede kullanılan sürreal çizimler size ilginç gelebilir. Ama anlatım açısından çok iyi. 4. duvarın aşılarak izleyiciye kısa bilgiler verilmesi de gayet yerinde. İlgi alanına girenin seveceği türde anime.
myanimelist puanı: 7.99
15. Haibane Renmei
Serial Experiments Lain ile aynı yapımcı yani Yasuyuki Ueda eseri bir anime bu da. Kısaca konusundan bahsedeyim. Haibane denilen kafalarının üstünde hale olan ve kanatlara sahip bir ırk var. Bu haibaneler kozadan çıkıyor. İlk bölümde kozadan çıkan ana karakterimiz ile biz de bu yeni, fantastik dünyaya gözlerimizi açıyoruz. İlk bölümler sakin bir şekilde geçerken gizem artarak devam ediyor. Animemiz “ben neyim, neden buradayım, ’burası’ tam olarak ne ve dışarıda ne var, varlığımın bir nedeni var mı, iyi biri miyim?’’ soruları ile felsefi açıdan doyurucu anime.
Haibane’ler ve insanlar Gıle isimli etrafı büyük duvarlarla çevrili bir şehirde yaşamaktadır. Dışarı çıkmak hatta duvarlara yaklaşmak bile yasaktır. Duvarların dışında ne var? Bu yasaklar neden var? Tüm bunların cevapları için animeyi izlemeniz lazım…
myanimelist puanı: 8.01
14. Serial Experiments Lain
Bu animeyi sevmeme ihtimaliniz yüksek. Çünkü Serial Experiments Lain anlaşılması çok zor, donuk ve ağır atmosferi olan bir yapım. Bu nedenle sıradan animelerden sıkılanlar için tavsiye edilir. Tanrı, yaşam, gerçeklik, bağlantı, internet, doğaüstü olaylar, varlık gibi konuların üzerinden şöyle bir geçen; sunduğu düşüncelerin yeniliğinden çok, mükemmel bir biçimde bir araya getirilmiş olmasıya gönüllerde yer eden animedir. Böyle bir yapımın tekrar çıkacağını sanmıyorum. Eşsiz ve tek.
Konusuna gelirsek Lain’in sınıf arkadaşı Chisa intihar eder. Chisa’nın trajik ölümünün ardından Lain ve tüm sınıf arkadaşları Chisa’dan garip bir elektronik posta alırlar. Chisa metinde, yalnızca bedeninin öldüğünü, bilincinin wired’da yaşadığını söylemektedir. Sınıf arkadaşları, olayı garip bir şaka olarak değerlendirip hayatlarına devam ederler. Ama olaylar gittikçe daha ilginç bir hal alır.
myanimelist puanı: 8.02
13. Zetsuen no Tempest (Blast of Tempest)
Bu animenin hikâyesi tamamen William Shakespeare’in Hamlet ve Fırtına adlı eserlerinden esinlenerek yazılmış. O yüzden önce bu kitapları okursanız daha güzel olur. Animenin hikâyesine etki etmese de bol bol Shakespeare alıntısı görüyoruz. Konusuna ise hiç girmeyelim. Çünkü direkt 1. bölümün spoileri olur.
Animede bol bol büyü ve aksiyon göreceğinizi söylemem yeterli. Psikolojik açıdan ise anime empati yapmamızı sağlıyor. Baskı altında olduğunuzda çoğunluğun yaptığını mı yoksa özgürlük için elinizden geleni mi yaparsınız? İşte Zetsuen no Tempest’i izleyince bu gibi soruları kendinize soruyorsunuz.
myanimelist puanı: 8.04
12. Zankyou no Terror (Terror in Resonance)
Anime isminden de anlaşıldığı üzere animemizde 2 adet terörist var. Bunlar yüzlerini maske ile saklayarak internete video yüklüyorlar ve Tokyo’da belirtilen saatte bir saldırı gerçekleştireceklerini söylüyorlar. İlk başta kimse bunları ciddiye almıyor ancak sonraki videolarda işler değişiyor.
Polis, yaptıklarıyla adlarından söz ettiren ikilinin peşine düşer. Zankyou no Terror karşılıklı hamleler, planlar ve stratejiler üzerine devam eder. Böyle anlatınca klasik aksiyon animesi gibi duruyor ama değil, psikolojik-gerilim animesi bu. Öyle ki izlerken ’’terörist nedir’’ sorusunu düşünüyorsunuz. Gizemiyle de içine çeken yapım biraz dram ve biraz da politikaya dokunarak 11 bölümde bitiyor.
myanimelist puanı: 8.15
11. Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu (Starting Life in Another World)
Başkarakterimiz Subaru her isekai animesinde olduğu gibi kendini bir anda başka bir dünyada bulur. Bu dünyaya neden geldiğini anlamaya çalışırken kendini birtakım olayların içinde bulur. Animenin asıl kadın karakteri Emilia’nın çok önemli bir eşyası çalınmıştır ve o sırada da 3 zorba Subaru’yu sokakta köşeye sıkıştırmıştır. Emilia hırsızın peşinden gitmek yerine Subaru’ya yardım etmeyi seçer. Subaru da böylece Emilia’ya borçlanmış olur.
Hikâyede bir yerden sonra işin içine zaman yolculuğu da girer. Anime zaman yolculuğu ve isekai (paralel evren) hikâyesi gibi dursa da bence kelebek etkisi hikâyesi. Yapılan seçimlerin, her bir hareketin, her bir sözün sonuçları nasıl etkilediği güzel anlatılmış. Bu bakımdan bu anime Tom Cruise’un oynadığı ünlü film Edge of Tomorrow’a benziyor. Ezik karakter klişesi ve fanservice ile bazı bölümler sıksa da izlemeye değer bir eser.
Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu’nun anlatmak istediği aslında şu: ’’Bizi biz yapan yeteneklerimizden çok seçimlerimizdir. Dostlukta aşırı gitme, kim bilir belki o dostun bir gün düşmanın olur. Düşmanlıkta da aşırı gitme, kim bilir belki o düşmanın bir gün dostun olur.’’
myanimelist puanı: 8.32
10. Shinsekai Yori (From the New World)
Shinsekai Yori, günümüzün bin yıl sonrasındaki Japonya’da geçiyor. Fakat bu gelecek, teknoloji harikalarının olduğu bir gelecek değil. Bu dünya insanoğlunun başına gelen kötü olayların, savaşların, felaketlerin vb. zincirlemesi sonucu doğanın da galip gelmesi ile sıfırdan başlıyor.
Animemizde Saki, Satoru, Shun, Maria ve Mamoru adındaki beş arkadaş başlarına gelen bir olaydan sonra içinde yaşadıkları dünyanın gerçek yüzüne şahit olurlar. Yaşadıkları dünya ütopya gibi görünse de değildir aslında. İnsanlığın son bin yıldaki kanlı tarihi ve medeniyetlerinin üzerine kurulduğu düzenin işleyişi hakkında birçok bilgi edinirler. Böylece yaşadıkları toplumu ve kendilerini sorgulamaya başlarlar.
Shinsekai Yori’de toplum düzeni üzerine birçok gönderme var. İzlerken sürekli kendinizi de sorgulamanıza yol açıyor. Özgürlüğün bedelini, insanoğlunun ne kadar acımasız olabileceğini, insanoğlunun hayatta kalmak için neleri gözden çıkarabileceğini, neler yapabileceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini bu animede görüyoruz…
myanimelist puanı: 8.40
9. Psycho-Pass
Distopik bir dünyada geçen animede Sibyl Sistemi Japonya’daki insanların psikolojik değerlendirmesini yapıp, suç kat sayısını ölçüp, ceza verebilen bir sistemdir. Psycho-Pass, okulunu birincilikle bitiren Akane Tsunemori’nin Kamu Güvenliği Bürosu’na dedektif olarak atanması ile başlıyor. Dedektif arkadaşları ile birçok olaya el atıyor. Şu ana kadar gördüğüm en başarılı kötü karakteri de bu anime yaptı.
Animede George Orwell’ın 1984 kitabından tutun, Philip K. Dick gibi birçok yazardan yapılan alıntılar üzerinden mesaj veriliyor. Bu mesajların gözümüze sokularak değil, karakterlerin replikleri ile dolaylı yoldan verilmesi çok başarılı olmuş. Animenin arka planı veya satır araları diye ifade ettiğimiz yerleri çok iyi yapılmış.
İdeal, güvenli bir toplum mümkün mü? Adalet nedir? Suç nedir? Devlet toplum için midir? Toplum devlet için midir? Tüm bu sorulara Psycho-Pass sosyolojik ve psikolojik açılardan yaklaşarak felsefik cevaplar veriyor.
myanimelist puanı: 8.41
8. Kaguya-sama wa Kokurasetai: Tensai-tachi no Renai Zunousen
Listemizde halihazırda devam eden tek anime bu. Animenin konusu lisede öğrenci konseyinde başkan ile başkan yardımcısının birbirine aşkını itiraf ettirmesine dayalı romantik komediden oluşuyor. Romantik komedi deyip geçmeyin. Ek olarak türünün seinen ve psikolojik olması ilgi çekici bir durum. Bu durumda aşık insanların psikolojileri işlenmiş diyebiliriz sanırım.
Psikoloji türünü animelerde hep gerilim türüyle beraber izlediğim için romantik-komedi-psikoloji kombosu bana ilginç geldi. Kaguya-sama wa Kokurasetai tamamen diyaloglar ile ilerliyor. Öyle ki pek çok kelime oyunu ve atasözü de var. Başkarakterlerin lisenin başkan ve başkan yardımcısı olması da animeye ayrı bir hava katmış. Lise yönetimi sanki küçük bir ülke yönetir gibi olmuş. Mangası devam ediyor. Umarım güzel bir final yapar.
myanimelist puanı: 8.42
7. Mahou Shoujo Madoka Magica (Puella Magi Madoka Magica)
Mahou Shoujo Madoka Magica, 12 bölüm ve 3 filmden oluşuyor. Fakat ilk 2 filmi animenin aynısı, 3. film devamı niteliğinde. Çoğu kişi animenin çizimlerini görünce önyargıda bulunarak pembe saçlı kızımız ile tozpembe bir anime olduğunu sanıyor. Ancak kesinlikle öyle değil.
İlk bölümden dikkat çeken grotesk ve sürreel yapısı bile tek başına yeterli zaten. Pembe saçlı kızımız Kaname Madoka klasik bir hayatı olan öğrencidir. Rüyasında gördüğü siyah saçlı kız ertesi gün sınıfına nakil öğrenci olarak gelince tüm hayatı değişir. Nakil öğrenci Homura; Madoka’ya ailesini, arkadaşlarını ve hayatını seviyorsa olduğu gibi kalmasını söylemiştir. Fakat kısa bir süre sonra Madoka büyünün gerçek olduğunu, cadıların insan hayatlarını etkilediğini fakat bunu durdurmak için savaşan büyülü kızlar olduğunu öğrenir ve kendisini bu dünyanın içinde bulur. İlerleyen bölümlerde beraber gizem dozu artar, hikâye giderek kararır ve kendisinizi psikolojik-gerilim türünde animenin içinde bulursunuz. Bu anime hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki bitirince araştırın derim. Ayrıca müziklerine de göz atmanızı şiddetle öneririm.
myanimelist puanı: 8.44
6. Kiseijû: Sei no kakuritsu (Parasyte: The Maxim)
Nereden geldikleri belli olmayan ve adına sonradan parazit dedikleri ilginç yaratıklar bir gün dünyaya girerler. Amaçları insanların içine girerek beyni ve o insanı ele geçirip yaşamaya devam etmektir.
Başkarakterimiz Shinichi’nin içine de bir parazit girer. Fakat Shinichi tam o sırada uyanınca beyni ele geçiremez ve sadece sağ eli alır. Adı da sağ anlamında Migi olur. Böylece Migi yaşamak için Shinichi ile ortak olur. Shinichi de sağ elinden vazgeçmek istemez tabi.
Anime Shinichi’nin etrafında olan olaylar ile devam eder. Kiseijû: Sei no kakuritsu’da geçen diyaloglarla biz de kendimizi sorgularız. Özellikle Migi’nin realistik görüşleri ve Shinichi’nin insani duyguları arasında gidip geliriz.
Bir noktadan sonra anime inişli çıkışlı ilerliyor ve konusu biraz tekrara giriyor. Bu da animenin şaheser olmasını engellemiş durumda. Yine de verdiği mesajlar ile izlemeye değer bir anime.
myanimelist puanı: 8.45
5. Boku Dake ga Inai Machi (Erased)
Başkarakterimiz Satoru 29 yaşında ve pizzacıda çalışan ama aslında mangaka olan biri. Ayrıca ’’revival’’ yani diriliş dediği ve kendisinin de kontrol edemediği kısa süreli zamanda sıçrama gücü var. Ne zaman bu gücü devreye girse etrafta bir olay veya bir kaza oluyor. Satoru’yu da bu tür olayları engellemeye çalışırken buluyoruz.
Spoiler vermeden şunları söyleyebilirim: Bir gün birtakım olaylar sonrasında tekrar diriliş gücü devreye girer ve Satoru kendini 18 yıl geçmişe gitmiş halde bulur! Bu zamanda neler olmuştur? Bu zamanda olanları değiştirerek geleceği de değiştirmeye çalışır.
Boku Dake ga Inai Machi, aslında dahil olduğu fantastik türüne fazla odaklanmaz. Seinen türünde de olduğu için ciddi meselelere değiniyor. Öyle ki aile içi şiddet ve çocuk istismarı gibi önemli toplumsal olaylara değindiği için bir ödül almıştır ve bunu da hak etmiştir. Kelebek Etkisi filmini aratmayan bu animeyi izleyin, izlettirin.
myanimelist puanı: 8.46
4. Yojouhan Shinwa Taikei (The Tatami Galaxy)
Yojouhan Shinwa Taikei, üniversite 3. sınıfta olan bir gencin katıldığı farklı kulüplerde başından geçenler anlatılıyor şeklinde özetleyebiliriz. Çünkü bu yapım pek de spoiler vermeden anlatılacak tarzda bir anime değil. Bu arada animede geçen hikâyenin yazarının da üniversite hayatından birkaç kesit içeriyor.
Animede kullanılan sürreal çizimler ve hızlı anlatım biçimi ilgi çekici. Öyle ki animeyi sanki 1.25x hızına alıp izliyorum sandım. Normalde sevdiğim, hikâyenin içine çeken, empati yaptığım animeleri hızlıca izleyip kısa sürede bitiririm. Ama Yojouhan Shinwa Taikei beni çok eğlendirse de arka arkaya 3-4 bölüm izleyebildim. Çünkü izlerken 50-60 sayfa kitap okumuş gibi hissettim. Animedeki o akıcılık ve hızlı konuşmalar doygunluk hissi verdi. Bu animeyi izlerken hayatta yapmak isteyip yapamadığınız şeyler, pişmanlıklar ve belki de gözünüzün önünden kaçıp giden fırsatlar aklınıza gelecek.
myanimelist puanı: 8.62
3. Death Note
Herkesin bildiği bir anime, o yüzden üzerine fazla konuşmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Psikolojik yönden düşünürsek; sizin de elinize bir, “Death Note geçse hemen birilerini yazar mıydınız? Tek kişinin yargılaması doğru mu? Bu şekilde gerçekten adalet sağlanmış olur mu?” gibi soruları akla getiren animedir kendisi.
myanimelist puanı: 8.63
2. Yakusoku no Neverland (The Promised Neverland)
Yakusoku no Neverland, yaşam standartlarının yüksek olduğu ve 12 yaş altındaki çocukların kaldığı bir yurdu anlatıyor. Bu yurt yüksek güvenlik önlemleriyle korunuyor. Yurdun etrafında büyük bir alan olsa da çit ve duvarları geçmek yasak. En fazla 12 yaşına kadar kalıyor çocuklar burada. Daha sonra evlatlık olarak bir aileye veriliyorlar. Emma, Norman ve Ray en büyükleri ve en zekileri. Animemizde her şeyin başladığı o gün, yurttaki çocuklardan birinin gittiği o gün, Emma ve Norman dehşet verici gerçeği öğreniyor ve kaçış mücadelesi başlıyor. Böylece animemiz karşılıklı hamleler ve planlarla ilerliyor.
Bölümler ilerledikçe gizem dozu artıyor ve mükemmel bir sonla bitiyor. 2. sezonu hâlâ çıkmadı. Anime psikolojik açıdan da karakterlerle empati yapmamızı sağlıyor. Emma, Norman ve Ray kişilik olarak çok farklılar. Planlama sırasında hangisi doğru düşünüyor diye düşünmeden edemiyorsunuz. Ayrıca kötü karakterlerle de empati yapmak mümkün. Kimse durup dururken kötülük yapmaz sonuçta. Kapana kısılmışlık, dışarıdaki hayatın belirsizliği, gizem dolu bir dünya içeriyor Yakusoku no Neverland. Bunları daha önce Shingeki no Kyojin’de de görmüştük. Bu animeyi kesinlikle izleyin, ardından mangasını okuyun derim.
myanimelist puanı: 8.68
1. Monster
Monster bizi seksenlerin Almanya’sına götürüyor. Bir Japon olan Dr. Kenzou Tenma seçkin bir hastanede çok başarılı bir beyin cerrahıdır. İşinde iyi bir cerrah olduğu gibi insanların eşitliğine de tüm kalbiyle inanan biridir. Bir gün bir olay olur: Hastaneye gelen ikizlerden biri büyük şok geçirmiş diğeri ise ağır yaralıdır. Dr. Tenma tam ameliyata girecekken hastaneye helikopter ile başka bir hasta getirilir. Bu hasta ağır yaralanmış validir. Yeterli vakit yoktur. Dr. Tenma seçim yapmalıdır. Hangisini seçmelidir? Bu seçim ona nasıl sonuçlar getirecektir? Gerisini izlemeyenler animeden öğrensin.
Animemiz sadece bununla kalmıyor tabii ki. Sonraki bölümlerde yan hikâyelere de giriyor. Bu hikâyelerde avukat, polis, dedektif, krimanalist, psikiyatrist ve gazeteci gibi birçok farklı meslekte insanla tanışıyoruz. Ana konudan farklı parçalar olsa da bu parçalar birleşince ortaya oldukça kaliteli bir hikâye çıkıyor. Karanlık atmosferi ve seinen türü ile derin bir anime de olan Monster toplumsal sorunları ele alarak bizim empati yapmamızı hedefleyen bir anime. Öyle ki animeyi izlerken kendimizi animede geçen birçok farklı karakterin yerine koyarız. Bakış açımızı değiştirerek günlük hayattaki davranışlarımızı sorgularız. Etrafımıza daha dikkatli bakarak toplumsal sorunları fark etmek, insanların ve insanlığın da değerini bilmek de animenin amaçlarına giriyor. Animenin tek kötü yanı ise eski yapım olduğu için görüntü kalitesinin kötü olması. Demem o ki izleyin, izlettirin.
myanimelist puanı: 8.72
MyAnimeList’e göre en düşük puanlısından en yükseğine, psikolojide bıraktığı izlerle insanı çarpan 18 animeden oluşan öneri listesi işte böyleydi. Peki siz bu yapımlardan hangilerini izlediniz? Öneri olarak listeye eklemek istediğiniz eserler var mı? Kayıp Rıhtım Forum’da yorumlarınızı paylaşabilirsiniz.
Birkaçı hariç epey ilgi çekiciler. Ergo Proxy favorim olabilir gibi hissediyorum.
Listede kesin vardır dediğim animelerin hiçbiri çıkmadı. Listenin doğru olduğundan emin miyiz ?
Elfen Lied
Mirai Nikki
Higurashi no Naku Koro ni serisi
Hell Girl
Ve daha bir sürü anime.
Bu animeler psikoloji olarak geçmiyorsa,listede adı olmayarak beni şaşırtan psikoloji türünün en bilindik animesi olan; NHK ni Youkoso! olmaması gerçekten garip.
Naruto yok kötü liste olmuş.
(Şaka)
Güzel animeler hepsi, Zetsuen no Tempest’i daha önce izlemeye yeltenmiştim. Tekrar bakabilirim aslında. Zankyou no Terrror, Psycho-Pass, Kaguya-sama, Death Note, Boku dake ga inai machi aralarından izlediklerim.
Mirai Nikki listeye almamak için sadece tutarlılık durumu bile yeterli. Mirai Nikki’nin gizem üzerine kurulmasına raÄmen asıl plot twistinin oldukça saçma bir Åey çıkması sanırım yeterli açıklama olur.
Elfen Lied; kötü senaryo, birbirinden boÅ karakterler, insanın gözüne sokulmaya çalıÅılan çıplaklık, abartı vahÅet ve kliÅeler ile izlemesem daha iyiydi dediÄim baÅka bir anime.
Higurashi no Naku Koro ni serisi ve Hell Girl henüz izlemedim.
NHK ni Youkoso! için ise bahanem yok. Bilerek listeye almadım. Empati yaparak izleyenler için kesinlikle psikolojinizde iz bırakacak bir anime. Tek kötü yanı animede fazla fanservice olması. Çok aÄır gelmesinden dolayı da eklemek istemedim sanırım. Bu animeyi düÅünmek bile kötü…