İspanyol ressam Francisco Goya hakkında neler biliyorsunuz? Ünlü sanatçının hayatı ve ürpertici eserleri için sizlerle paylaşabileceğimiz birtakım ilginç bilgiler var.
1746 yılında dünyaya gelen sanatçının tam adı Francisco José de Goya y Lucientes. 1828 yılına kadar 82 yıllık uzun bir hayat süren Goya, Romantizm akımının önde gelenlerinden birisi oldu. Çalışmalarıyla Édouard Manet, Pablo Picasso ve Francis Bacon gibi sanatçıları etkilemeyi başardı.
Modern sanatın öncülerinden olan Goya, portreleri, tarihi resimleri ve gravürleriyle ünlü. Çocuklarını Yiyen Satürn (Saturno devorando a un hijo), The Colossus ve Çıplak Maya (La Maja Desnuda) sanatçının en bilinen çalışmalarından bazıları.
İşte Francisco Goya Hakkında Az Bilinen İlginç Gerçekler
1. Francisco Goya Bir Sanat Okulu Tarafından Reddedilmişti
Goya, 1763 ve 1766 yıllarında Real Academia de Bellas Artes de San Fernando’ya örnekler yollamış ve sonucunda okul tarafından reddedilmişti.

Akademiye girmeyi denemeden önce, kraliyet toplumu arasında popüler bir ressam olan ve Goya ile pek yıldızı barışmayan ressam Anton Raphael Mengs birlikte ile çalışıyordu.
2. Goya’nın Hayatında, Bir Boğa Güreşçisi Çetesiyle Birlikte Roma’ya Taşındığı Tuhaf Bir Dönem Var
Bazı biyografi yazarları, Goya’nın Fransız bir diplomat için akrobat olarak çalıştığını söylüyor.
Diğer biyografi yazarları, âşık olduğu güzel bir rahibeyi ile manastırdan kaçma planının bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Sanatçının hayatında, bugün hâlâ aydınlatılmamış detaylar mevcut.
3. Goya, Kendisini Reddeden Sanat Okuluna Kabul Edilecek Kadar Başarılı Oldu
Goya, daha sonra bahsi geçen sanat okuluna kabul edilmeyi başardı. Ancak aynı zamanda Aragonlu sanatçı Francisco Bayeu’nun kız kardeşi Josefa Bayeu ile evli olması da bu konuda yardımcı olmuş olabilir.

Ayrıca Francisco Bayeu’nun, Real Academia de Bellas Artes de San Fernando’ya üye olması da bu durumu etkileyen bir diğer faktör.
4. Goya, Daha Fazla Ünlenmek ve Dikkat Çekmek İçin Rokoko Tarzı Gravürler Çizdi
Duvar resimleri aslında Kraliyet Fabrikası’nın görevleri kapsamındaydı. Bu işleri sebebiyle nihayet İspanya sarayının ressamı olarak atandı.

Ayrıca, desen ve çizimlerinin çoğu taş duvarını süslediği için, Palacio Real del Pardo ve El Escorial’in gayriresmî tasarımcılığını yaptı.
5. Kariyerinin Büyük Bölümünde Soylular ve Kraliyet Üyeleri için Resim Yaptı
Francisco Goya’nın kariyerinin büyük bölümü soylular ve kraliyet mensupları için resim yapmakla geçmişti. Altamira Kontu ve ailesi Goya’nın kraliyet resimlerine sıkça konu olmuşlardı.
Goya, genellikle kraliyet portrelerinde bulunmayan bir sembolizm kullanmıştı. Manuel Osorio Manrique de Zuñiga adlı eserinde sanatçı, kafese kapatılmış bir kuşu resmetmişti. Oysa kraliyet portrelerinin çoğunda ressamlar portredeki kişinin yüksek statüsünü vurgulamak için sembollerden yararlanırdı.
Kral IV. Charles tarafından saray ressamı olarak atanan sanatçı, 1789’da Bastille Baskını ve Fransız Devrimi’nden üç ay önce kendisini Fransız Bourbon Kralı için çalışırken buldu. Goya kırk yıl boyunca dört farklı hükümdar için resim yaptı.
6. Francisco Goya, Modellerle Çalışmaktan Hiç Çekimemişti
Francisco Goya, Çıplak Maya’da (La Maja Denuda) model olarak gerçek bir kadını kullanmıştı. Goya’dan önceki ressamlar nü portreler çizdiğinde, konu gerçek bir kadın değil, bir Tanrıça veya İncil figürü olurdu. Bu resim, 19. yüzyılda Édouard Manet’nin tartışmalı Kırda Öğle Yemeği ve Olympia tablolarına doğrudan ilham vermişti.
Goya’nın nü çalışmasındaki modelin kim olduğu ise bilinmiyor. Sanat tarihçileri kadının Başbakan Manuel de Godoy’un metresi olan Pepita Tudo olduğuna inanıyor. Bununla birlikte modelin aynı zamanda Goya’nın metresi Alba Düşesi de olabileceği konuşuluyor.
Goya’nın daha sonraki nü tablolarına Engizisyon tarafından el konulmuştu. Dolayısıyla bu çalışmaların akıbeti bilinmiyor.
7. Francisco Goya, Teşhis Edilemeyen Bir Hastalık Nedeniyle Sağır Kaldı
Bazıları, hastalığının sebebini sürekli ezip boyadığı kurşunlardan dolayı birikmiş kurşun zehirlenmesi olduğunu düşünüyor.

Diğerleri, dengesizlik, kulak çınlaması ve sağırlık şikayetlerinden muzdarip olduğu için hastalığın Ménière hastalığı, viral beyin iltihabı veya yüksek tansiyonla ilişkili felç olabileceğini düşünüyor.
8. Sanatın Dünyayı Değiştirebileceğine İnanmıştı
Francisco Goya sanatın politik bir fark yaratabileceğini düşünen biriydi. 1808 yılında İspanya, Fransa ile savaş hâlindeydi. Goya ise bu savaşın gereksiz olduğuna inanıyordu. Sanatçı 1814 yılında The Second of May 1808 ve The Third of May 1808 başlıklı iki resim yaptı.
The Third of May 1808 çalışmasında Goya, İspanyol erkeklerinin Madrid’deki Príncipe Pío tepesinde ölümle yüzleştikleri anı resmetti. Dehşet verici duygularla dolu olan bu tabloda; parlak, beyaz bir spot ışığıyla aydınlatılmış bir adam teslim olmak için ellerini kaldırmış, masumiyetini ortaya koymaktadır. Silahlarını çekmiş askerler ise gölgede gizlenmiş, kötülüklerini sergiliyorlar. Rembrandt gibi, The Third of May 1808 de Goya’nın parlak ışık ve karanlık kullanımını sergiler.
9. Goya, Gizemli Hastalığının Ardından Kabuğuna Çekilerek Paranoyak ve İçe Dönük Bir Ruh Hâline Büründü
Genellikle karanlık temalar, kasvetli bir insanlık görüşü, bir delilik korkusu, mitolojiden yaratıklar içeren ve savaş ve açgözlülük eleştirisi olan işler yapmaya başladı.
Bu dönemin en ünlü eseri, Francisco Goya’nın 1819 ile 1823 yılları arasında doğrudan evinin duvarlarına resmettiği Çocuklarını Yiyen Satürn’dür.

Francisco Goya hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sanatçının hayatı ve eserleri ilginizi çekiyor mu? Favori tablonuz hangisi? Kayıp Rıhtım Forum’da yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.
* * *
* Salvador Dali Hakkında 23 ‘Sürreal’ Bilgi
Kaynak: The Collector
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.