Çeşitli kaygılara bağlı olarak gelişen mimarlık tarihi oldukça eskiye dayanır. Yaşından ötürü de arkasında sayısız ilginç hikâyenin olması son derece doğal.
İşte, olimpiyatlardan Quija tahtalarına kadar, mimarlık ile ilgili bazı ilginç gerçekler!
Mimarlık Hakkında Hikâyeler
1.) Mimarlık Bir Zamanlar Olimpiyat Sporu Olarak Kabul Edilirdi
İster inanın ister inanmayın ama modern Olimpiyat Sporları’nın ilk 40 yılında, müzik, resim, heykel, edebiyat ve mimari alanında 151 madalya dağıtıldı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni kuran Baron Pierre Coubertin de, sanatı yarışmanın gerekli bir etkeni olarak düşünmüştü.
Ancak işin püf noktası şuydu ki, her sunum spor ile ilgili olmalıydı. Sanatı sınırlandırmak için ilgi çekici bir yol, öyle değil mi?
2.) Frank Lloyd Wright’ın Oğlu “Lincoln Logs”u İcat Etti
“Tanrıya inanıyorum, sadece ben onu Doğa olarak çağırıyorum.”
Modern Mimarlık tarihinin en önemli isimlerinden biri olan ve Tokyo Imperial Hotel’i tasarlayan Frank Lloyd Wright, bu tasarımıyla oğluna da ilham kaynağı oldu. İç içe kenetlenen kütük evlere benzeyen yapısı ile Lincoln Logs oyuncağı, en az 100 yaşında!
3.) Yüzyıllarca İslam Mimarisi’nde Kullanılan Girih Karoları, 1970’lerde Keşfedilen Penrose Karolarına Matematiksel Olarak Benziyor
Penrose karoları, bir düzlemi sonsuza kadar kaplayan ancak matematiksel olarak kaplamalarının imkansız olduğu karolardır. Bir İngiliz matematikçinin ancak 1970’lerde ortaya attığı bu ifade, neredeyse 500 yıldır İslam mimarları tarafından döşeme ve kaplama olarak kullanılmaktaydı.
4.) LEGO, Özel Bir Tuğlanın Üretimi ve Kullanılmasında Rol Oynadı
Hemen hepimiz, LEGO ile muhteşem yapılara imza atmışızdır. LEGO’nun kurucusunun oğlu da aynı şekilde bundan etkilenmiş olacak ki, kendine LEGO modeline benzeyen bir ev inşa etmek istemiş. İşler istendiği gibi gitmemiş olmalı çünkü ortada küçük bir problem var: Lego ve gerçek tuğlaların en-boy oranları birbirinden farklı! Tabii bu durum da mükemmel küp oranlarına dayanan modüler tuğlaların yapımına ön ayak olmuş.
5.) Maya Lin, Modern Çin Tarihinin En Ünlü Kadın Mimarıyla Akrabadır
Lin Huiyin, modern Çin’in ilk kadın mimarı olarak düşünülür. Washington’daki Vietnam Anıtı’nın mimarı da, bu ünlü mimarın yeğenidir. Yetenek, aile kanında dolanıyor olsa gerek.
6.) New York’taki The Cooper Union Binası, Asansör Boşluğuna Sahip
“Peki ama bunda ne var?” diyebilirsiniz ancak binanın yapımının tamamlandığı tarihte modern asansörler henüz icat edilmemişti. Bununla ilgili ufak tefek gelişmeler vardı ancak o dönemde yeterli değildi. Yine de Peter Cooper, bu gelişmelere olan inancını gösterircesine silindirik şaft boşluğuna sahip bir bina yaptırdı. Bu inancının oldukça işe yaradığını söyleyebiliriz.
7.) Fransız Bir Postacı “İdeal Saray” İnşa Etmek İçin 33 Yıl Boyunca Taş Topladı
Ferdinand Cheval isimli bu adam, postaları teslim etmek için dolanırken aynı zamanda taşlar topladı ve bu taşlar hepimizin aşina olduğu sıradan taşlar değillerdi. Zamanın ve suyun aşındırdığı bu kumtaşlarıyla Le Palais Idéal’i inşa etti ve bu yapı, naif sanatın yapı taşı haline geldi.
8.) “The Sims” Aslında Mimarlar İçin Bir Simülatör Olarak Tasarlandı
Eh, buna pek kimse şaşırmamıştır herhalde. 2000 yılında oyunculara sunulan The Sims, halen popüler oyunlardan biri. Ama oyunun hayat simülatörü haline gelmeden önceki asıl konsepti, SimCity gibi oyunculara mekan tasarlatma ve yaratılan Simlerin de bu mekanı deneyimlemesiydi.
9.) Empire State Binası En Çok Geliri Ofislerinden Değil, Gözlem Alanlarından Sağlıyor
Empire State binası, dünyada en çok bilinen yapılardan biri. Bu nedenle de 102 katlı gökdelenin manzarası, ofislerinden daha çok ilgi çekici. Hatta 2014 yılında yapı, gelirinin o seneki %40’ını sadece gözlem alanına gelen turistlerden sağladı.
10.) 11 Eylül Saldırganlarından Biri Mimardı
Gökdelenlerden birine çarpan uçağı kullanan Mohammed Atta, Mimarlık ve Kentsel Planlama eğitimine sahipti. Hatta Batı’nın sahip olduğu yüksek ve görkemli yapıların Kahire’deki binaları da etkilemesini utanç verici bulup, milli mimari karakterlerini yok edeceğini düşünüyordu.
11.) Cincinnati-Ohio, Hiç Kullanılmayan ve Terk Edilmiş Durumda Bırakılan Bir Metro Sistemine Sahip
1910’lu yıllarda kentin tramvay sisteminin iyileştirilmesi için önerilen proje, ne yazık ki 1. Dünya Savaşı nedeniyle sekteye uğramış. Savaştan sonraki dönemdeki ekonomik sıkıntılar da bu duruma pek yardımcı olmamış elbette.
12.) Quija Tahtası Şirketinin Yönetim Kurulu Üyesi, Kendisi Tarafından İnşa Edilmesi İstenen Fabrikanın Çatısından Düşerek Öldü
Ruhlarla iletişim kurmak için kullanılan Quija tahtaları ilgi çekici birçok tasarıma sahip olsa da en popüleri Kennard Novelty Company’nin tasarımıdır. Şirket yönetim kurulu üyesi William Fuld ise tüm servetini bu tasarıma borçlu. Maalesef ki Fuld’un hayatı, Quija tahtasının ondan kurmasını istediği fabrikanın çatısından düşmesiyle sona erdi. Galiba ruhlar, Fuld’ın kendileri sayesinde bir servete kavuşmasından pek de hoşlanmamış!
13.) Çin Seddi’nin İnşası Düşündüğünüzden de Uzun Sürdü
Hatta bu süre, Hristiyanlığın kabulünden itibaren geçen süreden daha fazla. Çin Seddi fikri, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang tarafından M.Ö. 221-206 yıllarında işgalcilerden korunma amacıyla ortaya atıldı ve inşa edilmesi 1878 yılına kadar eklemelerle devam etti. Bu da Çin Seddi’nin 2600 yıldan fazla süre inşa edilmeye devam edildiğini gösterir.
Geçmişten günümüze uzanan bu bilgilerden hangisi sizce daha şaşırtıcı? Sizin bildiğiniz bu tarz tuhaf mimarlık hikâyeleri var mı? Kayıp Rıhtım Forum’da yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!
* Filmlerden Gerçek Mekânlara Taşınan Mimari Örnekleri
* Mimari Anlayışı ve Ürkütücü Atmosferiyle Uykularınızı Kaçıracak 10 Yapı
Kaynak: Arch Daily
Metro serisindeki Metro-2’yi çaÄrıÅtırdı bana.