Son zamanların en popüler masaüstü kart oyunlarından biri olan Munchkin, önceleri Steve Jackson tarafından tasarlanan bir Kickstarter projesi olarak hayatına başlayan, şimdilerdeyse çıkan yeni ek paketlerle birlikte oyun evrenini genişleten fantastik türde bir rekabet oyunu. Klasik Munchkin hakkında ipuçlarına geçmeden önce, oyunu ilk defa duyanlar ve oynamayı düşünenler için detaylara girmeden kısa bir tanıtımını yapalım.
Öncelikle belirtmeliyim ki oyunun kuralları oldukça serbest. Öyle ki oyun kitapçığında “Oyunun kurallarını kutu sahibi belirler,” yazıyor. Bu demek oluyor ki oyunun ortasında yanınızdakini dürtüp, “Bak bende falanca kart var, sende de filanca kart varsa takas edelim mi?” deyip, herkesin gözü önünde takas edebilirsiniz.
Oyuna kendi cinsiyetinizle başlıyorsunuz. Oyunda ırk ve sınıf kartları mevcut. Elinizde ırk kartı yoksa, elde edene kadar insan olarak devam ediyorsunuz. Her ırkın ve sınıfın kendine özgü avantajları var. Bu anlamda insan olarak kalmak pek işinize yaramıyor. Irklara ve sınıflara özel bonus kartlarınızı önünüze açarak gücünüzü arttırıyorsunuz. Sırası gelen oyuncu ilk olarak ortaya bir adet kapı açma kartı açıyor. Bu kart savaşmanız gereken bir canavar, bir ırk veya sınıf kartı, işinize yarayan herhangi bir kart veya bir lanet kartı olabilir.
Eğer bir canavarsa, bu canavarla (seviyesi oldukça yüksek olup, sizin için kılını bile kıpırdatmayacak ve kaçmanıza izin verecek egolu canavarlar hariç) savaşmak zorundasınız. Bu canavarla savaşmak için seviyeniz yetersiz gelince asıl oyun başlıyor. İşte nice arkadaşlıkların yitip gittiği, gerilim dolu anlar bu safhada başlıyor. Arkadaşlarınızla pazarlığa girişiyorsunuz veya “Ben başımın çaresine bakabilirim!” diyerek, zar atıp canavardan kaçmayı deniyorsunuz. Kaçamadığınız takdirde sizi bekleyen zalim sürprizler ’’Kötü Şey’’ adı altında canavar kartında yazıyor. Ben başımın çaresine bakarım demeden önce canavar kartını iyice okumakta fayda var.
Bir canavarla savaştıktan sonra, kapı kapatma kartı çekiyorsunuz ve bu kart sizde kalıyor. Her yendiğiniz canavar için bir seviye atlıyorsunuz. 10. seviyeye ulaşansa oyunu kazanıyor. Oyunun özeti kısaca bu şekilde diyebiliriz. Fantastik bir evrenin içinde, can dostlarınızı sırtından bıçaklayarak zafere giden basamakları teker teker çıkıyorsunuz. Gelelim oyunun ipuçlarına…
Munchkin Hakkında İpuçları
1. Oyunda seviye kaybetmekten veya ölmekten korkmayın!
Kimi zaman seviyeniz yüksek bile olsa, saldırı gücünüz -yani bonuslarınız- yetersiz veya elinizdeki kartlar işe yaramaz olabilir. Bu gibi durumlarda karşınıza çıkacak yüksek seviyeli bir canavar sonucu ölmeniz işinize gelebilir. Munchkin öyle bir oyun ki, bazen ölmek oldukça avantajlı olabiliyor. Ölen kişi sıra kendisine gelene kadar tüm kartlarını elden çıkarır, sıra kendisine geldiğindeyse tüm kartları yenilenir. Ölen kişinin seviyesinde herhangi bir değişim olmaz. Ölüm hamlesi kartlarınızı yenilemeniz için eşsiz bir fırsat.
Seviye düşmek oyunda başınıza gelecek en kötü şey gibi gözükse de aslında dikkat dağıtmak için oldukça etkili bir hamledir. Seviyesi en yüksek oyuncuya karşı genelde herkes bir olur ve onun seviyesini düşürmeye çalışırlar. Seviyenizi kısa süre için kaybetmeniz, okların üzerinizden çekilmesi anlamına gelir. Bu süre size elinizde güzel kartlar biriktirmeniz için fırsat olabilir.
2. Sonlara doğru asla Elf olmayın!
Elf ırkının en büyük özelliği savaşta birine yardıma gittiğinizde savaşan kişiyle beraber sizin de seviye atlamanızdır. Oyunun başlarında, düşük seviyelerde sizinle beraber level atlamayı kimse önemsemez. Fakat sonlara doğru eğer ırkınız Elf ise, kimse size havadan level kazandırmak istemeyeceği için, iş birliğine yanaşmayacaklardır. Bu durum sizin savaş esnasında hazine kartlarından yararlanmanızı engelleyebilir.
3. Rol yapın!
Bu öneriyi paylaşmadan önce sizlere Munchkin’in acımasız bir oyun olduğunu tekrar hatırlatıyorum. Genelde 9. seviye oyuncunun kapı açma kartında düşük seviyeli bir canavar çıktığında herkes panikler ve ellerinde ne kart varsa kullanırlar. Bu gibi durumlarda eğer elinizde çok iyi kartlar varsa ve harcamak istemiyorsanız “Maalesef elimde işe yarar hiç kart yok!” rolünü üstlenmenizi tavsiye ederim. Bırakın herkes kullansın elinde ne varsa, şayet hala yeterli gelmiyorsa son anda “Aa, görmemişim!” rolüne hazırlayın kendinizi.
4. Savaşta kendi bulunduğunuz tarafı zayıflatın veya karşı tarafı güçlendirin!
Evet, doğru duydunuz. Bu hamleyi tabii ki elinizde kaçış kartı bulunduğu durumlarda kullanabilirsiniz. Örneğin; seviyeniz yüksek, oyunu kazanmaya yakınsınız ve tek ihtiyacınız olan sıra size gelene kadar diğer oyuncuların güçlü kartlarını eritmek. O el canavarla savaşan seviyesi yüksek oyuncunun işini zora sokmak için canavarın gücünü arttıran tarafa karşı, canavarla savaşan oyuncunun yanında yer alın. Karşı tarafın canavarı iyice güçlendirmesine izin verin. Buna karşın siz de kendi tarafınızı güçlendirin. Böylelikle oyuncular ellerinde işe yarar ne varsa kullanmak zorunda kalacaklar. Hatta sizi seviyesi yüksek oyuncuya yardım ve yataklık etmekten hain ilan edecekler. Tam bu esnada aniden canavarı güçlendirin ve ortağınıza ihanet edin. Nefret dolu bakışlarla herkes “Nasıl yani? Kendi savaşmak zorunda olduğu canavarı mı güçlendirdi?!” diye düşünürken, son darbe olan “Beklenmedik Duvar” kartınızı kullanın. Savaştan otomatik olarak kaçın ve arkanıza yaslanın. Ortada devleşen canavarla baş başa bıraktığınız, aynı safhada omuz omuza savaştığınız ortağınızın şaşkın bakışlarına ve nefret dolu ifadelere maruz kalacaksınız. Ama sıra size geldiğinde neredeyse kimsenin elinde işe yarar bir kart kalmamış olacak. Ve belki de böylelikle oyunu kazanacaksınız.
5. Sonlara doğru Keşiş olun!
Eğer olabiliyorsanız sonlara doğru Keşiş olmanızı öneririm. İlahi müdahale kartıyla tüm keşişlerin bir seviye atlaması, 9. seviye bir keşişin kolay yoldan şampiyon olmasını sağlayabilir.
Munchkin, oynarken kendinizi bile tanıyamayacağınız, bir şekilde rol yapmayı öğreneceğiniz, son derece keyifli zaman geçireceğiniz bir oyun. İpuçlarını kullanırken zafere koşmanız dileğiyle, keyifli oyunlar!
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!