Rolling Stone editörleri 2024’ün en iyi filmlerini sıraladı.
Sinemanın büyüsü 2024 yılında da hız kesmeden devam etti. Dünya genelinde büyük yankı uyandıran yapımlar izleyicileri kahkahalara boğdu, gözyaşlarına sürükledi ve derin düşüncelere daldırdı. Rolling Stone yıl boyunca öne çıkan filmleri mercek altına alarak 2024’ün en iyi 20 filmini sıraladı. Listede hem eleştirmenlerden tam not alan festival favorileri hem de gişe rekorları kıran popüler yapımlar yer alıyor.
İşte Rolling Stone’a Göre 2024’ün En İyi 20 Filmi
20. Nickel Boys
Colson Whitehead’in Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan film, 1960’ların ırksal eşitsizliklerle dolu bir dünyasında Nickel Academy adındaki reform okulunda geçen acı dolu bir hikâyeyi anlatıyor. Yönetmen RaMell Ross, filmin odağını Elwood (Ethan Herisse) ve Turner (Brandon Wilson) gibi iki ana karakterin gözünden sunarak, etkileyici bir sinema deneyimi vadediyor.
19. Rebel Ridge
Yönetmen Jeremy Saulnier yeni gerilim filminde intikam arzusunu öne çıkarıyor. Eski denizci Terry Richmond (Aaron Pierre), küçük bir kasabanın ırkçı polisleriyle çatışmaya giriyor. Grindhouse tarzındaki film küçük çaplı bir savaş alanına dönüşen kasabada tempoyu hiç düşürmüyor.
18. Flow
Letonya’nın En İyi Uluslararası Film Oscar adayı olan animasyon filmi, doğal bir felaketten sonra hayatta kalmaya çalışan bir kedi ve ekibini konu alıyor. Hiçbir diyalog içermeyen ve Zelda oyunlarını andıran animasyon tarzıyla dikkat çeken yapım, izleyiciye bir doğa belgeseli tadı sunuyor.
17. Dune: Part Two
Denis Villeneuve, Frank Herbert’ün kült romanına olan sadakatiyle serinin ikinci bölümünü sinemaseverlere sunuyor. Daha sert bir Paul Atreides (Timothée Chalamet), daha karanlık bir Feyd-Rautha (Austin Butler) ve destansı kum solucanlarıyla film, bilimkurgu severleri büyülemeyi amaçlıyor.
16. Hard Truths
Mike Leigh karakter odaklı dramatik hikâyelerine geri dönüyor. Pansy (Marianne Jean-Baptiste), hem eleştirel hem de kırılgan yanlarıyla unutulmaz bir ana karakter sunuyor. Film Leigh’nin en dokunaklı ve derin yapıtlarından biri olarak öne çıkıyor.
15. Perfect Days
Japon oyuncu Kōji Yakusho, Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandığı filmde kamu tuvaletlerini temizleyen bir adamın gündelik ama derinlikli hikâyesini canlandırıyor. Wim Wenders’ın yönetmenliğindeki film, sıradan bir yaşamın içindeki anlamı yakalayan etkileyici bir portre sunuyor.
14. Robot Dreams
Sarah Varon’un grafik romanından uyarlanan animasyon, bir köpek ve robot arkadaşının hikâyesini anlatıyor. Ayrılmak zorunda kalan ikili, tekrar buluştuklarında duygusal bir zirveye ulaşıyor. Film yalnızlık ve dostluk üzerine derin bir bakış sunuyor.
13. Janet Planet
Pulitzer ödüllü oyun yazarı Annie Baker, yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmde anne-kız ilişkilerini inceliyor. Film, uzun sessizlikler ve dolaylı anlatımıyla, karmaşık duygusal bağları keşfediyor.
12. Challengers
Ünlü İtalyan yönetmen Luca Guadagnino bir aşk üçgenini tenis kortlarına taşıyor. Zendaya, Mike Faist ve Josh O’Connor, hem duygusal hem de fiziksel anlamda gerilimin yükseldiği bir hikâyede mükemmel bir uyum sergiliyor.
11. Totem
Lila Avilés’in yönettiği dokunaklı film, genç bir kızın ölümcül hasta babasıyla vedalaşmasını konu alıyor. Hayatın sonuna yaklaşırken bile yaşam dolu bir hikâye anlatan Totem, bir çocuğun gözünden bakmayı başararak izleyicilere derin bir insanlık hikâyesi sunuyor.
10. La Chimera
Alice Rohrwacher’ın mistik dramı, bir arkeolog ve mezar hırsızının (Josh O’Connor) geçmişin gölgelerinde gezindiği sıradışı bir hikâye anlatıyor. Film, kayıp eserleri bulma arayışındaki bu karakterin yas ve pişmanlık dolu duygularını çarpıcı bir şekilde işliyor.
9. Do Not Expect Much From the End of the World
Radu Jude’nin acımasız hicvi, TikTok gönderileri ve sosyal medya alter egolarıyla çağımızın parçalanmış gerçekliğini gözler önüne seriyor. Angela’nın kaotik yaşamı ve geçmişle bugünün arasındaki tezat, izleyicilere keskin bir toplumsal eleştiri sunuyor.
8. The Substance
Coralie Fargeat’ın bu bedensel korku başyapıtı, gençleşme takıntısını ve bunun beraberinde getirdiği tehlikeleri mercek altına alıyor. Demi Moore’un etkileyici performansıyla taçlandırdığı yapım, izleyicilere modern bir Dorian Gray uyarlaması sunuyor.
7. Dahomey
Mati Diop’un filmi, Benin’in geçmişte Fransa tarafından çalınan kültürel hazinelerini geri almasını konu alıyor. Kolonyalizmin mirasını ve tarihi çarpıcı bir şekilde ele alan Dahomey, hem düşündürüyor hem de etkiliyor.
6. All We Imagine as Light
Mumbai’nin gece manzarasında geçen bu büyüleyici hikâye, üç kadının birbirine dokunan yaşamlarını ve jenerasyonlar arası kardeşliği masalsı bir şekilde resmediyor. Payal Kapadia’nın yönetimi filme şiirsel bir derinlik kazandırıyor.
5. The Brutalist
Adrien Brody’nin başrolde yer aldığı bu epik hikâye, savaş sonrası Amerika’ya kaçan bir mimarın hayallerinin nasıl yıkıldığını anlatıyor. Brady Corbet’in filmi, hem devasa ölçeği hem de insani detaylarıyla etkileyici bir eser.
4. Anora
Sean Baker’ın son filmi, sınıfsal farklılıkları ve marjinal hayatları ele alan bir aşk hikâyesi. Brooklynli bir eskortun Rus bir milyarderle beklenmedik evliliği, izleyicileri gerilim ve mizah dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
3. A Real Pain
Jesse Eisenberg’ün yönetmenlik koltuğunda oturduğu dostluk hikâyesi, iki kuzenin Polonya’da büyükannelerinin anısını anma çabası etrafında şekilleniyor. Hem mizahi hem de dokunaklı olan film, Kieran Culkin’in unutulmaz performansıyla parlıyor.
2. Good One
17 yaşındaki Sam (Lily Collias), babası (James Le Gros) ve babasının uzun süreli arkadaşı (Danny McCarthy) ile birlikte bir hafta sonu doğa yürüyüşüne çıkar. İki orta yaşlı adam geçmişteki başarısızlıklarını ve pişmanlıklarını sürekli tartışırken, Sambu durumun yükünü üzerinde taşır.
India Donaldson’ın yönetmenliğindeki film, Sam’in gözünden yapılan hassas bir anlatımla duygusal derinliği ve karakterlerin içsel değişimlerini yavaşça gözler önüne serer. Lily Collias’ın performansı filmin duygusal gücünün temel taşlarından biri olarak izleyiciye unutulmaz bir deneyim sunuyor.
1. His Three Daughters
Yönetmen Azazel Jacobs, kızları tarafından bakımı yapılan yaşlanan bir babanın son dönemlerini anlatıyor. Katie (Carrie Coon), Rachel (Natasha Lyonne) ve Christina (Elizabeth Olsen) arasındaki ilişkiler, geçmişin yaralarını ve kişisel çatışmaları yansıtarak aile dinamiklerinin zengin bir portresini sunuyor. Jacobs oyuncularını ustalıkla yönlendirerek her bir karakterin içsel çatışmalarını, acılarını ve onları bir arada tutan bağları derinlemesine işlemeyi başarıyor.
Rolling Stone’un listesini nasıl buldunuz? Sıralamada yer alması gereken başka yapımlar var mı? Kendi enlerinizi de hemen aşağıdaki yorumlar kısmında veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!