Konuk Yazar
Caner Sarıoğlu ile ilk kitabı Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk hakkında konuştuk.
Sarıoğlu, sosyal medya hesabında da kullandığı gibi tam anlamıyla bir yeni nesil öğretmen. Çalışkan, üretken, ödüllü bir öğretmen. Şimdilerde yeni bir unvanı, yazarlığı özgeçmişine yazdıran Sarıoğlu, 2022 yılı Küresel Öğretmen Ödülü ile 2019 Yarının Öğretmeni Ödülü’nün de sahibi olarak dikkat çekiyor.
Caner Sarıoğlu ile yayınlanır yayınlanmaz tekrar baskılar yapan kitabı Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk başta olmak üzere çocuk edebiyatı ve yazarlık üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Söyleşi: Mehmet Çapkan
Caner Sarıoğlu: “Çağın Gereklerini Yerine Getirebilen Bir Karakter Ortaya Çıkardık”
2022 yılında Küresel Öğretmen Ödülü, 2019’da ise Yarının Öğretmeni Ödülü sahibi bir öğretmensiniz. Sosyal medya hesabınızdaki kullanıcı adınızın hakkını veriyorsunuz: Yeni Nesil Öğretmen! Öğretmenliğin yanına bir de yazarlık kimliğini eklediniz. İlk kitabınız Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk Timaş Çocuk’tan çıktı. Kitaba gelmeden bu ödülleri konuşalım istiyorum. Bu ödüllerin adaylık süreci nasıl gerçekleşti ve bu ödüllerin mesleğinize ve kendinize bakışınızda etkileri nasıl oldu?
Teşekkür ediyorum. Küresel Öğretmen Ödülü 110 farklı ülkeden on binlerce başvuru alan Yarının Öğretmeni Ödülü ise ülkemizde başvuru alan eğitim organizasyonlarıdır. Yaptığımız çalışmalar, projeler ve etkinlikler ile bu organizasyonlara başvuru yaptım. Jüri tarafından uygulanabilirlik, etkililik, özgünlük gibi belirli konularda yapılan değerlendirmeler sonucu bu ödüllere layık görüldüm. Ödül süreci ve ödül almak çok güzel bir duygu ancak daha da güzeli o ödülü aldıktan sonra ertesi gün sınıfa öğrencilerime götürmek ve onlarla bu heyecanı yaşamak paha biçilemez.
Peki kısa sürede yeni baskı yapan kitabınızın yolculuğuna geçelim. Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk’un nasıl ortaya çıktığından ve konusundan bahseder misiniz?
Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk günümüzün belki de en büyük problemi olan ekran bağımlılığını ele almaktadır. Çevrenize baktığınızda çocuğundan yetişkinine bu şekilde çokça insan görebiliyoruz. Faruk karakteri ile bu konuyu bir çocuk gözünden işledik. Ekrana karşı yasaklama ya da düşmanlıktan ziyade ekranın doğru kullanımı ile yaratılabilecek farktan bahsettik. Ayrıca bu öyküde arkadaşlık, ekip olma, oyun, problem çözme, bilim insanları gibi alt temalara da yer verdik.
“Yeni Maceralara Atılmaması Mümkün Değil”
Faruk çocukların peşinden gideceği, heyecanla takip edecekleri yeni bir süper kahraman adeta. Çok zeki ve yüksek düş gücüne sahip bir çocuk. Faruk karakterini oluştururken nasıl çalıştınız, nelere dikkat ettiniz? Faruk’un maceraları devam edecek mi?
Faruk karakterini oluştururken öncelikle çocuk bakış açısını yakalamaya çalıştık. Faruk onların karşısında değil yanlarında hissetsin istedik. Problem çözme ve iletişim becerisi yüksek, yaratıcılığını kullanan, azimli ve pes etmeyen bir karakter yaratmaya çalıştık. Ayrıca bu beceriler günümüzün de en önemli ve geliştirilmesi gereken becerileri. Bu nedenle çağın gerekliliklerini yerine getiren bir karakter ortaya çıkardık.
Çocuklarla söyleşi yaparken en çok aldığım sorulardan biri de bu. Devamı var mı? Faruk bu meraklı yapısı ile yeni maceralara atılmaması mümkün değil. Bunun için yine çok sıkı çalışıyoruz.
Faruk’un hikâyesine bir öğretmen olarak çokça aşinasınızdır. Çocukların teknolojiyle ilişkilerinin eğitim hayatlarına etkileri üzerine neleri gözlemliyorsunuz?
Hitap ettiğimiz kuşağı iyi tanımak gerektiğini düşünüyorum. Bu dönem çocukları alfa kuşağının içine girmektedir. Ayrıca onlara dijital kuşak ve ekran kuşağı da denmektedir. Doğrudan ekranların içine doğdular ve doğdukları andan itibaren ekranlarla tanıştılar. Yani ekranlar onlar için hayatlarının vazgeçilmezi durumundadır. Tüm bu durumların farkına varıp derslerimizi ve çocuklarla olan ilişkimizi buna göre planlamak gerekmektedir. Faydalı ve verimli teknoloji kullanımı konusunda örnek olmalı ve çocukları doğru yönlendirebilmeliyiz. Örneğin 1. sınıf (6 yaş) öğrencim bana yolcu uçağı ve kargo uçağının farklarını dakikalarca anlatabiliyor ya da arabaların markalarını, hızlanma sürelerini, özelliklerini sayabiliyor. Uzay hakkında ilk kez duyduğumuz şeylerden bahsedebiliyor. Bu bilgilerin çocuğunu da internet ortamında öğreniyor. Buradan da yola çıkarak teknoloji ile çocukların arasındaki bağı nasıl kuracağımızın ipuçlarını çıkarmalıyız.
Kitabınızı okuyan öğrencilerinizin ve ebeveynlerin tepkileri ne oldu? Özellikle öğrencileriniz vermek istediğiniz mesajı almışlar mı?
Önce ebeveynlerden başlayalım. Ebeveynler böylesi önemli bir konuyu işlediğim için çokça teşekkür ediyorlar. Ancak bir yandan bizde de farkındalık yarattınız diyenler de hiç az değil. Bu nedenle yetişkinlerin de bu kitabı okuması gerektiğini iletiyorlar.
Öğrenciler ise ısrarla kitabın devamını ve çizgi filmini soruyor. Ekran bağımlılığı, nitelikli teknoloji kullanımı, problem çözme, azim, bilim insanları gibi mesajlarımızı aldıklarını onlarla yaptığımız sohbetlerden ve kitaba yönelik çalışmalarından fark ediyoruz.
“Öğretmenliğe Başladıktan Sonra Çocuk Kitaplarına Olan İlgim Arttı”
Kısa biyografinizde, ‘Okuduğu kitapların etkisinden midir bilinmez diplomat olmak istiyordu. Sonrasında kendini öğretmen olarak buldu.’ Yazarlık serüveni de kendinizi içinde bulduğunuz bir durum mu oldu yoksa çok okuyan bir çocuk olarak hayalleriniz arasında yazar olmak da var mıydı?
Aslında öğretmenliğe başladıktan sonra çocuk kitaplarına olan ilgim arttı. Çünkü öğrencilerimi doğru ve nitelikli kitaplarla buluşturmalıydım. Ancak doğru kitaplarla buluşan çocuk okumayı sevecek, okuma alışkanlığı edinecek ve bu nitelikli eserler ile kişiliği doğru yönde gelişecekti. Okudukça da sürekli elime çocuk kitabı alırken buldum kendimi. Sonra çantamda ve arabamda da sürekli çocuk kitapları gezdirmeye başladım. Hem okudum hem çokça hediye ettim. Daha sonrasında da bu alandan yüksek lisansımı yaptım ve alanın tüm ayrıntılarıyla beraber bilimsel bir bakış da kazanmaya çalıştım.
Geçenlerde bir okul etkinliğinde de öğrencilerden biri biyografimde yazan “diplomat olmak istiyordu” yazısını okumuş ve merak etmiş. Bana sorarken de “Hani siz demokrasi olmak istiyormuşsunuz ya!” deyince çok tatlı bir an yaşamıştık.
Bu arada sizin bir okur olarak sevdiğiniz, etkisinden çıkamadığınız yazarlar ve kitaplar neler?
Yerli yazarlarımızdan Behiç Ak’ın kalemini çok beğeniyorum. Gülümseten Öyküler serisine ise bayılıyorum. Genele baktığımızda ise Jules Verne’nin kitapları ve Ferenc Molnar’ın Pal Sokağı Çocukları favorilerim arasındadır.
Yeni ve genç bir yazar olarak yazarlık yolculuğunuz çocuk kitapları üzerinden mi gidecek yoksa süreç içerisinde farklı kategoriler ve türlerde de sizi görecek miyiz?
Bir sınıf öğretmeni olarak önce kendi alanım çocuklarına eserler sunmak istiyorum. Ancak diğer yaş gruplarıyla da çalışmalarım ve projelerim devam ediyor. Ayrıca yetişkinler ve öğretmenlerle de sık sık çalışıyor ve eğitimler veriyorum. Ana temamın çocuklar olarak kalacağını ve ilerleyen süreçte öğretmenler başta olmak üzere yetişkinlere yönelik de eserler vermeyi düşünüyorum.
Caner Sarıoğlu’nun Şehirdeki Gizemli Sinyal / Faruk kitabı hakkındaki yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazla edebiyat içeriği için bizleri Google News’ten takip edebilirsiniz.
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.