Ayşenur Ütnü
Aborjin halkının 30.000 yıl önce kutsal kabul ettikleri bir mağarada imza attıkları kaya sanatı, şimdi duvar yazılarıyla bozulmuş durumda.
Güney Avustralya’da yerli halk tarafından kutsal sayılan bir mağarada bulunan kaya sanatı kimliği belirsiz kişilerin kurbanı oldu. Tarihi miras listesinde yer alan bölgedeki korumanın eksik olması tepkilere neden olurken, yetkili kişiler bu tahribatı “trajik bir kayıp” ifadeleriyle kınadı.
Nullarbor Ovası’ndaki Koonalda Mağarası’na giren kimliği belirsiz kişiler 30.000 yıllık oyma taşların üzerine duvar yazısıyla, “Şimdi bakma ama bu bir ölüm mağarası,” cümlesini kazıyarak yapının büyük bir kısmını tahrip etti.
Aborjin arkeoloğu Keryn Walshe kaybın boyutunu şu cümlelerle anlattı:
“Vandallar çok büyük bir zarara neden oldu. Bunun telafisi yok. Mağaranın yüzeyi oldukça yumuşak. Altındaki esere zarar vermeden yazıyı silmek imkansız. Bu derece tahrip edilmiş olması çok büyük bir kayıp.”
Avustralya Aborjinleri olan Mirning halkından kalan bu mağara yerel halk tarafından sıklıkla ziyaret edilen bir yer.
Aborjin Halkı Yasalar Nedeniyle Mağarayı Koruyamıyor
Mağara, 2014 yılında ulusal miras alanı olarak kabul edildi ve yönetimi Mirning halkının bir parçası olduğu Çevre ve Su Departmanı ve Uzak Batı Kıyısı Aborijin Şirketi tarafına devredildi. Bununla birlikte yerli halkın velayetleri henüz Avustralya yasalarında kabul edilmediğinden, Mirning halkının site üzerinde bir yetkisi bulunmuyor. Yerel yasalar, halkın mağarayı gerektiği gibi korumasına izin vermiyor. Hatta bölgeye girebilmeleri için Güney Avustralya çevre işleri müdürlüğünden anahtar almaları gerekiyordu.
Aborjin mirasının tahrip edilmesinin ardından caydırıcı cezaların uygulanacağı söylenirken, daha iyi bir koruma için geliştirilen planlar zamanında hayata geçirilmedi.
Güney Avustralya eyalet sözcüsü bu vandallığın “şok edici ve kalp kırıcı” olduğunu belirtti ve plan hakkında şu ifadeleri kaydetti:
“Son aylarda Güney Avustralya eyaleti bölgeyi daha iyi korumak için kapsamlı bir plan geliştirmek üzere bölgenin yerel sahiplerine ve ilgili kimselerine danışıyordu.”
Mağaraya ulaşımdaki zorluk ve mevcut çitler her ne kadar meraklıları caydırıcı olsa da, mağaranın daha iyi korunması için kameralarla izlenmesi planlandığı belirtildi. Uzmanlar ve yerli aktivistler ise harekete geçilmesi için acil çağrı yaptı ve uyarılarda bulundu. 1980’lerde kurulmuş olan metal çitlerin, başka bir vandallığı engelleyemeyeceği bilgisi paylaşıldı.
Bunlarla birlikte Koonalda Mağarası tahribata uğramış tek yer değil. 2020’de madencilik şirketi Rio Tinto demir madenini genişletmek amacıyla 46.000 yıllık Juukan Gorge kaya sığınaklarını yerle bir etmişti.
Tarihin yapıtaşlarına olan ilgisizlik ve yapılan tahribat geri döndürülemez hatalara neden oldu ve Mirning halkı bu ve bunun gibi vandallıkların sürekli yapılan bir saygısızlık olduğunu belirtti.
Ülkemizde de sıkça rastlanan bu vandallık sizce nasıl durdurulabilir? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, ayrıca tüm içeriklerimizden anında haberdar olmak için bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaynak: Art News
Aborjinler gibi kökeni çok eskiye dayanan yerel bir halkın, niçin Avustralya devleti tarafından halen korunmadığı ve çeşitli zorluklara maruz bırakıldığı çok acı
Güya bağımsız bir ülke gibi gözükseler de, halen İngiliz sömürgeciliğinin düşünce yapısıyla yaşayan yöneticiler tarafından ele geçirilmiş tüm kritik yönetim birimleri. Güney Afrika Cumhuriyeti devleti bu yapıyı kırmaya çalışıyor, umarım en kısa sürede Avustralya halkı devletinin bu yapısını değiştirecek kişileri yönetime seçer zor da olsa …
Geçenlerde okumuştum. Yeni Zelanda “Bağımsız bir ülkeysek neden bizim bayrağımızda Birleşik Krallık bayrağı var?” diyerek bayrağını değiştirmek istemiş ama başarılı olamamıştı. Şimdi baktığımda Avustralya ve Yeni Zelanda neredeyse aynı bayrağa sahipler ve her ikisinde de Birleşik Krallık bayrağı var. En önemli simgeleri hakkında bile söz söyleme hakları yok veya söylemek istemiyorlar. O toprakların yerlilerine kendi mirasları hakkında söz hakkı vermelerini beklemek şaşırtıcı olurdu.
Konudan biraz sapmış oluyoruz ama yorumlarınızı okuyunca bilgi veresim geldi dostlar, Avusturalya da Yeni Zellanda da kraliyet ailesine bağlı ülkelerdir
Hükümdarları Elizabeth-Charles falan yani 
Meşrutiyet gibi bir yönetim sistemlerinde gözükürler hala yani ama benim bilgilerde küflenmiş, tam ismini hatırlayamadım.
Kendi içlerinde tüm seçimlerini yaparlar, başbakanlarını ve meclislerini ( ve diğer tüm her şeyi seçerler ) ama devletin başında kağıt üzerinde Charles gözükür. O da bir vali atar hatta Başbakan+Vali gibi bir hükümet sistemi var kısacası.
Yeni Zellandanın durumdan emin değilim ama Avusturalyada 20 sene önce falan referandum yapılmıştı, halkın çoğunluğu Cumhuriyete geçmeyi reddetmişti
.