in ,

Atiye 3. Sezon İncelemesi: Doğu Mistisizmi Batı Şımarıklığı Harmanı

Atiye’nin 3. ve final sezonu incelemesi sizlerle. Başrollerinde Beren Saat ve Mehmet Günsür’ün yer aldığı Netflix Türkiye dizisi nasıl bir son ile hayranların karşısına çıktı?

Atiye 3. sezon incelemesi
- Reklam -
- Reklam -

Atiye 3. sezon incelemesi sizlerle. Başrollerinde Beren Saat ve Mehmet Günsür’ün yer aldığı Netflix Türkiye yapımı dizi, final sezonu ile geçen günlerde yayınlandı. İlk olarak 2019 yılında ekranlara gelmeye başlayan The Gift, toplamda 3 sezon ve 17 bölüm ile macerasını noktalıyor. Dizinin son sezonu ise 8 bölümden oluşuyor.

Uluslararası pazarda The Gift adı ile karşımıza çıkan, Şengül Boybaş’ın fantastik roman serisi Dünyanın Uyanışı’ndan uyarlanan Atiye, mistisizm ile kült alanlarını bilhassa Göbeklitepe’yi merkeze koyuyor. Dizinin 1. sezon incelemesi için buraya, 2. sezon incelemesi için ise sizleri şuraya alalım. Şimdi de 3. ve final sezonu için sürpriz bozanlı (spoiler) incelememize başlayalım.

Atiye 3. Sezon: Ben Bir Hiçim

Spiritüel yanı yüksek bir ressamın kendisini ve aşkı bulma hikâyesini izlemiştik ilk sezonlarda. Paralel evrenler, doğum sancıları, ana tanrıça kültleri ile yer yer aşırı zayıf bir kurgu ve yer yer de ciddi potansiyel sahibi bir iş vardı karşımızda. Bir önceki final de Atiye’nin kızının kaçırılmasıyla son bulmuştu. Yapım ilk sezondan beri bize Göbeklitepe’nin gizemini vadedip zen felsefesine göz kırpıyor. Zaten aslında bakarsanız dizide göz kırpılan o kadar kültür ve mekân var ki, hepsine neden uğruyoruz belli değil. Süreklilik dizide mumla arayacağımız bir şey haline geliyor.

- Reklam -

The Gift final sezonu

Dizinin en çelişkilerle dolu yanı Atiye’nin bazı olaylar üzerinde hâkimiyet sağlamaya çalışırken bazı meseleler için de aşırı lakayt bir tavırla, biz bir hiçiz, biz biriz, biz ebediyiz, biz biz biz… diye insanı mistik komaya sokması muhtemelen. Kardeşi olan Cansu/Elif’i ölümden döndürürken, Ozan ölürken biz biriz diye söyleniyordu. Dillere pelesenk zamanın lineer olmamasını, paralel evrenleri de kenara bir türlü bırakamadık.

Sembollerle ve halk inanışlarının baskın olduğu bir bölümde lisansüstü çalışmalarıma devam ediyorum. Ve buna dayanarak Atiye hakkında söyleyebileceğim en kısa yollu eleştiri, batı gözüyle doğu mistisizminin anlatımı demek olacak. Dizide düalizm içi boş biçimde, oryantalist bakış açısıyla verilmiş. Bu zıtların beraberliğinin getirdiği uyum, yapımda adeta saçmalık silsilesi biçiminde ilerliyor. Oysa aslı böyle değil. Bunu biliyoruz.

Doğu felsefesi bize yalnız edilgen olduğumuz bir açıda kalmamızı buyurmuyordu. Söz gelimi kızımızı kaçıran bir adamın içindeki iyiliğe inanıp ona yeniden güvenmemizi salık vermiyor. Sahi Atiye kızını kendinden yıllardır ayıran Ozan’a tepki dahi vermiyor. Erhan desek aşırı yapmacık biçimde sinirlenip hemen sinirlendiği için sakinleşip özür diliyor. Bölümler boyunca zaten bu çiftin arasında ciddi bir kopukluk var. Hani birdiniz? Ya da ne bileyim hepiniz hiçtiniz?

Anne Arketipi & Düalizm

Atiye final sezonu anne kız
Kozmolojik çerçevede düalizm dediğimiz olgu kısaca her şeyin zıttı ile değerli olması felsefesine dayanıyor. Ama oryantalistlerin anladığı üzere mevzu hepimizin içinde mutlak iyinin olduğu ve her şeyi affetmemiz gerektiği değil. Düalizm aynı Jung’un anne arketipi gibi bir yandan hem kötüyü hem iyi olmayı öğütler. Bu kötü elbette bildiğimiz anlamdaki kötülük değildir. Estés’in verdiği bir örnek misali anne, zamanı geldiğinde en hasta yavruyu öldürmelidir ya da onları yuvadan iterek uçmaya teşvik etmelidir. Bu sayede hayatın devamlılığı sürer, mutlak iyi olma sanrısına kapıldığımız her an aslında kaybederiz. Yine Fromm’un da sevgi mevzusunda bahsettiği gibi bir şeyi sadece iyi haliyle muhafaza etmeye çalışmak onu öldürmektir. Velhasıl Atiye’nin anladığı gibi bir mevzu değil düalizm; hayvan katillerini, çocuk istismarcılarını affetmek ya da onlara aslında herkes özünde iyidir demek yanlış anlaşılmış bir doğu mistisizminden ileri gitmez. İnsan olmak inisiyatif alabilme yetisine sahip olmak demektir, bu kararlar görünürde zor ya da vicdansız olsa da.

Ben fikir olarak bir ara çok umutlandım. Kuşaklararası bilinç ortaya atıldı mesela, bu sav atalarımızın yaşadıklarının genetik ile bize taşındığına dair görece yeni bir çalışma. Zaten Atiye, çok güzel işlenecek konuları bulup onları mahvetmesiyle ünlü. Atiye’nin kızı Aden, annesinin onu kuşaklar önce kurban ettiğini biliyor ve bunun için de dünyanın sonunu getirmeyi istiyor. Bir sevindim, bir sevindim ki sonra hevesim kursağımda kaldı. Yahu getirsin sonu, tufan ya da kıyamet tekrarlansın. Ne güzel işte. Ama yok, Atiye ellerini kollarını çırparak yapma kızım diyor. Aden de yapmıyor. E hani son başlangıçtı? Eski mitlerde annenin kutsallığı hayatı devam ettirecek doğurma yetisine sahip olmasıyla beraber her birinde aslında ölümü de doğurmasıydı zira dünyaya gelenlerin belli bir zamanı vardı yeryüzünde.

- Reklam -

The Gift inceleme

Bir de ilk günahı Atiye’nin işlediği geçiyor, bu ilk günah Aden’i zamanında kurban etmesi oluyor. İlk günahı gerçekten bir annenin çocuğunu kurban etmesiyle mi göstermeyi tercih ediyorsunuz? Ben Atiye’nin ana tanrıça kültlerine saygı yapımı olacağını düşünüyordum. Atiye’nin yaptığı haklı bir sebebe bağlanmadı, suçlu olduğuyla kaldı. İlk günah miti ataerkil dönemlerden beri kadınlara yapışmış bir sıkıntı oysa. Bir de kız çocuğu kurbanı muhteşem olmuş gerçekten. (!) Zaten dünyanın sonunun gelmesini isteyen kişilerin kim olduğu bu sezon da ortaya çıkmadı. Her şey ağır ağır boşlukta süzülmeye devam etti ama üzülmeyin. Hepimiz biriz!

Son Olarak Atiye Hakkında

Tasavvufla eser miktarda dahi uğraşanların dillerinden düşürmediği yanlış kaderci mottolar, biraz Mezopotamya’dan biraz Mısır’dan alt yapısı eksik, avam bilgiler, başarısız yüksekten düşme sahneleri… Dizi için daha ne anlatılabilir pek bilmiyorum.

Atiye 3. sezon incelemesi Netflix

Kötü diyalog yazımına rağmen yine de Melisa Şenolsun’un (Cansu) ve Metin Akdülger’in (Ozan) oyunculukları için kendilerini tebrik etmek lazım. Mehmet Günsür bu işte de kendini oynarken, Beren Saat’e gelince tabii biz Netflix tarafından ona emanet edilen yapıma her bakımdan yetersiz gördüğümüz bir oyuncunun başrol olmasına şiddetle karşıyız ama…

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Atiye’nin 3. sezon ile nasıl bir final yaptı dersiniz? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forumda bizlerle paylaşabilirsiniz.

Uygar Özdemir

Sanat tarihi, Türk mitolojisi ve fantastik edebiyat meraklısı; sıklıkla okur, çizer, yazar.

1 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for merveriii merveriii dedi ki:

    Atiye’de anlatılanlar aslında çok derin konular ama bu şekilde anlatılınca çok havada kalmış. Özellikle senaristlerin böyle konularda temeli olmadığı o kadar belli ki! Artık gerçekten bu işleri gönül ve akıl olarak iyi bilen birileri bu işlere el atmalı. Oyunculuklar içinse bir şey söylemek istemiyorum. O kadar kötü kelimeler bulamadım. :joy: (Ozan ve Cansu hariç). Kısacası muhteşem olacak bir konunun elde patlaması Atiye. Ayrıca sanırım Buket Uzuner diziye dava açmış çünkü onun bir serisinin neredeyse aynısıymış konu. Okumadım, bilmiyorum o seriyi ama dava açtıysa cidden benziyordur. Not: Kızın adı Adel değil Aden. Cennet bahçesi demek.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Dünya Uzaylılar Yıldız Sistemi

Uzaylılar Bizi Fark Etmiş Olabilir: 1.700 Yıldızın Dünyayı Gördüğü Tespit Edildi

The Walking Dead Clementine çizgi roman

The Walking Dead’in Clementine’ı Skybound Comet ile Geri Dönüyor