in ,

Başucumda Müzik Romanından Akıllara Kazınan Satırlar

Kürşat Başar’ın yasak aşk temalı beğenilen romanı Başucumda Müzik kitabından, altı çizilesi satırları sizler için bir araya getirdik.

Başucumda Müzik Alıntıları - Kürşat Başar
- Reklam -
- Reklam -

Kürşat Başar imzalı Başucumda Müzik kitabından altı çizilesi satırları sizler için bir araya getirdik. İlk baskısını 2006 yılında yapan roman, yasak aşk temalı eserler arasında kendisini öne çıkartmayı başarıyor.

Yazarın pek çok baskı yapan romanından akıllarda kalan bazı alıntıların sizlerin de dikkatini çekeceğini düşünüyoruz.

Başucumda Müzik Alıntıları – Kürşat Başar

Artık uzayda yolculuk mümkün ama zamanda yolculuk ancak belleğin bilinmez kentlerinde, kendi içimizde yapılabiliyor. (Sayfa 3)

- Reklam -

Eğer günün birinde, gerçekten de bir başkasına, “her şey silindi ve artık yalnız sen varsın,” diyebildiyseniz ya da bunu gerçekten hissettiyseniz, bunun yalnız ayaklarınızı yerden kesen değil, aynı zamanda ne korkunç bir duygu olduğunu da bilirsiniz. (Sayfa 11)

Her zaman sizin dediklerinizi yapacağını sandığınız içinizdeki benliğin birdenbire kendi başına, sizi dinlemeden, asi bir çocuk gibi çılgınca davrandığını fark etmenin çaresizliği, onunla başa çıkamadığınızı görmenin verdiği şaşkınlık ve aynı zamanda onun peşinden giderek başka hiçbir şeyde bulunmaz bir heyecan duyduğunuz o maceranın vazgeçilmez çekiciliği…
Bildiğim diller var ama hiçbir dilde o an içinde bulunduğunuz duyguyu alatabilecek sözcükler yok. (Sayfa 12)

Eğer hayatınızın herhangi bir an’ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim.
Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken…
Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün…


Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın. (Sayfa 17)

Kocalarından ve belki de hiç tanımadıkları insanların hayatlarından başka anlatacak bir şeyi olmayan bu mutsuz kadınlara hep acıdım. (Sayfa 42)

Fazla sorgulamazsanız, başkalarının yaptıklarını izlerseniz, doğru örnekleri seçerseniz her şey bir önceki kuşaktan bir sonrakine aktarılarak sanki gizli bir kitap birinden diğerine veriliyormuş gibi devam edip gidiyordu. (Sayfa 43)

Başucumda Müzik Kürşat Başar

Sonunda bir gece geç saatlerde bizi bırakıp gitti.
Ona hiçbir şey söyleyemeden, gözlerine son bir kez bakamadan, geri gelmesi için yalvarmamıza bile izin vermeden…
Eğer gerçekten de hayatımızı belirleyen bir an varsa, benimki orada, onun yatağının başucunda öylece oturduğum yarı uyur, yarı uyanık saatlerdir.
İşte orada aklımca kendi kendime kurmaya çalıştığım hayatın boşunalığını iyiden iyiye anladım.
Bu dünya üzerinde sağlam sandığımız hiçbir şey olamayacağını, hayatın hepimizden güçlü döngüsünün içinde savrulup gittiğimizi ve günün birinde farkına bile varmadan o döngünün dışına fırlatılacağımızı düşünüp vazgeçtim. (Sayfa 50)

Uzakta bir yerde savaşı onların kazandığını düşünmüştüm. Savaşları kimsenin kazanmadığını unutmuştum. (Sayfa 54)

Ama hayır, ben gerçeği ancak o zaman, o bayraklarla süslü kasabadaki anne babaların yüzlerinş gördüğümde ve yıllar sonra o kadının bir kahvede, bir yandan büyük bir iştahla kremalı pastasını yerken bana anlattıklarını dinlediğim zaman anlayabildim.
İnsan soykırım yapabilen tek canlıydı. (Sayfa 57)

…annemin dediği gibi doğarken bile acele ettiğimden midir bilmem, bu dünyanın içine tam giremedim. (Sayfa 58)

- Reklam -

Mutluluk dağların arkasında, büyük maceraların sonunda ulaştığın bilinmez bir cennette değil… İşte burada, yanıbaşında… Evinin içinde… Sen onu göremezken gidip de olmayan mutluluğu mu bulacaksın… Git, bul o zaman… (Sayfa 61)

“Bu adam, başlamışken bitirmek için okunan sıkıcı kitaplara” benziyordu. “Üstelik pek çoğunu, acaba ne olacak diye okursun ama sonunda hiçbir şey olmaz,” demişti. (Sayfa 132)

Hayatı kendi başına kurabileceğine, kendi düzeniyle yaşayacağına inanan insanlardan biriydim. Asıl budalalık bu değil mi?
Şimdi anlamıştım ki hayat bizden büyüktür ve biraz güçlü bir rüzgâr bile kurduğunuz bütün o kumdan kaleleri çocuksu bir keyifle ansızın yıkıverir. (Sayfa 233)

Eğer günün birinde uyumadığımız halde bir rüya gördüysek, belki de bu eşsiz deneyimle yetinmeli, onun anısını kalbimizde gizleyip sıradan hayatımıza devam etmeliydik. (Sayfa 249)

Kim bilir, belki de babamın ölümü onlara hayatın başka bir yüzünü göstermiş, kurallara uygun hayatın pek de öyle sanıldığı gibi güçlü olmadığını fark etmelerine neden olmuştu. (Sayfa 305)

Martıların sesini duyuyorum, sabah oldu diyorum, uyanıyorum, ama sonra bakıyorum, denizi göremiyorum, martılar buradaysa deniz de buradadır, o zaman niye göremiyorum, hadi beni denize götür çocuk… (Sayfa 380)

Başucumda Müzik kitabından yapılan alıntılarda Everest Yayınları, cep boy, 6. basım esas alınmıştır.

Peki siz Kürşat Başar’ın Başucumda Müzik kitabını okumuş muydunuz? Yorumlarınızı ve altını çizdiğiniz satırları Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.


* Dorian Gray’in Portresi: Masa Başında Hikmet ve Cinnet

Betül Kerim

90’larda İzmir’de çocuk olmuş, akşamüstleri bütün mahalle evin önüne kilim serip çiğdem poşetinin dibini görmüş güruhtanım ve o günleri deliler gibi özlüyorum. Aşık olduğum adamla aşık olduğum şehir diye geldiğim İstanbul’da burnumun sürtülmesini görmezden gelmek için sürekli şehrin güzelliklerini keşfe çıkıyorum. Şimdilerde bir mahallesinde ailenizin hekimiyim ve nörobilim doktora dersleri alıyorum. Nadasa bıraktığım online dergimiz Dilemma’nın özlemini kalbimde taşıyorum. Kendimi bildim bileli okuyup yazıyorum.

1 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for alper alper dedi ki:

    “Başucumda Müzik” romanını okumadım ama şu ara Kürşat Başar’ın kendini anlattığı "Aslında Hayal "kitabını okuyorum.

    Kürşat Başar kendini, yaşamını anlattığı bu kitap da “Başucumda Müzik” romanı yazmaya nasıl başladığını, nelerden etkilendiğini 2 gerçek karakterden yola çıkmış olmasına rağmen tüm anlattıklarının kurgu olduğunu ama kitap yayınlandıktan sonra kadın karakterin kızı ile yaptığı görüşmede kurguda bilmeden anlatığı bazı şeylerin gerçek olduğunu, hatta romanın kapağı için 3 ay uğraşarak seçtiği resimdeki elbisenin aynısının aynı marka ile kadın karakterin gerçek yaşamında sahip olduğunu öğrendiğini yazmış.

    Romanın kurgusu içinde bilmeden yazdığı bazı şeylerin gerçekte olmuş olması kadın karakterin yakınlarını şaşırtmış ve kızı bu nedenle Kürşat Başar ile görüşmüş, “bunları nereden biliyorsun” demiş.

    Bu kadar çok gerçek olmayan ama gerçekte olmuş rastlantısallık nedeniyle açıkçası kitabı merak etmeye başladım, muhtemelen kitabı satın alıp ben de okurum.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

H.G. Wells - Uykudaki Uyanıyor

H.G. Wells İmzalı “Uykudaki Uyanıyor” ile Türkçe Distopya Rafları Genişliyor

Neil Gaiman Marvel Dizisi

Neil Gaiman, Sandman Senaryosunu Koronavirüs Sayesinde Tekrar Gözden Geçiriyor