in ,

Brave New World 1. Sezon İncelemesi: Yeni Ama Cesur Değil

Brave New World dizisi hakkında ilk eleştirilerimiz sizlerle. NBC’nin yeni dijital platformu Peacock’un çıkış dizisi Cesur Yeni Dünya nasıldı?

Brave New World 1. Sezon İncelemesi
- Reklam -
- Reklam -

Brave New World 1. sezon incelemesi ile karşınızdayız. Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya uyarlaması Peacock dizisi nasıl olmuş? İlk eleştirilerimiz sizlerle.

Yeni Londra olarak adlandırılan distopik dünyada başlayan dizi 1932 tarihli Brave New World (Cesur Yeni Dünya) isimli klasik Aldous Huxley romanının tek eşlilik, evlilik, ebeveynlik, bireysellik gibi olguların ortadan kaldırıldığı; laboratuvar ortamında dizayn edilen insanların daha embriyo safhasındayken kast sistemine göre sınıflandırıldığı konseptinin güzel bir uyarlaması olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu, esasında bir uyarlama olduğundan, eserden fikri ve dünyayı özümsemeye çalışmış ancak her şeyi tek bağlamda birleştirmeyi başaramamış hikâye.

cesur yeni dünya dizisi

- Reklam -

NBC’nin yeni kurduğu platform Peacock, ülkemizde servise sunulmasa da bedava olarak izlenebilir bir şekilde Brave New World dizisi dünyaya sunmuş durumda. Türkiye’de ise dizinin tüm bölümleri beIN CONNECT üzerinden izlenebilmekte. Dizi 40-45 dakikalık 9 bölümden oluşan ilk sezonuyla bizlere hem Westworld’ü hem de The Handmaid’s Tale’i anımsatsa da kendisi kitaptan aldığı potansiyeli kullanamamış.

Fear the Walking Dead ile tanınan David Wiener’ın başında bulunduğu dizinin senaristleri David Wiener (Homecoming), Grant Morrison (Happy!) ve Brian Taylor (Happy!, Crank). Yapımın oyuncular kısmında ise Alden Ehrenreich (Hail, Caesar!), Jessica Brown Findlay (Downton Abbey), Harry Lloyd (The Theory of Everything), Nina Sosanya (Killing Eve), Joseph Morgan (The Originals), Hannah John-Kamen (Ant-Man and the Wasp) gibi tanıdık simalar var.

Bu incelememizde dizi ile ilgili bazı detaylar SPOILER (sürprizbozan) içermekte. Yapıt ile orijinal eser birbirinden farklı hikâyeleri esas aldığı için son bölüme kadar kitap spoilerı görmeyeceksiniz.

Toplumsal Gövdenin Görevi

cesur yeni dünya dizisi 1. sezon inceleme

Yeni Londra’da herkes birbirine ait. Aile kavramı ve tek eşlilik tabu, mahremiyet toplumsal gövdenin kaldıramayacağı bir şey haline gelmiş. İçinde yaşayanlar için orası bir ütopya olsa da aslında koca bir distopya hikâyesini izliyoruz.

Çocuk yaşta daha embriyo yapımında başlayan kast sistemi, şartlandırma ile pekiştiriliyor. Topluma hizmet eden ve insan olarak bile görülmeyen hissiz epsilonlar, yapım ve daha özel hizmetlerde kullanılan delta ve gamalar; eğlenmek, toplumsal düzeyde mutlu kalmak ve embriyo dizaynı gibi görevleri olan betalar… Hepsinin üzerinde ise tek yükümlülüğü toplumsal gövdenin korunması ve düzenin sağlanması olan alfalar bulunuyor.

Toplumsal gövde kavramı, esasında, “Mutlu değilsen, hiçbir şey değilsindir,” felsefesinin arkasında canlanıyor. Bu muazzam(!) toplumda herkesin herkese ait olması, her bireyin istediğinin gözünden görebiliyor olma durumu, kişisel alan yoksunluğu gibi şartlandırmalar ile kıskançlık, nefret, intikam, öfke gibi duyguların yok edilmesi sağlanıyor. Bunu desteklemek için de sürekli aldıkları ve duygularını dengelemeye yarayan soma bulunuyor.

Epsilonların İntikamı: Klasik Başkaldırma Hikâyesi

Her distopyada olduğu gibi çatlaklar ve o çatlaklardan içeriye sızan ışıklar daha ilk bölümden kendini göstermekte. Bir Jack’in (epsilon) intiharı ile başlayan olaylar son bölüme doğru ilerlediğimizde aslında yönetici ve kurucu olan Indra’nın intiharı. Toplumun iyiliğini yine toplumun sorunu olan insanları yok ederek çözüm bulmuş olan yapay zeka, “vahşiler“in yerinden gelen John ve onun uyumsuzluğu ile yükselen başkaldırma son bölümde patlak veriyor ve toplumsal gövde denen gerçekle beraber Yeni Londra’nın yıkılışını izliyoruz.

Gittikçe artmakta olan bu bilimkurgu dolu ütopik dünya eserlerinde sıkça rastladığımız başkaldırma klasiği bize farklı bir şey vadetmiyor. Hatta uyarlandığı eserden bile oldukça uzaklaşıp, daha çok sezona yayılacak bir seri oluşturma çabasına giriyor.

Dizide Lenina Crowne ve Bernard Marx’ın düzeylerindeki dalgalanmalar, tıpkı bir robotun bilinç kazanması gibi işlenmiş. Ancak bu sefer dünya denetçisi gibi mekanizmaları olan toplum, onların şartlandırılmalarını tetiklemek ve gerçekte olan insandan iğrenmelerini sağlamak için “vahşiler”le dolu bir tema parkına (Savage Land) gönderiyorlar. Böylece yükselişe geçen dizi en başta kitabı okumayan izleyicilerine dikkatlice ve ayrıntılı olarak her şeyi izah etmekten uzaklaşıyor. Vahşilerin olduğu duvarla kapalı bölgenin dışında, Yeni Londra’da olan toplum orada yalnızca eğlence arıyor. Vahşiler onlar için garip bir “tür” olduğundan onların özgürlük isteğinden bile haberleri olmuyor. Ayaklanma burada başlarken gerçekte bir annenin oğlu olan John, toplumun bir parçası olmakla bir vahşi olmak arasında bulunduğu konumuna, Yeni Londra’ya gidiyor.

Yapım bu ayaklanmayı yavaş yavaş ve dengeli bir şekilde işlerken ön planda sürekli olarak seks, partiler ve sürekli olarak cinsel birleşme yani “orgy” ile sonlanan etkinlikler bulunmakta. Bu Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’nın 1958 yılındaki yeniden basımı için kaleme aldığı önsözde geçen sözlerini destekler nitelikte olsa da, romanda olan felsefeyi alamamayı birlikte getirmektedir.
“Siyasi ve ekonomik özgürlükler azaldıkça, cinsel özgürlük, dengelercesine artma eğilimi gösterir. Diktatör de (boş ya da fethedilmemiş bölgeleri sömürgeleştirmek için ateşe süreceği askerlere ve ailelere ihtiyacı yoksa) bu özgürlüğü teşvik etmekle iyi yapar.”
Göstereceği ve anlatacağı çok şey bulunan dizi bunu 9 kısa bölümüne sığdıramıyor ve yalnızca ön plana bolca seksüel özgürlük ve cinselliği sunarken uyuşturucu ve köle toplumunu da payda ediyor.

brave new world 1. sezon inceleme - 2

Şartlandırma ve Sınıf Ayrımı

Her şeyin başında bulunan Indra, kast sisteminin de başında. Her bir embriyonun hangi kast düzeyinde olacağı belli. Betalar yalnızca dizayn işlemini gerçekleştiriyor ve sonrası şartlandırma ile devam ediliyor. Şartlandırmada alfalarından ayrılan betalar elektrik ile “uyarılıyor”. Böylece bilmeleri gereken her şey onlara öğretilmiş, şartlanmış oluyorlar. Gerisi somaların düşünme ve duygularını dengelemesiyle kontrol altında tutuluyor.

- Reklam -

Zaten sürekli olarak gözlerindeki lens ile sisteme bağlı olduklarından karşımıza mükemmel ve düzenli bir kast sistemi çıkıyor. Rol yapmak, başkası olmak vb. şeyler şartlandırmaya ters ve toplumsal gövde için zararlı durumda. Lensleri sayesinde karşısındakinin sınıfını görebilen insanların sınıfını bilmeleri(!) gerekiyor. Herkesin yapacağı şeyler belli olduğundan her seviyedeki insanda sorgulama, araştırma, çizim, hikâyecilik gibi şeyler yok gibi.

Geleceğin Büyüleyici Gerçekliği

Yapıt gelecekte geçtiğinden ve her şeyi elinde tutan Indra’nın insanları kendine ait bir ağa çevirmesinden kaynaklanan ağır sonuçlar bulunuyor. Bu gelecekte herkes tek bir gerçekliği beraber yaşayabiliyor, bildikleri duyguları çeşitlendirip, kendilerince hikayeleştirip herkese aynı anda ulaştırabiliyor. Partilerin teması ve müzikleri bizlere çok da uzak olmayan teknolojik gelişmenin bu aşamalara evrilebileceği konusunda bir ipucu sunarken somanın varlığı ile duygu gerçek anlamda yalnızca kimyasal bir dereceye inmiş oluyor.

Dizinin çok iyi başardığı şey ise anlatmak istediklerini kelimelerin büyüsünü kullanmadan açıklayabilen sahneleri. Dizinin tüm süresine kıyasla oldukça az olan bu sahneler, eserde hissedilmeyen duyguları bize müzikle ve bazen de sessizlikle vermiş. Bu sahnelerde arkamıza yaslanıp Radiohead (Fake Plastic Trees), Lou Reed (Perfect Day) gibi sevilen sanatçıların şarkılarını dinleyip John’un üzüntüsünü ve öfkesini paylaşabiliyoruz.

Cesur Yeni Dünya Brave New World

“Gerçek Entropidir”

“Toplumlar çöker. İnsanlar ölür. Madde biçim değiştirir.” Bunlar hikâyemizde geriye kalanlar. Mustafa Mond ve arkadaşlarının tasarladığı yapay zeka olan Indra’nın sözleri. Sonuca ulaşmak için herkesten vazgeçen ama yalnız kalmak istemeyen bir çocuk. Tüm sezonun arkasında yatan ve çok ufak sahnelerle bize gösterilen bu çocuğun gelişimi ve karar aşaması her ne kadar anne ve çocuk arasındaki bağı anlatmaya doğru yönelse de, aslında yapımcıların yeni bir sezona çıkış kapıları. Yıkılan bir toplumdan öğrendikleriyle yeni bir dünyaya yola çıkan Indra, izlediğimiz seride yalnızca öğrenmeye çalışan ancak kötü tarafa doğru kayan bir yapay zeka esasında.

Yeni Londra’daki herkesi her an birbirine bağlayan, günümüzdeki sosyal medyanın temsili olabilecek olan Indra’nın gelecek sezonda kilit karakterimiz olacağını tahmin ediyorum. Indra yalnızca bir dünya yaratıcısı ve yıkıcısı olmakla kalmayıp hatalarından ders alıp bir ütopya ya da daha da şeytani bir halde (yaratıcısı ve annesin olan Mustafa’ya olan öfkesinden) daha sert bir distopya ile geri dönebilir.

Kullanılamamış Potansiyelden Geriye Kalanlar: Çürük Toplumun Bildiğimiz Hikâyesi

Dizi güzel işlenmiş ve planlanmış olsa da kendisi Cesur Yeni Dünya ismi ile bir klasiğin uyarlaması konumunda bulunuyor. Ancak işlenen hikayenin ve istenenin farklı olması nedeniyle haksız karşılaştırmadan kaçınmak istiyorum. Bu yüzden bu başlık altında diziyi daha çok “Ne olabilirdi?” perspektifi ile inceleyeceğim. Bu bölüm kitap hakkında SPOILER (sürprizbozan) içebilir.

brave new world 1. sezon inceleme

Öncelikle dizi uyarlandığı klasiği doğrudan ekrana taşımak yerine anlattığı dünyaya modern bir yorum getiriyor. Aldous Huxley, romanının oldukça büyük bir kısmını yarattığı bu distopik kara dünyayı tanıtmak, sistemin nasıl işlediğini ve karakterlerinin kişiliklerini ayrıntılı bir şekilde anlatmak için kullanıyor. Dizide ise zaten görece az bölüm başına dakika sayısıyla bunu anlatmak oldukça zor bir durum oluyor. Bu yüzden ilerleyiş ile birlikte tanıyabildiğimiz karakterler ve bu ütopik/distopik dünyayı, etkenlerini ve oluşunu en sonunda dizi bittiğinde temel olarak kavramış oluyoruz. Bu genelde dizi izlerken aradığımız bir özellik olsa da izlediğimiz bu eserde merak ögesi gibi şeylerin eksikliğinden/azlığından bize istediğimizi vermiyor. Dünyanın ve Yeni Londra’nın büyüklüğüne kıyasla olayların çok çok az bir kısmının vahşilerin yaşadığı yerde yaşanması, Yeni Londra’da sürekli kapalı ve oda mekanlarında geçmesi gibi özellikler koca dünyanın çöpe atılmasıyla eşdeğer.

Brave New World 1. Sezon Boyunca Felsefe ve Derinde Yatan Anlam Eksikliği Hissediliyor

Kitapta olup da dizide olmayan bir başka şey ise felsefe. Huxley, romanında distopik bir dünyayı anlatmayı başarırken aynı zamanda fordizm, bolşevizm, faşizm, kapitalizm, penitenteizm gibi inanç ve akımları ona yedirmeyi; besleyip bizim önümüze ince detaylar içinde sunmayı da başarmış durumda. Dizide ise en basitinden fordizmi bile göremiyoruz. Yalnızca kapitalizmin daha büyüdüğü ve insanı aştığı bir toplum, sistemin çürüdüğü bir gelecek bize sunulmakta. Bunlar ve altı boş olan bir çok şey ile dizi Netflix’te yayınlanan çok da yüksek bütçeli olmayan fantastik-distopik vb. dizilere rakip olabilir. Ancak bunların ötesinde bize bir şey katmadan yoluna devam edilebilecek bir yapım.

Brave New World 2. sezon ne zaman yayınlanacak sorusu ise hâlâ yanıt bulabilmiş değil.

Sefil hayatların optimize edildiği, somanız varsa musmutlu bir hayat yaşayacağınız; birçok gerçekliğin tabu olduğu Yeni Londra’lı Brave New World 1. sezon hakkında sizin görüşleriniz neler? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilir, 2. sezon hakkındaki beklentilerinizi aşağıda belirtebilirsiniz.


* Space Force 1. Sezon İncelemesi: Gerçekten Kötü mü?

Ömer Faruk Avcı

19 yaşında, Eskişehir doğumlu. Hayallerim oldukça sayısal işlerde olsa da edebiyata ve yazarlığa tutku ve sevgiyle bağlı biriyim. Her alanda herkesten bir şeyler öğrenmeyi ve kendime bir şeyler katmayı çok seviyorum. Devam ettirmekte olduğum bir fantastik serim olmakla beraber aklımdan geçen her konuda içerik üretmeyi seviyorum ve bunları paylaşmak için her zaman can atıyorum. Ayrıca tam bir kahve aşığıyım.

2 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for MURAT_arminius MURAT_arminius dedi ki:

    Vasatı aşamayan itici sıkıcı bir dizi.Bir şaheser olan kitabı okuyun.

  2. Avatar for Bayan_Biyoloji Bayan_Biyoloji dedi ki:

    Diziye olumsuzluk yorumlar yapılabilir , bazı yerlerde çelişkili şeyler oluyordu ama cidden güzel bir diziydi . Kaliteli uyarlamamı bilemem ki eminim değildir ancak sadece dizi gözünden bakılacak olursa 7/10

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Radikal Şıkların Sayımı - Giacomo Papi Ön Okuma

Radikal Şıkların Sayımı: Giacomo Papi’den Distopik Bir Anlatı

Avatar: The Last Airbender John Boyega

Avatar: The Last Airbender, Afrikalı Bükücüler ile Gelirse John Boyega Role Talip!