in ,

Fırtınalar Kralı: Geçmişin Korkutucu Gizemi

Ergenliğin örtülen izlerinin ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte bizi gizemli ve gerilimli bir yolculuğa çıkaran Fırtınalar Kralı’nı inceledik. Fırtına yaklaşıyor… kurtulabilecek miyiz?

Fırtınalar Kralı
- Reklam -
- Reklam -

Çınar Yayınları, son dönemlerde yayımladıkları eserlerde altkültüre verdikleri önemle türün sevenleri için dikkat çekmeye başladı. Özellikle bilimkurgu, korku, gerilim türündeki kült eserlerin yanı sıra yakın dönemde öne çıkan kitapları da bizlerle buluşturmaya başladılar.

Yayınevinin dilimize kazandırdığı bu eserlere kısa bir bakış atmak gerekirse; birçok değerli kalemi barındıran Klasik Korku Öyküleri ve Klasik Bilimkurgu Öyküleri gibi kıymeti derlemeler yayımladılar. Bunların yanı sıra günümüzü de es geçmeyerek sitede incelemesini ve yazarı Mur Lafferty ile söyleşi yaptığım Altı Diriliş, Craven Malikânesi ve bugünkü incelememe de konu olan Brendan Duffy’nin ikinci ve Türkçeye ilk defa çevrilen kitabı 2018 tarihli Fırtınalar Kralı, yakın dönemdeki altkültür eserlerine örnek verilebilir.

Türün hayranları adına bu gelişmeler tabii ki çok sevindirici oldu. Bu eserleri tek bir yayınevinin basması veya diğerlerine göre daha çok öne çıkarılmasındansa bir rekabet ortamının oluşması, her açıdan eserlerdeki kalitenin artması adına çok mühim. Niteliğin önemsenmesi amacı doğrultusunda da bu türü seven içerik üreticilerinin bu rekabeti desteklemesi ve kendisini sınırlı bir alana hapsetmemesi gerekiyor.

- Reklam -

O zaman gelin, Duffy’nin tek bir tür içinde tanımlamanın zor olduğu, polisiye ve gerilimle dolu bir büyüme ve kendini keşfetme hikâyesi Fırtınalar Kralı nasıl olmuş bakalım.

Hava Çok Bozdu

Mutlu bir evlilik, tatlı ve sevgi dolu bir çocuk, başarılı bir kariyer, kusursuz görünen bir yaşam. Âdeta mutlulukla sarmalanmış bir hayat. Kitabın baş kahramanı Nate McHale’in görünen yaşamı tam olarak böyle, fevkalade.

Bu yaşamda herhangi bir kusur olamaz değil mi? Çıkmayı bekleyen problemler saklanmıyordur. Her şeyi darmadağın edecek bir fırtına hızlıca yaklaşmıyordur. Hayat… bu kadar kırılgan olamaz değil mi?

Ancak McHale için geçmiş ne yazık ki bu kadar güllük gülistanlık değil. Hatta travmayla iç içe bir mazisi var. Küçük bir çocukken geçirdiği araba kazasında anne, baba ve küçük kardeşinin de olduğu arabada tek hayatta kalan baş karakterimiz Nate. Dağılan bir aile… Böyle bir yıkımdan sonra her şey baştan aşağı şekil değiştiriyor. Zaten etkisi olmaması beklenemezdi. Nate artık o eski çocuk değil. Yeni ve tehlikelerle dolu bir ergenlik onu bekliyor. Yani nam-ı diğer Fırtınalar Kralı’nın serseri gençliği. Doğup büyüdüğü Greystone Lake adlı kasabada neler yaşamadı ki…

Nate liseyi bitirdikten sonra kasabayı terk ediyor ve geçmişi arkasında bırakarak on dört yılda kendisine harika bir hayat kuruyor. Ancak geçmişini kapattığı bu örtü daha ne kadar dayanacak? Yıllar sonra kasabaya tanıdığı birisinin cenazesi için tekrar dönmesiyle olaylar da başlıyor. Kente gelen devasa bir kasırgayla birlikte geçmişin sır perdesi de aralanmaya başlıyor.

Fırtına Yaklaşıyor…

 Fırtınalar KralıGeçmişiyle yüzleşen gencin hem lisede arkadaş grubuyla yaptıklarını okuyor hem de günümüzdeki ana hikâyeyle arasındaki bağlantıyı yavaş yavaş keşfediyoruz. Kısık ateşte pişirilen yemek gibi sır perdesi yavaşça aralanıyor. Merakımız da bu ölçüde katlanıyor. Diğer yandan kasabanın geçmişini de öğreniyor ve bunun günümüzle bağlantısını da çözmeye çalışıyoruz. Anlayacağınız oldukça geniş bir anlatıya sahip.

Bu kitapta esere adını da veren fırtına, kasırga gibi kelimeler önemli bir motif. Tekrar tekrar karşımıza çıkıyor ve hem mecazi hem de gerçek anlama sahip. Bu anlamları da birbirleriyle bağlantılı. Gerçekten kasabanın kasırgayla uzun bir geçmişi var. Aynı zamanda bu kasabadaki birçok gizem ve ölümle bezeli fırtınalı efsanelere de gönderme. Ve tabii ki baş karakterimiz Nate’in ergenlikteki takma adı olmasının yanı sıra o dönemdeki fırtınalı hayatını da tanımlıyor.

Fırtına hiçbir zaman iyiye işaret değil, bu kasaba için özellikle kötü olayların habercisi. Her yönüyle tam bir yıkım kasırgası…

Olumlu ve Olumsuz Yönler

Kitabın en olumlu yönlerinden birisi kuşkusuz çok sürükleyici olması. Geçmiş ve günümüz arasında her yeni bağlantı parçası keşfettiğimizde “Acaba ne olacak?” sorusuyla sayfaları hızlıca çevirirken buluyoruz kendimizi. Sürükleyici olmasının yanı sıra edebî tadı da fena değil. Yukarıda bahsettiğim Altı Diriliş özellikle edebiyat becerisi bakımından sınıfta kalıyordu. Ancak bu kitapta Brendan Duffy yetenekli bir kalem olduğunu gösteriyor, dil işçiliği başarılı.

- Reklam -

Katman katman derinliği var, kasabayı her yönüyle öğrenmek okuyucuya gereksiz detay hissinden ziyade tatmin duygusu yaşatıyor. Geçmişe, farklı karakterlere ayrılan bölümler kurgusunu ilginç yapıyor. Yeri geliyor lisede Nate’in sevgilisinin günlükte yazdıklarını okuyoruz ve bu hikâyeye derinlik katıyor. Bu sebeple zengin bir anlatıya sahip. Ancak bu anlatımı kusursuz demek değil.

Dikkatimi çeken birçok kusura da sahip. Bunlardan ilkinin özellikle üstüne basmak istiyorum, ah o denk gelişler… Duffy hikâyesini devam ettirmek ve kurgusunu bağlamak adına karakterler arası denk gelmeyi o kadar çok sık kullanıyor ki okuyucunun içi daralıyor. O şunu yaparken bu tam da buradaymış. Şu olurken şansa bak bu da izliyormuş. İçim bayıldı. Bu kadar sık olunca anlatılan hikâye de doğallığını yitiriyor.

Hikâyesi ne kadar zengin olursa olsun, 479 sayfalık kitapta çok fazla anlatılan olayın, duygunun vesaire tekrarı var. Bu kitabın en azından çeyreğine gerek yokmuş diyebilirim. Aynı duyguyu farklı şekillerde sunmuyor, tamamen aynı aktarıyor. Ve bunu gereksiz biçimde yapıyor. Ne yazık ki bu yönden de başarısız.

Brendan Duffy
Brendan Duffy

Çeviri, Editörlük ve Kapak

Son dönemlerde öne çıkan eser Ben, Kirke’nin de çevirmenliğini üstlenen Seda Çıngay Mellor kitabı dilimize kazandırmış. Editör koltuğundaysa Yankı Enki oturuyor. Gayet temiz bir iş çıkarmışlar, okurken bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadım.

Kitabın kapağında çevirmenin adının yazması hoş bir detay. Diğer yandan tasarımında ilgi çeken bir nokta yok. Orijinal hâli de ortalama olsa bile bundan daha iyi. Keşke biraz kapak tasarımına özenselermiş.

Son Olarak

Mutlu evliliğe ve başarılı bir kariyere sahip bir adamın geçmişiyle hesaplaşmasını, kendini arayışını okuduğumuz Fırtınalar Kralı, ergenliğin örtülen izlerinin ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte bizi gizemli ve gerilimli bir yolculuğa sokuyor.

Zengin hikâyesi ve fena olmayan edebî tadıyla birlikte, anlattığını devam ettirmek adına yaptığı zayıf tercihlerin yanında sık sık gereksiz tekrara başvurması okuyucuyu ne yazık ki bayıyor.

Her şeye rağmen sürükleyici bir eser arıyorsanız bir şans verebilirsiniz.

İyi okumalar.

Fırtınalar Kralı kitabını okuduysanız düşüncelerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşabilirsiniz!


* Brendan Duffy’nin Fırtınalar Kralı Kitabı Çıktı

Cem Altınışık

1993 yılında Ankara’da doğdu. Çocukluğunun bir kısmını İzmir’de geçirdi ve şu an İstanbul'da yaşamakta. Psikoloji bölümünde eğitim gördü. Edebiyat, sinema, bilgisayar oyunları, müzik ilgisi ve bunları paylaşma sevgisiyle çeşitli kültür-sanat sitelerinde yazdı.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Son Bakış - Irmak Zileli

Irmak Zileli Yeni Romanı “Son Bakış” ile Okurlarla Buluştu

Avatar 2 James Cameron

Avatar 2 Filminden Set Görüntüsü Paylaşıldı