Devrim Beyaz
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi koordinatörü olan ve aynı zamanda Japonca tercüme ve Asya tarihi ile ilgili dersler veren Erdal Küçükyalçın, Kılıcın Efendileri serisiyle karşımıza geliyor. Serinin ilk kitabı “Samuray” raflardaki yerini aldı bile.
Giyimleri kuşamları, yaşama biçimleri ve hayat felsefeleriyle toplumumuz tarafından oldukça merak edilen savaşçı gruptur Samuraylar. Bu kitap, samurayları kuruluş felsefesi, inanç felsefesi ve toplumsal konumlarıyla inceleyen çok önemli bir eser. Yazar Erdal Küçükyalçın ise Osmanlı Japon ilişkileri üzerine verdiği konferanslar ve yaptığı çalışmalarıyla bilinen saygın bir isim. Hem içeriği hem de yazarının kalitesiyle her türlü tarih okuyucusunun ilgisini çekecek bir çalışma.
Samuray Kitabının tanıtım metni de şu şekilde:
Erdal Küçükyalçın “Kılıcın Efendileri” adlı yeni bir seriyle okuyucusuyla buluşuyor. Bu serinin ilk kitabı Japon tarihini şekillendiren savaşçı sınıf samuraylar…
Asya’da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan biri olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 yılında Amiral Mathew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir şekilde kastlara ayrılmış, dünyadaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı küçük bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Ancak kısa süre içinde Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kurulu düzenin bozulmasına yepyeni ve hızla modernleşen, hatta 1905 yılında, Rus-Japon Savaşı’nda koca Rus İmparatorluğu’nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul edilen bir devlete dönüşecekti.
Bu bir “Japon mucizesi” miydi? Hayır, hiçbir sonuç sebepsiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylardı…
Küçükyalçın bu çalışmasında, öncelikle samuray sınıfının tarihî akış içerisindeki gelişim sürecini akabinde devlet mekanizmasının oluşumunu, samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini, merkeziyetten adem-merkeziyete savruluşunu ve yerel güç odakları olarak ortaya çıkan derebeyleri ve feodal düzeni anlatıyor. Sonrasında ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve onu besleyen kaynaklar olarak Taoizm, Konfüçyüscülük, Budizm ve Şintoizm dünya görüşlerinde “Yol” kavramının nasıl ele alındığını ve bu kavramın samurayların düşünce dünyaları ve kültürel hayatlarına yansıdığını inceliyor.
Kitap içerisinde dikkat çekici bir paragrafı da alıntı olarak hemen aşağıya ekleyelim:
“İdam edilmek yerine seppuku yapmayı seçen samurayın bu cesaret gösterisi onun gerçek bir savaşçı olarak ölümden korkmadığı, ismine leke sürdürmek istemediği, atalarına ve kendisinden sonraki nesillere layık, takdire şayan bir insan olduğunu kanıtladığı anlamına gelirdi. Çünkü Şintoist düşünceye göre ezelden ebede uzanan kesintisiz bir zincirin tertemiz bir halkası olduğunu göstermiş olurdu.”
Aynı zamanda kitabın ilk sayfalarını içeren ÖN OKUMAsı da Kayıp Rıhtım okurlarına özel olarak geliyor. Ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Timaş Yayınları‘ndan çıkan 272 sayfalık kitap raflardaki yerini almış durumda. Kitabı çevrimiçi kitap satış sitelerinden de temin edebilirsiniz.
Not olarak şunu da belirtmek gerekir. Erdal Küçükyalçın‘ın İnkılâp Kitabevi etiketiyle 2013 yılında yayımlanan “Samuraylar Çağı” adlı bir eseri daha bulunuyor. Yeni yayınlanan kitap bu eserden tamamen farklı ve seri için hazırlanmış bir kitap olma niteliğini taşıyor.
Bu kitabı geçen gün D&R’da gördüm, kapağı, arka kapak yazısı falan çok hoşuma gitti ancak güvenemedim.