in ,

The Old Guard İncelemesi: Aksiyon! Hikâye?

The Old Guard incelemesi sizlerle. Charlize Theron’un başrolünde olduğu Netflix filmi, aksiyon sahneleri ile kendisine özel bir yer edinebilecek mi?

The Old Guard İnceleme
- Reklam -
- Reklam -

Charlize Theron’un başrolünde olduğu, çizgi roman uyarlaması yeni Netflix filmi The Old Guard ile ilgili düşüncelerimizi paylaştık. Güçlü bir aksiyon ve köklerini mitolojiden alan bir hikâye vadeden film bu sözlerini yerine getirebilmiş mi? İnceleme yazımızda bu sorunun yanıtını hep birlikte arayalım.

2014 pek de eski bir yıl değil. Buna rağmen 6 yıl içinde John Wick aksiyon standardının ne olduğunu her seferinde üstüne katlayarak üç kez gösterdi. Daha azı, daha geçmişten geleni güzel hissettiremiyor. Bazı filmler 90’lardan kalma sahneyi hızlı keserek aksiyon yaratma yöntemini seçerek artık tamamen sınıfta kalıyorlar; bazıları, Birds of Prey gibi, direkt John Wick’te bu işi yapan insanları çağırtıyor ve göze hoş geliyorlar. Kimisi de, kendisi yapmayı deniyor.

The Old Guard Hakkında İlk Soru: Yakın Dövüş Kaliteli Aksiyon Yaratır mı?

The Old Guard’ın denemesi kesinlikle alkışı hak eden türden ama orijinali gibi de değil. John Wick’in aksiyonunu çekimi mümkün olduğunca az kesmek ve yakın dövüş sonrası silah sıkmaktan ibaret algılamış gibiler. Bu da bazı sahnelerde komik durumlara yol açıyor. Sahneyi az kesmeye uğraşırlarken bunun için az kesime ihtiyaç duyacak bir sahne çekmeleri gerektiğini unutmuş gibiler. İkinci en iyi opsiyon olarak da kesilmiş gibi durmayacak kesimleri seçmişler. İyi yapıldığı zaman güzel olsa da, beceremeyince çok havada kalan bir hale bürünebiliyor bu yöntem. Uçak dövüşü sırasında kimin kime vurduğunu bile anlayamadığım birkaç saniye sürdü sırf bu yüzden.

- Reklam -

The Old Guard Charlize Theron Dövüş Sahnesi

Diğer John Wick tarzı aksiyon çekme materyali de yakın dövüş sonrası silah sıkmak. Bunu yapmanın mantıklı olması için iki karakterin birbirine yakın olması gerekiyor. Koridorun bir ucundan diğerine koşarak dövüşen sonra da birbirine sıkmaya başlayan karakterler izlemek de seyircinin bilinçli olarak askıya aldığı şüpheciliğini birden hatırlayıvermesine sebep oluyor. Yine özellikle canımı sıkan bir sahne var bunun yaşandığı. Bütün grup aksiyondayken tek çekim sekans yapılıyor ve kamera Charlize Theron’a dönerken önce vuracağı adam plana giriyor ve Theron’un önce silahı tutan eli sonra da bütün vücudu; sonra da tetik çekiliyor. Bu yaklaşık yarım saniye sürüyor ama Theron’u görene kadar adamın elinde silahıyla öylece durmasını izlediğiniz ufak sahne insanı rahatsız ediyor.

Filmin iki koca paragraf boyunca eleştirdiğim aksiyon yönü aslında başarısız değil. Bunlar gibi hatalar film boyunca serpilmiş olsa da genelinden alınan zevki baltalamıyor. Yine de, özellikle övebileceğim pek bir yönü yok. Hâlihazırda en iyisinin yapıldığı bir aksiyon şeklinin hoş bir kopyasından ibaret.

Hikâye Anlatamayışçılığı ve Çizgi Romanı Hakkında

The Old Guard kısaca farklı yüzyıllarda farklı savaşlarda askerlik yapan ve öldükten sonra ölümsüz olduklarını fark eden bir grup askerin hikâyesi. Birbirlerini buluyorlar ve hem ölümsüzlüklerini hem de savaştaki yeteneklerini iyilik yapmak için kullanıyorlar. Film köklerini mitoloji, Haçlı Seferleri ve Napolyon Savaşları gibi tarihin pek çok alanından alıyor. Peki, niye bunu yapıyor?

The Old Guard İncelemesi

İşte tam burada başarısız. Aslında Greg Rucka’nın çizgi romanı bu noktaları çok güzel işlemeyi başarmıştı. Filmde Matthias Schoenaerts’in canlandırdığı Booker karakterinin çizgi romanda 1804’te Moskova önlerinde vurulup kalışını okumak karaktere derinlik katıyordu. Filmse derinlik katma hakkını tamamen Andy üzerine oynamış. Onu da yarım yamalak yapmış. Bir yandan karakterin gizemini koruyup diğer yandan önemsetebilecek kadar anlatmaya çalışmışlar ama hafiften girip hiçbir yere bağlamadıkları pek çok konu bırakmışlar.

İçses son yirmi yıldır Hollywood’ta küçümsenerek bakılan bir hikâye anlatma tekniği. Çizgi romanlardaysa hâlâ çok sık kullanılıyor. Filmde Booker’ın Andy’den bahsederken kullandığı, “O pek çok ordunun asla öğrenemeyeceği insan öldürme yöntemlerini unuttu,” cümlesi çizgi romanda Andy’nin iç sesi tarafından sarf ediliyor. Bu cümleyi benim yazdığım şekilde okumakla filmde bir insanın ağzından çıktığını duymak arasında büyük farklar var. Filmde duyulduğu zaman havalı olmak için çok uğraşıyormuş hissi veriyor. Kalın ve italik kelimeleri görmenin katması hedeflenen önem okurun beyni tarafından işlendiği zaman ise tam olarak verilmek istenen mesajı alabiliyorsunuz.

- Reklam -

The Old Guard inceleme

Çizgi roman diyaloğunun filmde yersiz hissettirdiği pek çok sahne var buna benzer. Sevgiliye duyulan aşkı homofobik yorumlarda bulunan düşman askerlerine anlatmak ile çizgi romanın panelleri aşkınızın yüzyıllarını gösterirken anlatmak çok farklı hisler uyandırıyor. “Sık kafasına geç işte, az sonra öldüreceğin adamı ne ciddiye alıyorsun?” dedirtiyor.

The Old Guard Devam Filmleri Nasıl Kötü Olmaz?

Doğru cevap, “İlk filmi kötü yaparak,” olmamalı. Çoğu üçlemenin en büyük eleştirisi budur. Güzel bir giriş ve harika bir final veren iki filmin arasında pek bir şey anlatamayan, hikâyeyi ilerletmeyen, materyal sıkıntısı çeken bir ikinci film pek çok efsanevi üçlemenin kaderi olmuştur. Bu problemi ilk filmden verilmesi gereken bilgileri ikinci filme saklayarak çözmeye çalışmak çok daha büyük bir yanlış.

Kendi başına bir film değil de bir dizinin pilot bölümü izliyormuş hissi var çünkü filmde. Dizi boyunca pek çokları ekibimizin başına musallat olacak türden stereotipik bir düşman; ilerleyen bölümlerde yumuşayıp yavaş yavaş açılacak gizemli ana karakter ve sezon finaline saklanan sırlar görüyoruz. Sinema bu değil ki? İki veya üç film planlıyorsanız bile karakterlerini açıklayan, hikâyesini tamamlayan ve kendi içinde bir bütün olan filmler çekmeniz lazım.

Charlize Theron Netflix Filmi

The Old Guard benim için Netflix’in büyük isimlerin filmleri haricinde asla çıkmadığı, yemin etmişçesine koruduğu ortalamanın çok az üstünde olan ve izlendikten sonra unutulacak filmler yapma çizgisinin yeni parçası oldu. Sonraki filmde üstüne koyma potansiyeli olsa da kendi başına iki saat öldürmekten başka bir izleme sebebi göremiyorum. Gelgelelim eğlendim, sonraki filmi çıktığında da izleyeceğim muhtemelen; bu eleştirilerimi yutturup beklentilerimi karşılayabilir mi? Çok umutlu değilim.

Yazıyı sonlandırmadan önce de ülkemizin güzide yayınevlerine konuyu filmden çok daha güzel işleyen, şimdilik sadece tek cildi çıkan The Old Guard çizgi romanını da hatırlatmak, yakın zamanda kendilerinden haberler duymayı beklediğimizi belirtmek istiyorum.

Sizin The Old Guard filmiyle ilgili yorumlarınız neler? Charlize Theron nasıl hiç yaşlanmıyor olabilir? Fındıklı baklava o tepkiyi vermeye değer mi? Kayıp Rıhtım Forum’da hep birlikte tartışalım.


* Snowpiercer 1. Sezon İncelemesi: Kıyamet Günlerinde Devrim

Mehmet Çakıcı

1999'da Balıkesir'de doğdu. Küçük yaştan beri fantastik edebiyata ilgi duydu, büyüdükçe diğer edebiyatlara da yaklaştı. Şu sıralar İstanbul Üniversitesi'nde bu ilginin üstüne iyice düşüyor. Uzun bir süre araknofobinin nasıl yazıldığını öğrenemedi.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Erşan Kuneri Dizisi Cem Yılmaz

Erşan Kuneri Dizisi Hazırlıkları Başladı: Cem Yılmaz Duyurdu

Roald Dahl Hayatı Eserleri Bilgi

Roald Dahl: Hayatı ve Eserleri Hakkında 11 Tuhaf Bilgi