in ,

The Umbrella Academy 2. Sezon İncelemesi: Yeni Zaman Çizgisi, Yeni Hargreaves’ler

The Umbrella Academy 2. Sezon incelemesi yayında! Netflix’in popüler dizisi, yeni sezonda Hargreeves Kardeşlerin olağan dışı maceralarını anlatmaya devam ediyor.

The Umbrella Academy 2. Sezon İncelemesi
- Reklam -
- Reklam -

Netflix’in en popüler işlerinden olmayı başaran “The Umbrella Academy”, namı-diğer Hargreeves Kardeşler; tüm tuhaflıkları, peşlerini bırakmayan sorunları, olağanüstülükleri ve muazzam eğlencesiyle geri döndü. Dizinin 2. Sezon bölümleri hakkında detaylı yorumlarımız ve incelememiz sizlerle!

İlk sezonunda, 1989 yılında, her birinin aynı gün içerisinde doğup Sir Reginald Hargreaves adlı gizemli bir milyarder tarafından evlat edinildiği ve The Umbrella Academy (Şemsiye Akademisi) adını verdiği akademisinde yedi “kardeşin” hikâyesini izlemiştik. Daha fazla hatırlatma isterseniz oldukça detaylı ilk sezon incelememize gidebilirsiniz.

2. Sezon inceleme

- Reklam -

İlk sezon sonu dünyanın sonunu getiren Vanya (Ellen Page) ve bu durumdan kaçınmalarını sağlayan Beş Numara (Aidan Gallagher) ile bıraktığımız dizi 2. sezonu aynı şekilde bizleri karşılıyor. Ancak zaman yolculuğu konusunda sorun yaşadığını bildiğimiz Beş Numara (Aidan Gallagher) yine küçük bir problemi de beraberinde getirerek tüm Hargreaves ailesini farklı zaman dilimlerinde birbirinden ayırıyor. Seri yeni sezonunda zaten çok sevdiğimiz 7’li yi bünyesinde korurken ek olarak Ritu Arya (Lila), Yusuf Gatewood (Raymond Chestnut), Marin Ireland (Sissy) ve The Swedes gibi tanıdık ve bizce çok iyi bir cast başarısı yakalayarak çok kaliteli karakterleri de beraberinde getiriyor.

31 Temmuz 2020’de Netflix üzerinden yayınlanan yeni sezon 50 dakikalık 10 bölümden oluşuyor. Yazarlığını eski My Chemical Romance solisti Gerard Way‘in, çizerliğini ise Güngezgini ile adından söz ettirmiş Gabriel Ba’nın yaptığı aynı isimli çizgi romandan uyarlanan dizi bu sezonda ilk sezona göre daha fazla çizgi roman çizgisine yaklaşıyor. Ama ilk sezonda milyonlarca hayranını sevindiren özelliklerini korumayı da başarıyor. Mizah en sert karakterlerde bile eser miktarda rastlarken; sorunların içine doğmuş ailedeki dinamiklerin izlenilesi yanlarının, oyunculukların, müziklerin, farklı hayat hikayelerinin ve 1960’lar Dallas’ının retro yapısı gibi özellikler ile oldukça doyurucu bir sezon olmuş.

Bu incelememiz yapımın 2. sezonu ile ilgili bazı minik detayları SPOILER (sürprizbozan) içeriği ile yorumlamakta.

The Umbrella Academy 2. Sezon

2019’da kıyametten kurtulmayı başaran kardeşlerden Five’ın 2. sezonda, 1963 Amerika’sında kardeşlerini bir savaşın ortasında ararken yine dünyanın sonunun onları takip ettiğini ve içinde olduğu savaşın gerçek bir son olduğunu anlamasıyla devam ediyor. Tüm bunlardan önce tüm aile parça parça 1960 yılları içinde değişken bir zaman çizgisinde Dallas’a iniyor. Bu şekilde dağılmış bir aile ve önünde peşlerinden getirdikleri kıyameti eski dostumuz Hazel’den öğrenen Five’ın tek amacı belirginleşiyor. Hargreaves’leri topla, kıyameti engelle ve eve dön. The Umbrella Academy üyelerinin ise planları ve hayatları ise çoktan farklı bir yönde ilerlemiş durumda.

Hargreaves’lerin Dallas’taki Hayatları

Luther (Tom Hopper), sonradan Lee Harvey Oswald’u öldürerek şöhrete kavuşan organize suç lideri Jack Ruby’nin sağ kolu olarak hayatını devam ettiriyor. Ruby’nin adeta bir köpeği olarak (sürekli göndermeler ile göz ve kulak kanatıp kaçınılmaz farkındalık olsa da) kaçak dövüşlere katılıyor. İlk sezonda Luther’ın karakter gelişimi ve felsefesi olarak oturmuş olan babasını memnun etmek, aileyi bir araya toplamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmak gibi şeylerin, Dallas’ta geçirdiği yıllarda babasının etkisinden sıyrılsa da yine kendisine takip edeceği yeni bir baba(otorite) figürü buluyor ve bu kez de Ruby’nin kanatları altında kalmayı seçiyor. Diego (David Castañeda), geçen sezonda gayet güzel izah edildiği gibi kahraman olmanın peşinde koşuyor ve zaman çizgisinde büyük etkiler yaratabileceğini bildiği hâlde Kennedy suikastını durdurmaya takmış durumda bulunuyor. Ancak bunu yapmaya çalışırken kendini akıl hastanesinde buluyor.

The Umbrella Academy 2. Sezon İncelemesi

Klaus (Robert Sheehan), kardeşi Ben’in (Justin H. Min) yıllardır yanından ayrılmayan hayaletinin de yardımıyla tüm ülke hatta dünya çapında yayılan bir tür “neşeli bireyler” tarikatı kuruyor. Bu tarikat tarafından bir peygamber olarak görülüyor. Siyah bir kadın olarak 1960’ların Dallas’ına geldiğinde Allison’ı (Emmy Raver-Lampman) ise çok daha zor ve tatsız bir tablo bekliyor. Amerika’nın Jim Crow yasalarının yürürlükte olduğu karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan Allison; siyahların temel insani haklarını elde etmek için mücadele verdiği sivil haklar hareketine katılırken, burada tanıştığı Raymond ile evleniyor. Bu sayede dizide Amerika’da şu anda bile sürmekte olan Afro Amerikan kökenli halka karşı uygulanan şiddete ve ırkçılığın o dönemdeki aynı karanlık ortamını bizlere gösteriyor. Aynı zamanda Allison’un ve topluluğunun göstermiş olduğu direniş ile BLM(Black Lives Matter) hareketinin önemini yansıtmış oluyor.

- Reklam -

Geçmişe en geç dönenler ise kendilerini 1963 yılında bulan Vanya ve ardından Beş Numara (Five) oluyor. Hafızasını bir şekilde kaybeden Vanya, arabasıyla kendisine çarpan Sissy (Marin Ireland) ve ailesinin yanına taşınıp burada yaşamaya ve ev işlerine bakmaya başlıyor. Aynı zamanda Sissy ve eşi Carl’ın oğlu Harlan’a bakıcılık yapan Vanya, kısa süre sonra Sissy ile romantik bir ilişki yaşamaya başlıyor. Dizide hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşen bu yasak” ilişkinin Carl tarafından öğrenilmesi sonucu da kıyametin tetiklenmesi oluyor.

Çeşitlilik ve Zenginliğin Muazzam Birlikteliği: Hikâye Anlatımı

Bölümlerin ilerlemesiyle dizinin bir başka “zaman yolculuğu” hikâyesi ile kalmadığını anlıyoruz. Five’ın ekibi toplaması, iknası ve geçmişleri/gelecekleri ile şekillenmiş bu sezonda her karakterin hayatının ve artı olarak kişilik gelişiminin muazzam bir anlatımda birleştiğini görüyoruz. Bu ve anlatılacak hikâye zenginliğinin içinde hiçbiri bizim gözümüze kesin olarak çarpmıyor. Anlatısını ve bize katacağını verip gözümüzün önünden çekiliveriyor. Adeta bir kişiliğe bürünmüş olan bu hikâyelerin kendisinin bile tercihleri ve biz izleyenlere saygısı var gibi. Asıl hikâyeden ve aileden kopmamamızı sağlamak için ellerinden geleni yapıyor. Sezonun tümünde ince ince sütunları oluşturarak kaliteli bir yapı oluşmasını sağlıyorlar.

Şemsiye Akademisi 2. sezon

Bu “hikâye kişilikleri” arkasında tanıdığımız Sir Reginald Hargreaves ve onun geçmiş yaşantısı da bulunuyor. Yepyeni karakterler olan Lila ve annesinin ilişkisi ile duygusal üçlü The Swedes da bulunuyor. Ayrıca insan vücuduna entegre edilmiş cam fanus içinde yaşayan A.J. adlı bir Japon balığının varlığı ve komisyon başkanlığı gibi tuhaflıklar bize kendini kolaylıkla kabul ettiriyor. Dizi böylece sahip olduğu tüm tuhaflığı mutlulukla korumuş oluyor.

Yeni Bir Zaman Çizgisinin The Umbrella Academy 2. Sezon Bölümlerine Kattıkları

İlk sezonunda çizgi roman hikâyesi ve mekaniklerinden uzak olmayı tercih eden yapım, ikinci sezonda sırtını daha çok çizgi romana yaslayarak daha akıcı bir anlatışı sağlamayı başarmış. Bu hem izlenişte fark ediliyor hem de kardeşlerin ilişkisine dikkate çarpar bir şekilde yansımış. Vanya’nın güçlerini kontrol etmeyi öğrenip kardeşleri tarafından aralarına kabul alması vb. ilişki gelişmeleri ile tek bir odaktan uzak kalıp, tüm Hargreeves ailesini bir dans pistinde toplama ve yakınlaştırma anlamında ilk sezonu kolayca deviren yeni bir sezon olmuş. Diğer çizgi roman dizi ve filmlerine kıyasla daha bir değişik olan The Umbrella Academy, bizlere istediğimiz eğlenceyi ve karakterleri en muazzam şekilde ve zamanlarda vermeyi başarıyor.

The Umbrella Academy 2. Sezon Netflix

Bizlere Scott Pilgrim uyarlamasını bol bol hatırlatan bu yapım; zaman yolculuğunu, ölümle sürekli iç içe yaşamayı, sorunlu bir aile içinde olmak gibi konularıyla karşımıza dikilse de istediği bu detaylarda mantık ve doğruluk aramamız değil. Bazen kendisini bile ciddiye almayan yapısıyla dizi, bizim eğlenmemizi ve konu/hikâye zenginliği içinde yolumuzu göstererek güzel birkaç saat geçirmemizi sağlıyor. Diziyi Netflix’in son dönemdeki çok yüksek olmayan bir bütçe ve genellikle uyarlama planına tanım olarak rahatlıkla koyabilsek de dayandığı çizgi roman ve anlatılarının ilgimizi ve beğenimizi kazanması nedeniyle ayrı bir konuma sokuyoruz. 2. sezonu ile de kendini kanıtlamış olan The Umbrella Academy bizler için bu sezonuyla da çok hoş olmuş!

The Umbrella Academy 2. sezon bölümleri hakkında sizin değerlendirmeleriniz neler? 3. sezondan neler bekliyorsunuz? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.


* Warrior Nun 1. Sezon İncelemesi: “Neyin Peşindesin Tanrı?”

Ömer Faruk Avcı

19 yaşında, Eskişehir doğumlu. Hayallerim oldukça sayısal işlerde olsa da edebiyata ve yazarlığa tutku ve sevgiyle bağlı biriyim. Her alanda herkesten bir şeyler öğrenmeyi ve kendime bir şeyler katmayı çok seviyorum. Devam ettirmekte olduğum bir fantastik serim olmakla beraber aklımdan geçen her konuda içerik üretmeyi seviyorum ve bunları paylaşmak için her zaman can atıyorum. Ayrıca tam bir kahve aşığıyım.

4 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for dieter dieter dedi ki:

    Sparrow academy’de Ben’i aktif olarak görecek olmamız 3.sezon için beni mutlu etti. Bir de Reginald Hargrevees tam olarak ne? Buna ve Lila’nın güçlerine çok şaşırdım. Çok güldüğüm bir sezondu ve yine sonlara doğru çok hızlandı. Lila gibi karşısındakinin süper gücünü kullanan bir süper kahraman daha vardı. Baya düşündüm ama bulamadım.:((

  2. Avatar for elendmire elendmire dedi ki:

    Çizgi romanı okuma fırsatım olmadı ama bana öyle geliyor ki Reginald Hargrevees farklı bir ırk ve dizi onunla başka yerlere rahatlıkla yönelebilir(ki yine de bunu çok kullanmıycaklardır bana göre) Lila için ise benim bildiğim çizgi romanda bizim Umbrella Academy’deki 7 li gibi yüzlerce çocuğun olduğu, hatta bunların hepsi Mesih olarak dönmüş olanlar gibi göndermeler olduğunu duymuştum çizgi romanın içeriğinde. O yüzden Klaus’un bu tarikatına falan girmeyi düşündüm aslında yazarken ama okumadığım için desteksiz kalıcaktı arkası… Muhtemelen 3.sezona kadar okuyacağım bir seri olur TUA… Ve sanırım bahsettiğin karakter marvel dan rogue olmalı bi göz at yine de.

  3. Avatar for dieter dieter dedi ki:

    Klausun tarikatı da çok çabuk bitti. Ama eğer öyle bir temeli olursa onun da devamı gelir.:smiley:

    EVET! :smiley: Çok rahatladım teşekkürlerr. Özel güçleri olan çocuklar her bakımdan bana x men’i hatırlatmıştı zaten. Belki Reginald farklı bir ırk değil de onun da özel gücü bu şekilde olmasıdır O zaman tam profesör x olur. :smiley:

    Bu arada yazınız çok güzeldi. Elinize sağlık. :))

  4. Avatar for elendmire elendmire dedi ki:

    aaa hiç düşünmemiştim özel güçleri olan çocuklar ve x men yakıştırmasını… ÇOK mantıklı cidden!!
    teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. :smile:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Karanlığın Gözleri - Dean Koontz

Karanlığın Gözleri: Dean Koontz’un Korona ile Yeniden Gündem Olan Kitabı Türkçede

Kara Şimşek Film - Knight Rider

Kara Şimşek Film ile Geri Dönüyor: Knight Rider Zamanı!