in , ,

Türkçe Rap Müziğin Hikâye Anlatıcıları – Storytelling

Türkçe Rap müziğin hikâye anlatıcıları. Kayra, Saian, Karaçalı… Edebiyat ve müzik “storytelling” tekniğinde buluşuyor.

Türkçe Rap Storytelling
- Reklam -
- Reklam -

Türkçe Rap müziğe mesafeli olanlardan mısınız? Rap’in yetersiz altyapılarla sıradanlaşmış, hızlı ve anlamsız sözlerle yüzeysel kalmış bir müzik türü olduğunu mu düşünüyorsunuz? Belki de doğru sanatçıyı dinlememişsinizdir. Peki edebiyat işin içine ne zaman giriyor? Hikâye anlatıcıları derken ne kastediyoruz? Türkçe Rap’te storytelling ne seviyede?

“yürüyorum arkama bakmadan
lakin sürümlerden kazanmıyor bile
adımlarım…

as beni meleğim
kendi karanlık rüyama”

- Reklam -

Bu bir şiir olmalı. Buram buram kafanıza vuran adımlar sürümlerinden kazanmıyor. Bu dizelerin Defolu Caddelerde Fotomontaj adlı bir parçaya ait olduğunu ve şarkının türünün Rap olduğunu söylesem, ne dersiniz?

İşte bu yazı, şimdiye dek Türkçe Rap müziğin ön planda olmamış bir akımının; edebiyattan nasıl da beslendiğini gözler önüne sermeyi amaçlıyor.

İlk başlarda Almanya’nın arka sokaklarında, gerçek olaylardan ortaya çıkmış bu müzik türü ve onun kolları önce gurbette Türk, Türkiye’de Gurbetçilerin dertlerini anlatarak karşımıza çıkar.

Türkçe Rap Müzik Hikâye Anlatıcıları Storytelling

Yaşanmışlıklar her şeyi insan bedeninde daha kabullenilebilir kılar. Kendisini bu anlatıların içindeki karakterler olarak gören binlerce kişi bir anda bu müziği kulağından dudaklarına taşımaya başlamıştır. Türkiye’de patlamayı Cartel yapmış olsa da Türkçe Rap için bu kültürün temellerini Islamic Force ve bu grubun kurulmasında emeği geçen Boe B atmıştır. Diğer isimlerden biri ise şimdilerde adını sıkça duyduğumuz Killa Hakan’dır. Sonrasında ise Ceza, Fuat, Sagopa Kajmer ve daha birçok isim bu işin Türkiye sınırları içindeki akışına yön vermiştir. Birçoğu zamanın kısıtlı imkanlarıyla yaptıkları büyük işlerle şimdilerde oldukça başarılı yerlere geldi.

Bu yazı Türkçe Rap’in kronolojik tarihi hakkında değil. O yüzden işin hikâye anlatıcıları (storytelling) boyutuna yavaş yavaş geçmek istiyorum.

Türkçe Rap’in Edebiyat ile Buluştuğu An

Gelelim tüm bu yaşanmışlıklar nasıl edebiyatla birleşiyor kısmına. Hikâye anlatıcıları da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Sokaktaki bu kültür zamanla içerisine çok çeşitli kültürleri almaya başlamış ve kendini harmanlamıştır. İsyan edebilme amacını taşıyarak çıkan Rap Müzik aslında devrimlere sebep olmuş edebiyatı içinde barındırmasa bir hayli garip olurdu.

2000’lerin başında vurdu kırdı, küfür ve serserilik olarak görülen rap müzik, toplumsal birçok olaya ışık tuttuğu gibi aynı zamanda şairane sözler üretmeye başlamıştır. Hikâyelerin, romanların, felsefenin ve psikolojinin çerçevesinde düşünebilen kendini farklı açılardan geliştirmiş insanların kendini bu müziğe ait hissetmesiyle beraber Türkçe Rap kendi içinde dünya rap müzik piyasasında bulunan Storytelling kısmında ilerleme kaydetmeye başlamıştır. Aslında Türkiye’de çok da yaygın olmasa da Storytelling, yani hikâye anlatıcılığı, kurgulanmış yahut bireyin başından geçen olayların ritimler üzerine serilmiş halidir.

Sarhos Palavralari ve Bekar Evinde Kor Sinekler
Sarhoş Palavraları ve Bekar Evinde Kör SineklerFarazi V Kayra

Ülkemizde Rap müzik kültürünün en başından bu yana kurmaca ile gerçekliğin iç içe geçtiği parçalar yapılmıştır. Kültürün, bu yönüyle ön plana çıkmış sanatçılardan bazılarından aşağıda biraz bahsedeceğiz.

Kayra

Türkçe Rap müziğin en önemli hikâye anlatıcılarından olan Kayra, Karabük’te çocukluğunun etkilerini demir çelik fabrikalarının gölgesinde anlatmaya başlamıştır. Zaman zaman sert, kimi zaman da herkesten nahif kullandığı diliyle anlattığı hikâyelere sarılıp uyumak istersiniz. Bir otogarda sabahlarken bulursunuz kendinizi, bir klozet başında hayat muhasebesi yaparken… Kusarken biri sorarsa, “Nasılsın? İyi misin?” diye, “Ayıpsın! Fevkaledeyim!” dersiniz. Sanatçının en çok dikkat çeken albümü altyapılarının birçoğuna hayat veren Farazi ile beraber yaptıkları Hayalet Islığı albümüdür. Bu albümün yanı sıra Bekar Evinde Kör Sinekler, Sarhoş Palavraları ve Nahoş Nidalar ile de oldukça etkileyici hikâyelere ritimler üzerinde imza atmıştır.

Farazi V Kayra – Bir Günlük Öldürün Beni
YouTube video

“Hikâyeden de olsa bir günlük öldürün beni. Fazla uzatmadan kapatalım bu defteri!”

Ağaçkakan

Tuhaf bir adam. Gerek söz seçimleriyle gerek bu sözleri harmanlayışı açısından düşünüldüğünde Ağaçkan tuhaf birisi. Ağaçkakan ekspresyonist bir hikâye anlatıcısı olarak tanımlanabilir. Dinlerken kendinizi altyapı müziğiyle başka evrenlere taşımalısınız. Anlattıkları harmandır. Sembolik kelime seçimiyle teknoloji, sanat, eski, yeni, garp ve şark kavramlarını mistik bir düzende dinleyebilirsiniz. Uzakları özlemek anlamına gelen Fernweh albümü ile dikkatleri üstüne çekmiştir. Da Poet, Farazi V Kayra ve Etnique Punch gibi isimlerle çalışmıştır.

- Reklam -
Ağaçkakan – Teneke Trampet
YouTube video

“Darmadağın kafamın içi galiba bu yolculuk histerisi. O kadar gitmek ki unutmak güzergahın ayak izlerini…”

Karaçalı

Sıradan bir rap müzik icracısı değil. Hiç olmadı. Karaçalı dinleyicileri onu başkalarına anlatırken bir şairden bahseder gibi konuşur. Şarkılarında kaybolur. Savaş yanlısı saçlardan kaçmazlar. Türkçe Rap’e sayısız albüm bahşetmiş Karaçalı kelimeleri dans ederek kullanır. Anlattıklarıyla dikkat çektiği gibi edebi yönünü ortaya koyuşuyla da Rap müzik kültürü için benzersiz bir parçadır. Yıllarca kendi kabuğuna çekilmiş ancak ısrarla beklenmiştir. Mezar Virtüözü, Şimdi Git Zombi gibi albümleriyle güncelliğini hiç kaybetmemiştir. Ara vermeden önce yayınladığı “Sesindeki Haziran” milyonların ağzında şu dizelerin yer almasını sağlamıştır:

“Mercedes gibi
Turkuaz gibi
Yaz gibi
Fazla bir mektup son bir şans gibi…”

Karaçalı – Sesindeki Haziran
YouTube video

Saian

SS Miğfer ya da Saian Sakulta Salkım olarak da bilinir. Şiir ve öykü türlerinden oldukça etkilenmiştir. Şarkılarını genellikle protest bir bakış açısıyla yazan Saian, tarih ve kelime bilgisi bakımından incelendiğinde kültüre olan katkısıyla Rap müziğin en önemli temsilcilerindendir. Feleğin Çemberine 40 Kurşun adlı parçası ile birçok tarihsel karakteri giyinmiş ve dinleyicilerine lirikal bir ziyafet sunmuştur.

Ece Ayhan, Edip Cansever, Aziz Nesin ve daha birçok şair ve yazardan etkilenmiştir. Saian’ın hikâye anlatıcılığı Başıbozuk 1 ve 2 albümleriyle en tepeye çıkmış ve bu albümlerinde sokak kültüründen yetişmiş Gaziosmanpaşa’dan İsmet karakterine hayat vermiştir. Aynı albümlerde protest tavrından ödün vermemiş, düzeni eleştirmekten asla çekinmemiştir.

Saian S. S. Miğfer – Feleğin Çemberine 40 Kurşun
YouTube video

“Her nasılsa mizacınız hem demokrat hem de nurcu, benim failim hâlâ meçhul adım Uğur Mumcu.“

Type Wheel

Type Wheel, Stammtisch ve Oyuk albümleriyle yeraltında bu tarzın takipçileri tarafından oldukça beğenilen ama diğerlerine nazaran daha az bilinen bir MC. Albümlerini çalma listesine koyduğunuzda saatlerce trenle yolculuk yapıp tekrar tekrar çalabilir yahut tekrar tekrar biletler alıp albümleri dinlemek isteyebilirsiniz. Derinden sarsan beat seçimleri ve yükselen vokaliyle size bir anda hayat denilen filmdeki rolünüzü sorgulatır.

Kan ve Kir, Arkadaşız Belki, 891 ve Toz gibi parçaları ile ön plana çıkmıştır. Type Wheel aynı zamanda Farazi V Kayra, Ağaçkakan gibi isimlerle de çalışmıştır. Kayra ile Oyuk albümünde beraber çalıştıkları Kırmızı Şal Görmüş İspanyol Boğası, kültürün diğer önemli temsilcisiyle yapılmış kalite kokan işlerden sadece bir tanesi.

Type Wheel – Arkadaşız Belki
YouTube video

“Tuhaf derim yakışmayan toprağın bağrına
Yine de kamuflajımdan sarkan aidiyet kolyesi
Bu tılsımın utancı yerine ölümü giyindirir
Ve kaybolur artık gölgesizdir gölgesi“

Etnique Punch

Etnik enstrümanlara, eskiye, mistisizme ve metaforik öğelere özleminiz mi var? Adından da müziğinden de sözlerinden de çıkartabileceğiniz gibi Etnique size bu özlemi dindirme şansı veriyor. Bulutlar üzerinde sigaranız ve şarabınızla serbest düşüş yaşamadan eğlenebiliyorsanız, istemsizce ritim tutuyorsanız, çalma listenize iyi bakın çünkü Etnique Punch’a denk gelmiş olabilirsiniz.

Eleştirel yanını kaybetmeden hikâyelerini hoyratça dile getiren Etnique Avantür, Sarhoş Baykuş ve Vinyet albümleriyle ön plana çıkmıştır.

Etnique Punch – Mantra
YouTube video

“Unutma, kaybolmak için evvela kaybetmek gerek.”

Sizin listeye eklemek istediğiniz hikâye anlatıcıları var mı? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.


* Konserden Çıkmış İnsan

Davut Kılıç

1993, Trabzon. Yeditepe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri mezunu. 2008’den beri hiphop kültürünün içinde yer almış, çeşitli sahnelerde sunucu ve MC olarak görev almıştır. Çalışmalarına İstanbul’da 7ADIM mahlasıyla devam etmektedir.

5 Yorum BULUNUYOR


  1. Avatar for OldFatGil-Galad OldFatGil-Galad dedi ki:

    Çok güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Bir Saian fanı olarak ben de birşeyler eklemek istiyorum:
    Aslında Saian’ın son eserleri edebi açıdan geçmiş parçalarından çok daha ileridedir. Özellikle Mübeccel ve Galata Kantosu gibi Ece Ayhan yorumlamalarından sonra gelen eserleri her ne kadar kendisi kabul etmekten kaçınsa da ne kadar büyük bir şair olduğunu gösterdi. Özellikle 2018’de çıkan Kırmızı Çiçeklinin Öyküsü ile hikaye anlatıcılığını başka bir boyuta taşımıştır.

    O ne şekilde tütün sararsa sarsın
    Yaktı mı yakardı birkaç cümle ve birkaç da anı
    Her ne kadar öykümüzün konusu bir başka da olsa
    Vardı her düz durumda bile ters bir yanı

  2. Avatar for Vanbilderass Vanbilderass dedi ki:

    Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık. Type Wheel gibi pek bilinmeyen isimlerden bahsedilmesi de güzel olmuş. Ben de Grejuva’yı ve eskilerden U.l.a.ş.ı önereyim. Grejuvanın, Oldeaf’ın albümündeki “kemer suikasti” parçası, U.l.a.ş’ın “behçetin öyküsü” parçası ve “veda öncesi ara sıcaklar” albümü önerimdir.

  3. Avatar for EmrecanDogan EmrecanDogan dedi ki:

    Beta Berk Bayındır’ın “Emrecan Smithy” adında bir karakter oluşturup parçalarında anlatması da bence kayda değer. Ama en çok Saian’ı takip ediyorum, hikâye anlatımında rakipsiz.

  4. Avatar for Seroo Seroo dedi ki:

    Bütün rapçileri dinlerim ama hiçbiri Sagopa Kajmer değil.
    Tüm rap parçalarını dinlerim hatta sadece rap dinlerim. Ama hiçbirini defalarca dinlemem…
    Baytar, Ateşten gömlek, Galiba, Terapi vb. hariç…
    Kulaklığımı takıp saatlerce rap dinlerim. Ama bir Düşersem Yanarım nakaratı kadar anlamlı değil.
    Hiçbiri de Kır Kalbini Ver Elime kadar ofansif değil.
    Türkiye’de rap müziği varsa ve gerçekten anlatılmak istenen anlatılıyorsa Sagopa Kajmer sayesindedir.

  5. Avatar for Mustafaizmirli Mustafaizmirli dedi ki:

    Güzel yazı olmuş elinize sağlık. Nereden nereye? Bir dönem muazzam bir kültür oluşturmuştu. Dinlemek bir yana direk icra edenler vardı. Rap değil sadece kafasının üstünde dönmek gibi… Ben dönmedim, mantıklı gelmedi, şimdi bakıyorum fıldır fıldır dönenler aile babası olmuş. Ciddi mi ciddiler ve çocuklarına yaklaşımı da öyle, sonra aklımda anılarım canlanıp gülme geliyor…

    Aslında Türkçe Rap denilince üzüldüğüm tek bir konu var: Dr Fuchs! Çoğu yeni nesil bilmez ama Ceza’yı radyoda duyup bağlantı kuran ve Nefret grubuyla asıl Türkçe Rap’i belirli bir aşamaya çıkartandır kendisi. Hatta Sagopa Samsun’dan yola çıkıp İstanbul’da onu bulmuş ve bu iş nasıl yapılıyor diyor sormuş gibi söylentiler de var. Sonra Neyim var ki, baytar, romantizma, KİTS albümleri geliyor. En sevdiklerim…

    Fuat’sa aynı dönemde rapin isyan kısmını icra etmişti ve şimdiyse çoğu yeni nesile yardımcı oluyor.

    Yıllar gelip geçti. Tabii YouTube yoktu ve biz kopya kasetlerle dinlerdik. Neden kopya kaset orijinal olanı alsaydın diye sormayın; zira yoktu. Satılmazdı. Çok çok zor bulurdun. Bulundu mu da arkadaşına çekip verir öyle öyle elden ele dağıtılırdı. Yani kopya yapan dinleyicilerdi, bir sektör değildi. Ancak Medcezir (Ceza) rahatça bulunan olmuştu. Ondan sonra zaten aldı gitti. İşte nereden nereye…

    Bir de norm ender var tabii. Eksik etek her yerde çalıyordu.

    O hep aynı dilekle yorumumu bitireyim: Ceza Sagopa barışsın ve “Neyim var ki 2” çıksın. :laughing:

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Oscar Wao'nun Tuhaf Kısa Yaşamı

Pulitzer Ödüllü “Oscar Wao’nun Tuhaf Kısa Yaşamı” Yeniden Raflarda

Nobel Ödüllü Olga Tokarczuk İmzalı "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" Çıktı

Nobel Ödüllü Olga Tokarczuk İmzalı “Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde” Çıktı