in ,

Unorthodox İncelemesi: Hazmetmesi Kolay Olmayan Bir Varoluş Hikâyesi

Unorthodox incelemesi yayında. Netflix’in ataerkil yaşamın nerede olursa olsun, kadınlara ve özgürlüklere nasıl etki ettiğini işleyen mini dizisi izlemeye değer mi?

Unorthodox inceleme netflix
- Reklam -
- Reklam -

Deborah Feldman’ın aynı isimli otobiyografik kitabından uyarlanan Netflix mini dizisi Unorthodox incelemesi sizlerle.

Ultra Ortodoks bir Yahudi komünitesinde yaşayan Esty’nin, çok katı kuralları olan bu kapalı dünyadan kaçış ve dış dünyada varoluş mücadelesine odaklanan Unorthodox; hazmetmesi zor ancak Türk izleyicisine o kadar da uzakta kalmayan bir yapım. Alman yönetmen Maria Schrader tarafından ekrana uyarlanan 4 bölümlük mini dizinin bir oturuşta tüketilecek birer saatlik bölümleri bulunuyor. Birçok duygu seline sürüklenmenize neden olacak dizi ayrıca 21 dakikalık kamera arkası bölümüne sahip.

26 Mart 2020 tarihinde Netflix’te yayınlanan bu mini dizi, tam da ihtiyacımız olan zamanlarda bize toplum ahlakı hakkında düşünme ve belki biraz da karamsarlıktan çıkabilme gücü veriyor. Unorthodox; Williamsburg, Brooklyn’de Hasidik Yahudileri’nden Sattar Cemaati’ne mensup 19 yaşındaki bir kadının (Esther Shapiro) özgürlüğüne giden yolunu konu ediyor. Baskının -içe doğru daralan bir şekilde- en dıştan en içe doğru indiğine dair çok güçlü bir anlatımı var. Bir otorite kurumundan (topluluğundan) başlayan geniş yasaklar ve katı kurallar dizisinin tabana yayıldıkça nasıl daha boğucu bir hâl alabildiğini, hangi açılardan insanın (özellikle burada kadının) hayatını cehenneme çevirebildiğini görmemiz hatta hissedebilmemiz mümkün.

- Reklam -

Esther’i oynayan Shira Haas‘ın diziyi tanımlaması şöyle:

“… Bu bir şekilde iki dünyayı da gösteren çok güzel ve benzersiz bir hikâye. Bu hikâye, Tanrının varlığı ya da benzeri bir konu ile ilgili değil bence. Daha çok, (insanın) bir sesinin olabilmesi ile ilgili.”

Diziye kaynaklık eden kitabın yazarı Deborah Feldman ise buna hiçbir zaman sahip olamadığını söylüyor. Hiçbir zaman sesini çıkaramadığı bir cemaatin parçası, annesiz ve babasız büyüyen bir Hasidik Yahudi olan Esty’nin hikâyesi işte tam olarak bu. Kadının yerinin “Holokost sonucu ölen Yahudilerin yerini alacak evlatlar doğurmak”tan başka bir şey olmadığı bir cemaatte, hayatını nasıl yaşayacağı kutsal metinler tarafından çok önceden belirlenmiş birisinin özgürlük arayışına tanıklık ediyoruz.

Yakından Tanık Olduğumuz Normlar: Çaresizliğin Ekrana Yansıması

Unorthodox incelemesi

Ülkemizde çoğu insanın ailesinden kaynaklı dindar baskısının hayatımızın çeşitli alanlarına sirayet ettiğini sıklıkla görmekteyiz. Bu ne yüzyıl ne de çağımızın “gelişmişliğini” dinliyor. Kısıtlamalar, yönlendirmeler, doğrudan engellemeler ve en azından “el âlem ne der” gibi düşüncelerle hayatımız parça parça karanlıklarla donatılmış durumda. İnsanların esasında kendine ait ve özel bir şekilde yaşaması gereken dini ve ahlakı artık toplumun sırtına koyulmakta. Doğal olarak da bu toplumda olmaması gereken bir yük oluşturmakta.

Sınırlandırmaları ve kısıtlı dünyayı oldukça yakından tanıyan ülkem vatandaşları (eğer izliyorlarsa) TV’lerde daha berbat ve iğrenç bir şekilde yayınlanan dizilerde buna maruz kalmakta. Aile içi şiddet, namus cinayetleri, kadının toplumdaki yeri gibi kavramlarla vıcık vıcık donatılmış dizilerden dolayı; Esty’nin ağır ve umutsuzluğa iten hikâyesi bize yabancı gelmeyecektir. Unorthodox’ta dini bir topluluğun baskı mekanizmalarının ve kısıtlamalarının topluluk içindeki bireylere etkisini görünce ülkemde olan işleyişe de kendi içimde dikkat çekiyor ve bu normlardan toplum olarak nasıl kurtulabileceğimiz hakkında endişe ediyorum.

Hasidizm ve İzole Bir Komün İçerisinde Yaşam

18. yüzyılda Doğu Avrupa’da ortaya çıkan Hasidizm esasında Ultra Ortodoks bir Yahudi hareketi. Dış dünyadan neredeyse izole bir biçimde hayatlarını sürdüren bu komün, kendi aralarında dizide de kullanılan Yiddiş dilini konuşuyorlar. Hatta bu kapalılık ve inanç öyle bir noktaya ulamış ki kendi aralarında dilleri dışında bir dil konuşmak ve çevrelerindeki modern dünya insanları gibi giyinmek bir günah, tanrının onları cezalandırması için bir hata olduğunu düşünüyorlar. Akıllı telefon, internet gibi modern dünya olanaklarına kadar izole olmuş durumdalar.

Unorthodox inceleme netflix

Bir diğer önemli düşünce yapısı ise Holokost vb. gibi Yahudileri hedef alan katliam ve soykırımlarda verilen kaybın onarılması ve bunun bir dini görev konumunda olması. Duygusal yönden yaklaşarak değerlendirecek olursam, oldukça üzücü bir noktaya ulaşsam da mantık yanımı çalıştırıp bu düşünceyi ele alırsam iğrendirici bir noktaya ulaşıyorum. Kadınların halihazırda yerinin olmadığı, hatta ve hatta kutsal kitaplarını okumaya bile izinlerinin olmadığı bir gerçeklikte onların üzerine bir de bu “görev” inancını ittirmiş olmaları oldukça sarsıcı. Adeta bir Margaret Atwood distopyasını andıran bu hikâyede ise New York’taki Sattar Hasidik Cemaati ele alınmış.

Bu noktadan sonra hikâyeyi derinlemesine inceleyeceğimiz için SPOILER (sürprizbozan) içeren bir bölüme geçmiş olacağız. İzlemeyenlerin keyfinin kaçmaması için bu dört bölümlük etkileyici eseri izledikten sonra yine buraya bekliyor olacağız.

Williamsburg’da Doğan Bir Özgürlük

Unorthodox, Amerika – Williamsburg’da açıyor gözlerini. Modern New York’un en ilginç bölgelerinden biri olan Williamsburg oldukça karma bir yapıya da sahip. Herkesin işine baktığı çok geniş bir dünyada biz içine sımsıkı sarılarak kapanmış bir komünün ortasına odaklanıyoruz. Ana karakterimiz Esty ile tanışmamız üzerine, bu sınırlandırılmış topluluktaki yazılmış kaderine baş kaldırmak için birkaçış planlamış ve bunu gerçekleştirmek üzere olduğunu da hemen fark ediyoruz. Mini bir dizi olduğundan çok normal bir şekilde karakter tanıtımının hemen üzerine bize neler izleyeceğimizi oturtmuşlar. Çok da hoş olmuş. Kendimizi bu direnişin içinde hissetmemizi kolaylaştırıyor.

Yine aynı sebeple olduğunu sandığım bir özellikle de karşılaşıyoruz. Zaman ve konum ikiye ayrılıyor ve dizinin anlatısı bir geri bir ileri şeklinde ilerlemeye başlıyor. Flashbacklerle bezenmiş bir dizi haline geliyor böylece Unorthodox. Esther’in evden neden kaçtığını ve topluluğun iç yapısını bir zaman diliminde takip ederken bir diğerinde ise kaçmış olan Esty’nin yaşama tutunma, sesini duyurma ve insanlara güvenme gibi konularını işlerken gerçek dünyada hayatta kalma mücadelesini izliyoruz.

- Reklam -

Esty’nin kaçışı şüphesiz kendi ailesinde, kocasının ailesinde ve komünitesinde huzursuzluk yaratıyor. Haham efendi, bu kaçışın başka kadınlara da kötü örnek olacağını savunarak Esty’nin kocası Yakov ve onun kuzeni Moische’ye Esty’i ne olursa olup bulup geri getirmekle görevlendiriyor. Bu nokta aklımızda bir nevi töre kovalamacası gelmiyor da değil. Gizli saklı yollar ardında bir takip çalışması yürüten ikili Esther’i bulmakta da başarılı oluyor. Geçmişe gidişimizde ise hikâye kendisini bize iyice bağlamış oluyor. Esty’in evlilik ve onun için belirlenmiş olanları yaşama yoluna doğru nasıl girdiğini ve bu süreçte neler yaşadığı bizi derinden etkilerken kendimizi şaşmaktan alıkoyamıyoruz.

Yeni, Gerçek Bir Dünyanın Pençesinde Genç Bir Hayalperest

netflix mini dizi

Dizide yaşanan ara ara geriye dönüşlerde bizlere esas olarak gösterilmek ve hissettirilmek istenen şeyler belli. Çekingen bir koca olan Yakov’un, ailesi tarafından bebek yapamaması üzerine Esty’e kurulan baskı; Esty’nin ve elbette komünitedeki diğer kadınların bir bebek makinesi olarak görülmesini sert biçimde eleştirmiş. Bu aşamaya gelene kalan alınan eğitim de (burada yalnızca evlilik üzerine verilen eğitim(!)den bahsediyorum) tatsız bir cabası adeta. Kadınların saçlarının görünmesine dahi tahammülü olmayan, bu nedenle kadınların saçlarını kazıyan ve onları peruk takmaya yahut örtünmeye bir şekilde zorlayan (bu şekilde eğiten) ataerkil otoritenin varlığını güçlü biçimde ortaya koyuyor Unorthodox.

Gerçek dünyamızda ise başlangıç çizgisini ancak yeni geçmeyi başarabilmiş bir Esty var karşımızda. Çünkü kendisinin gerçek dünyadan haberi bile yok. Berlin’e kaçmasıyla birlikte büyük bir kültür şoku yaşıyor. Öğrendiği her şeyi sorgulamaya ve hatta bunu yaparken ona toplumu tarafından dayatılanları ezmeye başlıyor. Böylesi büyük ve karma bir şehirde müzik öğrencilerinin yanında kendine bir yer edinen Esty, kırılmayan bir tabunun kalmadığı bu dünyada oldukça şaşkın bir durumda kalıyor. Berlin’de yaşayan annesini, eskiden kendisini terk ettiği için hiç affetmeyen ve ondan yardım istemeyi aklında bile geçirmeyen Esty, aynı zamanda evlenene kadar kira karşılığında bir kadından aldığı özel dersler sayesinde piyano eğitimi almış, müziğe yetenekli bir genç kadın.

Bu yeteneğini değerlendirebileceği ortamı, Berlin’de, konservatuarda buluyor. En başta tamamen tesadüfi ve ilgisinden yöneldiğini düşündüğüm konservatuarın daha derinlemesine aydınlanması yine izlediğimiz geçmişe dönük sahnelerle oluyor. Karşısında bu alanda çıkan insanlar ve fırsatlar sonucunda Berlin’de annesi dâhil kimseye muhtaç olmadan hayatta kalması için bir çıkış yolu buluyor Esty.

Unorthodox inceleme

Kapanış: Oyunculuk, Atmosfer, Saygı ve Unorthodox!

4 bölümden oluşan Unorthodox, hem sert hem de saygılı bir anlatımı ve güçlü oyuncuları ile Netflix‘te bir akşamınızı ona ayırmanızı bekliyor. Şu an için devam sezonu söz konusu değil. Öncelikle her ne olursa olsun çok tatsız ve kapalı bir komüne (anlayışa) dikkat çekseler de bunu yaparken amaçları öfke toplamak değil. Bunu tüm dizi boyunca hissettirdiği diğer duygular kadar kaliteli bir şekilde hissettiriyor. Hasidik Yahudileri’nden Sattar Cemaati’nin sığ yaşamını ve gerçek dünyadaki toplumun düşünceleri vurgularken dürüst ve saygılı bir biçimde aktarmış. Minik gelenek ayrıntılarını görebileceğiniz ve, “Aaa ne kadar da değişikmiş!” diyebileceğiniz ekler de yer yer mevcut.

Dina Doron (Babby), Alex Reid (Leah Mandelbaum Schwartz) ve Jeff Wilbusch (Moishe Lefkovitch) dizinin en kaliteli oyuncuları olarak başı çekiyor. Hele ki Jeff Wilbusch’un kötü karakter tiplemesi tadındaki ama ucundan da kendi içinde problemleri ve tanrıyla çözmesi gereken sorunları olan biri olduğunu bize anlatabilmesi büyük bir başarı.

Burada asıl parantez açmak istediğim kişiler ise baş karakterlerimizi oynayan Amit Rahav (Yanky) ve Shira Haas (Esther Shapiro). Amit bize Yanky’nin o çocuksu ve duygusal kişiliğini çok derinden ve içten vermeyi başarıyor. Bir an kendimizi ondan hoşlanmıyor olarak düşünürken sonra bakıyoruz ki onun için üzülüyoruz. Shira Haas’ın performansı ise ayrı bir tat… Cüssesi, mimikleri, sesinin titremesi… Adeta bu rol için biçilmiş kaftan. Üstelik çok da yetenekli. Bulunduğu sahnelerde geri kalan her şey ikinci plana atılıyormuş gibi hissettiriyor. Ona yoğunlaşmaktan çevresinde gerçekleşen olaylar sönük kalabiliyor. (Ya da hızlı geçiyormuş gibi geliyor.) Keşke bir bölüm fazla olsaymış da daha fazla detay ve arka dolgunluk sığdırılabilseymişler demekten kendimizi alamıyoruz. İkilinin sette çok yakın arkadaş olduğunu da eklemiş olayım son olarak.

Dizi İncelemesi

Sözü toparlamak gerekirse ülkemizde olmasından memnun olmadığımız şeyler var. Kadın cinayetleri, ayrımcılığın her türü, toksik kırılgan kişiliğe sahip erkek evlatların yetiştirilmesi, ataerkil otoritenin varlığı ve toplum üzerine yerleşmiş normlar bunlardan sayabileceğim yalnızca birkaçı. Unorthodox ülkemde bu gibi konulara maruz kalanların (özellikle kadınların) yakınlık hissedip kendilerinden bir şey bulabileceği ve hazmetmesi kolay olmayan bir eser. Kısa olmasına karşın bazı yerlerde yavaşlayan akışı, minik bağlam problemleri gibi şeyleri kenara bırakmak ve hakkını vermek lazım. Biraz düşünmek ve dünyanın neresi olursa olsun baskı mekanizmalarının, ataerkil toplumun bir şekilde yolunu bulduğunu veya böyle sığ düşüncelerin var olduğu görmek sizi şaşırtabilir.

Sizler Esty’nin kaçış ve gerçek dünyada varoluş mücadelesinin anlatıldığı Unorthodox dizisini izlediniz mi? Kayıp Rıhtım Forum üzerinden yorum ve eleştirilerinizi paylaşabilirsiniz.


* Atiye 2. Sezon İncelemesi

Ömer Faruk Avcı

19 yaşında, Eskişehir doğumlu. Hayallerim oldukça sayısal işlerde olsa da edebiyata ve yazarlığa tutku ve sevgiyle bağlı biriyim. Her alanda herkesten bir şeyler öğrenmeyi ve kendime bir şeyler katmayı çok seviyorum. Devam ettirmekte olduğum bir fantastik serim olmakla beraber aklımdan geçen her konuda içerik üretmeyi seviyorum ve bunları paylaşmak için her zaman can atıyorum. Ayrıca tam bir kahve aşığıyım.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Taika Waititi Our Flag Means Death

Our Flag Means Death: Taika Waititi’den Korsan Dizisi Geliyor

Hogwarts Legacy: Yeni Harry Potter Oyunu

Hogwarts Legacy Fragmanı: Yeni Harry Potter Oyunu 2021’de Geliyor!